pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

HERKES DÜNYAYI BEN YÖNETECEĞİM HAVASINDA.

ABD ile Çin arasındaki “Yeni Soğuk Savaş”ın Washington cephesinden öne sürülen gerekçelerden biri Çin’in teknolojide ABD’nin önüne geçmesini engellemek. “Demokratlar’ın ikircikli yaklaşımlarına rağmen Cumhuriyetçiler Çin’e karşı daha şahin bir duruş sergiliyorlar. ABD 2024 seçimlerine hazırlanırken “Çin meselesi” hem Cumhuriyetçi Başkan aday adaylarının kendi aralarında, hem de Demokratlar’la Cumhuriyetçiler arasında “Kim daha Şahin” tartışmalarına yol açtı. Trump ve diğer Cumhuriyetçiler Demokratlar’ı ve Biden Yönetimi’ni Çin’e karşı daha yumuşak ve uzlaşmacı bir tutum izlemekle suçluyorlar. ABD Başkanı Joe Biden’ın bir hafta kadar önce çıkardığı Başkanlık Kararnamesi Amerikan şirketlerinin yarı iletkenler, kuantum teknolojileri ve belirli yapay zeka sistemleri geliştiren Çin’li firmalara yatırımlarını kısıtlıyor. Temmuz ayında Senato 91’e karşı 6 oyla ‘Çin Ordusu’na fayda sağlayabilecek yatırımlar için’ bildirim zorunluluğu getiren bir tasarıyı onaylamıştı. 100 üyeli Senatoda Demokratlar iki koltuk farkıyla çoğunluktalar. Söz konusu oylamada 96 “evet” oyu çıkması Senato’daki “Anti-Çin havası”nı yeterince yansıtıyor. Senato’daki bu hava Biden Yönetimi’ni Çin’e karşı daha çatışmacı bir tutum izleme yönünde baskı altında tutuyor tabii.   Biden Yönetimi Çin ile diyalog girişimlerini sürdürürken, bir yandan da bu girişimleri sekteye uğratması muhtemel adımlar atıyor. Biden’ın Başkanlık Kararnamesi bu çelişkili politikanın tipik bir örneği. Amerikan medyasına yansıyan kulis bilgilerine göre kararname Çin’e sermaye akışını engellemeyi değil yeni nesil teknoloji bilgilerinin aktarılmasını önlemeyi amaçlıyor.. Cumhuriyetçilerse Biden Kararnamesi’nin gecikmiş ve yarım önlemler içerdiğini savunuyorlar. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Michael McCaul’a göre kararnameye “biyoteknoloji” ve “enerji” sektörlerinin dahil edilmemesi endişe verici. Çin’e karşı daha saldırgan politikalar öneren McCaul, “Geliştirilmesi ve yürürlüğe girmesi çok uzun süren yarım önlemler yerine, Çin Komünist Partisi’nin askerî ve gözetleme teknolojisini destekleyen Amerikan Doları ve know-how akışını durdurmamız gerekiyor” diyor.   Çinliler Biden’ın Çin karşıtı düzenlemelerinin daha çok iç politikayla ilgili olduğu düşünseler bile bu düzenlemeler ABD ve Çin ilişkilerini ister istemez zehirliyor. Diğer yandan Pekin’de 2024’teki seçimlerde Trump veya “Çin şahini” bir başka Cumhuriyetçi’nin seçilmesindense Biden’ın Başkan seçilmesinin daha iyi bir seçenek olduğu da düşünülüyor. Biden Yönetimi de örtülü şekillerde veya arka kanallardan Pekin’e daha uzlaşmacı olduğu mesajları veriyor. Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan aday adaylarından, “Genç Trump” olarak da nitelenen Florida Valisi Ron deSantis eyalette Çin karşıtı sert düzenlemelere imza atarak Trump’ın önüne geçmeye çalışıyor. Trump’ın Başkanlığı döneminde ABD’nin BM Büyükelçisi olan Nikki Haley ise geçen Haziran’da yaptığı bir açıklamada, “Trump Çin tehdidinin geri kalanı konusunda çok az şey yaptı” demişti. Başkan aday adayı olan Haley, Trump’ın Amerikan teknolojisinin ve yatırımlarının Çin ordusuna akışını durdurmadığını, Müttefikleri Çin tehdidine karşı   etkili bir şekilde bir araya getirmediğini, hatta ek gümrük tarifelerinin yetersiz kaldığını da söylemişti. Çin karşıtı bazı Cumhuriyetçi adaylar ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya verdiği ekonomik ve askerî destek konusunda Trump ile çelişiyorlar. Trump ve bazı adaylar Ukrayna’ya desteğin Çin’e karşı odaklanmayı kısıtladığı görüşündeler. Hem Rusya ve hem Çin şahini olan adaylar ise Ukrayna’ya desteğin Çin’i caydırmak için son derece gerekli olduğunu savunuyorlar. Trump 2020’deki seçim kampanyasında “Biden kazanırsa Pekin kazanır” şeklinde bir söylem geliştirmişti. Trump şimdi de Biden için “Mançuryalı Aday” diyor. Bu niteleme “Mançuryalı Aday” filmine atfediliyor. Filmde “Körfez Savaşı”nda esir düşen bir Amerikalı asker “beyin yıkama” operasyonuna tabi tutulduktan sonra ABD’ye dönüyor. ‘Savaş kahramanı’ olarak kariyerinde hızla yükselen asker nihayetinde seçimlerde “Başkan Yardımcısı” adayı oluyor, vs. Amerika’da bir süredir Çin “ABD’yi yerinden etmek isteyen en büyük dış düşman” olarak niteleniyor. Bu söylemlere ve bu nitelemeleri pekiştiren yasal düzenlemelere bakılacak olur ise önümüzdeki seçim sürecinde “kim daha sert” tartışmalarına sıklıkla tanık olacağız.
Ekleme Tarihi: 15 Ağustos 2023 - Salı

HERKES DÜNYAYI BEN YÖNETECEĞİM HAVASINDA.

ABD ile Çin arasındaki “Yeni Soğuk Savaş”ın Washington cephesinden öne sürülen gerekçelerden biri Çin’in teknolojide ABD’nin önüne geçmesini engellemek. “Demokratlar’ın ikircikli yaklaşımlarına rağmen Cumhuriyetçiler Çin’e karşı daha şahin bir duruş sergiliyorlar.
ABD 2024 seçimlerine hazırlanırken “Çin meselesi” hem Cumhuriyetçi Başkan aday adaylarının kendi aralarında, hem de Demokratlar’la Cumhuriyetçiler arasında “Kim daha Şahin” tartışmalarına yol açtı. Trump ve diğer Cumhuriyetçiler Demokratlar’ı ve Biden Yönetimi’ni Çin’e karşı daha yumuşak ve uzlaşmacı bir tutum izlemekle suçluyorlar.
ABD Başkanı Joe Biden’ın bir hafta kadar önce çıkardığı Başkanlık Kararnamesi Amerikan şirketlerinin yarı iletkenler, kuantum teknolojileri ve belirli yapay zeka sistemleri geliştiren Çin’li firmalara yatırımlarını kısıtlıyor. Temmuz ayında Senato 91’e karşı 6 oyla ‘Çin Ordusu’na fayda sağlayabilecek yatırımlar için’ bildirim zorunluluğu getiren bir tasarıyı onaylamıştı. 100 üyeli Senatoda Demokratlar iki koltuk farkıyla çoğunluktalar. Söz konusu oylamada 96 “evet” oyu çıkması Senato’daki “Anti-Çin havası”nı yeterince yansıtıyor. Senato’daki bu hava Biden Yönetimi’ni Çin’e karşı daha çatışmacı bir tutum izleme yönünde baskı altında tutuyor tabii.
 

Biden Yönetimi Çin ile diyalog girişimlerini sürdürürken, bir yandan da bu girişimleri sekteye uğratması muhtemel adımlar atıyor. Biden’ın Başkanlık Kararnamesi bu çelişkili politikanın tipik bir örneği. Amerikan medyasına yansıyan kulis bilgilerine göre kararname Çin’e sermaye akışını engellemeyi değil yeni nesil teknoloji bilgilerinin aktarılmasını önlemeyi amaçlıyor..

Cumhuriyetçilerse Biden Kararnamesi’nin gecikmiş ve yarım önlemler içerdiğini savunuyorlar. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Michael McCaul’a göre kararnameye “biyoteknoloji” ve “enerji” sektörlerinin dahil edilmemesi endişe verici. Çin’e karşı daha saldırgan politikalar öneren McCaul, “Geliştirilmesi ve yürürlüğe girmesi çok uzun süren yarım önlemler yerine, Çin Komünist Partisi’nin askerî ve gözetleme teknolojisini destekleyen Amerikan Doları ve know-how akışını durdurmamız gerekiyor” diyor.
 

Çinliler Biden’ın Çin karşıtı düzenlemelerinin daha çok iç politikayla ilgili olduğu düşünseler bile bu düzenlemeler ABD ve Çin ilişkilerini ister istemez zehirliyor. Diğer yandan Pekin’de 2024’teki seçimlerde Trump veya “Çin şahini” bir başka Cumhuriyetçi’nin seçilmesindense Biden’ın Başkan seçilmesinin daha iyi bir seçenek olduğu da düşünülüyor. Biden Yönetimi de örtülü şekillerde veya arka kanallardan Pekin’e daha uzlaşmacı olduğu mesajları veriyor.

Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan aday adaylarından, “Genç Trump” olarak da nitelenen Florida Valisi Ron deSantis eyalette Çin karşıtı sert düzenlemelere imza atarak Trump’ın önüne geçmeye çalışıyor. Trump’ın Başkanlığı döneminde ABD’nin BM Büyükelçisi olan Nikki Haley ise geçen Haziran’da yaptığı bir açıklamada, “Trump Çin tehdidinin geri kalanı konusunda çok az şey yaptı” demişti. Başkan aday adayı olan Haley, Trump’ın Amerikan teknolojisinin ve yatırımlarının Çin ordusuna akışını durdurmadığını, Müttefikleri Çin tehdidine karşı
 

etkili bir şekilde bir araya getirmediğini, hatta ek gümrük tarifelerinin yetersiz kaldığını da söylemişti.

Çin karşıtı bazı Cumhuriyetçi adaylar ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya verdiği ekonomik ve askerî destek konusunda Trump ile çelişiyorlar. Trump ve bazı adaylar Ukrayna’ya desteğin Çin’e karşı odaklanmayı kısıtladığı görüşündeler. Hem Rusya ve hem Çin şahini olan adaylar ise Ukrayna’ya desteğin Çin’i caydırmak için son derece gerekli olduğunu savunuyorlar.

Trump 2020’deki seçim kampanyasında “Biden kazanırsa Pekin kazanır” şeklinde bir söylem geliştirmişti. Trump şimdi de Biden için “Mançuryalı Aday” diyor. Bu niteleme “Mançuryalı Aday” filmine atfediliyor. Filmde “Körfez Savaşı”nda esir düşen bir Amerikalı asker “beyin yıkama” operasyonuna tabi tutulduktan sonra ABD’ye dönüyor. ‘Savaş kahramanı’ olarak kariyerinde hızla yükselen asker nihayetinde seçimlerde “Başkan Yardımcısı” adayı oluyor, vs.
Amerika’da bir süredir Çin “ABD’yi yerinden etmek isteyen en büyük dış düşman” olarak niteleniyor. Bu söylemlere ve bu nitelemeleri pekiştiren yasal düzenlemelere bakılacak olur ise önümüzdeki seçim sürecinde “kim daha sert” tartışmalarına sıklıkla tanık olacağız.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.