pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Kılıçdaroğlu hem bir milli güvenlik sorununa dönüşüyor, hem de bütün siyasetin ortak sorununa.

28 Mayıs akşamı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan beklenen kameraların karşısına geçip, kısa bir açıklama ile istifasını duyurup tamamen emekliliğe ayrılmasıydı. Bu seferki mağlubiyeti öncekilere benzemiyordu. Muhalefetin büyük potansiyeli vardı; umut, heyecan, motivasyon had safhaya ulaşmıştı. Ekonomideki sorunlar ve deprem iktidarın aleyhineydi. Bir araya gelmeyi başarabilmiş muhalefet, uygun bir adayla başarı sağlayabilirdi. Kemal Kılıçdaroğlu uygun adayın kendisi olduğu düşüncesi ve hırsı ile, ittifaktaki küçük partilere büyük rüşvetler vererek aday oldu ve kaybetti. Sadece kaybetmekle kalmadı, muhalefetin son kurşununu, o birikmiş büyük potansiyeli, umudu, heyecanı, motivasyonu da heba etti. Böyle bir başarısızlık karşısında yakışan ve beklenen istifa edip siyasetten çekilmesiydi ama yapmadı. Büyük bir pişkinlikle CHP’nin başında durmayı sürdürüyor. Durumu sadece “pişkinlik” kelimesiyle açıklamak yeterli değil; Kemal Bey çelik gibi sert bir umursamazlık ve aldırmazlık içinde. Muhaliflerin ve hatta bizzat partisi CHP’nin ağır eleştirilerini duymazdan geliyor; ortada hiçbir sorun yokmuş gibi davranıyor.   Daha önce Kemal Bey’in adeta “beni kurtarın” diye feryat ettiğini yazmıştım. Geçmişte CHP Genel Başkanlığı nasıl kendi iradesi dışında gerçekleştiyse, 2023 Cumhurbaşkanı adaylığı da kendi iradesi dışında gerçekleşti. Şu anda CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturma ısrarında da kendi iradesi yok. Belli ki yeni bir oyunda kendisine ihtiyaç var ve rolünü oynuyor. O yeni oyun ne olabilir? CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında siyasi bir iddiası artık olamaz. Kemal Bey her ne kadar hemen şimdi sandık istiyorsa da, CHP’nin ilk seçimde alacağı oy muhtemelen yüzde 10’u geçmez. Bunu biz görebildiğimiz kadar eminiz ki Kemal Bey de görüyordur.   “Küçük olsun benim olsun” gibi bir hesabı olsa, 100 yaşındaki CHP’nin bunu kaldıramayacağı açıktır. O zaman neden orada oturmaya devam ediyor? Kemal Bey’e biçilen yeni rol, bir kaos figüranlığı olabilir. 28 Mayıs sonrası yaptığı açıklama ve eylemlerinde de bunun işaretlerini veriyor. Her açıklamasının, her sosyal medya mesajının altında binlerce “istifa et” yorumu var. Bunlardan habersiz olması imkânsız. Dedik ya; büyük bir pişkinlik, umursamazlık ve aldırmazlıkla bu çağrıları görmezden geliyor. Üslubunu sertleştiriyor, daha da saldırganlaşıyor, çok daha kışkırtıcı bir dil kullanıyor. Bir noktadan sonra muhatap alınacağını, böylece seçim yenilgisini unutturacağını, “haklılık” ya da “mağduriyet” gerekçesiyle tekrar sahneye döneceğini umuyor. İktidar ve parti içi muhalefet bu plana karşılık vermediği için hırçınlığının dozunu daha da artırıyor.   Korkutucu olan şu ki, Kılıçdaroğlu hiçbir zaman muhatap alınmayacak; ama frene de basmayacak, durmayacak. Muhatap alınmadıkça, daha fazla kışkırtacak, daha fazla gerecek. Bu kontrolsüzlük Kemal Bey’i de, CHP’yi de, muhalif siyaseti de pespayeliğe taşıyacak. Zira Kemal Bey gösterdi ki, kendisi için bir sınır yok; her değeri çiğneyerek gidebileceği yere kadar gitmek isteyecek. İşte tehlike burada başlıyor. Kemal Bey, kendi hırsı için bütün memleketi ateşe atabilecek, yangını da uzaktan keyifle izleyecek bir ruh haline doğru gidiyor. Şu anda kibriti kava sürtüyor ama bir türlü alev almıyor; kibrit tutuştuğunda benzin bidonunun içine atmaktan çekinmeyecek. Eğer yeni senaryo kaos ise, iktidarın da muhalefetin de dikkatli olması gerekiyor. Çünkü siyasi tarihimizde hiç olmadığı kadar bir gözü karalık, arkasına içerden ve dışardan her desteği alarak memleketi yangın yerine çevirmek isteyebilir. Bir kez daha altını çizelim: Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığında CHP’nin bu aşamadan sonra öyle zannedildiği gibi iktidar partilerine faydası yok. “Kılıçdaroğlu oldukça biz kazanmaya devam ederiz” formülü bu aşamadan sonra çalışmayabilir. Kemal Bey hem bir milli güvenlik sorununa dönüşüyor, hem de bütün siyasetin ortak sorununa.
Ekleme Tarihi: 31 Temmuz 2023 - Pazartesi

Kılıçdaroğlu hem bir milli güvenlik sorununa dönüşüyor, hem de bütün siyasetin ortak sorununa.

28 Mayıs akşamı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan beklenen kameraların karşısına geçip, kısa bir açıklama ile istifasını duyurup tamamen emekliliğe ayrılmasıydı.

Bu seferki mağlubiyeti öncekilere benzemiyordu. Muhalefetin büyük potansiyeli vardı; umut, heyecan, motivasyon had safhaya ulaşmıştı. Ekonomideki sorunlar ve deprem iktidarın aleyhineydi. Bir araya gelmeyi başarabilmiş muhalefet, uygun bir adayla başarı sağlayabilirdi. Kemal Kılıçdaroğlu uygun adayın kendisi olduğu düşüncesi ve hırsı ile, ittifaktaki küçük partilere büyük rüşvetler vererek aday oldu ve kaybetti. Sadece kaybetmekle kalmadı, muhalefetin son kurşununu, o birikmiş büyük potansiyeli, umudu, heyecanı, motivasyonu da heba etti.

Böyle bir başarısızlık karşısında yakışan ve beklenen istifa edip siyasetten çekilmesiydi ama yapmadı. Büyük bir pişkinlikle CHP’nin başında durmayı sürdürüyor. Durumu sadece “pişkinlik” kelimesiyle açıklamak yeterli değil; Kemal Bey çelik gibi sert bir umursamazlık ve aldırmazlık içinde. Muhaliflerin ve hatta bizzat partisi CHP’nin ağır eleştirilerini duymazdan geliyor; ortada hiçbir sorun yokmuş gibi davranıyor.

 

Daha önce Kemal Bey’in adeta “beni kurtarın” diye feryat ettiğini yazmıştım. Geçmişte CHP Genel Başkanlığı nasıl kendi iradesi dışında gerçekleştiyse, 2023 Cumhurbaşkanı adaylığı da kendi iradesi dışında gerçekleşti. Şu anda CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturma ısrarında da kendi iradesi yok. Belli ki yeni bir oyunda kendisine ihtiyaç var ve rolünü oynuyor.

O yeni oyun ne olabilir?

CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında siyasi bir iddiası artık olamaz. Kemal Bey her ne kadar hemen şimdi sandık istiyorsa da, CHP’nin ilk seçimde alacağı oy muhtemelen yüzde 10’u geçmez. Bunu biz görebildiğimiz kadar eminiz ki Kemal Bey de görüyordur.

 

“Küçük olsun benim olsun” gibi bir hesabı olsa, 100 yaşındaki CHP’nin bunu kaldıramayacağı açıktır.

O zaman neden orada oturmaya devam ediyor?

Kemal Bey’e biçilen yeni rol, bir kaos figüranlığı olabilir.

28 Mayıs sonrası yaptığı açıklama ve eylemlerinde de bunun işaretlerini veriyor. Her açıklamasının, her sosyal medya mesajının altında binlerce “istifa et” yorumu var. Bunlardan habersiz olması imkânsız. Dedik ya; büyük bir pişkinlik, umursamazlık ve aldırmazlıkla bu çağrıları görmezden geliyor. Üslubunu sertleştiriyor, daha da saldırganlaşıyor, çok daha kışkırtıcı bir dil kullanıyor.

Bir noktadan sonra muhatap alınacağını, böylece seçim yenilgisini unutturacağını, “haklılık” ya da “mağduriyet” gerekçesiyle tekrar sahneye döneceğini umuyor. İktidar ve parti içi muhalefet bu plana karşılık vermediği için hırçınlığının dozunu daha da artırıyor.

 

Korkutucu olan şu ki, Kılıçdaroğlu hiçbir zaman muhatap alınmayacak; ama frene de basmayacak, durmayacak. Muhatap alınmadıkça, daha fazla kışkırtacak, daha fazla gerecek. Bu kontrolsüzlük Kemal Bey’i de, CHP’yi de, muhalif siyaseti de pespayeliğe taşıyacak. Zira Kemal Bey gösterdi ki, kendisi için bir sınır yok; her değeri çiğneyerek gidebileceği yere kadar gitmek isteyecek.

İşte tehlike burada başlıyor. Kemal Bey, kendi hırsı için bütün memleketi ateşe atabilecek, yangını da uzaktan keyifle izleyecek bir ruh haline doğru gidiyor. Şu anda kibriti kava sürtüyor ama bir türlü alev almıyor; kibrit tutuştuğunda benzin bidonunun içine atmaktan çekinmeyecek.

Eğer yeni senaryo kaos ise, iktidarın da muhalefetin de dikkatli olması gerekiyor. Çünkü siyasi tarihimizde hiç olmadığı kadar bir gözü karalık, arkasına içerden ve dışardan her desteği alarak memleketi yangın yerine çevirmek isteyebilir.

Bir kez daha altını çizelim: Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığında CHP’nin bu aşamadan sonra öyle zannedildiği gibi iktidar partilerine faydası yok. “Kılıçdaroğlu oldukça biz kazanmaya devam ederiz” formülü bu aşamadan sonra çalışmayabilir. Kemal Bey hem bir milli güvenlik sorununa dönüşüyor, hem de bütün siyasetin ortak sorununa.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.