pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

AK Parti sadece bir siyasi parti, büyük bir sivil toplum örgütü değildir;

AK Parti, 22 yıl önce bugün, 14 Ağustos 2001’de kuruldu. 90’lı yıllar koalisyon hükümetleri yönetiminde istikrarsızlıkla geçmişti. 1997’deki 28 Şubat darbesi ekonomiye büyük hasar vermiş, 2000 ve 2001 krizleriyle Türkiye çöküşün eşiğine gelmişti. Toplumda yoksullukla birlikte büyük bir yılgınlık vardı. Siyaset çözümden çok sorun üretir hale gelmiş, umutlar tükenmiş, ülkenin üzerine karamsarlık çökmüştü. Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle girdiği cezaevinden çıkınca, bir grup arkadaşıyla AK Parti’yi kurdu. O umutsuzluk ve yılgınlık atmosferinde AK Parti gönüllere güneş gibi doğdu. Parti çok hızlı örgütlendi, Türkiye Erdoğan ve partisini bağrına bastı. 14 ay sonra yapılan seçimlerde AK Parti tek başına iktidara geldi.   22 yaşındaki AK Parti 21 yıldır kesintisiz iktidarda. Girdiği her seçimden birinci çıktı. Üye sayısıyla Türkiye’de açık ara birinci, dünyada ilk sıralarda. Gerçekleştirdiği köklü dönüşümlerle ülkemizin çehresini değiştirdi. Devleti efendi olmaktan çıkardı, milletin hizmetkârı yaptı; başörtüsü yasağından Ayasofya’nın açılmasına kadar nice tarihi adımı attı. Milli iradeyi yüceltti. Nice badireler atlattı: Darbe senaryolarını boşa çıkardı, muhtırayı yırttı, darbe girişimini püskürttü. Kapatılma girişimini savuşturdu. Sokak kalkışmalarına, yargı darbesi girişimlerine karşı dimdik durdu. Dik duruşuyla siyaseti köklü şekilde yeniden tanımladı. Siyasete güveni tazeledi, itibarını iade etti. Vesayete son verdi. Dinamik, sürekli gençleşen, kendisini her daim yenileyen, mazlum milletlere ilham veren, seven ya da sevmeyen, oy veren ya da vermeyen herkesin umudu bir parti olmayı başardı… 22 yıl bize şunu da gösterdi: Böyle büyük bir partinin, kalabalık bir kadronun içinde herkes ama herkes kendisine bir yer bulabilir. AK Parti 3 Kasım 2002 seçimlerini kazanıp tek başına iktidara geldiğinde “çok durmazlar”, “başaramazlar”, “yönetemezler”, “darbe olur” diyerek temkinli bakanlar ya da ellerini ovuşturanlar vardı. 2004’teki yerel seçim, başarının teyidi oldu, milletin teveccühü daha da arttı. Her seçimde AK Parti gücüne güç katarken, saldırıları püskürtüp milletin daha çok takdirine mazhar olurken, dışarda, kenarda, kuytuda bekleyenler, safını netleştirmek için izleyenler, çıkarcılar, dalkavuklar, şarlatanlar, fırıldaklar partiye sızmak için her yola başvurdular. Kimileri başardılar da. Özellikle 15 Temmuz gecesi, sabaha kadar, kimin kazanacağını izleyip, Erdoğan ve AK Parti’nin kazandığını görünce bütün gövdesiyle kendisini partinin içine atanlar da oldu. 22 yıllık süreçte trenden kendi isteğiyle inenler kadar, trenden itilenler de oldu.   14 Ağustos 2001’den bu yana partide birçok renk ve bu renklerin temsilcileri oldu. Liberaller, solcular, sağın birçok kanadı, Kürtler, Araplar, Aleviler, Sünniler, Ermeniler, hatta Kemalistler ve daha nicesi AK Parti saflarında bulundular. AK Parti’nin kendisiyle ilgili en büyük başarısı, bir cazibe merkezi olması, güç merkezi olmasına rağmen, ana omurgasını hassasiyetle koruyabilmiş olmasıdır. AK Parti, ağır saldırılarla, popülizmle, içindeki kliklerle, Truva atlarıyla sınanmış, ana omurgasını muhafaza edebilmiştir. AK Parti’nin uzun soluklu olabilmesi de, başarısını sürdürebilmesi de o ana omurganın muhafazasına bağlıdır. Cesur, dürüst ve alnı secdeye varan kadrolar dümende olduğu müddetçe, ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalındığı, kırmızı çizgiler korunduğu sürece AK Parti var olmaya ve millete hizmet üretmeye devam edecektir. Yorulanlar, kırılanlar, küsenler olacaktır; makam ve parayla imtihanı kaybedenler, başı dönenler, ayakları yerden kesilenler, değişenler olacaktır. Ana omurga ve ilkeler korunduğu müddetçe AK Parti içindeki safraları zaman zaman boşaltacak, temizlenecek, yenilenecek, yoluna kararlılıkla devam edecektir. AK Parti sadece bir siyasi parti, büyük bir sivil toplum örgütü değildir; AK Parti köklü bir hareketin, sağlam bir felsefenin günümüzdeki yansımasıdır. AK Parti, cesur, dürüst, alnı secdeye varan kadrolarla çizgisini muhafaza ettiği müddetçe, bu hareket ve felsefenin taşıyıcısı olacaktır; çizgisinden çıktığında ise hem kendisine bağlanan umutları heba ederek arkasında enkaz bırakacak, hem de o kadim hareket ve felsefeye vefasızlık yapmış olacaktır. Şu unutulmasın ki, dava ebedi var olacaktır. Mesele, tarihin bu döneminde senin, sağındaki solundaki kötü örneklere takılmadan, nerede ve nasıl durduğundur!
Ekleme Tarihi: 14 Ağustos 2023 - Pazartesi

AK Parti sadece bir siyasi parti, büyük bir sivil toplum örgütü değildir;

AK Parti, 22 yıl önce bugün, 14 Ağustos 2001’de kuruldu.

90’lı yıllar koalisyon hükümetleri yönetiminde istikrarsızlıkla geçmişti. 1997’deki 28 Şubat darbesi ekonomiye büyük hasar vermiş, 2000 ve 2001 krizleriyle Türkiye çöküşün eşiğine gelmişti. Toplumda yoksullukla birlikte büyük bir yılgınlık vardı. Siyaset çözümden çok sorun üretir hale gelmiş, umutlar tükenmiş, ülkenin üzerine karamsarlık çökmüştü.

Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle girdiği cezaevinden çıkınca, bir grup arkadaşıyla AK Parti’yi kurdu. O umutsuzluk ve yılgınlık atmosferinde AK Parti gönüllere güneş gibi doğdu. Parti çok hızlı örgütlendi, Türkiye Erdoğan ve partisini bağrına bastı. 14 ay sonra yapılan seçimlerde AK Parti tek başına iktidara geldi.

 

22 yaşındaki AK Parti 21 yıldır kesintisiz iktidarda. Girdiği her seçimden birinci çıktı. Üye sayısıyla Türkiye’de açık ara birinci, dünyada ilk sıralarda. Gerçekleştirdiği köklü dönüşümlerle ülkemizin çehresini değiştirdi. Devleti efendi olmaktan çıkardı, milletin hizmetkârı yaptı; başörtüsü yasağından Ayasofya’nın açılmasına kadar nice tarihi adımı attı. Milli iradeyi yüceltti. Nice badireler atlattı: Darbe senaryolarını boşa çıkardı, muhtırayı yırttı, darbe girişimini püskürttü. Kapatılma girişimini savuşturdu. Sokak kalkışmalarına, yargı darbesi girişimlerine karşı dimdik durdu. Dik duruşuyla siyaseti köklü şekilde yeniden tanımladı. Siyasete güveni tazeledi, itibarını iade etti. Vesayete son verdi. Dinamik, sürekli gençleşen, kendisini her daim yenileyen, mazlum milletlere ilham veren, seven ya da sevmeyen, oy veren ya da vermeyen herkesin umudu bir parti olmayı başardı…

22 yıl bize şunu da gösterdi: Böyle büyük bir partinin, kalabalık bir kadronun içinde herkes ama herkes kendisine bir yer bulabilir.

AK Parti 3 Kasım 2002 seçimlerini kazanıp tek başına iktidara geldiğinde “çok durmazlar”, “başaramazlar”, “yönetemezler”, “darbe olur” diyerek temkinli bakanlar ya da ellerini ovuşturanlar vardı. 2004’teki yerel seçim, başarının teyidi oldu, milletin teveccühü daha da arttı. Her seçimde AK Parti gücüne güç katarken, saldırıları püskürtüp milletin daha çok takdirine mazhar olurken, dışarda, kenarda, kuytuda bekleyenler, safını netleştirmek için izleyenler, çıkarcılar, dalkavuklar, şarlatanlar, fırıldaklar partiye sızmak için her yola başvurdular. Kimileri başardılar da. Özellikle 15 Temmuz gecesi, sabaha kadar, kimin kazanacağını izleyip, Erdoğan ve AK Parti’nin kazandığını görünce bütün gövdesiyle kendisini partinin içine atanlar da oldu. 22 yıllık süreçte trenden kendi isteğiyle inenler kadar, trenden itilenler de oldu.

 

14 Ağustos 2001’den bu yana partide birçok renk ve bu renklerin temsilcileri oldu. Liberaller, solcular, sağın birçok kanadı, Kürtler, Araplar, Aleviler, Sünniler, Ermeniler, hatta Kemalistler ve daha nicesi AK Parti saflarında bulundular.

AK Parti’nin kendisiyle ilgili en büyük başarısı, bir cazibe merkezi olması, güç merkezi olmasına rağmen, ana omurgasını hassasiyetle koruyabilmiş olmasıdır.

AK Parti, ağır saldırılarla, popülizmle, içindeki kliklerle, Truva atlarıyla sınanmış, ana omurgasını muhafaza edebilmiştir.

AK Parti’nin uzun soluklu olabilmesi de, başarısını sürdürebilmesi de o ana omurganın muhafazasına bağlıdır. Cesur, dürüst ve alnı secdeye varan kadrolar dümende olduğu müddetçe, ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalındığı, kırmızı çizgiler korunduğu sürece AK Parti var olmaya ve millete hizmet üretmeye devam edecektir. Yorulanlar, kırılanlar, küsenler olacaktır; makam ve parayla imtihanı kaybedenler, başı dönenler, ayakları yerden kesilenler, değişenler olacaktır. Ana omurga ve ilkeler korunduğu müddetçe AK Parti içindeki safraları zaman zaman boşaltacak, temizlenecek, yenilenecek, yoluna kararlılıkla devam edecektir.

AK Parti sadece bir siyasi parti, büyük bir sivil toplum örgütü değildir; AK Parti köklü bir hareketin, sağlam bir felsefenin günümüzdeki yansımasıdır. AK Parti, cesur, dürüst, alnı secdeye varan kadrolarla çizgisini muhafaza ettiği müddetçe, bu hareket ve felsefenin taşıyıcısı olacaktır; çizgisinden çıktığında ise hem kendisine bağlanan umutları heba ederek arkasında enkaz bırakacak, hem de o kadim hareket ve felsefeye vefasızlık yapmış olacaktır.

Şu unutulmasın ki, dava ebedi var olacaktır. Mesele, tarihin bu döneminde senin, sağındaki solundaki kötü örneklere takılmadan, nerede ve nasıl durduğundur!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.