pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

O ŞİRKETLERDEN ALIŞVERİŞ YAPANLAR,PARA BİZDEN SİZ ÇOCUKLARI ÖLDÜRÜN DİYORLAR.

Gazze Filistin’in değil insanlığın Çanakkale’sidir ve bu yüzyılın cephesi en geniş dünya savaşıdır. Bu dünya savaşının bir tarafında devletler ve bu devletlerin yanında yer alan küresel şirketler, diğer tarafında dünyanın insan kalabilen bütün halkları yer alır. Bu kurtuluş savaşının ön cephesinde Gazzeli çocuklar, kadınlar, hastanelerde yatan yaralılar başta olmak üzere silahsız sivil masumlar var. Karşısında da israilin kimyasal bomba yüklü uçakları, abd ve avrupa devletleri ile “Çocukları öldür para bizden” diyen küresel şirketler. Hamas’ın Kassam tugayları Gazzelilerin kurtuluş savaşındaki tek askeri gücü. ** Dünyanın insan kalabilen ve boykot silahını kullanabilme cesaretini gösteren farklı millet ve dinlerden milyonlarca koca yürekli de gazzeli mazlumların yanında. Savaşı bitirecek katliamı durdurabilecek en büyük güç bu koca yürekliler ordusu. Yani deterjan ve temizlik maddelerini değiştiren kadınlar, alışkanlıklarını değiştiren erkekler, soğuk içecek, kahve ve hamburger tercihlerini değiştiren gençler.   ** Hiçbir şey olmamış gibi hayata devam edenlere sözümüz yok. İnsanlık da nasip işidir; hak edene verilir. ** israilin elektrik ve suyunu kestiği Gazze’de bir hastanenin jeneratörünün yakıtı dün bitti ve yoğun bakımda yatan 39 prematüre bebek öldü. Cumartesi günü televizyon ekranında altı yazı olarak geçen son haber buydu. ** Dünyanın aşağılık yüzü Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Sodom ve Gomore adlı romanını hatırlattı. Yazar romanında Anadolu’da başlayan kurtuluş savaşında ingilizlerin işgalindeki İstanbul›un çirkin yüzünü anlatıyor. Sodom ve Gomore, Ürdün’ün lanetlenmiş iki kentidir. Yazar, bu şehirleri Kurtuluş Savaşı yıllarında işgal altında kalan İstanbul›a benzetir.   Tüm ülke kargaşa içerisindedir. Fakat İstanbul’da yaşayan bir grup, tıpkı Sodom ve Gomore’deki gibi bir hayat sürer. (Bugün dünyanın çirkin tarafında yer alan, “Çocuklar ölüyor ama” deyip hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edenler gibi.) Kurtuluş savaşı döneminde işgal altındaki İstanbul’da yaşayan bazı kızlar İngiliz askerlerle akşamları eğlencelere katılırlar. Kitabın baş karakteri olan Leyla da bu kızlardan birisidir. Leyla, İngiliz subaylarından hoşlanır, kendisini seven Türk subayı Necdet’e pas vermez. Necdet ise artık bu durumdan ümidini kesmiş bir vaziyettedir. Necdet’in arkadaşı Cemil ise ona karşı çıkarak Anadolu’ya geçerek Kuvay-ı Milliye’ye katılır ve şehit olur.   Fakat İstanbul’un bu eğlenceli hayatı kısa sürecektir. Kuvayi Milliyetçiler, İstanbul’a akın ederler. Leyla ise eski hayatlarını mahvettikleri için onlardan nefret etmeye başlar. Leyla’nın gerçek yüzünü gören Necdet ise ondan uzaklaşır. ** Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu kitapta Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’da yaşayan bir zümreyi ve bu zümre içindeki insanların ilişkilerini anlatarak ahlak ve toplum değerlerini anlatır ve sorgular. Yazarın İstanbul’u Sodom ve Gomore’ye benzetmesindeki asıl sebeplerden biri budur. İnsanların kendi ülkelerini milli ve kültürel değerlerini küçümsemeleri, işgal altında olmaktan rahatsız olmamaları, duyarsızlıkları, kurtuluş savaşı veren kendi insanını hor görecek kadar batı hayranlığı romanda uç örneklerle verilir.   ** Sodom ve Gomore romanında yer alan karakterlere bakalım; Leyla: İşgal altındaki İstanbul’da yaşayan, duyarsız, eğlenceye, sosyeteye, şöhrete düşkün birisi. Necdet: Vatanını savunmak isteyen fakat buna cesareti olmayan bir genç. Leyla’ya olan aşkı onun gözlerini adeta kör etmiş. Sonunda gerçekleri görmeye başlar fakat her şey için çok geçtir. Cemil: Necdet’in arkadaşı. Vatansever. Kuvay-i Milliye hareketine katılarak vatanı için şehit düşer. Sami Bey, kendi insanını küçümseyen, Avrupa’nın üstünlüğünü her şeyin üstüne koyan, kendi gemisini yürütmek için her türlü değerini sokağa atacak bir mahluktur. Avrupa, özellikle İngiltere’yi gözünde o denli büyütür ki Türklerin İngilizlere karşı bir savaş kazanabileceğine bir türlü inanamaz.   Zira, “Sami Bey için, İngiltere, ortaksız bir ilahtır, dünyanın bütün işleri, bütün dünya milletlerinin alınyazıları onun vereceği kararlara ve hükümlere bağlıdır... Şimdi nasıl olur da bir avuç Anadolu Türk’ünün bu heybetli kudrete rağmen başarıya ulaşacağına ihtimal verebilirdi?”. ** Biz kurtuluş savaşını kazandık, Gazze’de kazanacak. Velhasıl her dönemin duyarsız bir Leyla’sı, tembel bir Necdet’i, vatansever bir Cemil’i, milletini küçümseyen ama ondan beslenen bir Sami Bey’i olacak. Önemli olan sen bugün hangisi olacaksın?
Ekleme Tarihi: 12 Kasım 2023 - Pazar

O ŞİRKETLERDEN ALIŞVERİŞ YAPANLAR,PARA BİZDEN SİZ ÇOCUKLARI ÖLDÜRÜN DİYORLAR.

Gazze Filistin’in değil insanlığın Çanakkale’sidir ve bu yüzyılın cephesi en geniş dünya savaşıdır.

Bu dünya savaşının bir tarafında devletler ve bu devletlerin yanında yer alan küresel şirketler, diğer tarafında dünyanın insan kalabilen bütün halkları yer alır.

Bu kurtuluş savaşının ön cephesinde Gazzeli çocuklar, kadınlar, hastanelerde yatan yaralılar başta olmak üzere silahsız sivil masumlar var.

Karşısında da israilin kimyasal bomba yüklü uçakları, abd ve avrupa devletleri ile “Çocukları öldür para bizden” diyen küresel şirketler.

Hamas’ın Kassam tugayları Gazzelilerin kurtuluş savaşındaki tek askeri gücü.

**

Dünyanın insan kalabilen ve boykot silahını kullanabilme cesaretini gösteren farklı millet ve dinlerden milyonlarca koca yürekli de gazzeli mazlumların yanında.
Savaşı bitirecek katliamı durdurabilecek en büyük güç bu koca yürekliler ordusu.
Yani deterjan ve temizlik maddelerini değiştiren kadınlar, alışkanlıklarını değiştiren erkekler, soğuk içecek, kahve ve hamburger tercihlerini değiştiren gençler.
 

**

Hiçbir şey olmamış gibi hayata devam edenlere sözümüz yok.

İnsanlık da nasip işidir; hak edene verilir.

**

israilin elektrik ve suyunu kestiği Gazze’de bir hastanenin jeneratörünün yakıtı dün bitti ve yoğun bakımda yatan 39 prematüre bebek öldü.

Cumartesi günü televizyon ekranında altı yazı olarak geçen son haber buydu.

**

Dünyanın aşağılık yüzü Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Sodom ve Gomore adlı romanını hatırlattı.

Yazar romanında Anadolu’da başlayan kurtuluş savaşında ingilizlerin işgalindeki İstanbul›un çirkin yüzünü anlatıyor.

Sodom ve Gomore, Ürdün’ün lanetlenmiş iki kentidir.
Yazar, bu şehirleri Kurtuluş Savaşı yıllarında işgal altında kalan İstanbul›a benzetir.
 

Tüm ülke kargaşa içerisindedir.

Fakat İstanbul’da yaşayan bir grup, tıpkı Sodom ve Gomore’deki gibi bir hayat sürer.
(Bugün dünyanın çirkin tarafında yer alan, “Çocuklar ölüyor ama” deyip hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edenler gibi.)

Kurtuluş savaşı döneminde işgal altındaki İstanbul’da yaşayan bazı kızlar İngiliz askerlerle akşamları eğlencelere katılırlar.

Kitabın baş karakteri olan Leyla da bu kızlardan birisidir.

Leyla, İngiliz subaylarından hoşlanır, kendisini seven Türk subayı Necdet’e pas vermez.

Necdet ise artık bu durumdan ümidini kesmiş bir vaziyettedir.

Necdet’in arkadaşı Cemil ise ona karşı çıkarak Anadolu’ya geçerek Kuvay-ı Milliye’ye katılır ve şehit olur.
 

Fakat İstanbul’un bu eğlenceli hayatı kısa sürecektir.

Kuvayi Milliyetçiler, İstanbul’a akın ederler.

Leyla ise eski hayatlarını mahvettikleri için onlardan nefret etmeye başlar. Leyla’nın gerçek yüzünü gören Necdet ise ondan uzaklaşır.

**

Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu kitapta Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’da yaşayan bir zümreyi ve bu zümre içindeki insanların ilişkilerini anlatarak ahlak ve toplum değerlerini anlatır ve sorgular.
Yazarın İstanbul’u Sodom ve Gomore’ye benzetmesindeki asıl sebeplerden biri budur.
İnsanların kendi ülkelerini milli ve kültürel değerlerini küçümsemeleri, işgal altında olmaktan rahatsız olmamaları, duyarsızlıkları, kurtuluş savaşı veren kendi insanını hor görecek kadar batı hayranlığı romanda uç örneklerle verilir.
 

**

Sodom ve Gomore romanında yer alan karakterlere bakalım;
Leyla: İşgal altındaki İstanbul’da yaşayan, duyarsız, eğlenceye, sosyeteye, şöhrete düşkün birisi.
Necdet: Vatanını savunmak isteyen fakat buna cesareti olmayan bir genç. Leyla’ya olan aşkı onun gözlerini adeta kör etmiş. Sonunda gerçekleri görmeye başlar fakat her şey için çok geçtir.
Cemil: Necdet’in arkadaşı. Vatansever. Kuvay-i Milliye hareketine katılarak vatanı için şehit düşer.
Sami Bey, kendi insanını küçümseyen, Avrupa’nın üstünlüğünü her şeyin üstüne koyan, kendi gemisini yürütmek için her türlü değerini sokağa atacak bir mahluktur.
Avrupa, özellikle İngiltere’yi gözünde o denli büyütür ki Türklerin İngilizlere karşı bir savaş kazanabileceğine bir türlü inanamaz.
 
Zira, “Sami Bey için, İngiltere, ortaksız bir ilahtır, dünyanın bütün işleri, bütün dünya milletlerinin alınyazıları onun vereceği kararlara ve hükümlere bağlıdır... Şimdi nasıl olur da bir avuç Anadolu Türk’ünün bu heybetli kudrete rağmen başarıya ulaşacağına ihtimal verebilirdi?”.

**

Biz kurtuluş savaşını kazandık, Gazze’de kazanacak.

Velhasıl her dönemin duyarsız bir Leyla’sı, tembel bir Necdet’i, vatansever bir Cemil’i, milletini küçümseyen ama ondan beslenen bir Sami Bey’i olacak.

Önemli olan sen bugün hangisi olacaksın?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.