Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Oscar’ın habercisi sayılan İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi (BAFTA) ödül töreninde kazananlardan çok Filistin’e destek açıklayanlar konuşuldu. Şu an Batı’da özellikle sinema sektöründe olup İsrail’in yaptıklarına karşı durmak veya Filistin’e destek açıklamayı bir tarafa bırakıp İsrail’e karşı en ufak bir eleştiride bulunanlar bile sıkıntı çekiyorlar. Çektikleri sıkıntıların Gazzelilerin çektiğinin yanında hiçbir hükmü yok onu biliyoruz. İsrail, Gazze’ye karşı soykırım planının devreye aldığında ilk çıkışı yapan oyunculardan Susan Sarandon’ın birçok projesi iptal olmuştu. Oscar ödüllü oyuncuya Hollywood’un kapıları kapanmıştı. Capitol Hill’de Gazze protestosuna katılan Sarandon burada ufak bir açıklama yaptı. İsrail’in saldırılarına tepki gösterdiği için işini kaybettiğini, 10 yıldır çalıştığı ajanstan kovulduğunu ve tehditler aldığını anlatan Sarandon, “Ama günün sonunda bu, insanların ölmesi kadar önemli değil” dedi. Olması gereken yaklaşım bu. Gazze hakkında, Filistin hakkında konuşmaya devam etmemiz gerekiyor. Bafta Ödüllerine geri dönersek Suriyeli mültecileri konu alan The Old Oak’la ödül için yarışan Ken Loach kırmızı halı töreninde filmin senaristiyle birlikte Gazze’de Yaşanan Soykırımı Durdurun yazan bir pankartın önünde gazetecilere poz verdi. Sevdiğim bir yönetmen olan Loach’u artık daha çok seviyorum. İsrail sadece Gazze’de soykırım uygularken bir yandan da işgal altındaki Batı Şeria topraklarında Filistinlilere karşı baskısını her geçen gün arttırıyor. Zaten her yıl Ramazan ayı yaklaştıkça bu baskıyı arttırıp Kudüs’te ve özellikle Mescid-i Aksa’da Müslümanlara karşı zulümler uygulan İsrail bu yıl da boş durmuyor. Geçtiğimiz günlerde Çinli aktivist sanatçı Ai Weiwei ile sergi de düzenlemiş olan Eid Suleiman Hthaleen’i gözaltına aldılar. Birkaç saatlik sorgudan sonra serbest bırakılan sanatçı çevresinde bulduğu hurda metal, plastik ve diğer malzemelerden yapılmış model cipler, buldozerler, helikopterler ve diğer İsrail askeri araçlarından oluşan sanatını dünyanın çeşitli ülkelerinde sergilemişti. Dünyanın en büyük modern ve çağdaş sanatlar müzelerinden biri sayılan New York’ta yer alan Museum of Modern Art (MoMA)sın çalışanları bir açık mektup yayınlayarak hem Filistinlilerin yanında durduklarını belirttiler hem de tüm dünyadan meslektaşlarını birlikte hareket etmeye davet ettiler. Mektup şu sözlerle başlıyor: MoMA çalışanları olarak İsrail’in Gazze’de devam eden eylemlerini kınadığımızı ifade etmek ve şiddete, sömürgeci işgale ve apartheid’e karşı mücadele eden Filistinlilerle dayanışma içinde bir arada durmak için yazıyoruz. Son beş ayda dünya, bölgede Filistinlilerin günlük yaşamlarını hayal bile edilemeyecek şekillerde bozan yıkıcı bir şiddet tırmanışına tanık oldu. “100.000’den fazla Gazzeli ya öldü, yaralandı ya da kayıp ve öldüğü varsayılıyor” (Dünya Sağlık Örgütü 31.1.2024) ve 1 milyondan fazlası yerinden edildi. Orada devam eden krizin soykırım olarak tanınması ve acilen ele alınması gerektiğine kesinlikle inanıyoruz. Ayrıca, bu acil harekete aktif olarak katılmak ve desteklemek için meslektaşlarımızı küresel olarak kültürel alanda bir araya getirmeye çalışıyoruz. İnanıyorum ki sanat dünyasından sesler yükseldikçe, sanatçılar itiraz etmeye devam ettikçe Batı kamuoyunda Filistinlilere olan destek artacak. Bu desteğin artması Batılı devlete üzerinde baskıyı arttıracak ve bu kez bu devletler İsrail’e bası uygulamaya başlayacaklar.