pendik escort bayan
bu haber sitesi satlık
ozmenpc.comtr
ak

"Duvardaki Yazıya, Göç Yolundaki Leyleğe" Vakıf Duyarlılığı

09.05.2019 - 13:03, Güncelleme: 09.05.2019 - 13:03
 

"Duvardaki Yazıya, Göç Yolundaki Leyleğe" Vakıf Duyarlılığı

Osmanlı döneminde farklı amaçlarla hayırseverler tarafından kurulan vakıflar, yaptıkları hizmetlerle ecdadın sokak hayvanlarından yol temizliğine, göç yolundaki leyleklerden çeşmelerin tamirine kadar birçok alandaki hassasiyeti gözler önüne seriyor- Kayse

KAYSERİ (AA) - ESMA KÜÇÜKŞAHİN - Osmanlı döneminde kurulan ve sokak hayvanlarından yol temizliğine, göç yolundaki leyleklerden yolculara kadar her kesimi düşünen vakıflar, ecdadın hassasiyetini gözler önüne seriyor.Günümüzde mütevellisi olmayanların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından idare edildiği, mütevellisi olanların ise aile soyu tarafından yönetildiği vakıflar, kültürümüzde önemli bir yer tutuyor.Bulunduğu yerin kültürüne ve geleneklerine göre farklı alanlardaki ihtiyaçların karşılanması için kurulan vakıfların her biri çeşitli alanlarda sorumluluk üstleniyor.Bu geleneğe göre, vakfı kuran hayırsever, yapılacak hizmetlerin masraflarının karşılanması için "akar" adı verilen gelir getiren han, bağ, bahçe, dükkan gibi gayrimenkuller bağışlıyor. Buralardan elde edilen gelirler vakfın üstlendiği sorumluluğun yerine getirilmesi için kullanılıyor.Günümüzde belediyelerin yürüttüğü birçok hizmeti o dönem yerine getiren vakıflardan bazılarının ilginç sorumluluk alanları dikkat çekiyor.Vakıflar Genel Müdürlüğünce hazırlanan "Tarihte İlginç Vakıflar" kitabında yer alan bilgilere göre, ilginç sorumluluk alanı bulunan vakıflardan bazıları şöyle:- İstanbul'da 1470 yılında kurulan Mehmed Han-ı Sani bin Murad Han-ı Sani Vakfı sayesinde cami, medrese, kışla, çeşme, han, hamam, bahçe gibi yerlerin duvarlarına yazılan çirkin yazı ve resimler temizlenmiş.- İzmir Ödemiş'te 1889'de kurulan İbrahim Ağa bin Abdullah Vakfı ise Yeni Cami civarındaki leyleklerin beslenmesi ve korunması görevini üstlenmiş.- 1778 yılında İstanbul'da kurulan Hacı Mustafaoğlu Hacı Mustafa Vakfı, sokak hayvanlarına ekmek vermekle sorumlu. Vakfı kuran hayırseverin şartı, her gün taze ekmek alınarak sokak hayvanlarına verilmesi.- İstanbul'da 1845 yılında kurulan Esad Mehmed Efendi Vakfı ise çeyize ihtiyacı olan kızları tespit ederek çeyizlerini üstlenmeyi kendisine görev edinmiş.- Sivas'ta 1321 yılında kurulan Hattab bin Sahib Ahmed Vakfı, cüzzam gibi bulaşıcı hastalığa yakalanıp evlerinden çıkamayanları tedavi ettirmenin yanında fakirlerin cenaze ve defin masraflarının karşılanması görevini üstlenmiş.- 1860 yılında Amasya Gümüşhacıköy'de Baradoğlu lakaplı bir kişi tarafından kurulan Mığdıs Vakfı çeşmelerin tamir ettirilmesini sağlamış.- 1571 yılında kurulan Ataullah Efendi bin Şemseddin Vakfı ise yaz mevsiminde vakfın aldığı bardaklarla İstanbul'da Allah rızası için buzlu veya karlı soğuk su dağıtmış.- Kayseri'de 1832 yılında Hacı Ömer oğlu tarafından kurulan Gümrük-i Kebir Emini Osman Ağa Vakfı vasıtasıyla kentteki şehit ve sahabe türbeleri onarılmış.- Aydın Tire'de 1544 yılında kurulan Lütfi Paşa bin Abdülmuin Vakfı'nın kuruluş senedinde "Belirtilen arazilerin sınırları içinde çeşmeler yapıla, bu çeşmelerin havuzlarından halk ve gelen geçen insanların hayvanları, kurtlar, kuşlar dilediğince yararlana" ifadeleri yer almış.- 1705 yılında Antakya'da kurulan Hasan Paşa Vakfı yol güvenliğini sağlamak için kurulmuş.- İstanbul'da 1766 yılında kurulan Ali Ağa bin Osman Ağa Vakfı'nın senedinde "Nehirde seyahat eden yolcuların cuma ve bayram namazlarını kılabilmeleri için nehir kenarına namazgah yapılması" şartı konulmuş.- 1384 yılında Şanlıurfa'da kurulan Hasan bin Alaeddin bin Ali bin Abdullah Vakfı, yetimlere yazlık elbise almak için kurulmuş. Ramazan ayında adları daha çok duyulmasına rağmen kimi vakıflar, faaliyetlerini günümüz koşullarına uygun olarak 12 ay boyunca çoğu zaman da sessiz sedasız sürdürüyor.- "Belediyelerin yaptığı hizmetleri o dönemler vakıflar yapıyordu"Kayseri Vakıflar Bölge Müdürü Murat Seçilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eskiden vakıfların, belediyelerin hizmetlerini üstlendiğini ve gerçekleştirdiğini söyledi."Bani" adı verilen hayır sahibi kurucuların bölgesindeki ihtiyaca göre kurduğu vakfa görevler yüklediğini anlatan Seçilir, şöyle konuştu:"Tarihte ecdadımız hayvandan bitkiye, yolcudan yerleşik halka hepsine el uzatmaya çalışmıştır. Geçmişte kurulan çok ilginç vakıflarımız var. Göç yolundaki leyleklerin beslenmesi ve bakımı için kurulan vakıflar olduğunu görüyoruz. Bir şehirde yere tükürenler için buraya kireç döküp hijyeni sağlamak için vakıflar kurulmuş. Ağaç dikmek, su getirmek, kanal döşemek gibi şu an belediyelerin yaptığı hizmetleri o dönemler vakıflar yapıyordu. Ramazan ayında cami avlularına sofra kurmakla sorumlu vakıflar var, bayram sabahı şerbet dağıtan, lokma döken vakıflar mevcuttu. Bu sorumlulukları şimdi de sürdürmeye çalışıyoruz. Benzerlerini biz sorumlu olduğumuz illerde hala yapıyoruz. Her bölgenin kültürüne, hava koşullarına ramazan ayında şerbet, hurma, lokma ikramları yapıyoruz. "Kuruluşunun üzerinden 300 yıl geçmesine rağmen Kayseri'de hala mütevelli başkanları aracılığıyla faaliyetlerini sürdüren vakıflar olduğunu anlatan Seçilir, bu vakıfların, vakıf senedinde yazan şartlara uyarak un, iaşe dağıttıklarını, bazı yatılı okulların 12 ay boyunca sebze ihtiyaçlarını karşıladıklarını ve öğrencilere burs verdiklerini kaydetti.- "Vakıflar ve ramazan"Seçilir, Vakıflar Haftası'nın bu yıl, ramazana denk geldiğini, ülke çapında hafta dolayısıyla etkinlikler düzenlediklerini belirtti.Vakıflar Haftası'nın bu yılki temasının "Vakıflar ve ramazan" olduğunu anlatan Seçilir, "Vakıflar ve ramazan zaten iç içe olan iki değerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, bölge müdürlükleri vasıtasıyla sadece ramazanda değil yılın 12 ayı ihtiyacı olan vatandaşlara iaşe paketi dağıtmakta. İhtiyaç sahibi öğrencilere ilkokuldan başlayıp yüksek öğrenim sonuna kadar burslar veriyor. Yetim ve engellilere maaşlar bağlıyor. Bunlar vakfeden ecdadın vakıf senedinde yazdığı şartlar üzerine yaptığımız hizmetler." diye konuştu.
Osmanlı döneminde farklı amaçlarla hayırseverler tarafından kurulan vakıflar, yaptıkları hizmetlerle ecdadın sokak hayvanlarından yol temizliğine, göç yolundaki leyleklerden çeşmelerin tamirine kadar birçok alandaki hassasiyeti gözler önüne seriyor- Kayse

KAYSERİ (AA) - ESMA KÜÇÜKŞAHİN - Osmanlı döneminde kurulan ve sokak hayvanlarından yol temizliğine, göç yolundaki leyleklerden yolculara kadar her kesimi düşünen vakıflar, ecdadın hassasiyetini gözler önüne seriyor.

Günümüzde mütevellisi olmayanların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından idare edildiği, mütevellisi olanların ise aile soyu tarafından yönetildiği vakıflar, kültürümüzde önemli bir yer tutuyor.

Bulunduğu yerin kültürüne ve geleneklerine göre farklı alanlardaki ihtiyaçların karşılanması için kurulan vakıfların her biri çeşitli alanlarda sorumluluk üstleniyor.

Bu geleneğe göre, vakfı kuran hayırsever, yapılacak hizmetlerin masraflarının karşılanması için "akar" adı verilen gelir getiren han, bağ, bahçe, dükkan gibi gayrimenkuller bağışlıyor. Buralardan elde edilen gelirler vakfın üstlendiği sorumluluğun yerine getirilmesi için kullanılıyor.

Günümüzde belediyelerin yürüttüğü birçok hizmeti o dönem yerine getiren vakıflardan bazılarının ilginç sorumluluk alanları dikkat çekiyor.

Vakıflar Genel Müdürlüğünce hazırlanan "Tarihte İlginç Vakıflar" kitabında yer alan bilgilere göre, ilginç sorumluluk alanı bulunan vakıflardan bazıları şöyle:

- İstanbul'da 1470 yılında kurulan Mehmed Han-ı Sani bin Murad Han-ı Sani Vakfı sayesinde cami, medrese, kışla, çeşme, han, hamam, bahçe gibi yerlerin duvarlarına yazılan çirkin yazı ve resimler temizlenmiş.

- İzmir Ödemiş'te 1889'de kurulan İbrahim Ağa bin Abdullah Vakfı ise Yeni Cami civarındaki leyleklerin beslenmesi ve korunması görevini üstlenmiş.

- 1778 yılında İstanbul'da kurulan Hacı Mustafaoğlu Hacı Mustafa Vakfı, sokak hayvanlarına ekmek vermekle sorumlu. Vakfı kuran hayırseverin şartı, her gün taze ekmek alınarak sokak hayvanlarına verilmesi.

- İstanbul'da 1845 yılında kurulan Esad Mehmed Efendi Vakfı ise çeyize ihtiyacı olan kızları tespit ederek çeyizlerini üstlenmeyi kendisine görev edinmiş.

- Sivas'ta 1321 yılında kurulan Hattab bin Sahib Ahmed Vakfı, cüzzam gibi bulaşıcı hastalığa yakalanıp evlerinden çıkamayanları tedavi ettirmenin yanında fakirlerin cenaze ve defin masraflarının karşılanması görevini üstlenmiş.

- 1860 yılında Amasya Gümüşhacıköy'de Baradoğlu lakaplı bir kişi tarafından kurulan Mığdıs Vakfı çeşmelerin tamir ettirilmesini sağlamış.

- 1571 yılında kurulan Ataullah Efendi bin Şemseddin Vakfı ise yaz mevsiminde vakfın aldığı bardaklarla İstanbul'da Allah rızası için buzlu veya karlı soğuk su dağıtmış.

- Kayseri'de 1832 yılında Hacı Ömer oğlu tarafından kurulan Gümrük-i Kebir Emini Osman Ağa Vakfı vasıtasıyla kentteki şehit ve sahabe türbeleri onarılmış.

- Aydın Tire'de 1544 yılında kurulan Lütfi Paşa bin Abdülmuin Vakfı'nın kuruluş senedinde "Belirtilen arazilerin sınırları içinde çeşmeler yapıla, bu çeşmelerin havuzlarından halk ve gelen geçen insanların hayvanları, kurtlar, kuşlar dilediğince yararlana" ifadeleri yer almış.

- 1705 yılında Antakya'da kurulan Hasan Paşa Vakfı yol güvenliğini sağlamak için kurulmuş.

- İstanbul'da 1766 yılında kurulan Ali Ağa bin Osman Ağa Vakfı'nın senedinde "Nehirde seyahat eden yolcuların cuma ve bayram namazlarını kılabilmeleri için nehir kenarına namazgah yapılması" şartı konulmuş.

- 1384 yılında Şanlıurfa'da kurulan Hasan bin Alaeddin bin Ali bin Abdullah Vakfı, yetimlere yazlık elbise almak için kurulmuş.

Ramazan ayında adları daha çok duyulmasına rağmen kimi vakıflar, faaliyetlerini günümüz koşullarına uygun olarak 12 ay boyunca çoğu zaman da sessiz sedasız sürdürüyor.

- "Belediyelerin yaptığı hizmetleri o dönemler vakıflar yapıyordu"

Kayseri Vakıflar Bölge Müdürü Murat Seçilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eskiden vakıfların, belediyelerin hizmetlerini üstlendiğini ve gerçekleştirdiğini söyledi.

"Bani" adı verilen hayır sahibi kurucuların bölgesindeki ihtiyaca göre kurduğu vakfa görevler yüklediğini anlatan Seçilir, şöyle konuştu:

"Tarihte ecdadımız hayvandan bitkiye, yolcudan yerleşik halka hepsine el uzatmaya çalışmıştır. Geçmişte kurulan çok ilginç vakıflarımız var. Göç yolundaki leyleklerin beslenmesi ve bakımı için kurulan vakıflar olduğunu görüyoruz. Bir şehirde yere tükürenler için buraya kireç döküp hijyeni sağlamak için vakıflar kurulmuş. Ağaç dikmek, su getirmek, kanal döşemek gibi şu an belediyelerin yaptığı hizmetleri o dönemler vakıflar yapıyordu. Ramazan ayında cami avlularına sofra kurmakla sorumlu vakıflar var, bayram sabahı şerbet dağıtan, lokma döken vakıflar mevcuttu. Bu sorumlulukları şimdi de sürdürmeye çalışıyoruz. Benzerlerini biz sorumlu olduğumuz illerde hala yapıyoruz. Her bölgenin kültürüne, hava koşullarına ramazan ayında şerbet, hurma, lokma ikramları yapıyoruz. "

Kuruluşunun üzerinden 300 yıl geçmesine rağmen Kayseri'de hala mütevelli başkanları aracılığıyla faaliyetlerini sürdüren vakıflar olduğunu anlatan Seçilir, bu vakıfların, vakıf senedinde yazan şartlara uyarak un, iaşe dağıttıklarını, bazı yatılı okulların 12 ay boyunca sebze ihtiyaçlarını karşıladıklarını ve öğrencilere burs verdiklerini kaydetti.

- "Vakıflar ve ramazan"

Seçilir, Vakıflar Haftası'nın bu yıl, ramazana denk geldiğini, ülke çapında hafta dolayısıyla etkinlikler düzenlediklerini belirtti.

Vakıflar Haftası'nın bu yılki temasının "Vakıflar ve ramazan" olduğunu anlatan Seçilir, "Vakıflar ve ramazan zaten iç içe olan iki değerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, bölge müdürlükleri vasıtasıyla sadece ramazanda değil yılın 12 ayı ihtiyacı olan vatandaşlara iaşe paketi dağıtmakta. İhtiyaç sahibi öğrencilere ilkokuldan başlayıp yüksek öğrenim sonuna kadar burslar veriyor. Yetim ve engellilere maaşlar bağlıyor. Bunlar vakfeden ecdadın vakıf senedinde yazdığı şartlar üzerine yaptığımız hizmetler." diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.