https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

İsrail’e büyük bir bedel ödetilecektir.

İnsanlık bir katili durduramadı. Bir soykırımcıyı, yeryüzünün en azılı teröristini, insan ırkının en tehlikeli örneğini, dünyayı ateşe verip kıyameti zorlamayı kafasına koymuş bir alçağı susturamadı. Gücün, silahın kimlerin elinde nasıl bir şeye dönüştüğünün, bunun yeryüzü için nasıl bir tehlike oluşturduğunun, “insan genetiği bozulmuş” bir varlığın insan neslini nasıl tehdit edebildiğinin örneğine tanık oluyoruz. BU BARBARLIK, BU VAHŞET İNSAN IRKINI HEDEF ALIYOR. BİLİNEN ÇATIŞMALARIN ÇOK ÖTESİNDE BİR ŞEYİ ANLATIYOR. Öyle büyük kıyımlar, öyle barbarca katliamlar, öyle vahşi yöntemler izliyor ki, sizler bunu sadece Gazze meselesi sanıyorsunuz. Sadece Filistin ya da Ortadoğu meselesi sanıyorsunuz. Sadece Arap-İsrail anlaşmazlığı sanıyorsunuz. Sadece Müslümanlıkla Yahudilik arasındaki savaş sanıyorsunuz. Evet, bunların hepsi var. Ama çok daha ötesi de var. Netanyahu ve arkasındaki topluluk insan ırkına saldırıyor. Etnik kimliklerin, siyasi anlaşmazlıkların, bölgesel huzursuzlukların, toprak kavgasının, tarih kavgasının ötesinde, ilk insandan bu yana devam eden insanlık düzenine saldırıyor. Savaş başka bir şey, çatışma başka bir şey. Bebeklerin, çocukların, kadınların imha edilmesi başka bir planlama. Bugün gücü Gazze halkına yetiyor. Gücü artarsa bütün bölgeye, daha da artarsa bütün dünyaya aynı şeyi yapmayı hayal ediyor. NÜKLEER İMHA DAHİL, BAŞKA ŞEYLER PLANLIYOR BUNLAR! Ve bu amaçla nükleer silah kullanmayı bile planlıyor. Ülkeleri imha etmeyi bile planlıyor. Sadece düşmanlarını değil, engel görmeye başladığı anda, dostlarını vurmayı bile planlıyor. Savaşların, gördüğümüz barbarlıkların yanında, onlar insan ırkını hedef alacak başka şeyler planlıyor. Şu an dünyadaki güç matematiğinin boşluklarını fırsata çevirip kullanıyor. ABD’yi kullanıyor, Avrupa’yı kullanıyor. ABD’yi rehin alıyor, Avrupa’yı rehin alıyor. Hindistan’ı ve bazı Arap rejimlerini rehin alıyor. Başkalarının gücünü silaha dönüştürüp kendi yolunda ilerliyor. BÖYLESİNE AZGINLAŞAN BİR TOPLUMA HİÇ BU KADAR TAHAMMÜL EDİLMEDİ... İnsanlığın aklı bunu anlamayacak düzeyde değil. Bu işin nerelere uzanacağını kavrayamayacak çaresizlikte değil. Ama güç sistemini öyle kilitlemişler ki, bu düğümü çözmeyi kimse göze alamıyor, kimse risk almıyor, kimse öne çıkıp “artık yeter” diyemiyor, demiyor. İnsanlığın; küçücük bir devlet, bir avuç ırkçı sapık karşısında böylesine çaresiz kaldığı bir dönemi olmamıştır. Hiçbir gücü olmayıp başkalarının gücünü kullanarak böyle azgınlaşan bir topluma bu kadar suskun kaldığı bir tarih olmamıştır. İnsan ırkının tamamını hedef alan böylesine bir bulaşıcı hastalığa bu kadar tahammül edebildiği bir dönem olmamıştır. İNSANLIĞIN ANAVATANI; ALLAH’LA SAVAŞANLARIN, PEYGAMBER ÖLDÜRENLERİN TEHDİDİ ALTINDA. Bu coğrafya insanlığın anavatanıdır. Bütün dinlerin, medeniyetlerin, kültürlerin, milletlerin hak iddia ettiği, miras hakkı olduğu bir yerdir. İnsanlık tarihi boyunca sayısız savaşlara, çatışmalara, bölünmelere, sürgünlere, yıkımlara, büyük inşa hareketlerine, büyük imparatorluklara tanık olmuştur. Gücün savaşı hep vardır. İnsanlık tarihi çatışmaların tarihidir. Barışın tarihi neredeyse hiç olmamıştır. Bu coğrafya, peygamberlerin bile öldürüldüğü, sürgün edildiği, işkence edildiği, açlığa ve ambargoya maruz bırakıldığı bir yerdir. Biliyoruz. Peygamberleri öldüren, Allah’la savaşan, ilahi olana meydan okuyan, aşırılıklarına tahammül edilemediği için sayısız kez yeryüzünde sürgüne gönderilen topluluk, şimdi yeniden bütün insanlığa saldırıyor. Öğretileri üzerinden bebekleri sistematik biçimde öldürüyor. Çocukları öldürerek nesilleri kurutmaya çalışıyor. Kadınları öldürerek nüfusu yok etmeye çalışıyor. Toprakları kurutarak, suyu kirleterek, yeşili yok ederek hayatı kurutmaya çalışıyor. Bütün bunlar savaşların, çatışmaların, her tür uyuşmazlığın ötesinde, barbarca uygulanan, soykırımla yaygınlaştırılmaya çalışılan şeytani bir ajandadır. İSRAİL DURDURULMALI, TASFİYE EDİLMELİ! “DEVLET OLMA” HAKKI ELİNDEN ALINMALI. ASLA BİR “HARİTASI” OLMAMALI. İsrail durdurulmalı. Yeryüzündeki en büyük terör örgütü durdurulmalı. Yetmez, tasfiye edilmeli. Devlet olma hakkı elinden alınmalı. Silahsızlandırılmalı ve ordusu dağıtılmalı. Kötüye kullandığı, istismar ettiği güç elinden alınmalı, Bir daha asla güç ehliyeti, devlet ehliyeti olmamalı. İsrail’in asla bir haritası olmamalı. Bu yönde çizilen bütün haritalar yok edilmeli. Sadece Gazze’deki işgali, Batı Şeria’daki işgali değil, Lübnan’daki, Suriye’deki işgali de acilen sona erdirilmeli. Şehirlerde yaşasalar da bir “devlet gibi” işgal altında tuttuğu bütün topraklarda hükümranlığı sona erdirilmeli. NEDEN “SÜRGÜN”, ŞİMDİ ANLADIK. SADECE GAZZE ÖRNEĞİ BİZE YETTİ. Özellikle ve özellikle, “devlet olma hakkı” ve “harita hakkı” sonsuza dek yok edilmeli. Çünkü bu yapıyı kuranların, güce dönüştürenlerin, insanlığa karşı nükleer silaha dönüştürenlerin böyle bir ehliyeti yoktur. Onlara destek veren kitlenin böyle bir hakkı ve ehliyeti, olgunluğu yoktur. Geçmişte yaşananları hep kınadık, hep yargıladık, asla masum görmedik. Ama sadece son bir yıldır Gazze’de yaşananlar, İsraillilerin neden büyük sürgünler yaşadıklarına dair acı örnekleri bugüne taşıdı. Hep başkalarını suçlarken kendi yapıp ettiklerini nasıl gizlediklerini düşünmemize yol açtı. Bugünün dünya düzeni onların haklılığının, masumiyetinin, korunmasının güvencesi olabilir. Ama tarih hep böyle akmadı ve akmaz. Başkalarının zalimliğini kullanarak onlarla aynı yöntemi izleyenlere acı duyulmaz. Mazlumun zalimleşmesinden daha alçakça bir toplumsal kişilik bozukluğu olmaz. NETANYAHU SUSTURULMALI. HAYATLA BAĞI KOPARILMALI. MİLLETLER DEĞİL, O YOK OLMALI. Netanyahu durdurulmalı. Durdurulamıyorsa susturulmalı. Yaşama hakkı elinden alınmalı. Bir kişinin histerisi yüzünden milletler yok olacaksa, o bir kişinin yaşama hakkı olamaz. Ona dünyayı böylesine bir yok oluşa sürükleme fırsatı verilemez. Bu adam bir siyasi kişilik değil. Aslında insani özelliklerini tamamen kaybetmiş bir varlık. Kandan, zalimlikten, barbarlıktan beslenen, bütün insanlardan nefret eden, yeryüzüne kötülüğü yayma misyonu üslenen bir hasta kişilik. Sadece yaptıkları için değil, bundan sonra yapacaklarını önlemek için de elleri kelepçelenip cezalandırılmalı, bir hücreye kapatılmalı, hayatla bağları koparılmalıdır. “Bundan sonra yapacakları için” tasfiye edilmeli, milletlerin yok oluşu yerine onun yok oluşu öncelenmelidir. BATI’YI İSRAİL ÇÖKÜŞE SÜRÜKLEDİ REHİN ALINAN LİDERLERLE, BİLE BİLE İNTİHAR ETTİLER! Batı dünyası, ABD ve Avrupa İsrail’i savunma, koruma yüzünden dünyayı kaybetti. Siyasi itibarını, gücünü, etkisini yitirdi. Son otuz yıldır coğrafyamızdaki bütün savaşları, saldırıları, soykırımları, kitlesel imhaları İsrail kurguladı. Ve bunu Batı’nın silahı ile yaptı, Batı’yı savaşlara sokarak yaptı. Sonunda ABD’nin de Avrupa’nın da dünyada, insanlık nazarında hiçbir itibarı ve güvenilirliği kalmadı. İsrail Batı’yı büyük bir çöküşe sürükledi. Satın aldığı liderlerle, yönetici elitlerle Batılı ulusları mahvetti. Sonunda Batı’nın küresel üstünlüğü çöktü. Bugün hâlâ İsrail’i savunanların, onu korumak için ülkelerini ve milletlerini heba edenlerin tamamı için bir gelecek olmayacak. İntihar ediyorlar. HAFIZA İLE, HARİTA İLE 21. YÜZYILA DÖNENLER, BÜYÜK HESABI SORAR. Bu coğrafya, insanlığın ortak vatanıdır. Sadece İsraillilerin hafızası yoktur. Bütün milletlerin hafızası vardır. İmparatorluklar kuran, tarih inşa eden, coğrafya şekillendiren milletler 21. yüzyıla taşınıyor. Hafıza ile beraber geliyor. Harita ile geliyor. Güçle geliyor. Gazze sadece Gazze değil. Sadece Arap değil. Gazze’de uygulananlar insanlığın tamamına yapılmak istenenlerin örnekleridir. Öyleyse sadece Gazze’nin hesabı sorulmaz. Bu zihnin, bu aklın, bu kötülüğün, bu sapkınlığın hesabı sorulacaktır. Tarih döndü, beş yüz yıllık Batı üstünlüğü bitti. Tarih döndü, İsrail’in çöküşünü göreceğiz. Bu, tam bir intihar olacaktır! İSRAİL BU COĞRAFYADAN ÇIKARILMALI! DENENMEMİŞ YÖNTEMLER DENENMELİ. ÇÖKÜŞÜ BAŞLATILMALI. İsrail’in devlet olma ve harita hakkı elinden alınmalı. Bu coğrafyadan çıkarılmalı. Bilinen yöntemler başarısız olduysa bilinmeyen, denenmemiş yöntemler harekete geçirilmeli. İsrail için artık uluslararası kamuoyu yoktur. Batı’da bile herkes onlardan nefret eder. Bu azgınlaşma, çöküşün sınırına gelmiştir ve çöküş başlatılmalıdır. Eğer insanlık bunu önleyemiyorsa çok daha büyük sınavları kaybedebilir. Bu, insan geleceği için korkunç bir umutsuzluk olur. Buna izin verilemez. BİR BEDEL ELBETTE ÖDETİLECEKTİR. Dünyanın tanık olduğu bir soykırım yaşandı. Yetmedi, İsrail Gazze’ye yeni bir saldırı başlattı. Hayatta kalanların tamamını yok etmek için. İnsanlık tarihinde çok şeyin hesabı soruldu, bedeli ödetildi. Bu da olacaktır. Tarihi uzun olmaz, İsrail’e büyük bir bedel ödetilecektir.
Ekleme Tarihi: 20 May 2025 - Tuesday

İsrail’e büyük bir bedel ödetilecektir.

İnsanlık bir katili durduramadı. Bir soykırımcıyı, yeryüzünün en azılı teröristini, insan ırkının en tehlikeli örneğini, dünyayı ateşe verip kıyameti zorlamayı kafasına koymuş bir alçağı susturamadı. Gücün, silahın kimlerin elinde nasıl bir şeye dönüştüğünün, bunun yeryüzü için nasıl bir tehlike oluşturduğunun, “insan genetiği bozulmuş” bir varlığın insan neslini nasıl tehdit edebildiğinin örneğine tanık oluyoruz. BU BARBARLIK, BU VAHŞET İNSAN IRKINI HEDEF ALIYOR. BİLİNEN ÇATIŞMALARIN ÇOK ÖTESİNDE BİR ŞEYİ ANLATIYOR. Öyle büyük kıyımlar, öyle barbarca katliamlar, öyle vahşi yöntemler izliyor ki, sizler bunu sadece Gazze meselesi sanıyorsunuz. Sadece Filistin ya da Ortadoğu meselesi sanıyorsunuz. Sadece Arap-İsrail anlaşmazlığı sanıyorsunuz. Sadece Müslümanlıkla Yahudilik arasındaki savaş sanıyorsunuz. Evet, bunların hepsi var. Ama çok daha ötesi de var. Netanyahu ve arkasındaki topluluk insan ırkına saldırıyor. Etnik kimliklerin, siyasi anlaşmazlıkların, bölgesel huzursuzlukların, toprak kavgasının, tarih kavgasının ötesinde, ilk insandan bu yana devam eden insanlık düzenine saldırıyor. Savaş başka bir şey, çatışma başka bir şey. Bebeklerin, çocukların, kadınların imha edilmesi başka bir planlama. Bugün gücü Gazze halkına yetiyor. Gücü artarsa bütün bölgeye, daha da artarsa bütün dünyaya aynı şeyi yapmayı hayal ediyor. NÜKLEER İMHA DAHİL, BAŞKA ŞEYLER PLANLIYOR BUNLAR! Ve bu amaçla nükleer silah kullanmayı bile planlıyor. Ülkeleri imha etmeyi bile planlıyor. Sadece düşmanlarını değil, engel görmeye başladığı anda, dostlarını vurmayı bile planlıyor. Savaşların, gördüğümüz barbarlıkların yanında, onlar insan ırkını hedef alacak başka şeyler planlıyor. Şu an dünyadaki güç matematiğinin boşluklarını fırsata çevirip kullanıyor. ABD’yi kullanıyor, Avrupa’yı kullanıyor. ABD’yi rehin alıyor, Avrupa’yı rehin alıyor. Hindistan’ı ve bazı Arap rejimlerini rehin alıyor. Başkalarının gücünü silaha dönüştürüp kendi yolunda ilerliyor. BÖYLESİNE AZGINLAŞAN BİR TOPLUMA HİÇ BU KADAR TAHAMMÜL EDİLMEDİ... İnsanlığın aklı bunu anlamayacak düzeyde değil. Bu işin nerelere uzanacağını kavrayamayacak çaresizlikte değil. Ama güç sistemini öyle kilitlemişler ki, bu düğümü çözmeyi kimse göze alamıyor, kimse risk almıyor, kimse öne çıkıp “artık yeter” diyemiyor, demiyor. İnsanlığın; küçücük bir devlet, bir avuç ırkçı sapık karşısında böylesine çaresiz kaldığı bir dönemi olmamıştır. Hiçbir gücü olmayıp başkalarının gücünü kullanarak böyle azgınlaşan bir topluma bu kadar suskun kaldığı bir tarih olmamıştır. İnsan ırkının tamamını hedef alan böylesine bir bulaşıcı hastalığa bu kadar tahammül edebildiği bir dönem olmamıştır. İNSANLIĞIN ANAVATANI; ALLAH’LA SAVAŞANLARIN, PEYGAMBER ÖLDÜRENLERİN TEHDİDİ ALTINDA. Bu coğrafya insanlığın anavatanıdır. Bütün dinlerin, medeniyetlerin, kültürlerin, milletlerin hak iddia ettiği, miras hakkı olduğu bir yerdir. İnsanlık tarihi boyunca sayısız savaşlara, çatışmalara, bölünmelere, sürgünlere, yıkımlara, büyük inşa hareketlerine, büyük imparatorluklara tanık olmuştur. Gücün savaşı hep vardır. İnsanlık tarihi çatışmaların tarihidir. Barışın tarihi neredeyse hiç olmamıştır. Bu coğrafya, peygamberlerin bile öldürüldüğü, sürgün edildiği, işkence edildiği, açlığa ve ambargoya maruz bırakıldığı bir yerdir. Biliyoruz. Peygamberleri öldüren, Allah’la savaşan, ilahi olana meydan okuyan, aşırılıklarına tahammül edilemediği için sayısız kez yeryüzünde sürgüne gönderilen topluluk, şimdi yeniden bütün insanlığa saldırıyor. Öğretileri üzerinden bebekleri sistematik biçimde öldürüyor. Çocukları öldürerek nesilleri kurutmaya çalışıyor. Kadınları öldürerek nüfusu yok etmeye çalışıyor. Toprakları kurutarak, suyu kirleterek, yeşili yok ederek hayatı kurutmaya çalışıyor. Bütün bunlar savaşların, çatışmaların, her tür uyuşmazlığın ötesinde, barbarca uygulanan, soykırımla yaygınlaştırılmaya çalışılan şeytani bir ajandadır. İSRAİL DURDURULMALI, TASFİYE EDİLMELİ! “DEVLET OLMA” HAKKI ELİNDEN ALINMALI. ASLA BİR “HARİTASI” OLMAMALI. İsrail durdurulmalı. Yeryüzündeki en büyük terör örgütü durdurulmalı. Yetmez, tasfiye edilmeli. Devlet olma hakkı elinden alınmalı. Silahsızlandırılmalı ve ordusu dağıtılmalı. Kötüye kullandığı, istismar ettiği güç elinden alınmalı, Bir daha asla güç ehliyeti, devlet ehliyeti olmamalı. İsrail’in asla bir haritası olmamalı. Bu yönde çizilen bütün haritalar yok edilmeli. Sadece Gazze’deki işgali, Batı Şeria’daki işgali değil, Lübnan’daki, Suriye’deki işgali de acilen sona erdirilmeli. Şehirlerde yaşasalar da bir “devlet gibi” işgal altında tuttuğu bütün topraklarda hükümranlığı sona erdirilmeli. NEDEN “SÜRGÜN”, ŞİMDİ ANLADIK. SADECE GAZZE ÖRNEĞİ BİZE YETTİ. Özellikle ve özellikle, “devlet olma hakkı” ve “harita hakkı” sonsuza dek yok edilmeli. Çünkü bu yapıyı kuranların, güce dönüştürenlerin, insanlığa karşı nükleer silaha dönüştürenlerin böyle bir ehliyeti yoktur. Onlara destek veren kitlenin böyle bir hakkı ve ehliyeti, olgunluğu yoktur. Geçmişte yaşananları hep kınadık, hep yargıladık, asla masum görmedik. Ama sadece son bir yıldır Gazze’de yaşananlar, İsraillilerin neden büyük sürgünler yaşadıklarına dair acı örnekleri bugüne taşıdı. Hep başkalarını suçlarken kendi yapıp ettiklerini nasıl gizlediklerini düşünmemize yol açtı. Bugünün dünya düzeni onların haklılığının, masumiyetinin, korunmasının güvencesi olabilir. Ama tarih hep böyle akmadı ve akmaz. Başkalarının zalimliğini kullanarak onlarla aynı yöntemi izleyenlere acı duyulmaz. Mazlumun zalimleşmesinden daha alçakça bir toplumsal kişilik bozukluğu olmaz. NETANYAHU SUSTURULMALI. HAYATLA BAĞI KOPARILMALI. MİLLETLER DEĞİL, O YOK OLMALI. Netanyahu durdurulmalı. Durdurulamıyorsa susturulmalı. Yaşama hakkı elinden alınmalı. Bir kişinin histerisi yüzünden milletler yok olacaksa, o bir kişinin yaşama hakkı olamaz. Ona dünyayı böylesine bir yok oluşa sürükleme fırsatı verilemez. Bu adam bir siyasi kişilik değil. Aslında insani özelliklerini tamamen kaybetmiş bir varlık. Kandan, zalimlikten, barbarlıktan beslenen, bütün insanlardan nefret eden, yeryüzüne kötülüğü yayma misyonu üslenen bir hasta kişilik. Sadece yaptıkları için değil, bundan sonra yapacaklarını önlemek için de elleri kelepçelenip cezalandırılmalı, bir hücreye kapatılmalı, hayatla bağları koparılmalıdır. “Bundan sonra yapacakları için” tasfiye edilmeli, milletlerin yok oluşu yerine onun yok oluşu öncelenmelidir. BATI’YI İSRAİL ÇÖKÜŞE SÜRÜKLEDİ REHİN ALINAN LİDERLERLE, BİLE BİLE İNTİHAR ETTİLER! Batı dünyası, ABD ve Avrupa İsrail’i savunma, koruma yüzünden dünyayı kaybetti. Siyasi itibarını, gücünü, etkisini yitirdi. Son otuz yıldır coğrafyamızdaki bütün savaşları, saldırıları, soykırımları, kitlesel imhaları İsrail kurguladı. Ve bunu Batı’nın silahı ile yaptı, Batı’yı savaşlara sokarak yaptı. Sonunda ABD’nin de Avrupa’nın da dünyada, insanlık nazarında hiçbir itibarı ve güvenilirliği kalmadı. İsrail Batı’yı büyük bir çöküşe sürükledi. Satın aldığı liderlerle, yönetici elitlerle Batılı ulusları mahvetti. Sonunda Batı’nın küresel üstünlüğü çöktü. Bugün hâlâ İsrail’i savunanların, onu korumak için ülkelerini ve milletlerini heba edenlerin tamamı için bir gelecek olmayacak. İntihar ediyorlar. HAFIZA İLE, HARİTA İLE 21. YÜZYILA DÖNENLER, BÜYÜK HESABI SORAR. Bu coğrafya, insanlığın ortak vatanıdır. Sadece İsraillilerin hafızası yoktur. Bütün milletlerin hafızası vardır. İmparatorluklar kuran, tarih inşa eden, coğrafya şekillendiren milletler 21. yüzyıla taşınıyor. Hafıza ile beraber geliyor. Harita ile geliyor. Güçle geliyor. Gazze sadece Gazze değil. Sadece Arap değil. Gazze’de uygulananlar insanlığın tamamına yapılmak istenenlerin örnekleridir. Öyleyse sadece Gazze’nin hesabı sorulmaz. Bu zihnin, bu aklın, bu kötülüğün, bu sapkınlığın hesabı sorulacaktır. Tarih döndü, beş yüz yıllık Batı üstünlüğü bitti. Tarih döndü, İsrail’in çöküşünü göreceğiz. Bu, tam bir intihar olacaktır! İSRAİL BU COĞRAFYADAN ÇIKARILMALI! DENENMEMİŞ YÖNTEMLER DENENMELİ. ÇÖKÜŞÜ BAŞLATILMALI. İsrail’in devlet olma ve harita hakkı elinden alınmalı. Bu coğrafyadan çıkarılmalı. Bilinen yöntemler başarısız olduysa bilinmeyen, denenmemiş yöntemler harekete geçirilmeli. İsrail için artık uluslararası kamuoyu yoktur. Batı’da bile herkes onlardan nefret eder. Bu azgınlaşma, çöküşün sınırına gelmiştir ve çöküş başlatılmalıdır. Eğer insanlık bunu önleyemiyorsa çok daha büyük sınavları kaybedebilir. Bu, insan geleceği için korkunç bir umutsuzluk olur. Buna izin verilemez. BİR BEDEL ELBETTE ÖDETİLECEKTİR. Dünyanın tanık olduğu bir soykırım yaşandı. Yetmedi, İsrail Gazze’ye yeni bir saldırı başlattı. Hayatta kalanların tamamını yok etmek için. İnsanlık tarihinde çok şeyin hesabı soruldu, bedeli ödetildi. Bu da olacaktır. Tarihi uzun olmaz, İsrail’e büyük bir bedel ödetilecektir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.