pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Bugün ABD-İsrail’in siyasi tehdidine malzeme olan Arz-ı mev’ud, Tevrat’a ne zaman sokulmuştur?

HAMAS’ın, ABD-İsrail ablukasını yarmak için Gazze’de yaptığı harekata karşı Batı koalisyonca başlatılan savaşın bir soykırıma dönüştüğü malumdur. Siyonistlerin, bu soykırımı Arz-ı mev’ud (vaat edilmiş yer) tahtında meşrulaştırmaya çalışmalarıyla, hatta bunu yeni katliamlar yapmak üzere bölge ülkelerine yayama teşebbüsüyle, konu siyaseten uydurulmuş bir Yahudi inanışı olmaktan çıkıp, dünya için çok yakın bir tehdide dönüşmüştür. Aslında, semavi dört kitaptan biri sayıldığı için Tevrat’a karşı gösterilen genel saygı esasında ilk bakışta mümkün görülebilen Arz-ı mev’ud vaadi ya da ideali her şeyden önce “Hangi Tevrat?” sorusuna çarparak kendiliğinden geçersizleşmektedir.   Zira bugünkü Tevrat’ın Eski Ahit ya da Antik Tevrat olmadığı, bilakis onun Yahudi pragmatizmiyle tahrif edildiği, şimdikinin Hz. Musa’dan başlayarak sonraki nebilerin, hahamların verdikleri bilgilerin, öğütlerin de belli zamanlarda işlendiği genel bir İsrailoğulları tarihi olduğu kesindir. Kur’an’da Tevrat’ın Hz. Musa’ya verildiğine dair “Davud’a da Zebur’u verdik.” (İsra 17/55) açıklığında bir ifadenin bulunmadığını da zikrederek, söz konusu kesinliğe göre, Tevrat alimlerinin ilgili çalışmalarının yüzyıllardır tahrifatı teyit etmekten başka bir sonuç doğurmadığını; hâl böyle olunca Arz-ı mev‘ûd meselesinin de kendiliğinden şüpheli hâle geldiğini, Tevrat’a eklenme sebep ve zamanının da tartışmaya açık olduğunu belirtmeliyiz. Buna mahsus olarak George E. Mendenhall’in kendi zamanımızdaki çarpıcı görüşlerinden birkaçı üzerinde duracağız. Ancak onlara geçmeden önce Mendenhall hakkında kimi bilgileri iletelim ki kaynağımızın önemi iyi anlaşılsın: İslam sanat tarihçisi Oleg Grabar’ın, 1956’da bir grup akademisyen ve araştırmacılarla birlikte Beyrut, Palmira, Rakka, Dura-Europos, Bağdat, Musul, Nusaybin, Diyarbakır, Midyat, Urfa, Harran ve Halep’e yaptıkları gezide tanıdığı ve “Kitabı mukaddes âlimi” olarak nitelediği Mendenhall, Lutheran bir ailenin oğlu olarak doğdu (1916); “emeritus professor” unvanıyla 100 yaşında öldü (2016). Büyük Buhran döneminde (1929-1930) bir Lutheran seminerine kaydolarak Semit dillerinde B.A. derecesi aldı. Yuhanna İncili›nin muhtemel Aramice kökenlerini inceleyen bir tezle B.D. programını tamamladı. Johns Hopkins Üniversitesi’ne başvurarak Kitabı Mukaddes bilgini, dilbilimci W. F. Albright ile çalıştı, kilise tarihinde ve dil öğreniminde yoğunlaştı, Trinity Lutheran Kilisesi’nde pastör olarak çalıştı; Japonca öğrendi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra tekrar Johns Hopkins’a dönerek, ‘Erken Kuzeybatı Semit Lehçelerinde Fiil’ adlı teziyle doktora unvanı aldı.   Hamma Divinity School’da öğretim üyesi, aynı zamanda Michigan Üniversitesi’nde misafir profesör olarak bulundu, akabinde bu üniversitenin Yakın Doğu Çalışmaları bölümünde kadroya alındı. Jerusalem School’da yıllık Profesör ve direktör olarak görev yaptı. 1964’te, Society of Biblical Literature’ın 100. toplantısında davetli bildiri sunan yirmi altı bilim adamından biriydi. NEH Kıdemli Bursu ile ödüllendirildi. 1986’da emekli oluncaya kadar birçok üniversite komitesinde, bölüm başkanı olarak, seminer mütevelli ve öğrenim dernekleri için çeşitli ofislerde ve editörlük sıfatlarıyla hizmet etti. 2006’ya kadar ilgili bilim adamına da yol gösterecek nitelikte makaleler, kitaplar yazan Mendenhall, 1985’te Katolik İncil Derneği’nin Roma’daki Pontifical Biblical Institute’de misafir bilim adamı olarak görev yaptı. Emekliliğinin ardından Ürdün Yarmouk Üniversitesi’nin Yüksek Lisans programında dersler vererek, erken yazıt ile grafitinin fotoğraflanması ve incelenmesini teşvik etti, çoğunlukla ön-İslam Arapçasında birkaç Yüksek Lisans tezine rehberlik etti (1987-93).   “Ancient Israel’s Faith and History: An Introduction to the Bible in Context” adlı kitabı, Özkan Gözel ile benim ortak tavsiyemizle, İnsan Yayınlarınca Mia Pelin Özdoğru’ya tercüme ettirilerek “Antik İsrail’in İnancı ve Tarihi – Kitab -ı Mukaddes Bağlamında Bir Giriş” adıyla yayımlandı (2016). Erhan Güngör’ün editör olarak çokça zahmetine sebep olan bu kitabın, tercüme sürecini de yakından takip etmiştim. Tercümesinin mükemmel olduğunu söylemem ancak daha iyisi yapılıncaya kadar en iyi tercüme yine de budur. Şimdi Mendelhall üzerinden cevabını arayacağımız soru ise şudur: Bugün ABD-İsrail’in siyasi tehdidine malzeme olan Arz-ı mev’ud, Tevrat’a ne zaman sokulmuştur? Mendenhall buna mahsus ilk tespitlerini “Musa-Sina Akdi”nden “Kutsal Siyaset” devrine geçişin resmi tarihi olarak belirlediği M.Ö. 1000-960’tan yapmıştır.
Ekleme Tarihi: 25 Kasım 2023 - Cumartesi

Bugün ABD-İsrail’in siyasi tehdidine malzeme olan Arz-ı mev’ud, Tevrat’a ne zaman sokulmuştur?

HAMAS’ın, ABD-İsrail ablukasını yarmak için Gazze’de yaptığı harekata karşı Batı koalisyonca başlatılan savaşın bir soykırıma dönüştüğü malumdur.

Siyonistlerin, bu soykırımı Arz-ı mev’ud (vaat edilmiş yer) tahtında meşrulaştırmaya çalışmalarıyla, hatta bunu yeni katliamlar yapmak üzere bölge ülkelerine yayama teşebbüsüyle, konu siyaseten uydurulmuş bir Yahudi inanışı olmaktan çıkıp, dünya için çok yakın bir tehdide dönüşmüştür.

Aslında, semavi dört kitaptan biri sayıldığı için Tevrat’a karşı gösterilen genel saygı esasında ilk bakışta mümkün görülebilen Arz-ı mev’ud vaadi ya da ideali her şeyden önce “Hangi Tevrat?” sorusuna çarparak kendiliğinden geçersizleşmektedir.

 

Zira bugünkü Tevrat’ın Eski Ahit ya da Antik Tevrat olmadığı, bilakis onun Yahudi pragmatizmiyle tahrif edildiği, şimdikinin Hz. Musa’dan başlayarak sonraki nebilerin, hahamların verdikleri bilgilerin, öğütlerin de belli zamanlarda işlendiği genel bir İsrailoğulları tarihi olduğu kesindir.

Kur’an’da Tevrat’ın Hz. Musa’ya verildiğine dair “Davud’a da Zebur’u verdik.” (İsra 17/55) açıklığında bir ifadenin bulunmadığını da zikrederek, söz konusu kesinliğe göre, Tevrat alimlerinin ilgili çalışmalarının yüzyıllardır tahrifatı teyit etmekten başka bir sonuç doğurmadığını; hâl böyle olunca Arz-ı mev‘ûd meselesinin de kendiliğinden şüpheli hâle geldiğini, Tevrat’a eklenme sebep ve zamanının da tartışmaya açık olduğunu belirtmeliyiz.

Buna mahsus olarak George E. Mendenhall’in kendi zamanımızdaki çarpıcı görüşlerinden birkaçı üzerinde duracağız. Ancak onlara geçmeden önce Mendenhall hakkında kimi bilgileri iletelim ki kaynağımızın önemi iyi anlaşılsın:

İslam sanat tarihçisi Oleg Grabar’ın, 1956’da bir grup akademisyen ve araştırmacılarla birlikte Beyrut, Palmira, Rakka, Dura-Europos, Bağdat, Musul, Nusaybin, Diyarbakır, Midyat, Urfa, Harran ve Halep’e yaptıkları gezide tanıdığı ve “Kitabı mukaddes âlimi” olarak nitelediği Mendenhall, Lutheran bir ailenin oğlu olarak doğdu (1916); “emeritus professor” unvanıyla 100 yaşında öldü (2016).

Büyük Buhran döneminde (1929-1930) bir Lutheran seminerine kaydolarak Semit dillerinde B.A. derecesi aldı. Yuhanna İncili›nin muhtemel Aramice kökenlerini inceleyen bir tezle B.D. programını tamamladı.

Johns Hopkins Üniversitesi’ne başvurarak Kitabı Mukaddes bilgini, dilbilimci W. F. Albright ile çalıştı, kilise tarihinde ve dil öğreniminde yoğunlaştı, Trinity Lutheran Kilisesi’nde pastör olarak çalıştı; Japonca öğrendi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra tekrar Johns Hopkins’a dönerek, ‘Erken Kuzeybatı Semit Lehçelerinde Fiil’ adlı teziyle doktora unvanı aldı.

 

Hamma Divinity School’da öğretim üyesi, aynı zamanda Michigan Üniversitesi’nde misafir profesör olarak bulundu, akabinde bu üniversitenin Yakın Doğu Çalışmaları bölümünde kadroya alındı.

Jerusalem School’da yıllık Profesör ve direktör olarak görev yaptı. 1964’te, Society of Biblical Literature’ın 100. toplantısında davetli bildiri sunan yirmi altı bilim adamından biriydi. NEH Kıdemli Bursu ile ödüllendirildi. 1986’da emekli oluncaya kadar birçok üniversite komitesinde, bölüm başkanı olarak, seminer mütevelli ve öğrenim dernekleri için çeşitli ofislerde ve editörlük sıfatlarıyla hizmet etti.

2006’ya kadar ilgili bilim adamına da yol gösterecek nitelikte makaleler, kitaplar yazan Mendenhall, 1985’te Katolik İncil Derneği’nin Roma’daki Pontifical Biblical Institute’de misafir bilim adamı olarak görev yaptı. Emekliliğinin ardından Ürdün Yarmouk Üniversitesi’nin Yüksek Lisans programında dersler vererek, erken yazıt ile grafitinin fotoğraflanması ve incelenmesini teşvik etti, çoğunlukla ön-İslam Arapçasında birkaç Yüksek Lisans tezine rehberlik etti (1987-93).

 

“Ancient Israel’s Faith and History: An Introduction to the Bible in Context” adlı kitabı, Özkan Gözel ile benim ortak tavsiyemizle, İnsan Yayınlarınca Mia Pelin Özdoğru’ya tercüme ettirilerek “Antik İsrail’in İnancı ve Tarihi – Kitab -ı Mukaddes Bağlamında Bir Giriş” adıyla yayımlandı (2016). Erhan Güngör’ün editör olarak çokça zahmetine sebep olan bu kitabın, tercüme sürecini de yakından takip etmiştim. Tercümesinin mükemmel olduğunu söylemem ancak daha iyisi yapılıncaya kadar en iyi tercüme yine de budur.

Şimdi Mendelhall üzerinden cevabını arayacağımız soru ise şudur:

Bugün ABD-İsrail’in siyasi tehdidine malzeme olan Arz-ı mev’ud, Tevrat’a ne zaman sokulmuştur?

Mendenhall buna mahsus ilk tespitlerini “Musa-Sina Akdi”nden “Kutsal Siyaset” devrine geçişin resmi tarihi olarak belirlediği M.Ö. 1000-960’tan yapmıştır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.