pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Talha GURBETÇİ
Köşe Yazarı
Talha GURBETÇİ
 

MEMLEKET YARARI ORTAK NOKTA OLMALIDIR

     MEMLEKET YARARI ORTAK NOKTA OLMALIDIR               Son günlerde, CHP milletvekillerinden birisi; biz kanal İstanbulun yapılmaması için, elimizden gelen her şeyi yapacağız, demiş...  Yapılacak, Her şeye karşı olmak, ayrı bir özellik olsa, gerektir. Hep beraber göreceğiz. Eski yapılanlara karşı sergiledikleri tavır ve davranışlar devam edecek mi?               Yurdumuz siyasetçilerinin bir kısmı yapılan bazı şeylere karşı çıkmaya kendisini odaklamıştır. Bu gelenek çok partili döneme geçtiğimiz zamandan beri; gelenek haline gelmiştir. O dönemlerde Dünya gündeminde petrol olduğu için Dünyayı yöneten güçler; Türkiye’ nin, petrol aramalarını engellemişler, bu ihtiyaçlarının kendileri tarafından daha ucuz karşılanacağını belirtmişlerdir. Böylece, dışarıya bağımlılık başlamış ve artmıştır. Son yapılan araştırmalarda petrol çıkarmak adına yapılan çalışmalardan, sonuç almaya başlanması onun delilidir. Ekonomik alanda; bizi teslim almışlardır. Bu gün itibari ile; Milli gelirin yarıya yakını, dış ülkelere enerji karşılığı olarak para olarak ödenmektedir. O nedenle, tüm enerji araştırmalarına devam edilsin istiyoruz. Kazanılacak her başarı, dışa bağımlılığın daha azalması, demektir.               O zaman, Soruyorum size bu nasıl bağımsızlıktır? Kazandığın her liranın neredeyse; yarısını dış devletlere vermek mi bağımsızlıktır? Üstelik, bu Ülkede bağımsızlıktan yana olduğunu iddia eden kesimler, bu enerji açığını kapatmaya yönelik tüm çalışmalara karşı çıkmaktadırlar. Eğer güçlü bir Ülke olmaz isem; nasıl çalışan kesime daha dolgun ücret, asgari ücretle çalışana daha iyi para verebilirim? Ülkenin refah seviyesini nasıl yükseltirim? Enerjiyi böyle tüketerek, yabancılara hep muhtaç olarak, bu iş gerçekleşmez. Hatırlıyorum da bu zihniyet boğaz köprüsünün yapımına da karşı çıkmıştı. Araştırdığım zaman bakıyorum, en çok bu imkanlardan kendileri yararlanıyorlar. Hem, enerji kaynaklarının çoğaltılmasına karşı çıkacaksın, hem de o nimetlerden en fazla sen istifade edeceksin pes doğrusu. Peki bu açığı ortadan kaldırmak, yahut bu coğrafyanın insanını yabancılara bu alanda muhtaç etmemek için bir önerin var mı? Yok. O zaman insanın şöyle diyesi geliyor. Elektriği kullanmayın, cep telefonlarını atın, uçağa binmeyin, arabaları terk edin, elektrikle çalışan tüm ev aletlerini çöpe atın… Bakın o zaman; en fazla ona da karşı çıkan insanlar; bu projelere karşı çıkanlar olacaklardır. Bizi çağdaş yaşamdan mahrum mu etmek istiyorsunuz? diyeceklerdir.               Evet, siyaset yapılır. Rakip partiler arasında çeşitli fikir ayrılıkları olabilir. Metotlar, yaklaşım tarzları tartışılabilir. Ama, bunların üstünde bir memleket meselesi denilecek konular vardır ki; o konularda tüm siyasilerin ortak düşünmesi gerekir. Çünkü ortada Ülke yararı vardır. O zaman insana sorarlar; sen bu Ülkenin yararını istemiyor mu sun? diye. İşte o an oturup çok iyi düşünmek lazımdır. Batı ülkelerinde böyle şeyler gündeme geldiği  zaman; Ülke yararı her şeyin üzerinde tutulur. Doğru olanı budur.               Vatanımızda son zamanlarda nükleer enerji meselesi tartışılıp duruyor. Yapılsın mı? yapılmasın mı? Hemen birileri istemezüüük, dediler. Yani, Ben böyle fakir, yoksul yardıma muhtaç yaşamaya razıyım. Temel ihtiyaçlarımı bile zar, zor karşılyorum. Ülkemin kazandıkları paraları siz yabancı ülkelere enerji nedeni ile; her sene ödeyin. Bana tesis, mesis yapmayın. Ülke insanının çoğu böyle mi düşünüyor! Tabii ki HAYIR. Ülke insanı daha refah içerisinde, kimseye muhtaç olmadan kendi, kendine yeten bir Ülke olmayı istiyor. Neymiş efendim ya yapılacak tesis de, kaza olursa imiş. Çernobil de kaza olmadı mı? ne yaptık. Burnumuzun dibinde, Gürcistan da, Bulgaristan da daha eski teknolojilerle yapılmış olan nükleer santraller yok mu? Onların kaza yapması halinde; Türkiye zarar görmeyecek mi? Ülkesinin kalkınmasını ve gelişmesini istememenin siyaseten ne karı olur, anlamam. Ben siyaset adamı olsaydım Ülkenin üzerine konacak olan bir tuğlayı alkışlarla desteklerdim. Kim yaparsa yapsın sonuçta, Ülkem kazanacak derdim. Onunla gurur duyardım.               Beklentimiz o ki; Siyaset adamlarımız; Ülke yararını direkt ilgilendirecek bu türlü meselelerde; hem fikir olsunlar, İnsanımızın beklentisi budur. Siyaset tercih ve yorumlarının üzerinde; bir MEMLEKET meselesi ve Memleket yararı kavramı, siyasilerin ortak paydası olsun, diliyoruz. Çok şey istemiyoruz… Bir şeye karşı olmak çözüm değil, sen ona karşı ne yapacaksın? O, projeni ortaya koymak, çözüm alternatifi olabilir. Yoksa;  görüşünüz, kuru bir muhalefet anlayışı  olarak, ortada kalır.      
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2016 - Pazar

MEMLEKET YARARI ORTAK NOKTA OLMALIDIR

     MEMLEKET YARARI ORTAK NOKTA OLMALIDIR

               Son günlerde, CHP milletvekillerinden birisi; biz kanal İstanbulun yapılmaması için, elimizden gelen her şeyi yapacağız, demiş...  Yapılacak, Her şeye karşı olmak, ayrı bir özellik olsa, gerektir. Hep beraber göreceğiz. Eski yapılanlara karşı sergiledikleri tavır ve davranışlar devam edecek mi?
               Yurdumuz siyasetçilerinin bir kısmı yapılan bazı şeylere karşı çıkmaya kendisini odaklamıştır. Bu gelenek çok partili döneme geçtiğimiz zamandan beri; gelenek haline gelmiştir. O dönemlerde Dünya gündeminde petrol olduğu için Dünyayı yöneten güçler; Türkiye’ nin, petrol aramalarını engellemişler, bu ihtiyaçlarının kendileri tarafından daha ucuz karşılanacağını belirtmişlerdir. Böylece, dışarıya bağımlılık başlamış ve artmıştır. Son yapılan araştırmalarda petrol çıkarmak adına yapılan çalışmalardan, sonuç almaya başlanması onun delilidir. Ekonomik alanda; bizi teslim almışlardır. Bu gün itibari ile; Milli gelirin yarıya yakını, dış ülkelere enerji karşılığı olarak para olarak ödenmektedir. O nedenle, tüm enerji araştırmalarına devam edilsin istiyoruz. Kazanılacak her başarı, dışa bağımlılığın daha azalması, demektir.
               O zaman, Soruyorum size bu nasıl bağımsızlıktır? Kazandığın her liranın neredeyse; yarısını dış devletlere vermek mi bağımsızlıktır? Üstelik, bu Ülkede bağımsızlıktan yana olduğunu iddia eden kesimler, bu enerji açığını kapatmaya yönelik tüm çalışmalara karşı çıkmaktadırlar. Eğer güçlü bir Ülke olmaz isem; nasıl çalışan kesime daha dolgun ücret, asgari ücretle çalışana daha iyi para verebilirim? Ülkenin refah seviyesini nasıl yükseltirim? Enerjiyi böyle tüketerek, yabancılara hep muhtaç olarak, bu iş gerçekleşmez. Hatırlıyorum da bu zihniyet boğaz köprüsünün yapımına da karşı çıkmıştı. Araştırdığım zaman bakıyorum, en çok bu imkanlardan kendileri yararlanıyorlar. Hem, enerji kaynaklarının çoğaltılmasına karşı çıkacaksın, hem de o nimetlerden en fazla sen istifade edeceksin pes doğrusu. Peki bu açığı ortadan kaldırmak, yahut bu coğrafyanın insanını yabancılara bu alanda muhtaç etmemek için bir önerin var mı? Yok. O zaman insanın şöyle diyesi geliyor. Elektriği kullanmayın, cep telefonlarını atın, uçağa binmeyin, arabaları terk edin, elektrikle çalışan tüm ev aletlerini çöpe atın… Bakın o zaman; en fazla ona da karşı çıkan insanlar; bu projelere karşı çıkanlar olacaklardır. Bizi çağdaş yaşamdan mahrum mu etmek istiyorsunuz? diyeceklerdir.
               Evet, siyaset yapılır. Rakip partiler arasında çeşitli fikir ayrılıkları olabilir. Metotlar, yaklaşım tarzları tartışılabilir. Ama, bunların üstünde bir memleket meselesi denilecek konular vardır ki; o konularda tüm siyasilerin ortak düşünmesi gerekir. Çünkü ortada Ülke yararı vardır. O zaman insana sorarlar; sen bu Ülkenin yararını istemiyor mu sun? diye. İşte o an oturup çok iyi düşünmek lazımdır. Batı ülkelerinde böyle şeyler gündeme geldiği  zaman; Ülke yararı her şeyin üzerinde tutulur. Doğru olanı budur.
               Vatanımızda son zamanlarda nükleer enerji meselesi tartışılıp duruyor. Yapılsın mı? yapılmasın mı? Hemen birileri istemezüüük, dediler. Yani, Ben böyle fakir, yoksul yardıma muhtaç yaşamaya razıyım. Temel ihtiyaçlarımı bile zar, zor karşılyorum. Ülkemin kazandıkları paraları siz yabancı ülkelere enerji nedeni ile; her sene ödeyin. Bana tesis, mesis yapmayın. Ülke insanının çoğu böyle mi düşünüyor! Tabii ki HAYIR. Ülke insanı daha refah içerisinde, kimseye muhtaç olmadan kendi, kendine yeten bir Ülke olmayı istiyor. Neymiş efendim ya yapılacak tesis de, kaza olursa imiş. Çernobil de kaza olmadı mı? ne yaptık. Burnumuzun dibinde, Gürcistan da, Bulgaristan da daha eski teknolojilerle yapılmış olan nükleer santraller yok mu? Onların kaza yapması halinde; Türkiye zarar görmeyecek mi? Ülkesinin kalkınmasını ve gelişmesini istememenin siyaseten ne karı olur, anlamam. Ben siyaset adamı olsaydım Ülkenin üzerine konacak olan bir tuğlayı alkışlarla desteklerdim. Kim yaparsa yapsın sonuçta, Ülkem kazanacak derdim. Onunla gurur duyardım.
               Beklentimiz o ki; Siyaset adamlarımız; Ülke yararını direkt ilgilendirecek bu türlü meselelerde; hem fikir olsunlar, İnsanımızın beklentisi budur. Siyaset tercih ve yorumlarının üzerinde; bir MEMLEKET meselesi ve Memleket yararı kavramı, siyasilerin ortak paydası olsun, diliyoruz. Çok şey istemiyoruz… Bir şeye karşı olmak çözüm değil, sen ona karşı ne yapacaksın? O, projeni ortaya koymak, çözüm alternatifi olabilir. Yoksa;  görüşünüz, kuru bir muhalefet anlayışı  olarak, ortada kalır. 

 
 
 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.