pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Samsun’da yakılan ateş Filyos’ta harlandı.

Samsun’da yakılan ateş Filyos’ta harlandı. Yusuf Dinç 23/04/2023 Pazar Bundan 104 sene önce Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin ilk ateşi Karadeniz sahilinden yakılmıştı. O gün bugündür Türk milleti toprak toprak, alan alan, mesele mesele bağımsızlığının gereklerini yerine getiriyor ya da mücadelesini veriyor. O ateş hiç sönmediği gibi harlanıyor. Hele de son yıllarda İHA’ları, SİHA’ları, Kızılelma’ları, Tayfun’ları, Togg’ları, Anadolu’larıyla Türkiye’nin bağımsızlık ateşi iyice harlandı. Ama Filyos’ta kendi doğalgaz varlığını müthiş bir emek sonrası karaya ulaştırıp yakma töreni gerçekleştirdiği 20 Nisan gecesi yanan ateş, Türkiye’nin kararlılığını tüm dünyaya görünür kıldı. Dostu yakmayan bir ateş... Kolay iş değil, hem de hiç değil. Öyle görünüyor olsa da değil. Ama Türkiye tereyağından kıl çeker gibi başardı. Karadeniz’de savaş varken, tarihte Karadeniz’in en sıcak olduğu zamanlardan birinde hem de, Türkiye, kendi doğalgazını karaya çıkardı. Öncesi de var. 80’lerde başlayan süreçle Karadeniz’de münhasır ekonomik bölgeler belirlendi. Akabinde sondaj işbirlikleri yapıldı ama tatmin edici bir rezerv bulunamadığı söylendi hep. Sonra Türkiye savunmasını güçlendirmeye başladı. Dünyanın en önemli deniz enerji filolarından birini kurdu. Akabinde Akdeniz’de tavrını belirledi. Ona boyun eğdirmek üzere neredeyse yedi düvel donanmasını Akdeniz’in doğusuna yöneltti. Karadaysa Libya cephesinde “herkes bir, Türkiye tek” mücadele verdi. Öyle bir mücadele verdi ki bükemediği bileği öpmek zorunda olduklarını herkes fark etti. Açıktan beyan ederler, etmezler, zamanını beklerler ayrı mesele. Ama Türkiye’nin, Karadeniz’den kendi doğalgazını çıkarıyor olması onun aleyhine gidenlerin başaramadıklarının göstergesidir. Çünkü başarsalardı Türkiye Akdeniz’de egemenliğini kaybedecekti. Ukrayna-Rusya savaşında zorlandığı taraf olma sorununu yönetemeyecekti. Hele de iç muhipleri varken... Tarafsızlığını kaybetse Karadeniz’den doğalgaz çıkarmak bir yana, boğazlardaki egemenliğini yani Marmara’daki egemenliğini de kaybetmiş olacaktı. Bu değerlendirmem üzerinden Karadeniz gazının çıkarılmasını Türkiye’nin üstünlüğünün ikrarı olarak görüyorum. Ne dersiniz belki savunma sanayii tüm bu çatıyı tutan direk olduğu için bugün saldırı altındadır? Söyleyeceğim şudur; Türkiye’nin doğalgazını karaya çıkarabilmiş olması, eylemin bütünü bakımından başlı başına bir bağımsızlık göstergesidir. Siyasetinin, askeri varlığının, mühendislik kapasitesinin, yatırım gücünün, iradesinin, inanmışlığının sonucu olan bir bağımsızlık göstergesi. Diğer taraftan her yönüyle bağımsızlığının sonucu olan bu eyleminin öznesindeki doğalgazını varlık olarak kazanmış olması, bağımsızlığının ekonomik boyutunun artık bir söylemden öteye geçtiğini göstermektedir. Türkiye Mali Vatan’ın surlarındaki gediği Mavi Vatan’ını savunarak kapatıyor. Surdaki gedikse tabii ki cari açık. Bugüne kadar Türkiye cari açığı hep enerji üzerinden tartışmak zorunda kaldı. Üstelik enerjinin cari açıkta gerçek bir gerekçe olmadığını bildiği halde... Fakat ne çare ki katma değer sorununu çözmek için yapılacak yatırımlarda kullanması gereken imkânlarını enerjiye harcamak zorunda kaldı. Yani enerjiye yaptığı harcamalar bir yana verimli yatırımları hayata geçirmek için bu kaynağı kullanamaması diğer yana. Önemli olduğuna ve herkesin bakış açısını değiştirmesi gerektiğine inandığım bir şey söylüyorum. Türkiye enerji ithalatı nedeniyle cari açık ülkesidir demek tek başına doğru değildir. Türkiye ileri teknoloji yatırımlarının desteklenmesine enerji harcamaları nedeniyle yeterince kaynak ayıramadığı, feragat etmek zorunda kaldığı için cari açık veriyor demek daha doğru olur. Üstüne bir de enerji ithalatının döviz yükümlülüklerini karşılamak için Türkiye’yi müstemleke mantığıyla sömürmek isteyen sıcak paraya finansal pazar olmak yok mu... Bugün dahi bir güruh sıcak paraya kul olma düşüncesinden kendisini alamıyor. Sıcak para gelsin, gelecek de ama Türkiye’nin gebe olduğu düşünüldüğü için değil. Şimdi artık Karadeniz doğalgazı ve diğer kuyular ve diğer denizlerimizdeki keşiflerle cari fazla vermenin gerçek sırrının enerji ihraç etmek olmadığını göreceğiz. En çok da buna seviniyorum. Milyarlarca, trilyonlarca dolarlık kaynak enerji ithalatı yerine yatırıma aktarılabilecek. İleri teknoloji, ithal ikameci, istihdama katkı sağlayan yatırımlar daha fazla desteklenebilecek. Daha fazla teşvik görebilecek. Doğalgaza sevinemeyenler, neye sevinemediklerinin farkında bile değiller. Dilerim bayramı yaşamayı idrak edebilirler. Bir kere Aile ve Gençlik Bankası kurulacak. Bu banka bakalım aileleri nasıl destekleyecek, Türk insanının kapasitesine bu yolla ne katkı sağlayacak, hangi kalkınmacı atılımları yapacak, gençlerin yani yetiştirdiğimiz kapasitenin girişimcilik hayaline ne kadar dokunacak? Düşünmesi dahi heyecan verici. Dilerim faizsiz olsun. Türkiye’nin Karadeniz doğalgazından elde edeceği kaynağı kendi finansal mimarisiyle beraber planlaması gerçekten bir ekonomik bağımsızlık meselesi olduğunun işaretidir. Konunun uçtan uca ele alınması gerçekten vizyoner bir bakış açısının Türk insanına sunduğu bir fırsattır. Bu fırsat elden kaçırılmadan sonuna kadar kullanılmalıdır. Böylece geleceğimize, gelecek nesillerimize pek iyi bir katkı sağlayabiliriz. Onlara hak ettikleri bağımsız, bölünmez, müreffeh Türkiye’yi verebiliriz.
Ekleme Tarihi: 23 Nisan 2023 - Pazar

Samsun’da yakılan ateş Filyos’ta harlandı.

Samsun’da yakılan ateş Filyos’ta harlandı. Yusuf Dinç 23/04/2023 Pazar Bundan 104 sene önce Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin ilk ateşi Karadeniz sahilinden yakılmıştı. O gün bugündür Türk milleti toprak toprak, alan alan, mesele mesele bağımsızlığının gereklerini yerine getiriyor ya da mücadelesini veriyor. O ateş hiç sönmediği gibi harlanıyor. Hele de son yıllarda İHA’ları, SİHA’ları, Kızılelma’ları, Tayfun’ları, Togg’ları, Anadolu’larıyla Türkiye’nin bağımsızlık ateşi iyice harlandı. Ama Filyos’ta kendi doğalgaz varlığını müthiş bir emek sonrası karaya ulaştırıp yakma töreni gerçekleştirdiği 20 Nisan gecesi yanan ateş, Türkiye’nin kararlılığını tüm dünyaya görünür kıldı. Dostu yakmayan bir ateş... Kolay iş değil, hem de hiç değil. Öyle görünüyor olsa da değil. Ama Türkiye tereyağından kıl çeker gibi başardı. Karadeniz’de savaş varken, tarihte Karadeniz’in en sıcak olduğu zamanlardan birinde hem de, Türkiye, kendi doğalgazını karaya çıkardı. Öncesi de var. 80’lerde başlayan süreçle Karadeniz’de münhasır ekonomik bölgeler belirlendi. Akabinde sondaj işbirlikleri yapıldı ama tatmin edici bir rezerv bulunamadığı söylendi hep. Sonra Türkiye savunmasını güçlendirmeye başladı. Dünyanın en önemli deniz enerji filolarından birini kurdu. Akabinde Akdeniz’de tavrını belirledi. Ona boyun eğdirmek üzere neredeyse yedi düvel donanmasını Akdeniz’in doğusuna yöneltti. Karadaysa Libya cephesinde “herkes bir, Türkiye tek” mücadele verdi. Öyle bir mücadele verdi ki bükemediği bileği öpmek zorunda olduklarını herkes fark etti. Açıktan beyan ederler, etmezler, zamanını beklerler ayrı mesele. Ama Türkiye’nin, Karadeniz’den kendi doğalgazını çıkarıyor olması onun aleyhine gidenlerin başaramadıklarının göstergesidir. Çünkü başarsalardı Türkiye Akdeniz’de egemenliğini kaybedecekti. Ukrayna-Rusya savaşında zorlandığı taraf olma sorununu yönetemeyecekti. Hele de iç muhipleri varken... Tarafsızlığını kaybetse Karadeniz’den doğalgaz çıkarmak bir yana, boğazlardaki egemenliğini yani Marmara’daki egemenliğini de kaybetmiş olacaktı. Bu değerlendirmem üzerinden Karadeniz gazının çıkarılmasını Türkiye’nin üstünlüğünün ikrarı olarak görüyorum. Ne dersiniz belki savunma sanayii tüm bu çatıyı tutan direk olduğu için bugün saldırı altındadır? Söyleyeceğim şudur; Türkiye’nin doğalgazını karaya çıkarabilmiş olması, eylemin bütünü bakımından başlı başına bir bağımsızlık göstergesidir. Siyasetinin, askeri varlığının, mühendislik kapasitesinin, yatırım gücünün, iradesinin, inanmışlığının sonucu olan bir bağımsızlık göstergesi. Diğer taraftan her yönüyle bağımsızlığının sonucu olan bu eyleminin öznesindeki doğalgazını varlık olarak kazanmış olması, bağımsızlığının ekonomik boyutunun artık bir söylemden öteye geçtiğini göstermektedir. Türkiye Mali Vatan’ın surlarındaki gediği Mavi Vatan’ını savunarak kapatıyor. Surdaki gedikse tabii ki cari açık. Bugüne kadar Türkiye cari açığı hep enerji üzerinden tartışmak zorunda kaldı. Üstelik enerjinin cari açıkta gerçek bir gerekçe olmadığını bildiği halde... Fakat ne çare ki katma değer sorununu çözmek için yapılacak yatırımlarda kullanması gereken imkânlarını enerjiye harcamak zorunda kaldı. Yani enerjiye yaptığı harcamalar bir yana verimli yatırımları hayata geçirmek için bu kaynağı kullanamaması diğer yana. Önemli olduğuna ve herkesin bakış açısını değiştirmesi gerektiğine inandığım bir şey söylüyorum. Türkiye enerji ithalatı nedeniyle cari açık ülkesidir demek tek başına doğru değildir. Türkiye ileri teknoloji yatırımlarının desteklenmesine enerji harcamaları nedeniyle yeterince kaynak ayıramadığı, feragat etmek zorunda kaldığı için cari açık veriyor demek daha doğru olur. Üstüne bir de enerji ithalatının döviz yükümlülüklerini karşılamak için Türkiye’yi müstemleke mantığıyla sömürmek isteyen sıcak paraya finansal pazar olmak yok mu... Bugün dahi bir güruh sıcak paraya kul olma düşüncesinden kendisini alamıyor. Sıcak para gelsin, gelecek de ama Türkiye’nin gebe olduğu düşünüldüğü için değil. Şimdi artık Karadeniz doğalgazı ve diğer kuyular ve diğer denizlerimizdeki keşiflerle cari fazla vermenin gerçek sırrının enerji ihraç etmek olmadığını göreceğiz. En çok da buna seviniyorum. Milyarlarca, trilyonlarca dolarlık kaynak enerji ithalatı yerine yatırıma aktarılabilecek. İleri teknoloji, ithal ikameci, istihdama katkı sağlayan yatırımlar daha fazla desteklenebilecek. Daha fazla teşvik görebilecek. Doğalgaza sevinemeyenler, neye sevinemediklerinin farkında bile değiller. Dilerim bayramı yaşamayı idrak edebilirler. Bir kere Aile ve Gençlik Bankası kurulacak. Bu banka bakalım aileleri nasıl destekleyecek, Türk insanının kapasitesine bu yolla ne katkı sağlayacak, hangi kalkınmacı atılımları yapacak, gençlerin yani yetiştirdiğimiz kapasitenin girişimcilik hayaline ne kadar dokunacak? Düşünmesi dahi heyecan verici. Dilerim faizsiz olsun. Türkiye’nin Karadeniz doğalgazından elde edeceği kaynağı kendi finansal mimarisiyle beraber planlaması gerçekten bir ekonomik bağımsızlık meselesi olduğunun işaretidir. Konunun uçtan uca ele alınması gerçekten vizyoner bir bakış açısının Türk insanına sunduğu bir fırsattır. Bu fırsat elden kaçırılmadan sonuna kadar kullanılmalıdır. Böylece geleceğimize, gelecek nesillerimize pek iyi bir katkı sağlayabiliriz. Onlara hak ettikleri bağımsız, bölünmez, müreffeh Türkiye’yi verebiliriz.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.