pendik escort bayan
bu haber sitesi satlık
ozmenpc.comtr
ak

FUTBOL DİNİ “Yeni tanrı, yeni mabet”

20.06.2014 - 12:35, Güncelleme: 20.06.2014 - 12:35
 

FUTBOL DİNİ “Yeni tanrı, yeni mabet”

"Tribünlerden gelen sesler, savaşan mazlumların sesini kısıyor ve bu sesi bastırıyorsa, futbol afyondur..." [Ali Şeriati]

Şeriatî’nin yukarıda ki veciz tesbitinden hareketle; “futbol bir oyun olmanın ötesine geçerek, kendisi dışında pek çok alanla birlikte anılmaya başlayan bir yapıya sahip olmasıyla ülke gündeminde işgal etmeye başladığı alan da genişlemiştir. Futbol artık bir sektör olarak ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yaşamla iç içe geçmiştir, bu yüzden de 'futbol artık en az futbol'dur.”  [1] Daha çokta kitleleri uyuşturan afyondur   Marks yirminci yüzyılda yaşasaydı Şeriatî’ye hak verir ve O meşhur cümleyi şu şekilde kurardı herhalde: futbol kitlelerin afyonudur. “Genelde spor özelde futbol endüstrisinin kitleler üzerindeki etkisi, aynı anda milyonların ruhunu teslim alışı, pagan dönemlerin totem ayinlerinden daha etkili. Futbol heyecanı bir tür pagan kutsallığa dönüştürüldü yüzyılımızda. Kitleler her tür 'ideolojiden arındırılmış' olarak ancak bu kadar büyük heyecanla harekete geçirilebilir ve bir hedefe yoğunlaştırılabilirdi.” [2]   Paganizm, modernlikle birlikte yepyeni bir evreye girdi: Tanrı fikri yitirilince, insan tanrılaştırıldı: Film yıldızları, müzik starları, futbolcular, ayartıcılıklarıyla, entrikalarıyla, kıskançlıklarıyla, hayat tarzlarıyla, seküler mabetleriyle Greklerin tanrılarını aratmıyorlar. [3] Bilhassa son yarım asırda futbol, artan bir hızla yeni bir paganizm/insana tapınma ve barbarlaşma biçimine dönüştü.   Futbol veya diğer sportif faaliyetler, 'modern insan' için basit bir taraftarlık veya sempati bağının ötesinde mânâlar taşıyor…  Sportif karşılaşmalar ve hele de futbol, sadece bir sportif faaliyetten, seyir zevkinden ve taraftarlığından ibaret değil…[4]  Etkileme ve etkilenme bağlamında âdetâ bir din. Bu 'din'in çok bağnaz müntesipleri, bağlıları var, mâbedleri (stadyumlar) var, ruhban sınıfı var, orduları, kumandanları, savaşları ve kahramanları var; kurbanları var. Ve milyonları harekete geçirebilecek kadar mobil bir güçleri var.   Şirazesinden çıkmış, her yönü ve boyutuyla bâriz yozlaşma sinyalleri veren bir kitlesel arızalanma halinden, neredeyse bir sosyal hastalıktan söz ediyoruz artık futbol deyince.  Maçlara 'ölmeye ölmeye ölmeye' giden, para ödeyerek girebildikleri stadyumları 'mabed' olarak niteleyen, 'vur kır parçala, bu maçı kazan' gibi kuralsız, insafsız motivasyonlarla destekleyen tribün yığınları ise bu kurtlar sofrasının kontrolü kaybetmiş oyuncaklarıdır. [5]   Her şeyden önce futbol, insanların hayatlarına vazgeçilmez bir biçimde sokulmaya çalışılmış, ayinsel boyutlar kazanmıştır… Bunun için olsa gerek vaftiz edilmiş taraftarlar yanlarında döner bıçaklarıyla tam bir kutsal savaşa (!) gider edasıyla stadları doldurmaktadırlar. “ Damarımı kessen, kanımız mor sarı akar!”  söylemiyle neredeyse futbola ontolojik özellikler yüklenirken, “ölmeye ölmeye ölmeye geldik/ Fener Saray’ı stada gömmeye geldik!” şeklinde ki coşkuyla söylenen marşlar, yapılan kutsal savaşı (!) oldukça manidar bir şekilde deşifre eder ve tamtamlar eşliğinde ki savaşın coşkusunu artırır.   Futbol; an itibariyle egemen güçlerin de işine gelecek şekilde, kitleleri uyuşturan bir afyona dönüşmüştür. “İnsanlar için acıları dindirme; eziyetli, sıkıntılı dünyadan uzaklaşma, sorumluluklarla yüzleşememenin yol açtığı bir kaçış alanı haline gelmiştir. İnsanları sosyal, politik sorun ve sorumluluklardan uzaklaştırarak, onları sürüleştirme politikasının küresel adı olmuştur. Türkiye’nin hiçbir ciddi sorunu karşısında hassasiyet göstermeyen birçok insan, futbol söz konusu olduğunda mobilize olabilmekte ve görüş belirtmektedirler. Ayrıca bir kimlik edinme aracı olarak da işlev gören futbol, aslında hem kutsallaşmakta hem de buna bağlı olarak bir üst dil olma statüsüne doğru tırmanmaktadır. [6]   Futbol deyip geçmeyelim. Bu gibi sportif karşılaşmalar, jeo-politika çağının bunalımlı insanı için, bir güç gösterisinden ve zevk perestlikten çok öteye, bir din gibi algılanıp, yüz milyonları etkileyen bir ritüel haline dönüşmüş bulunuyor, bu nedenle futbolun materyalist toplumların 'modern insan'ının güce tapma ve zevkperestlik eğilimlerini yansıtan bir âyin şeklinde yansıdığı gözlemlenmektedir. [7] Futbol modern bir put gibi gözüküyor gözüme, stadlar sanki bir tapınak. İnsanlar nasıl bir vecd içindeler öyle! Üstelik cami kapısını zorluyor. İmamları bile kandırıyor. [8] Türkiye’nin en popüler futbolcusu Arda Turan bir derbi öncesi gururla “Ali Sami Yen bizim Mabedimiz biz orada maç kaybetmeyiz” ve Fenerbahçeliler “bizim kıblemiz Rüştü Saraçoğlu” ve ya bir Beşiktaşlı taraftar takımının galip gelmesi için,  geceden maç sabahına kadar tesbih çekip evrad okuduğunu gururla kameralara söylerken, muhtemel ki; bir “şirk dini”nden söz ettiklerinin bilincinde değillerdir.   Bir cümle ile de olsa bu dinin en makbul ritüeline değinip konuyu bitirelim. Mekke’li müşriklerin kızdıklarında putlarına küfrettiklerinden mülhem olsa gerek, futbolun mabedi olan statlarda taraftarların/tapıcıların idolleştirdikleri futbolculara/tanrılarına koro halinde sövmesi veya ağzını doldurarak galiz küfürler savurmaları bu “şirk dini”nin en kutsal ayini olduğu cümle âlem tarafından bilinir. Tabiat boşluk kabul etmediği için, sekülerleşmenin zirvesini bulduğumuz şu hız ve haz çağında, post/modern dünya kitlelere avunabilecekleri yeni “şirk dini”ni tedavüle sokmuştur!        _______________________________     1- Doç. Dr. Ahmet Talimciler, Futbolun büyüsü kaybolmasın. 15 ARALIK 2011 2- Akif EMRE, Yeni Şafak/ Futbol futboldan ibaret değildir. 12 TEMMUZ 2011  3- Yusuf KAPLAN, Yeni-paganizm ve yeni-barbarlık çağına hoş geldiniz, 20 MAYIS 2012 4- Selehattin Eş ÇAKIRGİL, Haksöz/ Bir 'güce tapınma ve zevkperestlik âyini': Futbol! / 14 MAYIS 2012 5- Gökhan ÖZCAN, Futbol sadece futbol olsaydı keşke! 6- Dç. Dr. Mustafa Tekin, Milat/ Futbol dini, “Yeni tanrı, yeni mabet” 7- Selehattin Eş Çakırgil, a.g.e 8- Abdurrahman DİLİPAK, Yeni Akit/ Futbol merakı, 24 MAYIS 2011   Facebook Sayfamız=>  https://www.facebook.com/sivasbultenicom Twitter Resmi Sayfamız => https://twitter.com/sivas_bulteni İletişim: sivasbulteni@yandex.com
"Tribünlerden gelen sesler, savaşan mazlumların sesini kısıyor ve bu sesi bastırıyorsa, futbol afyondur..." [Ali Şeriati]

Şeriatî’nin yukarıda ki veciz tesbitinden hareketle; “futbol bir oyun olmanın ötesine geçerek, kendisi dışında pek çok alanla birlikte anılmaya başlayan bir yapıya sahip olmasıyla ülke gündeminde işgal etmeye başladığı alan da genişlemiştir. Futbol artık bir sektör olarak ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yaşamla iç içe geçmiştir, bu yüzden de 'futbol artık en az futbol'dur.”  [1] Daha çokta kitleleri uyuşturan afyondur

 

Marks yirminci yüzyılda yaşasaydı Şeriatî’ye hak verir ve O meşhur cümleyi şu şekilde kurardı herhalde: futbol kitlelerin afyonudur. “Genelde spor özelde futbol endüstrisinin kitleler üzerindeki etkisi, aynı anda milyonların ruhunu teslim alışı, pagan dönemlerin totem ayinlerinden daha etkili. Futbol heyecanı bir tür pagan kutsallığa dönüştürüldü yüzyılımızda. Kitleler her tür 'ideolojiden arındırılmış' olarak ancak bu kadar büyük heyecanla harekete geçirilebilir ve bir hedefe yoğunlaştırılabilirdi.” [2]

 

Paganizm, modernlikle birlikte yepyeni bir evreye girdi: Tanrı fikri yitirilince, insan tanrılaştırıldı: Film yıldızları, müzik starları, futbolcular, ayartıcılıklarıyla, entrikalarıyla, kıskançlıklarıyla, hayat tarzlarıyla, seküler mabetleriyle Greklerin tanrılarını aratmıyorlar. [3] Bilhassa son yarım asırda futbol, artan bir hızla yeni bir paganizm/insana tapınma ve barbarlaşma biçimine dönüştü.

 

Futbol veya diğer sportif faaliyetler, 'modern insan' için basit bir taraftarlık veya sempati bağının ötesinde mânâlar taşıyor…  Sportif karşılaşmalar ve hele de futbol, sadece bir sportif faaliyetten, seyir zevkinden ve taraftarlığından ibaret değil…[4]  Etkileme ve etkilenme bağlamında âdetâ bir din. Bu 'din'in çok bağnaz müntesipleri, bağlıları var, mâbedleri (stadyumlar) var, ruhban sınıfı var, orduları, kumandanları, savaşları ve kahramanları var; kurbanları var. Ve milyonları harekete geçirebilecek kadar mobil bir güçleri var.

 

Şirazesinden çıkmış, her yönü ve boyutuyla bâriz yozlaşma sinyalleri veren bir kitlesel arızalanma halinden, neredeyse bir sosyal hastalıktan söz ediyoruz artık futbol deyince.  Maçlara 'ölmeye ölmeye ölmeye' giden, para ödeyerek girebildikleri stadyumları 'mabed' olarak niteleyen, 'vur kır parçala, bu maçı kazan' gibi kuralsız, insafsız motivasyonlarla destekleyen tribün yığınları ise bu kurtlar sofrasının kontrolü kaybetmiş oyuncaklarıdır. [5]

 

Her şeyden önce futbol, insanların hayatlarına vazgeçilmez bir biçimde sokulmaya çalışılmış, ayinsel boyutlar kazanmıştır… Bunun için olsa gerek vaftiz edilmiş taraftarlar yanlarında döner bıçaklarıyla tam bir kutsal savaşa (!) gider edasıyla stadları doldurmaktadırlar. “ Damarımı kessen, kanımız mor sarı akar!”  söylemiyle neredeyse futbola ontolojik özellikler yüklenirken, “ölmeye ölmeye ölmeye geldik/ Fener Saray’ı stada gömmeye geldik!” şeklinde ki coşkuyla söylenen marşlar, yapılan kutsal savaşı (!) oldukça manidar bir şekilde deşifre eder ve tamtamlar eşliğinde ki savaşın coşkusunu artırır.

 

Futbol; an itibariyle egemen güçlerin de işine gelecek şekilde, kitleleri uyuşturan bir afyona dönüşmüştür. “İnsanlar için acıları dindirme; eziyetli, sıkıntılı dünyadan uzaklaşma, sorumluluklarla yüzleşememenin yol açtığı bir kaçış alanı haline gelmiştir. İnsanları sosyal, politik sorun ve sorumluluklardan uzaklaştırarak, onları sürüleştirme politikasının küresel adı olmuştur. Türkiye’nin hiçbir ciddi sorunu karşısında hassasiyet göstermeyen birçok insan, futbol söz konusu olduğunda mobilize olabilmekte ve görüş belirtmektedirler. Ayrıca bir kimlik edinme aracı olarak da işlev gören futbol, aslında hem kutsallaşmakta hem de buna bağlı olarak bir üst dil olma statüsüne doğru tırmanmaktadır. [6]

 

Futbol deyip geçmeyelim. Bu gibi sportif karşılaşmalar, jeo-politika çağının bunalımlı insanı için, bir güç gösterisinden ve zevk perestlikten çok öteye, bir din gibi algılanıp, yüz milyonları etkileyen bir ritüel haline dönüşmüş bulunuyor, bu nedenle futbolun materyalist toplumların 'modern insan'ının güce tapma ve zevkperestlik eğilimlerini yansıtan bir âyin şeklinde yansıdığı gözlemlenmektedir. [7] Futbol modern bir put gibi gözüküyor gözüme, stadlar sanki bir tapınak. İnsanlar nasıl bir vecd içindeler öyle! Üstelik cami kapısını zorluyor. İmamları bile kandırıyor. [8] Türkiye’nin en popüler futbolcusu Arda Turan bir derbi öncesi gururla “Ali Sami Yen bizim Mabedimiz biz orada maç kaybetmeyiz” ve Fenerbahçeliler “bizim kıblemiz Rüştü Saraçoğlu” ve ya bir Beşiktaşlı taraftar takımının galip gelmesi için,  geceden maç sabahına kadar tesbih çekip evrad okuduğunu gururla kameralara söylerken, muhtemel ki; bir “şirk dini”nden söz ettiklerinin bilincinde değillerdir.

 

Bir cümle ile de olsa bu dinin en makbul ritüeline değinip konuyu bitirelim. Mekke’li müşriklerin kızdıklarında putlarına küfrettiklerinden mülhem olsa gerek, futbolun mabedi olan statlarda taraftarların/tapıcıların idolleştirdikleri futbolculara/tanrılarına koro halinde sövmesi veya ağzını doldurarak galiz küfürler savurmaları bu “şirk dini”nin en kutsal ayini olduğu cümle âlem tarafından bilinir. Tabiat boşluk kabul etmediği için, sekülerleşmenin zirvesini bulduğumuz şu hız ve haz çağında, post/modern dünya kitlelere avunabilecekleri yeni “şirk dini”ni tedavüle sokmuştur! 

 

 

 

_______________________________

 

 

1- Doç. Dr. Ahmet Talimciler, Futbolun büyüsü kaybolmasın. 15 ARALIK 2011

2- Akif EMRE, Yeni Şafak/ Futbol futboldan ibaret değildir. 12 TEMMUZ 2011 

3- Yusuf KAPLAN, Yeni-paganizm ve yeni-barbarlık çağına hoş geldiniz, 20 MAYIS 2012

4- Selehattin Eş ÇAKIRGİL, Haksöz/ Bir 'güce tapınma ve zevkperestlik âyini': Futbol! / 14 MAYIS 2012

5- Gökhan ÖZCAN, Futbol sadece futbol olsaydı keşke!

6- Dç. Dr. Mustafa Tekin, Milat/ Futbol dini, “Yeni tanrı, yeni mabet”

7- Selehattin Eş Çakırgil, a.g.e

8- Abdurrahman DİLİPAK, Yeni Akit/ Futbol merakı, 24 MAYIS 2011

 

Facebook Sayfamız=>  https://www.facebook.com/sivasbultenicom

Twitter Resmi Sayfamız => https://twitter.com/sivas_bulteni

İletişim: sivasbulteni@yandex.com

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.