pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Ömer Emir DOĞAN
Köşe Yazarı
Ömer Emir DOĞAN
 

EĞİTİMİN KARASI "KARMA" OLMASI

EĞİTİMİN KARASI, “KARMA” OLMASI 19. Milli Eğitim Şurasının henüz yapıldığı ve tavsiye niteliğindeki kararlarının hararetle tartışıldığı bu günlerde, karma eğitim uygulamasının yeterince ve gerektiği ölçüde tartışılmaması, eğitim sorunlarının sorun olarak kalmaya devam edeceği, sorun olarak kaldıkça da çözümün çok daha zorlaşacağı şeklindeki görüşleri doğrular nitelikte. Yakın zamanda, “Karma Eğitim, Türkiye’de Ve Dünyadaki Uygulamalar” başlıklı bir konferansa katılma imkânı buldum. Doç. Dr: Abdulhalim Ulaş, Ümit Vakfı Organizesinde gerçekleştirilen programda, karma eğitim sistemine dair dünyadan ve Türkiye’den örneklerle değerlendirmelerde bulundu. Konferans öncesinde, Eğitimci Mehmet Kara küçük bir girizgâh ile binlerce eğitimcinin derdini dile getirmiş oldu: "Eğitimde materyalist bakış açısı devam ediyor. Evrim teorisi sanki tartışılmaz bir gerçek gibi okullarda hâlâ okutuluyor. Materyalist bakış, ilkokul kitaplarında dahî yer almakta. Bu kitaplarda madde;  doğal ve yapay olmak üzere tasnif edildikten sonra; “doğal madde”, kendiliğinden oluşan maddedir, şeklinde tarif ediliyor. Gece, gündüz ve mevsimler; dünyanın ve güneşin dönme hareketleri sonucunda oluşuyor deniliyor. Yani her şey kendiliğinden oluyor şeklindeki maddeci açıklama biçimi. Peki ALLAH nerede o halde… Böyle şey olur mu?” Mehmet Kara, Suç, ayıp, günah kavramlarının eğitimin temeline yerleştirilmesi gerektiğini, bizim eğitim sistemimizde sadece suç kavramının öğretildiğini belirterek sözü Akademisyen Abdülhalim Ulaş’a bıraktı. A.Ulaş, dünyada karma eğitim konusunun, biz de olduğu gibi ideolojik olarak değil, bilimsel esaslara göre ele alındığını belirterek, kendisinin de konuyu “eğitim-bilim” açısından ele aldığını idade etti. Ulaş: “Öncelikle; Türkiye de eğitim, kesinlikle iyiye gitmiyor. Bu ülkenin ekonomisi, işsizliği, gelişmemişliği v.s düzeltilebilir, bu sorunlara çözümler bulunabilir. Ama iyiye gitmeyen eğitim sorunu düzeltilemezse, telafi edilemez kayıplar yaşanmak üzeredir. 1927 yılında, ülkemizde karma eğitimi öngören bir yasa tasarısı hazırlanıyor. Bu yasa tasarısına o zamanın Talim Terbiye Kurulu karşı çıkıyor. Buna rağmen, Maarif Vekili tasarıyı uygulamaya koyuyor. O günden sonra, eğitim sistemimiz karma.(Karma-katma da diyebiliriz herhalde.)  Hâttâ, Bakan Metin Bostancıoğlu zamanında, dersanelerde de karma eğitim yapılır hükmü getirilmiştir. Peki, dünyada durum nedir? Avustralya’da,  eğitim bakanı karma eğitim konusunu 2000 yılında araştırmış, araştırma sonunda karma olmayan eğitimde yüzde 15 ile yüzde 22 oranında başarının arttığı görülmüştür. ABD’ de de konu tartışılmış ve sonunda kız ve erkekler için ayrı sınıflar açılmasının teşvik edilmesi kararı çıkmıştır. 1995 yılında ayrı eğitim için başvuru yapılmıştır. Wellesley Kız Koleji ‘nin kapısında “Erkek Öğrenci Giremez” yazar. Başarı karma eğitimde yüzde 55 iken, diğer bütün imkânlar aynı olmasına karşın, sadece erkeklerde yüzde seksen beşe kadar çıkmıştır. Casey Vakfı Araştırmalarında, bayanların % 39’u her gün tacize uğradıkları, arkadan tacize uğrayanların oranının ise % 89 olduğu, liseli kızlarda doğum oranı ise % 16 olarak tespit edilmiştir. İngiltere de,  A level ve GCSE (ÖSS Benzeri bir sınav) sonuçlarına göre; ilk üçe giren öğrenciler, özel okul öğrencileridir. İlk 50 dereceye giren öğrencilerden 27 tanesi kızdır ki bu öğrenciler aynı zamanda kız lisesi mezunudur. Çünkü bu kızların etraflarında, kendilerini etkileyecek ve yargılayacak erkekler yoktur. Aynı şekilde; erkek öğrencilerin dikkati, kız öğrencilerin olmadığı ortamlarda daha az dağılmaktadır.  Böyle ortamlarda “acaba kızlar ne düşünür?” düşüncesinden uzak olunmaktadır. Norveç: Oslo da 15-16 yaş grubundaki öğrenciler haftada 4 saat ayrı sınıflara alınmış ve başarılarında artışlar görülmüştür. Kanada da Toronto Devlet Okulları Müdürlüğü 200 defa toplantı yaparak bir araştırma yapmış ve sonunda ayrı sınıflarda eğitim yapılan “300 Sınıf Projesi’ne karar vermişlerdir. Sonuçta 10 kat disiplin cezası ve 3 kat okuldan uzaklaştırma cezası azalmış, başarı artmıştır. Almanya’nın dünyaca ünlü dergisi DER SPİGEL şu manşeti atmıştır: “Yüzyılın en büyük pedagojik yanlışı karma eğitim, karaya oturdu.”  Almanya da elektronik mühendislerinin yalnızca % 4’ü, diğer mühendislerin % 7’si, bilim insanlarının yalnızca % 6’sı kadınlardan oluşmaktadır. TÜRKİYE’de ise, Yeditepeli Şehirde bir Üniversitede, 532 üniversiteli kız üzerinde yapılan bir araştırmada % 32’sinin tecavüze uğradığı sonucu ortaya çıkmıştır. Prof. Dr: Sefa SAYGILI, karşı cinse ilginin dikkat dağınıklığına neden olduğunu söylüyor. Eğitimde bireysel farklar esastır. İki farklı cinsin beyin yapıları da farklıdır. Nörobilimsel çalışmalar bu durumu ortaya koymaktadır. Beyindeki kan akışının dahi farklı olduğu ortaya çıkmıştır. Kızlarda dil ve küçük kaslar, erkeklere göre 6 yıl daha önce gelişmektedir. Hafıza açısından ise; erkekler 4 yıl daha öndedirler. Karşı cinslerin birbirlerine âşık olması, mesajlaşmalar, kavgalar, kıskançlıklar, taciz, gebelik v.b karma eğitimde artış göstermektedir. Karma eğitimin faydalı olduğunu savunan araştırmalarda vardır. Fakat bunların oranı yüzde 1-2 kadardır. Elbette karma olmayan bir eğitim ile çocuğunuzu tam anlamıyla korumuş olmuyorsunuz. Çocuğunuzu eve kapatsanız bile, wifi varsa, akıll telefon varsa, internet varsa; kilit yok demektir.” Madem demokrasiden bahsediyoruz, o halde eğitim konusunda da insanlara seçme hakkı verilmelidir. Tüm topluma karma eğitimin dayatılması yanlıştır. Karma eğitim yanında, sadece kız öğrencilerin ya da erkek öğrencilerin eğitim gördüğü okullar yapılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. İsteyen, istediği okulda eğitim görmeyi tercih edebilmelidir. Her ne kadar karma eğitimi eleştiren bazı siyasiler sonradan bu konuyu ağızlarına almaktan imtina etseler de özellikle eğitim sendikaları ve sivil toplum kuruluşları bu işin peşini bırakmamalı ve kitlesel eylemlerle ısrarlarını göstermelidirler. Konuyla ilgili uluslar arası boyutta paneller düzenlenmelidir. Aksi halde; neslimizin okumaktan anladığı; aşk mektupları okumak, yazmaktan anladığı da aşk-meşk yazıları yazmak olarak kalacaktır. Sadece okuyup-yazmakla kalsalar, ehveni şer sayar geçerdik belki. Her neyse işte… Kısaca; “Karma değil, demokratik eğitim istiyoruz.”    
Ekleme Tarihi: 12 Ocak 2015 - Pazartesi

EĞİTİMİN KARASI "KARMA" OLMASI

EĞİTİMİN KARASI, “KARMA” OLMASI

19. Milli Eğitim Şurasının henüz yapıldığı ve tavsiye niteliğindeki kararlarının hararetle tartışıldığı bu günlerde, karma eğitim uygulamasının yeterince ve gerektiği ölçüde tartışılmaması, eğitim sorunlarının sorun olarak kalmaya devam edeceği, sorun olarak kaldıkça da çözümün çok daha zorlaşacağı şeklindeki görüşleri doğrular nitelikte.

Yakın zamanda, “Karma Eğitim, Türkiye’de Ve Dünyadaki Uygulamalar” başlıklı bir konferansa katılma imkânı buldum. Doç. Dr: Abdulhalim Ulaş, Ümit Vakfı Organizesinde gerçekleştirilen programda, karma eğitim sistemine dair dünyadan ve Türkiye’den örneklerle değerlendirmelerde bulundu.

Konferans öncesinde, Eğitimci Mehmet Kara küçük bir girizgâh ile binlerce eğitimcinin derdini dile getirmiş oldu: "Eğitimde materyalist bakış açısı devam ediyor. Evrim teorisi sanki tartışılmaz bir gerçek gibi okullarda hâlâ okutuluyor. Materyalist bakış, ilkokul kitaplarında dahî yer almakta. Bu kitaplarda madde;  doğal ve yapay olmak üzere tasnif edildikten sonra; “doğal madde”, kendiliğinden oluşan maddedir, şeklinde tarif ediliyor. Gece, gündüz ve mevsimler; dünyanın ve güneşin dönme hareketleri sonucunda oluşuyor deniliyor. Yani her şey kendiliğinden oluyor şeklindeki maddeci açıklama biçimi. Peki ALLAH nerede o halde… Böyle şey olur mu?”

Mehmet Kara, Suç, ayıp, günah kavramlarının eğitimin temeline yerleştirilmesi gerektiğini, bizim eğitim sistemimizde sadece suç kavramının öğretildiğini belirterek sözü Akademisyen Abdülhalim Ulaş’a bıraktı.

A.Ulaş, dünyada karma eğitim konusunun, biz de olduğu gibi ideolojik olarak değil, bilimsel esaslara göre ele alındığını belirterek, kendisinin de konuyu “eğitim-bilim” açısından ele aldığını idade etti. Ulaş:

“Öncelikle; Türkiye de eğitim, kesinlikle iyiye gitmiyor. Bu ülkenin ekonomisi, işsizliği, gelişmemişliği v.s düzeltilebilir, bu sorunlara çözümler bulunabilir. Ama iyiye gitmeyen eğitim sorunu düzeltilemezse, telafi edilemez kayıplar yaşanmak üzeredir.

1927 yılında, ülkemizde karma eğitimi öngören bir yasa tasarısı hazırlanıyor. Bu yasa tasarısına o zamanın Talim Terbiye Kurulu karşı çıkıyor. Buna rağmen, Maarif Vekili tasarıyı uygulamaya koyuyor. O günden sonra, eğitim sistemimiz karma.(Karma-katma da diyebiliriz herhalde.)  Hâttâ, Bakan Metin Bostancıoğlu zamanında, dersanelerde de karma eğitim yapılır hükmü getirilmiştir. Peki, dünyada durum nedir?

Avustralya’da,  eğitim bakanı karma eğitim konusunu 2000 yılında araştırmış, araştırma sonunda karma olmayan eğitimde yüzde 15 ile yüzde 22 oranında başarının arttığı görülmüştür.

ABD’ de de konu tartışılmış ve sonunda kız ve erkekler için ayrı sınıflar açılmasının teşvik edilmesi kararı çıkmıştır. 1995 yılında ayrı eğitim için başvuru yapılmıştır. Wellesley Kız Koleji ‘nin kapısında “Erkek Öğrenci Giremez” yazar. Başarı karma eğitimde yüzde 55 iken, diğer bütün imkânlar aynı olmasına karşın, sadece erkeklerde yüzde seksen beşe kadar çıkmıştır. Casey Vakfı Araştırmalarında, bayanların % 39’u her gün tacize uğradıkları, arkadan tacize uğrayanların oranının ise % 89 olduğu, liseli kızlarda doğum oranı ise % 16 olarak tespit edilmiştir.

İngiltere de,  A level ve GCSE (ÖSS Benzeri bir sınav) sonuçlarına göre; ilk üçe giren öğrenciler, özel okul öğrencileridir. İlk 50 dereceye giren öğrencilerden 27 tanesi kızdır ki bu öğrenciler aynı zamanda kız lisesi mezunudur. Çünkü bu kızların etraflarında, kendilerini etkileyecek ve yargılayacak erkekler yoktur. Aynı şekilde; erkek öğrencilerin dikkati, kız öğrencilerin olmadığı ortamlarda daha az dağılmaktadır.  Böyle ortamlarda “acaba kızlar ne düşünür?” düşüncesinden uzak olunmaktadır.

Norveç: Oslo da 15-16 yaş grubundaki öğrenciler haftada 4 saat ayrı sınıflara alınmış ve başarılarında artışlar görülmüştür. Kanada da Toronto Devlet Okulları Müdürlüğü 200 defa toplantı yaparak bir araştırma yapmış ve sonunda ayrı sınıflarda eğitim yapılan “300 Sınıf Projesi’ne karar vermişlerdir. Sonuçta 10 kat disiplin cezası ve 3 kat okuldan uzaklaştırma cezası azalmış, başarı artmıştır.

Almanya’nın dünyaca ünlü dergisi DER SPİGEL şu manşeti atmıştır: “Yüzyılın en büyük pedagojik yanlışı karma eğitim, karaya oturdu.”  Almanya da elektronik mühendislerinin yalnızca % 4’ü, diğer mühendislerin % 7’si, bilim insanlarının yalnızca % 6’sı kadınlardan oluşmaktadır.

TÜRKİYE’de ise, Yeditepeli Şehirde bir Üniversitede, 532 üniversiteli kız üzerinde yapılan bir araştırmada % 32’sinin tecavüze uğradığı sonucu ortaya çıkmıştır.

Prof. Dr: Sefa SAYGILI, karşı cinse ilginin dikkat dağınıklığına neden olduğunu söylüyor. Eğitimde bireysel farklar esastır. İki farklı cinsin beyin yapıları da farklıdır. Nörobilimsel çalışmalar bu durumu ortaya koymaktadır. Beyindeki kan akışının dahi farklı olduğu ortaya çıkmıştır. Kızlarda dil ve küçük kaslar, erkeklere göre 6 yıl daha önce gelişmektedir. Hafıza açısından ise; erkekler 4 yıl daha öndedirler.

Karşı cinslerin birbirlerine âşık olması, mesajlaşmalar, kavgalar, kıskançlıklar, taciz, gebelik v.b karma eğitimde artış göstermektedir. Karma eğitimin faydalı olduğunu savunan araştırmalarda vardır. Fakat bunların oranı yüzde 1-2 kadardır. Elbette karma olmayan bir eğitim ile çocuğunuzu tam anlamıyla korumuş olmuyorsunuz. Çocuğunuzu eve kapatsanız bile, wifi varsa, akıll telefon varsa, internet varsa; kilit yok demektir.”

Madem demokrasiden bahsediyoruz, o halde eğitim konusunda da insanlara seçme hakkı verilmelidir. Tüm topluma karma eğitimin dayatılması yanlıştır. Karma eğitim yanında, sadece kız öğrencilerin ya da erkek öğrencilerin eğitim gördüğü okullar yapılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. İsteyen, istediği okulda eğitim görmeyi tercih edebilmelidir. Her ne kadar karma eğitimi eleştiren bazı siyasiler sonradan bu konuyu ağızlarına almaktan imtina etseler de özellikle eğitim sendikaları ve sivil toplum kuruluşları bu işin peşini bırakmamalı ve kitlesel eylemlerle ısrarlarını göstermelidirler. Konuyla ilgili uluslar arası boyutta paneller düzenlenmelidir. Aksi halde; neslimizin okumaktan anladığı; aşk mektupları okumak, yazmaktan anladığı da aşk-meşk yazıları yazmak olarak kalacaktır. Sadece okuyup-yazmakla kalsalar, ehveni şer sayar geçerdik belki. Her neyse işte…

Kısaca; “Karma değil, demokratik eğitim istiyoruz.”

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
MUHAMMED ENİS DOĞAN
(18.07.2023 15:05 - #422)
Çok güzel tespitler. Kaleminize yüreğinize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.