pendik escort bayan
ak
Sema Coşkun Ünal
Köşe Yazarı
Sema Coşkun Ünal
 

MAVİ GÖKLERİN BEYAZ VE KIZIL SÜSÜ

Yeni düzen bize bayrağımızı korumayı ve gururla taşımayı da öğretti azizim.. Saçma gelmesin, şunu demek istiyorum.Çocukluğumda Türkiye Bayrağımız ekseriyetle  evinde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafının duvarda asılı oldugu evlerde görürdüm. Ve tabii bir de şehitlerimizin ve gazilerimizin evlerinde de. Onlar istisna ......Ekseriyetle Kemalist naralar atan insanların elinde olurdu Türkiye Bayrağımız.. " Duvarda asılı bu fotoğrafa (veya heykele) ve Bayrağımıza biat edeceksiniz " tavrıyla yaklaşılırdı..  Bizler örümcek kafalı ilan edilir, türbe böceği muamelesi görürdük. Camiileri dolduranlar onlara göre eğitimsiz , cühela tayfasıyla doluydu.. İmam Hatipliler dışlanmalı, irticai faaliyetlerinin yuvası olarak kapatılmalıydı..Öyle sahiplenirlerdi ki Ay Yıldızlı Bayrağımızı asıl yerimizin , yurdumuzun onların gösterdikleri adresin, yani Arabistan veya İran olduğunu zannetmeye bile başlamıştık.. Dedelerimizin, ninelerimizin kanlarıyla sulanan topraklarımızda iğreti dururduk o zihniyete göre..Ortaçağın karanlık dönemini andıran o günleri geride bıraktık elhamdülillah..Her ne kadar İstiklâl Marşımızın  bütün kıtaları ezberletilip her kelimesi tek tek tahlil ettirilerek bizlere öğretilmis ve gerçekten hayranlıkla onu tanımanın gururunu yaşamış olsak da, sanki onu taşımak bize düşmez gibi gelirdi. Yani özetle muhafazakâr dindar olmayanlar  tutabilirdi bayrağımızı. Öyle sıkı tutarlardi ki bize yâr edilmezdi.Ülkenin gercek sahipleri edasındaydılar ve ötelenirdik. Onlarin bu tutumu yüzünden Türkiye Bayrağımızı  dalgalandırınca onlardan biri oldugumuzu zannederdik ve onlardan olmayı hiç istemezdik.. Cocuk akli işte...Bugün ise durum artık daha başka..  Bayrağımız sadece tek bir düşünceye aitliğinden kurtuldu. Şehitlerimizin kanıyla sulanan topraklarımızda yetişen vatanseverlerin sadece evlerinde değil; yüreklerinde dalgalanır oldu... Öyle yerleşti ki içimize büyüklerimizden miras kalan bu mukaddes emanet; artık sökselerde yüreklerimizi yerlerinden, onu gercek vatanseverlerden yani bizlerden  asla koparamayacaklar hale geldi..Artık herbirimiz daha iyi bildik, bilinçlendik. Vatana olan sevgimiz imanımızdandı.. Rabbimiz bizlere hakkıyla bayrağımıza sahip çıkmayı nasip eylesin..Ne güzel anlattın sen bu aşkı Ey Arif Nihat Asya...Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,Işık ışık, dalga dalga bayrağım!Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanınMezarını kazacağım.Seni selâmlamadan uçan kuşunYuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...Gölgende bana da, bana da yer ver.Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:Yurda ay yıldızının ışığı yeter. ...
Ekleme Tarihi: 13 Şubat 2016 - Cumartesi

MAVİ GÖKLERİN BEYAZ VE KIZIL SÜSÜ


Yeni düzen bize bayrağımızı korumayı ve gururla taşımayı da öğretti azizim.. 
Saçma gelmesin, şunu demek istiyorum.
Çocukluğumda Türkiye Bayrağımız ekseriyetle  evinde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafının duvarda asılı oldugu evlerde görürdüm. 
Ve tabii bir de şehitlerimizin ve gazilerimizin evlerinde de. Onlar istisna ......
Ekseriyetle Kemalist naralar atan insanların elinde olurdu Türkiye Bayrağımız.. " Duvarda asılı bu fotoğrafa (veya heykele) ve Bayrağımıza biat edeceksiniz " tavrıyla yaklaşılırdı..  
Bizler örümcek kafalı ilan edilir, türbe böceği muamelesi görürdük. 
Camiileri dolduranlar onlara göre eğitimsiz , cühela tayfasıyla doluydu.. 
İmam Hatipliler dışlanmalı, irticai faaliyetlerinin yuvası olarak kapatılmalıydı..
Öyle sahiplenirlerdi ki Ay Yıldızlı Bayrağımızı asıl yerimizin , yurdumuzun onların gösterdikleri adresin, yani Arabistan veya İran olduğunu zannetmeye bile başlamıştık.. 
Dedelerimizin, ninelerimizin kanlarıyla sulanan topraklarımızda iğreti dururduk o zihniyete göre..

Ortaçağın karanlık dönemini andıran o günleri geride bıraktık elhamdülillah..

Her ne kadar İstiklâl Marşımızın  bütün kıtaları ezberletilip her kelimesi tek tek tahlil ettirilerek bizlere öğretilmis ve gerçekten hayranlıkla onu tanımanın gururunu yaşamış olsak da, sanki onu taşımak bize düşmez gibi gelirdi. 
Yani özetle muhafazakâr dindar olmayanlar  tutabilirdi bayrağımızı. 
Öyle sıkı tutarlardi ki bize yâr edilmezdi.
Ülkenin gercek sahipleri edasındaydılar ve ötelenirdik. 
Onlarin bu tutumu yüzünden Türkiye Bayrağımızı  dalgalandırınca onlardan biri oldugumuzu zannederdik ve onlardan olmayı hiç istemezdik.. Cocuk akli işte...
Bugün ise durum artık daha başka..  
Bayrağımız sadece tek bir düşünceye aitliğinden kurtuldu. 
Şehitlerimizin kanıyla sulanan topraklarımızda yetişen vatanseverlerin sadece evlerinde değil; yüreklerinde dalgalanır oldu... 
Öyle yerleşti ki içimize büyüklerimizden miras kalan bu mukaddes emanet; artık sökselerde yüreklerimizi yerlerinden, onu gercek vatanseverlerden yani bizlerden  asla koparamayacaklar hale geldi..
Artık herbirimiz daha iyi bildik, bilinçlendik. 
Vatana olan sevgimiz imanımızdandı.. 
Rabbimiz bizlere hakkıyla bayrağımıza sahip çıkmayı nasip eylesin..

Ne güzel anlattın sen bu aşkı Ey Arif Nihat Asya...

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
 
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
 
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
 
...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.