https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Siz giderseniz Türkler bizi yutar! ABD'nin Suriye'den çekilme kararı İsrail'de infial üretti.

Siz giderseniz Türkler bizi yutar! ABD'nin Suriye'den çekilme kararı İsrail'de infial yarattı Siz giderseniz Türkler bizi yutar! ABD'nin Suriye'den çekilme kararı İsrail'de infial yarattı Suriye'den askerini çekeceğini Tel Aviv yönetimine bildiren Amerika, terör devleti İsrail'de büyük paniğe neden oldu. İsrail Devlet Televizyonu KAN'da yer alan haberde, Donald Trump'ın Suriye kararının İsrail için büyük felaket ile sonuçlanabileceği ifade edildi. ABD'nin Suriye kararını son dakika kodu ile geçen İsrail devlet televizyonu KAN, Beyaz Saray'dan adı açıklanmayan üst düzey yetkililerin Suriye'deki ABD askerlerinin durumuna ilişkin Tel Aviv'e mesaj ilettiği bildirdi. ABD SURİYE KARARINI AÇIKLADI Söz konusu haberin devamında, Trump'ın Suriye'deki ABD askerlerini geri çekme niyetinde olduğu mesajının İsrail yönetimine bildirildiği öne sürüldü. Amerika'nın Suriye'deki askerlerini geri çekme ihtimalinin İsrail'de endişe ve kaygıya yol açtığı ifade edilen haberde, ABD askerlerinin geri çekilmesinin Suriye'deki terör örgütü PKK/YPG'yi de etkileyeceği bildirildi. KAN'ın haberine ilişkin İsrail yönetiminden henüz bir açıklama yapılmadı. İSRAİL'DE SURİYE PANİĞİ İsrail'in devlet kanalı KAN'da yer alan haberin devamında, Beyaz Saray'ın üst düzey yetkililerinin, İsrailli mevkidaşlarına, Trump'ın Suriye'den binlerce Amerikan askerini çekmeyi planladığı mesajını ilettiği belirtildi. ABD güçlerinin Suriye'den çekilmesinin Tel Aviv'de büyük endişe yaratacağı ifade edilen haberde, Bu hareketin Suriye'deki Kürtleri de etkilemesi bekleniyor.” değerlendirmesi yapıldı. Trump'ın Suriye'de bulunan binlerce Amerikan askerini geri çekme düşüncesinin İsrail'deki siyasi ve askeri alanda da kaygılara yol açtığı kaydedildi. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, uluslararası hukuka göre Suriye toprağı olan Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişlettiği Şeyh (Hermon) Dağı'nda "kalıcı" olacaklarını vurgulamıştı. SAVAŞ KAPIDA ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD askerlerini Suriye'den çekme niyetinde olduğunu İsrail'e bildirmesinin ardından İngilte'nin saygın gazeteleri arasında yer alan The Guardian, Türkiye’nin konumu hakkında dikkat çeken bir analize imza attı. Analizde Türkiye’nin 20 yıldan fazla bir süredir Batı, Rusya ve Çin arasında ince bir çizgide yürüdüğü belirtildi. Ayrıca Türkiye ile İsrail’in Suriye’de çıkar çatışması yaşayabileceği ifade edildi. İngiliz merkezli analizde, şu ifadelere yer verildi; “Türkiye, Suriye, Libya, Güney Kafkasya, Doğu Akdeniz ve Körfez’deki askeri erişimini ve etkisini genişletti. Afrika, Orta Asya ve Batı Balkanlar’daki yumuşak gücünü yaydı ve önemli bir ulusal savunma sanayii kurdu. ABD-Türkiye ilişkileri için belki de en büyük risk, Türkiye ile İsrail’in Suriye’de doğrudan karşı karşıya gelme olasılığıdır” Analizin devamında dikkat çeken bir ayrıntıdan bahsedildi. 13 yıllık Beşar Esad rejiminin yıkılmasından sonra Suriye'de yeni bir döneme girilirken bölgede oluşan güvenlik boşluğunda Türkiye ve İsrail'in komşu olduğuna dikkat çekilidi. Türkiye Uluslararası İlişkiler Konseyi Başkanı Mustafa Aydın, gazeteye yaptığı açıklamada, şunları kaydetti; ''İsrail ile Türkiye’nin karşı karşıya gelme olasılığı ABD’nin amaçlarına da gölge düşürebilir. İsrailli politikacılar, Türkiye’den bir tehdit olarak bahsediyor.'' İBRAHİM KARAGÜL: TÜRKİYE İSRAİL'İ ÇEVRELİYOR Yaklaşık 1 ay önce Suriye devriminin coğrafyadaki etkilerini Yenişafak'taki köşe yazısında kaleme alan TRhaber Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, "Türkiye İsrail’i ‘çevreliyor’ mu? ‘Türkiye Korkusu’nun sebebi ne?" başlıklı bir analiz yayımlamıştı işte o analiz; "'Türk’leri yenersek İslam’ı da yeneriz. Türk’leri yenemezsek İslam’ı durduramayız…' Suriye’de yeni durumun ortaya çıkmasından sonra İsrail’in genel korkusu ve yaklaşımı bu. 1948’den beri Arap topraklarında, Filistinlilerle, Araplarla savaşan, son yirmi yılda bazı Arap rejimleri ile ilişkileri yumuşatıp İran’ı ana tehdit ilan eden İsrail, ilk kez Türkiye ile, Türklerle karşı karşıya geliyor. Daha doğrusu kendini Türkiye tarafından “çevrelenmiş” hissediyor. PKK/YPG’Yİ KULLANARAK TÜRKİYE’Yİ TUTAMAZSINIZ? İsrail medyasında yorumlar, yeni dönemde, Türkiye ile nasıl bir gelecek oluşturulabileceğini tartışıyor. “Hem Suriye’de hem Lübnan’da artık Türkiye var” gerçeği ile karşı karşıya. Bununla nasıl yüzleşeceğini öngörmeye çalışırken PKK/YPG terörüne tutunup bölgede, hızla, daha da dar bir alana saplanıyor. Suriye’de rejim değişiminden hemen önce tablo “Savaşı Türkiye’ye taşımak”tı. Bunu da açık açık yapıyorlar, konuşuyorlardı. O tablo on günde “Türkiye İsrail’i çevreliyor”a döndü. Şimdi bunu konuşup buna bir çare düşünmeye çalışıyorlar. İŞGALLERİN, İÇ SAVAŞLARIN, FELAKETLERİN ADRESİ BURASI AMA DEPREMİ ÖNLEYEMEDİLER “Türk’leri yenersek İslam’ı da yeneriz. Türk’leri yenemezsek İslam’ı kimse durduramaz…” tezi, İsrail ve ABD aşırı sağının her zaman temel hedefiydi. Bunu ifade etmeseler de, coğrafyamıza dönük bütün operasyonların tamamı Türkiye’nin gücünü kırmaya, kontrol altında tutmaya dönüktü. Çünkü Batı’nın bir Osmanlı korkusu vardı ve yüzyıllara dayanıyordu. Yeniden kurucu güç olarak Türkiye’nin öne çıkmasının bütün bölgede ne büyük depremleri tetikleyeceğini çok iyi biliyorlardı. Bu yüzden coğrafyamızdaki bütün işgalleri, iç savaşları, felaketleri bu iki cümle etrafında şekillendi. Aslında her şey bu kadar basit, bu kadar yalın, bu kadar net. İSLAMOFOBİ DE ONLARIN, TURKOFOBİ DE ONLARIN… İslamofobi’nin de, Turkofobi’nin de, Irak ve Afganistan işgallerinin de, milyonlarca insanın öldürülmesinin de, Gazze’deki soykırımın da, gizli işkence merkezlerinin de, PKK/YPG terörünün de, DAEŞ’in de, Suriye’de yaşananların da, şuan Suriye bütünlüğünün önüne çıkarılan engellerin de, Türkiye’de 17-25 Aralık ve 15 Temmuz müdahalelerinin de, Güney’imizde çizilen terör koridoru haritasının da adresi bu iki cümledir… Soğuk Savaş’ın sonrası başlatılan bu fırtınaya karşı ilk hareket 15 Temmuz sonrası Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine müdahalesi oldu. İkinci hareket Suriye’de Şam rejimini devirmek oldu. Daha geniş anlamda bütün hareketler Orta Asya’da, Doğu Afrika’da, Kızıldeniz’de, Basra Körfezi’nde, Karadeniz’de, Doğu Akdeniz’de devam ediyor. OTUZ YILLIK HARİTA ÇÖP: İSRAİL ASLINDA TÜRKİYE’YE KARŞI KONUMLANIYOR! Şuan ABD ve İsrail’in, Suriye’nin Kuzey’inde PKK/YPG’ye tutunmaya çalışması, örgüte ait özerk alan oluşturma çabası, buna paralel olarak İsrail’in Suriye topraklarını işgal etmesi rüzgarın tersine dönmesinden duyulan büyük telaştan başka bir şey değil. İsrail’in Suriye topraklarına girmesi, yeni Suriye yönetiminden duyulan korkudan çok Türkiye’nin hem Suriye’de hem Lübnan’da İsrail sınırına dayanmasına yönelik bir eylemdir. O çok konuşulan “tampon bölge” Türkiye’ye karşı planlanmıştır. Suriye üzerindeki planları çöktü. Aslında Suriye üzerinden bölgesel planları çöktü. Onlar parçalanmayı, Suriye’den sonra başka ülkelere de yaymayı planlıyorlardı. Ama Türkiye’nin ana aktör olarak coğrafyayı bütünleştirmeye dönük en büyük adımı Suriye oldu ve otuz yıldır üzerine titredikleri oyun bozuldu. Şuan ABD, İsrail ve İran’ın Suriye planlarının örtüşmesi gibi hazin ve çaresiz bir durum çıktı ortaya. Yeni duruma dair birkaç not aktarayım: ARTIK ÖRGÜTLER YOK DEVLETLER OLACAK…ÖRGÜTLER İÇ İŞGALCİLERDİR! 1- Suriye’de artık rejim yok, örgüt yok, muhalefet yok, PKK yok, DAEŞ yok. Sadece Suriye var. Suriye yönetimi var. Sadece yeniden “bütünleşen” ülke var. Batılı ve Doğulu ülkelerin ardı ardına diplomatik ilişkileri yeniden kurma hızı da, bu gerçeğin kalıcı olacağının işaretidir. Otuz yıl sonra Türkiye öncülüğünde “Tek ülke, tek bayrak, tek vatan…” dönemi başlamıştır. 2- Bu aşamadan sonra, coğrafyamızda bölünme, parçalanma tehdidi altındaki bütün ülkeler için; Lübnan için de, Yemen için de, Irak için de, Sudan için de, Somali için de sadece tek ülke halini konuşmamız lazım. Ülke bütünlüğü üzerinden düşünce zihin haritası oluşturmamız lazım. FİZİKİ VE ZİHİNLERİMİZDEKİ GÜÇ HARİTALARI DEĞİŞECEK. 3- ABD ve Avrupa’nın, İsrail’in işgal ettiği, bölüp parçaladığı, her ülke için aynı tanımlamaları yapmamız lazım. Artık ülkelere ve bölgeye bakışımızı, ABD’den, Avrupa’dan ya da İsrail yayılmacılığı tezlerinden değil, kendi siyasi, coğrafi okumalarımıza göre değiştirmemiz, tanımlamamız lazım. 4- Sadece ülkeler için değil, içinde yaşadığımız coğrafya için de, Doğu Afrika’dan Pasifik’e uzanan büyük coğrafya için de aynı “bütünlük tanımlamalarını” devreye almamız lazım. 5- Sadece fiziki haritalar şeklinde değil, zihinsel haritaların da, etnik haritaların da, mezhep haritalarının da ortadan kaldırılması lazım. George Bush’un, 2003’te Irak işgal ederken servis edilen bölünmüş ülkeler haritasının tamamını ortadan kaldırmamız lazım. “SURİYE BARIŞI”, YENİ EKONOMİ HAVZASI ROL-MODEL OLABİLİR! 6- Artık; “Suriye Barışı” diye bir kavram, coğrafyadaki çatışma alanları için bir rol-model olarak kullanılacak. Bunun mümkün olduğu görülecek. Her şeyin belli ülkelerin tekelinde olduğuna dair kanaatler yıkılacak. 7- Dün Suriye Havayolları Şam’dan Halep’e ilk uçuşunu yaptı. İnanılmaz bir ekonomik atılım çabası, Suriye merkezli siyasi istikrar ve refah arayışı görülüyor yeni Suriye yönetiminde. Türkiye-Suriye-Lübnan ortak ekonomik havzası da bütün bölge için rol-model olabilir, bu mümkün. SOMALİ’YE UZAY ÜSSÜ, AFRİKA’YA HEYECAN: MUCİZELER BÖYLEDİR! 8- Şöyle düşünelim: Türkiye Somali’de uzay üssü inşasına başladı. Sadece Somali’nin değil, bütün Afrika’nın bir Uzay Üssü olacak. Bunun Afrika genelinde yol açacağı moral üstünlüğü ve heyecanı tahmin edebiliyor muyuz? Bu üsten uzun menzilli füze denemeleri de yapılacak. Yani Somali sadece ekonomik değil stratejik olarak da olağanüstü bir döneme girecek. 9- Artık “Türkiye Mucizesi”nin Suriye’de, Somali’de, Lübnan’da her yerde kendini hissettireceği bir tarih başladı. Yüz yıl sonra yeniden tarih sıçraması başladı. Mucizeler devam edecek."
Ekleme Tarihi: 29 Ocak 2025 - Çarşamba

Siz giderseniz Türkler bizi yutar! ABD'nin Suriye'den çekilme kararı İsrail'de infial üretti.

Siz giderseniz Türkler bizi yutar! ABD'nin Suriye'den çekilme kararı İsrail'de infial yarattı Siz giderseniz Türkler bizi yutar! ABD'nin Suriye'den çekilme kararı İsrail'de infial yarattı Suriye'den askerini çekeceğini Tel Aviv yönetimine bildiren Amerika, terör devleti İsrail'de büyük paniğe neden oldu. İsrail Devlet Televizyonu KAN'da yer alan haberde, Donald Trump'ın Suriye kararının İsrail için büyük felaket ile sonuçlanabileceği ifade edildi. ABD'nin Suriye kararını son dakika kodu ile geçen İsrail devlet televizyonu KAN, Beyaz Saray'dan adı açıklanmayan üst düzey yetkililerin Suriye'deki ABD askerlerinin durumuna ilişkin Tel Aviv'e mesaj ilettiği bildirdi. ABD SURİYE KARARINI AÇIKLADI Söz konusu haberin devamında, Trump'ın Suriye'deki ABD askerlerini geri çekme niyetinde olduğu mesajının İsrail yönetimine bildirildiği öne sürüldü. Amerika'nın Suriye'deki askerlerini geri çekme ihtimalinin İsrail'de endişe ve kaygıya yol açtığı ifade edilen haberde, ABD askerlerinin geri çekilmesinin Suriye'deki terör örgütü PKK/YPG'yi de etkileyeceği bildirildi. KAN'ın haberine ilişkin İsrail yönetiminden henüz bir açıklama yapılmadı. İSRAİL'DE SURİYE PANİĞİ İsrail'in devlet kanalı KAN'da yer alan haberin devamında, Beyaz Saray'ın üst düzey yetkililerinin, İsrailli mevkidaşlarına, Trump'ın Suriye'den binlerce Amerikan askerini çekmeyi planladığı mesajını ilettiği belirtildi. ABD güçlerinin Suriye'den çekilmesinin Tel Aviv'de büyük endişe yaratacağı ifade edilen haberde, Bu hareketin Suriye'deki Kürtleri de etkilemesi bekleniyor.” değerlendirmesi yapıldı. Trump'ın Suriye'de bulunan binlerce Amerikan askerini geri çekme düşüncesinin İsrail'deki siyasi ve askeri alanda da kaygılara yol açtığı kaydedildi. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, uluslararası hukuka göre Suriye toprağı olan Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişlettiği Şeyh (Hermon) Dağı'nda "kalıcı" olacaklarını vurgulamıştı. SAVAŞ KAPIDA ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD askerlerini Suriye'den çekme niyetinde olduğunu İsrail'e bildirmesinin ardından İngilte'nin saygın gazeteleri arasında yer alan The Guardian, Türkiye’nin konumu hakkında dikkat çeken bir analize imza attı. Analizde Türkiye’nin 20 yıldan fazla bir süredir Batı, Rusya ve Çin arasında ince bir çizgide yürüdüğü belirtildi. Ayrıca Türkiye ile İsrail’in Suriye’de çıkar çatışması yaşayabileceği ifade edildi. İngiliz merkezli analizde, şu ifadelere yer verildi; “Türkiye, Suriye, Libya, Güney Kafkasya, Doğu Akdeniz ve Körfez’deki askeri erişimini ve etkisini genişletti. Afrika, Orta Asya ve Batı Balkanlar’daki yumuşak gücünü yaydı ve önemli bir ulusal savunma sanayii kurdu. ABD-Türkiye ilişkileri için belki de en büyük risk, Türkiye ile İsrail’in Suriye’de doğrudan karşı karşıya gelme olasılığıdır” Analizin devamında dikkat çeken bir ayrıntıdan bahsedildi. 13 yıllık Beşar Esad rejiminin yıkılmasından sonra Suriye'de yeni bir döneme girilirken bölgede oluşan güvenlik boşluğunda Türkiye ve İsrail'in komşu olduğuna dikkat çekilidi. Türkiye Uluslararası İlişkiler Konseyi Başkanı Mustafa Aydın, gazeteye yaptığı açıklamada, şunları kaydetti; ''İsrail ile Türkiye’nin karşı karşıya gelme olasılığı ABD’nin amaçlarına da gölge düşürebilir. İsrailli politikacılar, Türkiye’den bir tehdit olarak bahsediyor.'' İBRAHİM KARAGÜL: TÜRKİYE İSRAİL'İ ÇEVRELİYOR Yaklaşık 1 ay önce Suriye devriminin coğrafyadaki etkilerini Yenişafak'taki köşe yazısında kaleme alan TRhaber Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, "Türkiye İsrail’i ‘çevreliyor’ mu? ‘Türkiye Korkusu’nun sebebi ne?" başlıklı bir analiz yayımlamıştı işte o analiz; "'Türk’leri yenersek İslam’ı da yeneriz. Türk’leri yenemezsek İslam’ı durduramayız…' Suriye’de yeni durumun ortaya çıkmasından sonra İsrail’in genel korkusu ve yaklaşımı bu. 1948’den beri Arap topraklarında, Filistinlilerle, Araplarla savaşan, son yirmi yılda bazı Arap rejimleri ile ilişkileri yumuşatıp İran’ı ana tehdit ilan eden İsrail, ilk kez Türkiye ile, Türklerle karşı karşıya geliyor. Daha doğrusu kendini Türkiye tarafından “çevrelenmiş” hissediyor. PKK/YPG’Yİ KULLANARAK TÜRKİYE’Yİ TUTAMAZSINIZ? İsrail medyasında yorumlar, yeni dönemde, Türkiye ile nasıl bir gelecek oluşturulabileceğini tartışıyor. “Hem Suriye’de hem Lübnan’da artık Türkiye var” gerçeği ile karşı karşıya. Bununla nasıl yüzleşeceğini öngörmeye çalışırken PKK/YPG terörüne tutunup bölgede, hızla, daha da dar bir alana saplanıyor. Suriye’de rejim değişiminden hemen önce tablo “Savaşı Türkiye’ye taşımak”tı. Bunu da açık açık yapıyorlar, konuşuyorlardı. O tablo on günde “Türkiye İsrail’i çevreliyor”a döndü. Şimdi bunu konuşup buna bir çare düşünmeye çalışıyorlar. İŞGALLERİN, İÇ SAVAŞLARIN, FELAKETLERİN ADRESİ BURASI AMA DEPREMİ ÖNLEYEMEDİLER “Türk’leri yenersek İslam’ı da yeneriz. Türk’leri yenemezsek İslam’ı kimse durduramaz…” tezi, İsrail ve ABD aşırı sağının her zaman temel hedefiydi. Bunu ifade etmeseler de, coğrafyamıza dönük bütün operasyonların tamamı Türkiye’nin gücünü kırmaya, kontrol altında tutmaya dönüktü. Çünkü Batı’nın bir Osmanlı korkusu vardı ve yüzyıllara dayanıyordu. Yeniden kurucu güç olarak Türkiye’nin öne çıkmasının bütün bölgede ne büyük depremleri tetikleyeceğini çok iyi biliyorlardı. Bu yüzden coğrafyamızdaki bütün işgalleri, iç savaşları, felaketleri bu iki cümle etrafında şekillendi. Aslında her şey bu kadar basit, bu kadar yalın, bu kadar net. İSLAMOFOBİ DE ONLARIN, TURKOFOBİ DE ONLARIN… İslamofobi’nin de, Turkofobi’nin de, Irak ve Afganistan işgallerinin de, milyonlarca insanın öldürülmesinin de, Gazze’deki soykırımın da, gizli işkence merkezlerinin de, PKK/YPG terörünün de, DAEŞ’in de, Suriye’de yaşananların da, şuan Suriye bütünlüğünün önüne çıkarılan engellerin de, Türkiye’de 17-25 Aralık ve 15 Temmuz müdahalelerinin de, Güney’imizde çizilen terör koridoru haritasının da adresi bu iki cümledir… Soğuk Savaş’ın sonrası başlatılan bu fırtınaya karşı ilk hareket 15 Temmuz sonrası Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine müdahalesi oldu. İkinci hareket Suriye’de Şam rejimini devirmek oldu. Daha geniş anlamda bütün hareketler Orta Asya’da, Doğu Afrika’da, Kızıldeniz’de, Basra Körfezi’nde, Karadeniz’de, Doğu Akdeniz’de devam ediyor. OTUZ YILLIK HARİTA ÇÖP: İSRAİL ASLINDA TÜRKİYE’YE KARŞI KONUMLANIYOR! Şuan ABD ve İsrail’in, Suriye’nin Kuzey’inde PKK/YPG’ye tutunmaya çalışması, örgüte ait özerk alan oluşturma çabası, buna paralel olarak İsrail’in Suriye topraklarını işgal etmesi rüzgarın tersine dönmesinden duyulan büyük telaştan başka bir şey değil. İsrail’in Suriye topraklarına girmesi, yeni Suriye yönetiminden duyulan korkudan çok Türkiye’nin hem Suriye’de hem Lübnan’da İsrail sınırına dayanmasına yönelik bir eylemdir. O çok konuşulan “tampon bölge” Türkiye’ye karşı planlanmıştır. Suriye üzerindeki planları çöktü. Aslında Suriye üzerinden bölgesel planları çöktü. Onlar parçalanmayı, Suriye’den sonra başka ülkelere de yaymayı planlıyorlardı. Ama Türkiye’nin ana aktör olarak coğrafyayı bütünleştirmeye dönük en büyük adımı Suriye oldu ve otuz yıldır üzerine titredikleri oyun bozuldu. Şuan ABD, İsrail ve İran’ın Suriye planlarının örtüşmesi gibi hazin ve çaresiz bir durum çıktı ortaya. Yeni duruma dair birkaç not aktarayım: ARTIK ÖRGÜTLER YOK DEVLETLER OLACAK…ÖRGÜTLER İÇ İŞGALCİLERDİR! 1- Suriye’de artık rejim yok, örgüt yok, muhalefet yok, PKK yok, DAEŞ yok. Sadece Suriye var. Suriye yönetimi var. Sadece yeniden “bütünleşen” ülke var. Batılı ve Doğulu ülkelerin ardı ardına diplomatik ilişkileri yeniden kurma hızı da, bu gerçeğin kalıcı olacağının işaretidir. Otuz yıl sonra Türkiye öncülüğünde “Tek ülke, tek bayrak, tek vatan…” dönemi başlamıştır. 2- Bu aşamadan sonra, coğrafyamızda bölünme, parçalanma tehdidi altındaki bütün ülkeler için; Lübnan için de, Yemen için de, Irak için de, Sudan için de, Somali için de sadece tek ülke halini konuşmamız lazım. Ülke bütünlüğü üzerinden düşünce zihin haritası oluşturmamız lazım. FİZİKİ VE ZİHİNLERİMİZDEKİ GÜÇ HARİTALARI DEĞİŞECEK. 3- ABD ve Avrupa’nın, İsrail’in işgal ettiği, bölüp parçaladığı, her ülke için aynı tanımlamaları yapmamız lazım. Artık ülkelere ve bölgeye bakışımızı, ABD’den, Avrupa’dan ya da İsrail yayılmacılığı tezlerinden değil, kendi siyasi, coğrafi okumalarımıza göre değiştirmemiz, tanımlamamız lazım. 4- Sadece ülkeler için değil, içinde yaşadığımız coğrafya için de, Doğu Afrika’dan Pasifik’e uzanan büyük coğrafya için de aynı “bütünlük tanımlamalarını” devreye almamız lazım. 5- Sadece fiziki haritalar şeklinde değil, zihinsel haritaların da, etnik haritaların da, mezhep haritalarının da ortadan kaldırılması lazım. George Bush’un, 2003’te Irak işgal ederken servis edilen bölünmüş ülkeler haritasının tamamını ortadan kaldırmamız lazım. “SURİYE BARIŞI”, YENİ EKONOMİ HAVZASI ROL-MODEL OLABİLİR! 6- Artık; “Suriye Barışı” diye bir kavram, coğrafyadaki çatışma alanları için bir rol-model olarak kullanılacak. Bunun mümkün olduğu görülecek. Her şeyin belli ülkelerin tekelinde olduğuna dair kanaatler yıkılacak. 7- Dün Suriye Havayolları Şam’dan Halep’e ilk uçuşunu yaptı. İnanılmaz bir ekonomik atılım çabası, Suriye merkezli siyasi istikrar ve refah arayışı görülüyor yeni Suriye yönetiminde. Türkiye-Suriye-Lübnan ortak ekonomik havzası da bütün bölge için rol-model olabilir, bu mümkün. SOMALİ’YE UZAY ÜSSÜ, AFRİKA’YA HEYECAN: MUCİZELER BÖYLEDİR! 8- Şöyle düşünelim: Türkiye Somali’de uzay üssü inşasına başladı. Sadece Somali’nin değil, bütün Afrika’nın bir Uzay Üssü olacak. Bunun Afrika genelinde yol açacağı moral üstünlüğü ve heyecanı tahmin edebiliyor muyuz? Bu üsten uzun menzilli füze denemeleri de yapılacak. Yani Somali sadece ekonomik değil stratejik olarak da olağanüstü bir döneme girecek. 9- Artık “Türkiye Mucizesi”nin Suriye’de, Somali’de, Lübnan’da her yerde kendini hissettireceği bir tarih başladı. Yüz yıl sonra yeniden tarih sıçraması başladı. Mucizeler devam edecek."
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.