pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

İsrail’le mücadele hamburgerci protestosuyla olmaz.

İsrail’le mücadele söz konusu olunca bazı marka ve ürünler hem de yanlı yanlış tepkiyle karşılaşıyor. Hiçbiri umurumda değil, karıştırılan markalar olması da. Üstelik bu tepkiyi de çok değerli buluyorum. İyi niyetli olduğunu ve tabanın duygularını ifade ettiğini düşünüyorum. Fakat İsrail’le mücadelenin hamburgerle yapılamayacağını bildiğimden meseleyi doğru zemine çekmek istiyorum. İsrail’le mücadele yüzeysel ele alınmamalıdır. Çok daha derine inilmelidir. Çok daha stratejik düşünülmelidir. Yani İsrail’le mücadele etmek isteyen kapitalizmin kalbini hedeflemelidir. Tıpkı Dracula filmlerinde gümüş mızrağın vampirin tam kalbine saplanması gerektiği gibi.   İsrail’le mücadele faizsizlikle yapılabilir. İsrail’i ve İsrail gibileri var eden kapitalizmdir. Tefeci sermaye sistemidir. Faiz alanlar ve verenler, Allah ve Resul’ü ile nasıl savaşa girdiklerini Gazze’de görmüş olmalı. Bu savaş her gün başka biçimde gerçekleşiyor da Gazze’deki halini göremeyen de artık kör olmamışsa nedir? Müslümanlar faizcilerle iş tutmayı bırakırsa hacim ve derinlik kaybolacağından sistemi batırmaya yeter. Müslümanlar belli markalara karşı takındığı tavrı bu tarafa yöneltip faizli muameleleri bırakırsa İsrail’in de, İsrail’in sırtını sıvazlayanların da, İsrail’i besleyen sistemin de adil ve demokratik yaklaşımlar getirmekten başka çaresi kalmaz.     AVRUPA’DA YASAKLAR Hani Disney Türkiye’deki ünlüleri mamayı kesmekle korkutmuştu da söz konusu Atatürk iken süt dökmüş kediye dönmüşlerdi. Bir benzerini daha görüyoruz. İnsan hakları vaazları veren Avrupalılar tarihin gördüğü en büyük vahşetlerden birinin gerçekleştiği bugünlerde Disney beslemesi ünlüler gibi sessiz. İnsanın onuru, inandığı doğrular satılık olamaz demeye lüzum etmez. Mekkeli müşrikler de bir zaman, “şereflerinin deve kervanlarının sırtında olduğunu,” söylemişlerdi.   SMS MESELESİ Mobil numaram epey eski. O yüzden sanırım pazarlama amaçlı ilgili ilgisiz yüzlerce mesaj her gün önüme düşüyor. Açmıyorum bile. Öyle bir vaktim yok çünkü.   Bir de sürekli kumar mesajları geliyor. Görseniz kumar masalarından kalkmıyorum, kumar sadece benim telefonda dönüyor sanırsınız. Haliyle son günlerde tartışma konusu olan kısa mesajın bana da gelmesi gerekirdi. Ama numaram o kadar da düşmemiş olacak ki gelmedi.   BU ORTAMA ERDOĞAN İLE GİRMEK Dünyada konjonktür fena halde sıkıştı. Ukrayna ateşiyle Karadeniz sıcakken Akdeniz de kaynamaya başladı. Konjonktür bu denli sıkışmışken Türkiye’nin Erdoğansız ilerlemeye çalıştığını düşünmek bile bir kâbus gibi. Düşünsenize Batı medyasının yılın en önemli seçimi olarak not ettikleri seçimi Erdoğan kaybetmiş. Olacakları şöyle bir hayal edelim.   Rusya ile bağlar çoktan kopmuştu. Şimdi biri Filistin’i biri İsrail’i tutuyor olurdu. Öbürü Gazze’ye otobüs tutup Suriyeli savaşçı sevkiyatı yaparken diğeri İran’a destek mesajları açıklıyor olurdu. MİT, toprak satan Filistinlileri destekleyen sosyal medya kullanıcılarını kamplara toplamış gaz odalarında öldürüyor olurdu. Koltuklar, anayasa kitapçıkları, yumruklar havada uçuşuyor olurdu. Macron’dan ayar yerken PKK ve Suriye’nin kuzeyindeki enikleri, içeride sırtını kendilerine yaslayan işbirlikçileriyle işgale hazırlanıyor olurdu. Bankalar kredileri geri çağırıp şirketleri batırıyor olurdu. Şirketler işçileri çağırıp tazminatsız kovuyor olurdu.   Depremzedeler çadır dahi bulamıyor olurdu. Karabağ, Gazze’den beter olurdu. Kıbrıs Rum’a meze karşılığı peşkeş çekilirdi. Bedelsiz değil hani. Enerji kısıntılarına uğrayan ülkede üretim durmuş olurdu. Ve daha neler neler. Bugün 100 yıllık serüveninde en güçlü konumuna ulaşmış olan Türkiye, tarihte hiç olmadığı kadar acze düşerdi. Türk milleti böyle bir millet işte. Hepsinin farkındaydı. Türk’ün aklıyla devlet aklının nasıl örtüştüğünü TRT Haber’de geçtiğimiz cuma akşamı yayınlanan Hakan Fidan röportajı gayet net şekilde ortaya koydu. İzlerken hayıflanmadım değil ama. Bu röportaj gündüz yayınlansa borsa endeksi 400 puan yukarıdan kapatırdı. Kimse göremedi mi? FED başkanı Powell’ın, “Ne yaptığımızı bilmiyoruz” anlamındaki açıklamaları tazeyken hem de.
Ekleme Tarihi: 22 Ekim 2023 - Pazar

İsrail’le mücadele hamburgerci protestosuyla olmaz.

İsrail’le mücadele söz konusu olunca bazı marka ve ürünler hem de yanlı yanlış tepkiyle karşılaşıyor. Hiçbiri umurumda değil, karıştırılan markalar olması da. Üstelik bu tepkiyi de çok değerli buluyorum. İyi niyetli olduğunu ve tabanın duygularını ifade ettiğini düşünüyorum.

Fakat İsrail’le mücadelenin hamburgerle yapılamayacağını bildiğimden meseleyi doğru zemine çekmek istiyorum.

İsrail’le mücadele yüzeysel ele alınmamalıdır. Çok daha derine inilmelidir. Çok daha stratejik düşünülmelidir.

Yani İsrail’le mücadele etmek isteyen kapitalizmin kalbini hedeflemelidir. Tıpkı Dracula filmlerinde gümüş mızrağın vampirin tam kalbine saplanması gerektiği gibi.

 

İsrail’le mücadele faizsizlikle yapılabilir.

İsrail’i ve İsrail gibileri var eden kapitalizmdir. Tefeci sermaye sistemidir.

Faiz alanlar ve verenler, Allah ve Resul’ü ile nasıl savaşa girdiklerini Gazze’de görmüş olmalı. Bu savaş her gün başka biçimde gerçekleşiyor da Gazze’deki halini göremeyen de artık kör olmamışsa nedir?

Müslümanlar faizcilerle iş tutmayı bırakırsa hacim ve derinlik kaybolacağından sistemi batırmaya yeter.

Müslümanlar belli markalara karşı takındığı tavrı bu tarafa yöneltip faizli muameleleri bırakırsa İsrail’in de, İsrail’in sırtını sıvazlayanların da, İsrail’i besleyen sistemin de adil ve demokratik yaklaşımlar getirmekten başka çaresi kalmaz.

 

 

AVRUPA’DA YASAKLAR

Hani Disney Türkiye’deki ünlüleri mamayı kesmekle korkutmuştu da söz konusu Atatürk iken süt dökmüş kediye dönmüşlerdi. Bir benzerini daha görüyoruz.

İnsan hakları vaazları veren Avrupalılar tarihin gördüğü en büyük vahşetlerden birinin gerçekleştiği bugünlerde Disney beslemesi ünlüler gibi sessiz.

İnsanın onuru, inandığı doğrular satılık olamaz demeye lüzum etmez.

Mekkeli müşrikler de bir zaman, “şereflerinin deve kervanlarının sırtında olduğunu,” söylemişlerdi.

 

SMS MESELESİ

Mobil numaram epey eski. O yüzden sanırım pazarlama amaçlı ilgili ilgisiz yüzlerce mesaj her gün önüme düşüyor. Açmıyorum bile. Öyle bir vaktim yok çünkü.

 

Bir de sürekli kumar mesajları geliyor. Görseniz kumar masalarından kalkmıyorum, kumar sadece benim telefonda dönüyor sanırsınız. Haliyle son günlerde tartışma konusu olan kısa mesajın bana da gelmesi gerekirdi. Ama numaram o kadar da düşmemiş olacak ki gelmedi.

 

BU ORTAMA ERDOĞAN İLE GİRMEK

Dünyada konjonktür fena halde sıkıştı. Ukrayna ateşiyle Karadeniz sıcakken Akdeniz de kaynamaya başladı. Konjonktür bu denli sıkışmışken Türkiye’nin Erdoğansız ilerlemeye çalıştığını düşünmek bile bir kâbus gibi.

Düşünsenize Batı medyasının yılın en önemli seçimi olarak not ettikleri seçimi Erdoğan kaybetmiş. Olacakları şöyle bir hayal edelim.

 

Rusya ile bağlar çoktan kopmuştu. Şimdi biri Filistin’i biri İsrail’i tutuyor olurdu. Öbürü Gazze’ye otobüs tutup Suriyeli savaşçı sevkiyatı yaparken diğeri İran’a destek mesajları açıklıyor olurdu.

MİT, toprak satan Filistinlileri destekleyen sosyal medya kullanıcılarını kamplara toplamış gaz odalarında öldürüyor olurdu.

Koltuklar, anayasa kitapçıkları, yumruklar havada uçuşuyor olurdu.

Macron’dan ayar yerken PKK ve Suriye’nin kuzeyindeki enikleri, içeride sırtını kendilerine yaslayan işbirlikçileriyle işgale hazırlanıyor olurdu.

Bankalar kredileri geri çağırıp şirketleri batırıyor olurdu.

Şirketler işçileri çağırıp tazminatsız kovuyor olurdu.

 

Depremzedeler çadır dahi bulamıyor olurdu.

Karabağ, Gazze’den beter olurdu. Kıbrıs Rum’a meze karşılığı peşkeş çekilirdi. Bedelsiz değil hani.

Enerji kısıntılarına uğrayan ülkede üretim durmuş olurdu.

Ve daha neler neler.

Bugün 100 yıllık serüveninde en güçlü konumuna ulaşmış olan Türkiye, tarihte hiç olmadığı kadar acze düşerdi.

Türk milleti böyle bir millet işte. Hepsinin farkındaydı. Türk’ün aklıyla devlet aklının nasıl örtüştüğünü TRT Haber’de geçtiğimiz cuma akşamı yayınlanan Hakan Fidan röportajı gayet net şekilde ortaya koydu.

İzlerken hayıflanmadım değil ama. Bu röportaj gündüz yayınlansa borsa endeksi 400 puan yukarıdan kapatırdı. Kimse göremedi mi? FED başkanı Powell’ın, “Ne yaptığımızı bilmiyoruz” anlamındaki açıklamaları tazeyken hem de.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.