A Milli Takım’da Stefan Kuntz dönemi sona erdi. Zaten son yaşanan gelişmelerden sonra bu durum malumun ilamı gibi oldu. Aslında son gelişmeler demek bu gidişi son evreye sıkıştırmak olur. Stefan Kuntz geldiğinde gitmişti! Teknik direktörlük serüveni ya alt takımlarda ya da yönetici pozisyonunda geçmiş bir ismin, ilk A Takım teknik direktörlüğü elbette Türk Milli Takımı olmamalıydı. Süreci yürüten Milli Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop’tu. Alman hoca gelirken bu tercihin doğruluğu hakkında çokça gerekçe sunan Sayın Altıntop’un Kuntz’un gidiş sürecine ve olup bitenlere dair konuşmaması da eleştireceğim bir konu. Milli takımlar konusunda en yetkili isim olan Altıntop’tan bir açıklama duymak hakkımızdı. Şimdi sıra yeni teknik adamın belirlenmesinde. Birçok isim gündeme geliyor. Bunların içerisinde daha önce Milli takım teknik direktörlüğü yapmış isimlerden, yabancı teknik adam adaylarına kadar çeşitli alternatifler var. Şahsi fikrim, Milli Takım’da daha önce denenmiş bir teknik direktörün tekrar göreve getirilmemesi. Çünkü yıllardır görevden ayrılan teknik direktörlerimizin neredeyse hepsi sorunlu ayrıldı. Ya futbolcularla ters düştüler ya kulüplerle ya federasyonla... Albert Einstein, “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç alamazsınız” der. O yüzden burada ahbap çavuş ilişkilerinden, “hamili kart yakinimdir!” tercihlerinden uzak durarak, direkt liyakat odaklı yeni yüzlere şans vermek lazım. Daha önce de yazmıştım; Milli Takım yapılanma, uzun vadeli proje yapma yeri değildir. Milli Takımın hedefi pratik, sonuç odaklı çözümlerle elemeleri geçip kendisini turnuvalara atmaktır. Özetle bize “Maç hocası” diye tabir edilen bir tarz lazım. Bunun için Sergen Yalçın ideal bir isim. O olmazsa uluslararası tecrübesi yüksek Vincenzo Montella doğru tercih olacaktır. İlle de bize orta ve uzun vadede de eli yüzü düzgün, istikrarlı bir takım oluştursun derseniz; Aykut Kocaman, Rıza Çalımbay ve Samet Aybaba gibi isimler kenarda bekliyor. Bunların yanında 10’a yakın genç jenerasyon hoca var ligimizde. Tabi hoca tercihinin yanında oyuncuların da ikna edilmeye ihtiyacı var. Milli Takım’da her oyuncuya göre hoca bulamayız. Teknik direktör kim olursa olsun, Milli forma giyme şerefine ulaşmış bir futbolcunun, aynı konsantrasyonla, aynı duygu ve heyecanla sahaya çıkıp oynaması lazım. Daha sonraki yazılarda değineceğim bu konuyla ilgili, TFF yönetimine de büyük iş düşüyor.