pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Bu başlı başına bir başarıdır.

Seçimler bitti ancak muhalefet tabanı, özellikle de CHP’li ve İYİ Partili gençler sosyal medyaya yansıyan tepkilerine bakılırsa bir noktada takılıp kalmışlar. Kemal Kılıçdaroğlu yerine neden Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş tercih edilmedi? Bu soru aslında yeni değil. Dönelim ocak ayına… Altılı masanın “Yıpranmasın” diye adını gizli tuttuğu ortak adayın aslında Kemal Kılıçdaroğlu olduğu netleşince, büyük bir hayal kırıklığı oluşmuştu. Kılıçdaroğlu’na yönelik, “Aday olma!” paylaşımları, pankartları, sloganları ve CHP Genel Merkezi önündeki münferit eylemler yapılsa da bu seslere pek kulak verilmedi. Gençlerin, tabanının, sosyal medyanın, en önemlisi de en büyük ittifak ortağı Meral Akşener’in dillendirdiği “kazanamayacak aday” korkusunu Kemal Kılıçdaroğlu ile çevresindekiler görmemiş olabilir mi? Anlaşılan böyle bir tehlikeyi hissetmemişler bile. Yeri gelmişken bir konuda Kemal Bey’in hakkını teslim etmek gerekiyor. Masayı kurdu, uçtan uca farklı fikirlerdeki liderleri etrafında topladı ve adaylığını ilân edecek bir zemin inşa etti. Bu başlı başına bir başarıdır. Ancak aday olmak, ilân edilmek, desteklenmek “kazanmaya” dönüşmedi. Kılıçdaroğlu 15 gün içinde bir değil, genel seçimler dâhil üç kez kaybetse de kararlılığını sürdürüyor. Öyle görünüyor ki şimdi de Genel Başkanlığı bırakmamayı garantiye almayı başardı.   Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına kimlerin inandırdığı da önemli. İki örnek vereceğim. Biri seçimden hemen sonra Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın sıcağı sıcağına yaptığı şu açıklama: “Bu, ‘Seçim kazandık’ diyenlerin kaybettiği, kaybettiği zannedilen Millet İttifakı ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazandığı bir seçimdir. Elbet bir gün tarih hükmünü icra edecektir.” Savunma, özeleştiri beklerken böyle üste çıkmayı, gerçek bir CHP’li, solcu gibi solcu asla yapmaz. Yaptırmazlar. Ortada çifte hezimet varken, üzerine edebiyat parçalayıp “Kazandık” demek için eski Merkez Sağcı bir siyasetçi olmak gerekiyor zaten. Kılıçdaroğlu’nun, AK Parti ve Erdoğan seçmeninden kendisine oy taşıma beklentisi ile partisine kattığı Saadet Partisi’nin rolü adaylık sürecinde çok önemliydi. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, Akşener’in masayı terk etme krizine rağmen Saadet Partisi Genel Merkezi’nde ilân edilmiş ve Temel Karamollaoğlu konuşmasında Berat Kandili günü olduğuna vurgu yapma gereği dahi duymuştu. Bu arada Kılıçdaroğlu’nun dev posterinin CHP dışında asıldığı tek parti binası da Saadet Partisi olmuştu.   Tam burada 30 Aralık gününe gitmek gerekiyor. Temel Karamollaoğlu verdiği bir röportajda, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a çok net karşı çıkarak adayın neden Kemal Kılıçdaroğlu olması gerektiğini şöyle temellendirmişti: “İmamoğlu’nu ya da Yavaş’ı istiyoruz, onlardan biri aday olurlarsa mutlaka kazanır demek cahilce bir iddia. Erdoğan’ın politik birikimini mali imkânlarını yargıdaki imkânlarını hafife alıyorlar. Erdoğan buldozer gibi ezip geçer.” Karamollaoğlu, hem oturduğu masayı hem de kamuoyunu “Erdoğan ile” ikna etme yolunu seçti ve başarılı oldu. İmamoğlu ve Yavaş’ın önünü tıkayan, Meral Akşener’i bu yolda yalnızlaştıran da belli ki Karamollaoğlu olmuş. Masadaki kriz esnasında, Karamollaoğlu’nun Akşener’e “Yeter artık sizden çektiğimiz” şeklinde tepki gösterdiğini İYİ Parti’den servis edilen kulislerden okumuştuk.   Herkes biliyor ki Akşener ve İYİ Parti tabanı Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu isimlerinden birinin aday olmasını istiyordu. CHP’li gençler de aynı talepleri dile getirdiler. Ancak Akşener dışında masadaki tüm liderler Kılıçdaroğlu’nun adaylığını peşinen desteklediler. Tesadüf bu ya “aday Kılıçdaroğlu” diyen dört lider de partilerini CHP listelerinden seçimlere soktular ve Meclis’e girdiler. Yani muhalefetin kazananları oldular. Kemal Kılıçdaroğlu ise iki kulvarda da kaybettiğini inkâr ediyor. Bu durumda masanın tek kaybedeni Meral Akşener oluyor. Üstelik bugünleri görmesine, tüm itirazları etmesine, rest çekmesine, linç yemesine ve partisinin vekil sayısı bir sandalye de olsa artırmasına rağmen kaybetti ve Akşener şimdi partisini kongreye götürecek ve belki de koltuğunu devredecek. İYİ Parti lideri, henüz adaylık tartışmaları yaşanırken çıktığı FOX TV’de 14 Mayıs sonrasını işaret ederek, yanlış adayla seçimlere girip kaybedilmesi halinde büyük bir hesaplaşma olacağı uyarısını yapmış ve şunun altının çizmişti: “O bitmeyen rövanş ortaya konur.”  Akşener’in seçim sürecinde maruz kaldıkları ve sineye çektikleri, politikanın normal seyrinde olmayacak gelişmelerdi. Belki de hem bu birikmişlerin hesabını görmek hem de o hesaplaşmayı yapmak için aday olmayacak… Millet İttifakı’nın kaderi, geleceği ve masanın devrilip devrilmeyeceği Akşener’in ellerinde görünüyor. Seçimlerden önce “Yolumuza sensiz devam ediyoruz” diyenler aynı tavrı bugün alamazlar. İpler şimdi Akşener’in elinde. Bekleyip göreceğiz…
Ekleme Tarihi: 01 Haziran 2023 - Perşembe

Bu başlı başına bir başarıdır.

Seçimler bitti ancak muhalefet tabanı, özellikle de CHP’li ve İYİ Partili gençler sosyal medyaya yansıyan tepkilerine bakılırsa bir noktada takılıp kalmışlar. Kemal Kılıçdaroğlu yerine neden Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş tercih edilmedi? Bu soru aslında yeni değil. Dönelim ocak ayına… Altılı masanın “Yıpranmasın” diye adını gizli tuttuğu ortak adayın aslında Kemal Kılıçdaroğlu olduğu netleşince, büyük bir hayal kırıklığı oluşmuştu.
Kılıçdaroğlu’na yönelik, “Aday olma!” paylaşımları, pankartları, sloganları ve CHP Genel Merkezi önündeki münferit eylemler yapılsa da bu seslere pek kulak verilmedi.
Gençlerin, tabanının, sosyal medyanın, en önemlisi de en büyük ittifak ortağı Meral Akşener’in dillendirdiği “kazanamayacak aday” korkusunu Kemal Kılıçdaroğlu ile çevresindekiler görmemiş olabilir mi? Anlaşılan böyle bir tehlikeyi hissetmemişler bile. Yeri gelmişken bir konuda Kemal Bey’in hakkını teslim etmek gerekiyor. Masayı kurdu, uçtan uca farklı fikirlerdeki liderleri etrafında topladı ve adaylığını ilân edecek bir zemin inşa etti. Bu başlı başına bir başarıdır. Ancak aday olmak, ilân edilmek, desteklenmek “kazanmaya” dönüşmedi. Kılıçdaroğlu 15 gün içinde bir değil, genel seçimler dâhil üç kez kaybetse de kararlılığını sürdürüyor. Öyle görünüyor ki şimdi de Genel Başkanlığı bırakmamayı garantiye almayı başardı.
 
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına kimlerin inandırdığı da önemli. İki örnek vereceğim. Biri seçimden hemen sonra Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın sıcağı sıcağına yaptığı şu açıklama: “Bu, ‘Seçim kazandık’ diyenlerin kaybettiği, kaybettiği zannedilen Millet İttifakı ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazandığı bir seçimdir. Elbet bir gün tarih hükmünü icra edecektir.”
Savunma, özeleştiri beklerken böyle üste çıkmayı, gerçek bir CHP’li, solcu gibi solcu asla yapmaz. Yaptırmazlar. Ortada çifte hezimet varken, üzerine edebiyat parçalayıp “Kazandık” demek için eski Merkez Sağcı bir siyasetçi olmak gerekiyor zaten.
Kılıçdaroğlu’nun, AK Parti ve Erdoğan seçmeninden kendisine oy taşıma beklentisi ile partisine kattığı Saadet Partisi’nin rolü adaylık sürecinde çok önemliydi. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, Akşener’in masayı terk etme krizine rağmen Saadet Partisi Genel Merkezi’nde ilân edilmiş ve Temel Karamollaoğlu konuşmasında Berat Kandili günü olduğuna vurgu yapma gereği dahi duymuştu. Bu arada Kılıçdaroğlu’nun dev posterinin CHP dışında asıldığı tek parti binası da Saadet Partisi olmuştu.
 
Tam burada 30 Aralık gününe gitmek gerekiyor. Temel Karamollaoğlu verdiği bir röportajda, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a çok net karşı çıkarak adayın neden Kemal Kılıçdaroğlu olması gerektiğini şöyle temellendirmişti: “İmamoğlu’nu ya da Yavaş’ı istiyoruz, onlardan biri aday olurlarsa mutlaka kazanır demek cahilce bir iddia. Erdoğan’ın politik birikimini mali imkânlarını yargıdaki imkânlarını hafife alıyorlar. Erdoğan buldozer gibi ezip geçer.”
Karamollaoğlu, hem oturduğu masayı hem de kamuoyunu “Erdoğan ile” ikna etme yolunu seçti ve başarılı oldu. İmamoğlu ve Yavaş’ın önünü tıkayan, Meral Akşener’i bu yolda yalnızlaştıran da belli ki Karamollaoğlu olmuş. Masadaki kriz esnasında, Karamollaoğlu’nun Akşener’e “Yeter artık sizden çektiğimiz” şeklinde tepki gösterdiğini İYİ Parti’den servis edilen kulislerden okumuştuk.
 

Herkes biliyor ki Akşener ve İYİ Parti tabanı Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu isimlerinden birinin aday olmasını istiyordu. CHP’li gençler de aynı talepleri dile getirdiler.

Ancak Akşener dışında masadaki tüm liderler Kılıçdaroğlu’nun adaylığını peşinen desteklediler. Tesadüf bu ya “aday Kılıçdaroğlu” diyen dört lider de partilerini CHP listelerinden seçimlere soktular ve Meclis’e girdiler. Yani muhalefetin kazananları oldular.
Kemal Kılıçdaroğlu ise iki kulvarda da kaybettiğini inkâr ediyor. Bu durumda masanın tek kaybedeni Meral Akşener oluyor. Üstelik bugünleri görmesine, tüm itirazları etmesine, rest çekmesine, linç yemesine ve partisinin vekil sayısı bir sandalye de olsa artırmasına rağmen kaybetti ve Akşener şimdi partisini kongreye götürecek ve belki de koltuğunu devredecek.
İYİ Parti lideri, henüz adaylık tartışmaları yaşanırken çıktığı FOX TV’de 14 Mayıs sonrasını işaret ederek, yanlış adayla seçimlere girip kaybedilmesi halinde büyük bir hesaplaşma olacağı uyarısını yapmış ve şunun altının çizmişti: “O bitmeyen rövanş ortaya konur.” 
Akşener’in seçim sürecinde maruz kaldıkları ve sineye çektikleri, politikanın normal seyrinde olmayacak gelişmelerdi. Belki de hem bu birikmişlerin hesabını görmek hem de o hesaplaşmayı yapmak için aday olmayacak… Millet İttifakı’nın kaderi, geleceği ve masanın devrilip devrilmeyeceği Akşener’in ellerinde görünüyor. Seçimlerden önce “Yolumuza sensiz devam ediyoruz” diyenler aynı tavrı bugün alamazlar. İpler şimdi Akşener’in elinde. Bekleyip göreceğiz…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.