pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Cumhurbaşkanının bu soruya cevabı net oldu:

Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunun ilk anahtar kelimesinin “üçkâğıt” olduğunu yazmıştım son yazımda. Aslında bir anahtar kelimesi daha vardı: “Samimiyet.” Daha seçim akşamında Millet İttifakı açısından kalp işaretleri yerini hakarete, sevgi pıtırcıklığı da yerini inanılmaz bir öfkeye bıraktı. Depremzede kardeşlerimize yapılan yardımları haram zıkkım edenler mi ararsınız, millete Cumhur İttifakı’na oy verdi diye hakaret edip söveni mi ararsınız, tekmili birden üç kuruşa izlenebildi seçim ve sonrasında. Artık “ayıptır yahu” aralığını geçtim çoktan. Seçime “elimde kelepir bir köprü var, çok ucuza bırakacağım” sahtekarlığı ile hazırlanıp, kendi seçmenini “sandıklarda bir şey olmasa var ya, kesin kazandık” cümlesinden “aslında bu millet olmasa bu halk seçimi kazanır da işte millet bozuk” cümlesine kadar ilerletmek CHP’nin ve diğer ittifak bileşenlerinin alıştığımız halleri en nihayetinde. “Kazandık” aşamasından “kazanacağız” aşamasına, kazanamayınca suçu başkalarına atıp öfkelenme aşamasından “bu ülkede yaşanmaz” aşamasına, oradan da “biz nasılsa kendimizi kurtarırız, okumuş yazmış insanlarız, bu fakirler, bu cahiller için uğraşmaya değmez” aşamasına bir döngü yaratarak seyrediyorlar sürekli.   Hadi artık bunlara bir bakıma alıştık, hatta alışmak zorunda kaldık diyelim. Bir bakıma da mecburuz buna. Ne yapalım yani, adamlar böyle. Adamların politikaya bakışları böyle. Sürekli yanlış yönlendirilen bir sürü haline geldiler yıllar içerisinde ne yazık ki ve bu tavırlarının memlekete ne büyük zararlar verebileceğini hesap bile edemez durumdalar. Gelelim “anahtar kelime” dediğim samimiyet meselesine. Kılıçdaroğlu’nun elini beceriksizce masaya vurup “bur-da-yım” dediği o videonun yayınladığı günün ertesi akşamında Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon yayınına çıktı. Orada Ahmet Hakan, Erdoğan’a sordu: “Defne’de Kemal Kılıçdaroğlu’na çıkan oyu biliyor musunuz? Yüzde seksen. Yani şimdi sizin şöyle mi demeniz gerekir: ‘Onlar bana oy vermedi, ben oraya niye hastane yapıyorum?’ Böyle bir anlayış olabilir mi?”   Cumhurbaşkanının bu soruya cevabı net oldu: “Hâşâ.” Tayyip Erdoğan’ı seçmen nezdinde “samimi adam” haline getiren kimya tam da o “hâşâ”da işte. Tayyip Erdoğan’ı, “rolünü iyi çalışmış adamlar”dan ayıran şey de tam o kimyada. Ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı bileşenleri ve Millet İttifakı’na oy veren insanların çoğu bu dediğimi ne anlayacak ne de anlamaya yanaşacak. Oysa söylediğim şey son derece basit. Siyaset sahnesi her şeyden önce bir çeşit samimiyet gerektiriyor. Seçim sürecinin en kritik noktasında Suriyeli mülteciler için “ben Suriye’de durumlar hala böyleyken o mazlumları ülkelerine yollayamam” dediği için etrafında kenetlenme ihtiyacı hissediyoruz Erdoğan’ın.   Aslına bakarsanız Erdoğan, bütün hesapları, bütün ince çalışılmış oyunları da bu samimiyetiyle bozdu. Seçimin ikinci turu için Kılıçdaroğlu’nun ve Millet İttifakı bileşenlerinin sergilediği ince hesapları, kesilen artistik pozları ben görüyorum. Ve emin olun, millet de görüyor. Dün HDP’nin oyları için yapmadık numara bırakmamışlardı, bugün de Sinan Ogan’ın milliyetçi oyları için “bayrağına ölürüm Türkiye’m” noktasına geldiler. Burada Kılıçdaroğlu’na açıktan bir tavsiyede bulunmak isterim. Kemal Bey, bütün bu ince çalışılmış hesapları, bütün bu pozları, bütün bu prova edilmiş oyunları bırakıp Erdoğan’a “Sayın Erdoğan, 22 yıldır iktidar bisikletine sen biniyorsun, ne olur bir tur da ben bineyim” deseniz seçmeniniz nezdinde daha sahici, daha anlaşılır, daha samimi bir şey yapmış olacaksınız. En azından “milleti salak yerine koymak” yerine sonu gelmez politik hırsınızla barışmış olursunuz. Ne dersiniz? Teklif ettiğim cümleleri söylerken çeksinler mi masanın arkasında bir videonuzu? CHP’nin milyonlarca para aktardığı trollerinden biri halledebilir sanıyorum bu işi.
Ekleme Tarihi: 20 Mayıs 2023 - Cumartesi

Cumhurbaşkanının bu soruya cevabı net oldu:

Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunun ilk anahtar kelimesinin “üçkâğıt” olduğunu yazmıştım son yazımda. Aslında bir anahtar kelimesi daha vardı: “Samimiyet.”

Daha seçim akşamında Millet İttifakı açısından kalp işaretleri yerini hakarete, sevgi pıtırcıklığı da yerini inanılmaz bir öfkeye bıraktı. Depremzede kardeşlerimize yapılan yardımları haram zıkkım edenler mi ararsınız, millete Cumhur İttifakı’na oy verdi diye hakaret edip söveni mi ararsınız, tekmili birden üç kuruşa izlenebildi seçim ve sonrasında.

Artık “ayıptır yahu” aralığını geçtim çoktan. Seçime “elimde kelepir bir köprü var, çok ucuza bırakacağım” sahtekarlığı ile hazırlanıp, kendi seçmenini “sandıklarda bir şey olmasa var ya, kesin kazandık” cümlesinden “aslında bu millet olmasa bu halk seçimi kazanır da işte millet bozuk” cümlesine kadar ilerletmek CHP’nin ve diğer ittifak bileşenlerinin alıştığımız halleri en nihayetinde. “Kazandık” aşamasından “kazanacağız” aşamasına, kazanamayınca suçu başkalarına atıp öfkelenme aşamasından “bu ülkede yaşanmaz” aşamasına, oradan da “biz nasılsa kendimizi kurtarırız, okumuş yazmış insanlarız, bu fakirler, bu cahiller için uğraşmaya değmez” aşamasına bir döngü yaratarak seyrediyorlar sürekli.

 

Hadi artık bunlara bir bakıma alıştık, hatta alışmak zorunda kaldık diyelim. Bir bakıma da mecburuz buna. Ne yapalım yani, adamlar böyle. Adamların politikaya bakışları böyle. Sürekli yanlış yönlendirilen bir sürü haline geldiler yıllar içerisinde ne yazık ki ve bu tavırlarının memlekete ne büyük zararlar verebileceğini hesap bile edemez durumdalar.

Gelelim “anahtar kelime” dediğim samimiyet meselesine.

Kılıçdaroğlu’nun elini beceriksizce masaya vurup “bur-da-yım” dediği o videonun yayınladığı günün ertesi akşamında Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon yayınına çıktı. Orada Ahmet Hakan, Erdoğan’a sordu: “Defne’de Kemal Kılıçdaroğlu’na çıkan oyu biliyor musunuz? Yüzde seksen. Yani şimdi sizin şöyle mi demeniz gerekir: ‘Onlar bana oy vermedi, ben oraya niye hastane yapıyorum?’ Böyle bir anlayış olabilir mi?”

 

Cumhurbaşkanının bu soruya cevabı net oldu: “Hâşâ.”

Tayyip Erdoğan’ı seçmen nezdinde “samimi adam” haline getiren kimya tam da o “hâşâ”da işte. Tayyip Erdoğan’ı, “rolünü iyi çalışmış adamlar”dan ayıran şey de tam o kimyada. Ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı bileşenleri ve Millet İttifakı’na oy veren insanların çoğu bu dediğimi ne anlayacak ne de anlamaya yanaşacak.

Oysa söylediğim şey son derece basit. Siyaset sahnesi her şeyden önce bir çeşit samimiyet gerektiriyor. Seçim sürecinin en kritik noktasında Suriyeli mülteciler için “ben Suriye’de durumlar hala böyleyken o mazlumları ülkelerine yollayamam” dediği için etrafında kenetlenme ihtiyacı hissediyoruz Erdoğan’ın.

 

Aslına bakarsanız Erdoğan, bütün hesapları, bütün ince çalışılmış oyunları da bu samimiyetiyle bozdu.

Seçimin ikinci turu için Kılıçdaroğlu’nun ve Millet İttifakı bileşenlerinin sergilediği ince hesapları, kesilen artistik pozları ben görüyorum. Ve emin olun, millet de görüyor. Dün HDP’nin oyları için yapmadık numara bırakmamışlardı, bugün de Sinan Ogan’ın milliyetçi oyları için “bayrağına ölürüm Türkiye’m” noktasına geldiler.

Burada Kılıçdaroğlu’na açıktan bir tavsiyede bulunmak isterim. Kemal Bey, bütün bu ince çalışılmış hesapları, bütün bu pozları, bütün bu prova edilmiş oyunları bırakıp Erdoğan’a “Sayın Erdoğan, 22 yıldır iktidar bisikletine sen biniyorsun, ne olur bir tur da ben bineyim” deseniz seçmeniniz nezdinde daha sahici, daha anlaşılır, daha samimi bir şey yapmış olacaksınız. En azından “milleti salak yerine koymak” yerine sonu gelmez politik hırsınızla barışmış olursunuz.

Ne dersiniz? Teklif ettiğim cümleleri söylerken çeksinler mi masanın arkasında bir videonuzu? CHP’nin milyonlarca para aktardığı trollerinden biri halledebilir sanıyorum bu işi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.