pendik escort bayan
bu haber sitesi satlık
ozmenpc.comtr
ak

Kayseri'deki Terör Saldırısı Davası

24.10.2017 - 19:58, Güncelleme: 24.10.2017 - 19:58
 

Kayseri'deki Terör Saldırısı Davası

Geçen yıl askerleri taşıyan halk otobüsüne patlayıcı yüklü araçla düzenlenen ve 15 askerin şehit olduğu, 54 askerin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili 15'i tutuklu, 3'ü firari 21 sanığın yargılanmasına devam edildi - Tutuklu sanıklar Eroğlu, Ay, Talan,

KAYSERİ (AA) - Kayseri'de geçen yıl çarşı iznine çıkan askerleri taşıyan halk otobüsüne patlayıcı yüklü araçla düzenlenen ve 15 askerin şehit olduğu, 54 askerin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili 15'i tutuklu, 3'ü firari 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma, adliye binasında yoğun katılımlı başka bir duruşma olması nedeniyle henüz açılışı yapılmayan Bölge İdare Mahkemesi binasındaki salona alındı.Duruşmada, tutuklu sanıklar Ekrem Uğur, Mehmet Yolcu, Mehmet Oluk, Ümit Kepir, Hüseyin Polat, Mehmet Ayaz, Barış Kaya, Murat Talan, Serkan Ay, Hamit Eroğlu, Fahri Demirbaş, Hasan Ekici ve İsmail Hakkı Yıldırımçakar ile avukatları hazır bulundu.Terör saldırısına maruz kalan, askerlerin bulunduğu halk otobüsünün şoförü sanık Hamit Eroğlu ifadesinde, saldırının gerçekleştiği 17 Aralık 2016'da saat 07.30 gibi son seferi olan Danişment-Osmangazi seferini yaptıktan sonra merkez hareket amirliğine gittiğini söyledi. Hareket merkezinde günlük 70-80 araç bulunduğunu ifade eden Eroğlu, merkez amirinin kendisine Zincidere'de çarşı iznine çıkacak askerleri alıp gelmesini ve daha sonra ayrılmasını istediğini anlattı. Bunun üzerine kendisinin de aracın körüklerinde arıza olduğunu, bu şartlarda gitmesinin zor olacağını belirttiğini dile getiren Eroğlu, şunları söyledi:"Elimde araba yok, git askerleri al gel' dedi. Kıramadığım için gittim. Çarşıda bulunan hareket amirliğinden saat 08.15 gibi çıktım. Komando Caddesi'ne gelince, hangi güzergahı kullanayım diye merkez amirliğini aradım fakat kimseye ulaşamadım. Bunun üzerine Yoğunburç Haraket Amirliğini arayarak, amir Hüseyin Özdil ile konuştum, 'istediğin yoldan gel' dedi, 'Ali Dağı yolu daha kısa olur' dedi. Komando tugayına saat 08.25-08.30 sıralarında vardım. Benim önümdeki otobüsün hareket etmesinin ardından, orada bulunan bir komutan askerleri benim araca yönlendirdi. Yaklaşık 65-70 yolcu aldım. Askerlerden bir tanesi 'tek gidişlik biletim var. 6. Etap'a gideceğim. Çarşıda otobüs şoförleri beni biletsiz alır mı? diye sordu. Ben de bunun üzerine kendisini biletsiz aldım. Bu asker, Erciyes Üniversitesi rektörlük kavşağına gelince inmek istedi. Durak dışında yolcu indirmek yasak olduğu için indirmedim. Üniversite önünde bulunan durağa yanaştım. Orta kapıyı açtım, biletsiz binen asker indi. Ondan sonra patlama oldu."Patlamayla birlikte yolcuların indiği ön kapının bulunduğu alanda önce tavana çarptığını daha sonra dışarı fırladığını anlatan Eroğlu, 3-4 dakika sonra askerlerin bağrışmalarını duyduğunu dile getirdi. Eroğlu, gözlüğü düştüğü için etrafta bir sis, bulanıklık olduğunu, bu nedenle etrafta olanları net göremediğini aktardı.Arabaya geldiğini ve bu esnada kolunun kırık olduğunun fark edemediğini belirten Eroğlu, "Araçta bulunan 2, 3 askeri dışarı çıkardım. Bir askeri de sıkıştığı için çıkaramadım. Sonra kolumun sancısını hissettim. Yüzümden kanlar akıyordu. Suratımın parçalandığını düşündüm, şoka girdim. Bir patlama daha olabilir diye bulunduğum yerden sürünerek duvarın dibine gittim. Burada yanıma bir doktor geldi, bir şeyim olmadığını söyledi ve ardından ambulansla hastaneye kaldırıldım." diye konuştu. Terör saldırısıyla hiçbir ilgisinin olmadığını savunan Eroğlu, "Bu olayla bir alakam varsa, idamımı istiyorum." dedi.Eroğlu, 3,5 yıldır otobüs şoförlüğü yaptığını, Zincidere Komando Tugayı'na çarşı iznine çıkan askerleri almaya bugüne kadar iki defa gittiğini söyledi. Asker yolcu taşındığında sivil yolcu almalarının yasak olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Tugaydan çıktıktan sonra yaklaşık 10 kilometre gittim, bazı kırmızı ışıklarda durdum ancak bizi takip eden herhangi bir şüpheli araç görmedim. Patlama anından önce de askerin inip inmediğine baktığım için aracı görmedim." açıklamasında bulundu. Hareket amiri Hüseyin Özdil ile yaptığı telefon konuşmasında "Bugün çok neşeliyim" dediği şeklindeki iddialara ilişkin Eroğlu, normalde neşeli bir insan olduğunu ve bunun terör saldırısı ile alakalı olmadığını öne sürdü.Zaman zaman başka şoförlerle bir araya geldiklerinde PKK terör örgütünü övücü sözler söylediği, ülkede yaşanan terör saldırılarının ardından amirlerinin isteğine rağmen aracına Türk bayrağı asmayarak "Benim şehidim değil" şeklinde beyanda bulunduğu iddialarını da reddeden Eroğlu, otobüste yaptığı bir telefon görüşmesinde "Yaralı kabul etmiyorum, hepsi ölecek" şeklinde bir konuşması olmadığını ileri sürdü. Sanıklardan Ümit Kepir de sanık Kenan Çiçek'i 20'li yaşlardan beri tanıdığını söyledi. Uzun yıllar görüşmediklerini, Çiçek'in arayarak kendisini tanıttığını, bunun üzerine görüşmeye başladıklarını ifade eden Kepir, patlamadan bir hafta önce görüşmek için bir araya geldiklerini anlattı. Kahvaltıda bir öğrencinin kalacak yeri olmadığını söylediğini, bunun üzerine kendisinin de istemeyerek yardımcı olduğunu söyleyen Kepir, "Akşam 17.00 gibi Kenan ile birisi geldi. Oturduk, Mehmet diye kendini tanıttı, terör saldırısını gerçekleştiren Kasım Yıldırımçakar'mış. Bir an önce kalacak yer bulup gideceğini söyledi. Kendisine yedek anahtar verdim. Akşam eve gittiğimde o da oluyordu. Konuşmak istiyordum, geçiştiriyordu. Kenan bir iki kez daha akşam eve geldi. Üçümüz oturup sohbet ediyorduk. Kasım 4-5 gün bende kaldı, öğrenci profili vardı." diye konuştu.Sanıklardan Barış Kaya da Yıldırımçakar'ı tanımadığını, bu kişiyi Diyarbakır'dan Adana'ya gönderdiği iddiasının doğru olmadığını savundu.Trafik müşaviri olan, bombalı saldırı olayında kullanılan araca sahte plaka hazırlanması konusunda gerekli belgeleri hazırladığı ve basılan sahte plakayı firari sanık Abdullah Akbıyık'a verdiği iddia edilen sanık Murat Talan ile Bağcılar Şoförler Odası Cemiyetinde görev yapan, bombalı araç için sahte plaka bastığı öne sürülen sanık Serkan Ay da iddiaları reddederek, suçsuz olduklarını savundu.Sanıklardan Mehmet Oluk ve Hüseyin Polat da iddiaları kabul etmeyerek suçsuz olduklarını iddia etti.Duruşmaya, yarım devam edilmek üzere ara verildi. Kayseri'de 17 Aralık 2016'da 1. Komando Tugay Komutanlığından çarşı iznine çıkan askerleri taşıyan halk otobüsüne yönelik bombalı saldırıda 15 asker şehit olmuş, 54 asker yaralanmıştı.
Geçen yıl askerleri taşıyan halk otobüsüne patlayıcı yüklü araçla düzenlenen ve 15 askerin şehit olduğu, 54 askerin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili 15'i tutuklu, 3'ü firari 21 sanığın yargılanmasına devam edildi - Tutuklu sanıklar Eroğlu, Ay, Talan,

KAYSERİ (AA) - Kayseri'de geçen yıl çarşı iznine çıkan askerleri taşıyan halk otobüsüne patlayıcı yüklü araçla düzenlenen ve 15 askerin şehit olduğu, 54 askerin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili 15'i tutuklu, 3'ü firari 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma, adliye binasında yoğun katılımlı başka bir duruşma olması nedeniyle henüz açılışı yapılmayan Bölge İdare Mahkemesi binasındaki salona alındı.

Duruşmada, tutuklu sanıklar Ekrem Uğur, Mehmet Yolcu, Mehmet Oluk, Ümit Kepir, Hüseyin Polat, Mehmet Ayaz, Barış Kaya, Murat Talan, Serkan Ay, Hamit Eroğlu, Fahri Demirbaş, Hasan Ekici ve İsmail Hakkı Yıldırımçakar ile avukatları hazır bulundu.

Terör saldırısına maruz kalan, askerlerin bulunduğu halk otobüsünün şoförü sanık Hamit Eroğlu ifadesinde, saldırının gerçekleştiği 17 Aralık 2016'da saat 07.30 gibi son seferi olan Danişment-Osmangazi seferini yaptıktan sonra merkez hareket amirliğine gittiğini söyledi.

Hareket merkezinde günlük 70-80 araç bulunduğunu ifade eden Eroğlu, merkez amirinin kendisine Zincidere'de çarşı iznine çıkacak askerleri alıp gelmesini ve daha sonra ayrılmasını istediğini anlattı.

Bunun üzerine kendisinin de aracın körüklerinde arıza olduğunu, bu şartlarda gitmesinin zor olacağını belirttiğini dile getiren Eroğlu, şunları söyledi:

"Elimde araba yok, git askerleri al gel' dedi. Kıramadığım için gittim. Çarşıda bulunan hareket amirliğinden saat 08.15 gibi çıktım. Komando Caddesi'ne gelince, hangi güzergahı kullanayım diye merkez amirliğini aradım fakat kimseye ulaşamadım. Bunun üzerine Yoğunburç Haraket Amirliğini arayarak, amir Hüseyin Özdil ile konuştum, 'istediğin yoldan gel' dedi, 'Ali Dağı yolu daha kısa olur' dedi. Komando tugayına saat 08.25-08.30 sıralarında vardım. Benim önümdeki otobüsün hareket etmesinin ardından, orada bulunan bir komutan askerleri benim araca yönlendirdi. Yaklaşık 65-70 yolcu aldım. Askerlerden bir tanesi 'tek gidişlik biletim var. 6. Etap'a gideceğim. Çarşıda otobüs şoförleri beni biletsiz alır mı? diye sordu. Ben de bunun üzerine kendisini biletsiz aldım. Bu asker, Erciyes Üniversitesi rektörlük kavşağına gelince inmek istedi. Durak dışında yolcu indirmek yasak olduğu için indirmedim. Üniversite önünde bulunan durağa yanaştım. Orta kapıyı açtım, biletsiz binen asker indi. Ondan sonra patlama oldu."

Patlamayla birlikte yolcuların indiği ön kapının bulunduğu alanda önce tavana çarptığını daha sonra dışarı fırladığını anlatan Eroğlu, 3-4 dakika sonra askerlerin bağrışmalarını duyduğunu dile getirdi.

Eroğlu, gözlüğü düştüğü için etrafta bir sis, bulanıklık olduğunu, bu nedenle etrafta olanları net göremediğini aktardı.

Arabaya geldiğini ve bu esnada kolunun kırık olduğunun fark edemediğini belirten Eroğlu, "Araçta bulunan 2, 3 askeri dışarı çıkardım. Bir askeri de sıkıştığı için çıkaramadım. Sonra kolumun sancısını hissettim. Yüzümden kanlar akıyordu. Suratımın parçalandığını düşündüm, şoka girdim. Bir patlama daha olabilir diye bulunduğum yerden sürünerek duvarın dibine gittim. Burada yanıma bir doktor geldi, bir şeyim olmadığını söyledi ve ardından ambulansla hastaneye kaldırıldım." diye konuştu.

Terör saldırısıyla hiçbir ilgisinin olmadığını savunan Eroğlu, "Bu olayla bir alakam varsa, idamımı istiyorum." dedi.

Eroğlu, 3,5 yıldır otobüs şoförlüğü yaptığını, Zincidere Komando Tugayı'na çarşı iznine çıkan askerleri almaya bugüne kadar iki defa gittiğini söyledi.

Asker yolcu taşındığında sivil yolcu almalarının yasak olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Tugaydan çıktıktan sonra yaklaşık 10 kilometre gittim, bazı kırmızı ışıklarda durdum ancak bizi takip eden herhangi bir şüpheli araç görmedim. Patlama anından önce de askerin inip inmediğine baktığım için aracı görmedim." açıklamasında bulundu.

Hareket amiri Hüseyin Özdil ile yaptığı telefon konuşmasında "Bugün çok neşeliyim" dediği şeklindeki iddialara ilişkin Eroğlu, normalde neşeli bir insan olduğunu ve bunun terör saldırısı ile alakalı olmadığını öne sürdü.

Zaman zaman başka şoförlerle bir araya geldiklerinde PKK terör örgütünü övücü sözler söylediği, ülkede yaşanan terör saldırılarının ardından amirlerinin isteğine rağmen aracına Türk bayrağı asmayarak "Benim şehidim değil" şeklinde beyanda bulunduğu iddialarını da reddeden Eroğlu, otobüste yaptığı bir telefon görüşmesinde "Yaralı kabul etmiyorum, hepsi ölecek" şeklinde bir konuşması olmadığını ileri sürdü.

Sanıklardan Ümit Kepir de sanık Kenan Çiçek'i 20'li yaşlardan beri tanıdığını söyledi. Uzun yıllar görüşmediklerini, Çiçek'in arayarak kendisini tanıttığını, bunun üzerine görüşmeye başladıklarını ifade eden Kepir, patlamadan bir hafta önce görüşmek için bir araya geldiklerini anlattı.

Kahvaltıda bir öğrencinin kalacak yeri olmadığını söylediğini, bunun üzerine kendisinin de istemeyerek yardımcı olduğunu söyleyen Kepir, "Akşam 17.00 gibi Kenan ile birisi geldi. Oturduk, Mehmet diye kendini tanıttı, terör saldırısını gerçekleştiren Kasım Yıldırımçakar'mış. Bir an önce kalacak yer bulup gideceğini söyledi. Kendisine yedek anahtar verdim. Akşam eve gittiğimde o da oluyordu. Konuşmak istiyordum, geçiştiriyordu. Kenan bir iki kez daha akşam eve geldi. Üçümüz oturup sohbet ediyorduk. Kasım 4-5 gün bende kaldı, öğrenci profili vardı." diye konuştu.

Sanıklardan Barış Kaya da Yıldırımçakar'ı tanımadığını, bu kişiyi Diyarbakır'dan Adana'ya gönderdiği iddiasının doğru olmadığını savundu.

Trafik müşaviri olan, bombalı saldırı olayında kullanılan araca sahte plaka hazırlanması konusunda gerekli belgeleri hazırladığı ve basılan sahte plakayı firari sanık Abdullah Akbıyık'a verdiği iddia edilen sanık Murat Talan ile Bağcılar Şoförler Odası Cemiyetinde görev yapan, bombalı araç için sahte plaka bastığı öne sürülen sanık Serkan Ay da iddiaları reddederek, suçsuz olduklarını savundu.

Sanıklardan Mehmet Oluk ve Hüseyin Polat da iddiaları kabul etmeyerek suçsuz olduklarını iddia etti.

Duruşmaya, yarım devam edilmek üzere ara verildi.

Kayseri'de 17 Aralık 2016'da 1. Komando Tugay Komutanlığından çarşı iznine çıkan askerleri taşıyan halk otobüsüne yönelik bombalı saldırıda 15 asker şehit olmuş, 54 asker yaralanmıştı.


Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.