pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Erdoğan, CHP’yi kurtaracak formülü verdi:

Hani, Fenerbahçe’nin yönetimine hangi başkan gelirse gelsin, aradaki puan farkı biraz açılmaya görsün, Galatasaray taraftarı şöyle slogan atmaya başlar ya “… Başkan, Galatasaray şampiyon!”… Kılıçdar-oğlu’nun durumu da aşağı yukarı böyle: “Kılıçdaroğlu Başkan, AK Parti iktidar!” 13 yılda 12 seçim kaybetmekten yılmayan Kemal Bey, sıradaki hezimetine hazırlanıyor. Bir yandan “Bugüne kadar hiç çıkıp ‘adayım’ demedim” şeklinde ‘istemem, yan cebime’ davranışı sergilerken, diğer yandan da kendisini aday gösterecek sistemi kurmak için mücadele ediyor. 6’lı Masayı da zaten bu nedenle kurduğu iddia edilmemiş miydi?   CHP Genel Başkanlığı, bir yanıyla siyaset âlemimizin ‘en prestijli’; fakat, ‘en risksiz’ pozisyonu… İstediğiniz lafı ediyor, dilediğinizi dilediğiniz yere atıyor, medya görünürlüğünüzü maksimum düzeye taşıyabiliyorsunuz… İş, hesap vermeye gelince de olayı, kendinizin belirlediği parti organlarına havale edip kenara çekilebiliyorsunuz… Oh ne âlâ memleket! Kılıçdaroğlu, kaybettiği her seçimden sonra yaptıklarını şimdi de tekrarlıyor… “Buradayım be, buradayım!”, “Geminin kaptanı benim; kıyıya sağ salim ben getireceğim…” Bazıları bu duruma şaşıyorlar… Bizse, işin başından beri Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı bırakmayacağına, kendisi istemedikçe de CHP içindeki hiçbir gücün ona engel olamayacağına işaret ediyorduk.   Altını da kalın kalın çiziyorduk: Bu, Kılıçdaroğlu’nun ‘ilişki yönetimi’ başarısıdır… Öyle ya, dünyada bir seçim kaybedenin siyasi hayatı biterken, bizdekinin siyasi hayatı canlanarak devam ediyor… Şu sıra CHP destekli ‘belediye TV’lerindeki iliştirilmiş yorumcular, “O gitsin mi?.. Bu gelsin mi?..” türünden bireysel hareketlerle CHP’nin nasıl yol alacağını tartışıyorlar. Oysa, ta 2020 yılında “Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millîsini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır” diyen Cumhurbaşkanı, en sonunda dayanamayarak doğru yolu bile gösterdi… Pazar günü “40 Yıl 40 Eser” etkinliğinde yaptığı konuşmada Erdoğan, CHP’yi kurtaracak formülü verdi:   “Çok açık ve net söylüyorum; CHP, bu şekilde siyaset yaptığı sürece bu ülkede iktidar yüzü göremez. CHP kendini düzeltmediği, değiştirmediği, milletin sesine kulak vermediği müddetçe bir daha asla yönetime gelemez. Hele hele terör örgütleriyle el ele, omuz omuza yürüdüğü sürece… Bu millet terör örgütlerine oy vermez, vermeyecektir. Cumhuriyetle yaşıt olduğunu iddia eden CHP’nin geldiğimiz noktada artık cumhurla, Cumhuriyetle ve halkla barışması gerekiyor. CHP, milletle, milletin inanç değerleriyle ve millî iradeyle sulh ilan etmediği takdirde, yapacağı hamlelerin tamamı birer göz boyamadan, siyasi hokkabazlıktan ibaret kalacaktır. Elbette bunun da mücadelemizde, milletimizde hiçbir karşılığı olmayacaktır. Biz ülkemizdeki muhalefetin kendini yenileyerek, Türkiye Yüzyılı’na ayak uydurmasını samimiyetle temenni ediyoruz.” Şimdi millî iradeye saygılı, her şeyden önce omurilik sahibi, CHP’nin kuruluş ilkelerine bağlı CHP kadrolarına düşen görev; insanları değil, zihniyeti değiştirmek üzere çaba harcamaktır… Ülkenin millî bağımsızlık, bölünmez bütünlük ve refahı için çalışan sağlam bir muhalefet, Türkiye’ye de demokrasimize de en büyük katkıyı sağlar.
Ekleme Tarihi: 15 Haziran 2023 - Perşembe

Erdoğan, CHP’yi kurtaracak formülü verdi:

Hani, Fenerbahçe’nin yönetimine hangi başkan gelirse gelsin, aradaki puan farkı biraz açılmaya görsün, Galatasaray taraftarı şöyle slogan atmaya başlar ya “… Başkan, Galatasaray şampiyon!”…

Kılıçdar-oğlu’nun durumu da aşağı yukarı böyle: “Kılıçdaroğlu Başkan, AK Parti iktidar!”

13 yılda 12 seçim kaybetmekten yılmayan Kemal Bey, sıradaki hezimetine hazırlanıyor. Bir yandan “Bugüne kadar hiç çıkıp ‘adayım’ demedim” şeklinde ‘istemem, yan cebime’ davranışı sergilerken, diğer yandan da kendisini aday gösterecek sistemi kurmak için mücadele ediyor. 6’lı Masayı da zaten bu nedenle kurduğu iddia edilmemiş miydi?

 

CHP Genel Başkanlığı, bir yanıyla siyaset âlemimizin ‘en prestijli’; fakat, ‘en risksiz’ pozisyonu… İstediğiniz lafı ediyor, dilediğinizi dilediğiniz yere atıyor, medya görünürlüğünüzü maksimum düzeye taşıyabiliyorsunuz… İş, hesap vermeye gelince de olayı, kendinizin belirlediği parti organlarına havale edip kenara çekilebiliyorsunuz… Oh ne âlâ memleket!

Kılıçdaroğlu, kaybettiği her seçimden sonra yaptıklarını şimdi de tekrarlıyor… “Buradayım be, buradayım!”, “Geminin kaptanı benim; kıyıya sağ salim ben getireceğim…”

Bazıları bu duruma şaşıyorlar… Bizse, işin başından beri Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı bırakmayacağına, kendisi istemedikçe de CHP içindeki hiçbir gücün ona engel olamayacağına işaret ediyorduk.

 

Altını da kalın kalın çiziyorduk: Bu, Kılıçdaroğlu’nun ‘ilişki yönetimi’ başarısıdır… Öyle ya, dünyada bir seçim kaybedenin siyasi hayatı biterken, bizdekinin siyasi hayatı canlanarak devam ediyor…

Şu sıra CHP destekli ‘belediye TV’lerindeki iliştirilmiş yorumcular, “O gitsin mi?.. Bu gelsin mi?..” türünden bireysel hareketlerle CHP’nin nasıl yol alacağını tartışıyorlar.

Oysa, ta 2020 yılında “Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millîsini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır” diyen Cumhurbaşkanı, en sonunda dayanamayarak doğru yolu bile gösterdi… Pazar günü “40 Yıl 40 Eser” etkinliğinde yaptığı konuşmada Erdoğan, CHP’yi kurtaracak formülü verdi:

 

“Çok açık ve net söylüyorum; CHP, bu şekilde siyaset yaptığı sürece bu ülkede iktidar yüzü göremez. CHP kendini düzeltmediği, değiştirmediği, milletin sesine kulak vermediği müddetçe bir daha asla yönetime gelemez. Hele hele terör örgütleriyle el ele, omuz omuza yürüdüğü sürece… Bu millet terör örgütlerine oy vermez, vermeyecektir. Cumhuriyetle yaşıt olduğunu iddia eden CHP’nin geldiğimiz noktada artık cumhurla, Cumhuriyetle ve halkla barışması gerekiyor. CHP, milletle, milletin inanç değerleriyle ve millî iradeyle sulh ilan etmediği takdirde, yapacağı hamlelerin tamamı birer göz boyamadan, siyasi hokkabazlıktan ibaret kalacaktır. Elbette bunun da mücadelemizde, milletimizde hiçbir karşılığı olmayacaktır. Biz ülkemizdeki muhalefetin kendini yenileyerek, Türkiye Yüzyılı’na ayak uydurmasını samimiyetle temenni ediyoruz.”

Şimdi millî iradeye saygılı, her şeyden önce omurilik sahibi, CHP’nin kuruluş ilkelerine bağlı CHP kadrolarına düşen görev; insanları değil, zihniyeti değiştirmek üzere çaba harcamaktır…

Ülkenin millî bağımsızlık, bölünmez bütünlük ve refahı için çalışan sağlam bir muhalefet, Türkiye’ye de demokrasimize de en büyük katkıyı sağlar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.