pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

43 yıl öncesinden bahsediyoruz.

Norveçli Doktor Mads Gilbert, Filistinlilerle yirmili yaşlardayken İsraillilerin Batı Beyrut’u abluka altına alıp bombaladığı sene olan 1981 yılında tanışmış. Mads Gilbert yaşadığı o günleri, “İsrail, şehri kuşatmak için önce elektriği ve suyu kesti. Böylece şehre gıda ve ilaç ulaşmasını engelledi. Sonra da şehri gece gündüz bombaladı. Bunu yaparken sadece askerî hedefleri değil okulları, yerleşim yerlerini, hastaneleri, ambulansları, hatta yaralıları kurtarmaya çalışan insanları bile hedef aldılar. Korkunç bir manzaraydı.” cümleleri ile ifade etmiş. Ve 1981 yılında işgal altındaki Filistinlilerin dramını gördükten sonra hayatını bu davaya adamış.   43 yıl öncesinden bahsediyoruz. ** Mads Gilbert, 2008 yılında Noel kutlamak için çocuklarıyla tatile gittiği yerde Gazze’nin bombalandığı haberini alınca çocuklarıyla vedalaşarak Norveç’ten doktor arkadaşıyla doğru yola çıkmış.  2008 yılında işgalin başlamasının ardından gittiği Gazze’de hiçbir gazeteci olmadığını Filistin halkının yalnız olduğunu fark etmiş. 2008-2009 senesinde yaşadıklarını kaleme aldığı kitabında bu durumu şu cümlelerle anlatıyor: “Gazze’ye bir arkadaşımla 2008’in yılbaşı öncesinde saldırının beşinci gününde Mısır üzerinden girebildik. Şifa Hastanesi’ndeki doktorluk hizmetimize ek olarak yaşadıklarımızı dünyaya aktarmayı kendimize görev edinmiştik.”   İsrail, 2007 yılında Gazze halkının seçimle başa getirdiği Hamas hükümeti sebebiyle Gazze’ye ambargo uygulamaya başlamış, insani ihtiyaçların bölgeye giriş ve çıkışlarını yasaklamış. Keyfî olarak kamu kurumları, hastaneler, okullar ve evlere saldırılarda bulunmuş, bulunmaya da devam etmekteydi. Beş kilometrekare olan Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki milyon insan yaşamaktaydı. Nüfusunun bir milyondan fazlası mülteci kamplarında geçen Filistinliler için hayat hiç de kolay değildi.  Jabalya, Gazze, Beyt Lahya, Beyt Hanun, Dir el-Belah, Hanyunus, Refah ve Abasan Kebir evleri olmayan, bombalardan kaçan insanların sığındıkları mülteci kamplarıydı.   2007 yılından bahsediyoruz. Yani 17 yıl öncesinden. ** 2014 yılındaki bombardıman elli bir gün sürdü. Doktor Gilbert, medyaya bunu şu sözlerle duyurdu; “İsrail, Koruyucu Hat ismini verdiği operasyonda BM raporuna göre 2009 operasyonuna oranla beş kattan daha fazla bomba kullandı. Saldırıda üç bin beş yüz çocuk yaralandı. Bunların normalde BM, Kızılhaç gibi kuruluşlar tarafından korunması gerekirdi. Ancak hiçbir şey yapılmadı. İsrail, korkunç bir dokunulmazlığın tadını çıkarıyor.”  Yani Sene 10 yıl öncesinden. ** 1947 doğumlu doktor Mads Gilbert bugün 76 yaşında.  1981 yılından beri yani 43 senedir Gazze’deki soykırımın şahidi.   Filistin’de halkın yaşadığı insanlık vahşetine şahit olan Mads Gilbert, insanı ırkına, rengine, diline ve dinine göre değil insan olduğu için kıymet veren iyi bir insan.  Tıpkı 2003 yılında Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta İsrail Savunma Kuvvetlerine bağlı zırhlı bir buldozer altında ezilerek öldürülen 24 yaşındaki ABD’li barış gönüllüsü genç kız Rachel Aliene Corrie gibi. Tıpkı 25 Şubat 2024 günü İsrail’in Washington Büyükelçiliği önünde “Artık soykırıma iştirak etmeyeceğim. Filistinlilerin işgalcilerin elinde yaşadıkları karşısında benim eylemim çok da büyük bir şey değil.” deyip başından aşağı benzin dökerek kendisini ateşe veren ABD Hava Kuvvetlerinde aktif görevde olan 25 yaşındaki Aaron (Harun) Bushnell gibi.   Rachel, Aaron ve Mads, ikisi şehit diğeri halen yaşayan ve mücadele eden şefkat ve merhamet kahramanı Mads, Gazze’nin üç kahramanı. Üçü de Müslüman değil ama insan. Zaten Müslüman olmak için önce insan olmak gerekmiyor muydu? Gerekiyordu ama biz onu unuttuk. Bugünkü perişanlığımız ondan. ** Biz bu dramın dehşetini ve boyutunu 6 ekim 2023 yılında Hamas’ın “yeter artık” deyip işgale başkaldırmasıyla azgınlaşan israilin başlattığı soykırımla öğrendik. 7 ekimden sonra iki önemli şey daha öğrendik; “Çocukları öldür destek bizden” diyen uluslararası şirketlerin küresel ekonomiyi işgal ettiklerini ve devletlerin güçsüzlüğünü.   ** Bize gelince; Müslüman bir anne babadan doğduğu için şanslı olduğunu zannetmeye devam. Soykırımı seyretmeye devam. Ramazan’da oruçları cola ile açmaya devam. Siyah mı sarı mı? Kırmızı.
Ekleme Tarihi: 10 Mart 2024 - Pazar

43 yıl öncesinden bahsediyoruz.

Norveçli Doktor Mads Gilbert, Filistinlilerle yirmili yaşlardayken İsraillilerin Batı Beyrut’u abluka altına alıp bombaladığı sene olan 1981 yılında tanışmış.
Mads Gilbert yaşadığı o günleri, “İsrail, şehri kuşatmak için önce elektriği ve suyu kesti. Böylece şehre gıda ve ilaç ulaşmasını engelledi. Sonra da şehri gece gündüz bombaladı. Bunu yaparken sadece askerî hedefleri değil okulları, yerleşim yerlerini, hastaneleri, ambulansları, hatta yaralıları kurtarmaya çalışan insanları bile hedef aldılar. Korkunç bir manzaraydı.” cümleleri ile ifade etmiş.

Ve 1981 yılında işgal altındaki Filistinlilerin dramını gördükten sonra hayatını bu davaya adamış.

 

43 yıl öncesinden bahsediyoruz.

**

Mads Gilbert, 2008 yılında Noel kutlamak için çocuklarıyla tatile gittiği yerde Gazze’nin bombalandığı haberini alınca çocuklarıyla vedalaşarak Norveç’ten doktor arkadaşıyla doğru yola çıkmış. 

2008 yılında işgalin başlamasının ardından gittiği Gazze’de hiçbir gazeteci olmadığını Filistin halkının yalnız olduğunu fark etmiş.

2008-2009 senesinde yaşadıklarını kaleme aldığı kitabında bu durumu şu cümlelerle anlatıyor: “Gazze’ye bir arkadaşımla 2008’in yılbaşı öncesinde saldırının beşinci gününde Mısır üzerinden girebildik.

Şifa Hastanesi’ndeki doktorluk hizmetimize ek olarak yaşadıklarımızı dünyaya aktarmayı kendimize görev edinmiştik.”
 
İsrail, 2007 yılında Gazze halkının seçimle başa getirdiği Hamas hükümeti sebebiyle Gazze’ye ambargo uygulamaya başlamış, insani ihtiyaçların bölgeye giriş ve çıkışlarını yasaklamış.

Keyfî olarak kamu kurumları, hastaneler, okullar ve evlere saldırılarda bulunmuş, bulunmaya da devam etmekteydi.

Beş kilometrekare olan Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki milyon insan yaşamaktaydı.

Nüfusunun bir milyondan fazlası mülteci kamplarında geçen Filistinliler için hayat hiç de kolay değildi. 

Jabalya, Gazze, Beyt Lahya, Beyt Hanun, Dir el-Belah, Hanyunus, Refah ve Abasan Kebir evleri olmayan, bombalardan kaçan insanların sığındıkları mülteci kamplarıydı.
 

2007 yılından bahsediyoruz.

Yani 17 yıl öncesinden.

**

2014 yılındaki bombardıman elli bir gün sürdü. Doktor Gilbert, medyaya bunu şu sözlerle duyurdu; “İsrail, Koruyucu Hat ismini verdiği operasyonda BM raporuna göre 2009 operasyonuna oranla beş kattan daha fazla bomba kullandı. Saldırıda üç bin beş yüz çocuk yaralandı. Bunların normalde BM, Kızılhaç gibi kuruluşlar tarafından korunması gerekirdi. Ancak hiçbir şey yapılmadı. İsrail, korkunç bir dokunulmazlığın tadını çıkarıyor.” 

Yani Sene 10 yıl öncesinden.

**

1947 doğumlu doktor Mads Gilbert bugün 76 yaşında. 

1981 yılından beri yani 43 senedir Gazze’deki soykırımın şahidi.

 

Filistin’de halkın yaşadığı insanlık vahşetine şahit olan Mads Gilbert, insanı ırkına, rengine, diline ve dinine göre değil insan olduğu için kıymet veren iyi bir insan. 

Tıpkı 2003 yılında Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta İsrail Savunma Kuvvetlerine bağlı zırhlı bir buldozer altında ezilerek öldürülen 24 yaşındaki ABD’li barış gönüllüsü genç kız Rachel Aliene Corrie gibi.
Tıpkı 25 Şubat 2024 günü İsrail’in Washington Büyükelçiliği önünde “Artık soykırıma iştirak etmeyeceğim. Filistinlilerin işgalcilerin elinde yaşadıkları karşısında benim eylemim çok da büyük bir şey değil.” deyip başından aşağı benzin dökerek kendisini ateşe veren ABD Hava Kuvvetlerinde aktif görevde olan 25 yaşındaki Aaron (Harun) Bushnell gibi.
 
Rachel, Aaron ve Mads, ikisi şehit diğeri halen yaşayan ve mücadele eden şefkat ve merhamet kahramanı Mads, Gazze’nin üç kahramanı.

Üçü de Müslüman değil ama insan.

Zaten Müslüman olmak için önce insan olmak gerekmiyor muydu?

Gerekiyordu ama biz onu unuttuk.

Bugünkü perişanlığımız ondan.

**

Biz bu dramın dehşetini ve boyutunu 6 ekim 2023 yılında Hamas’ın “yeter artık” deyip işgale başkaldırmasıyla azgınlaşan israilin başlattığı soykırımla öğrendik.
7 ekimden sonra iki önemli şey daha öğrendik; “Çocukları öldür destek bizden” diyen uluslararası şirketlerin küresel ekonomiyi işgal ettiklerini ve devletlerin güçsüzlüğünü.
 

**

Bize gelince;

Müslüman bir anne babadan doğduğu için şanslı olduğunu zannetmeye devam.

Soykırımı seyretmeye devam.

Ramazan’da oruçları cola ile açmaya devam.

Siyah mı sarı mı?

Kırmızı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.