pendik escort bayan
ak

Kurban Bayramı Hutbesi

13.10.2013 - 12:56, Güncelleme: 13.10.2013 - 12:56
 

Kurban Bayramı Hutbesi

Türkiye Geneli Kurban Bayramı Hutbesi

Değerli Kardeşlerim! Bugün 10 Zilhicce, Bayram günü. Hacılarımız Müzdelife’den Mina’ya indi, şeytan taşladı ve ziyaret tavafı yapmakla meşguller. Her birini hacı olmanın huzur ve mutluluğu sardı. Biz de kurbanlarımızı Rabbimize sunacak olmanın heyecanı içerisinde yüzlerimiz Kâbe’ye dönük; gönüllerimiz ve zihinlerimiz onların dualarında... Bugün kurban günü. Kurban, teslimiyet testidir. Kurban, Hakk’ın emrine boyun eğmektir. Yüce kudret karşısında aczini itiraf etmektir. Özünden verebilmektir. Tutkularından soyutlanabilmektir. Şükrün, nimeti başkalarıyla paylaşmak olduğunu idraktir. Faniliğe ve mâsivaya yönelişten pişmanlıktır.   Kurban, iman sınavıdır. Kurban, takvadır. Zira Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:“Kurbanlarınızın etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız ulaşır.”[1] Hz.Mevlana “Sakın keçinin gölgesini kurban etmeye kalkışma” diyerek bu gerçeği ne de güzel ifade etmiştir. Ve nihayet kurban bize Halîlu’r-Rahman olan İbrahim (a.s.)’ın hatırasıdır. O yüce peygamber, ciğerparesi evladını kurban etmekle sınandı. Sonunda hem kendisi hem de oğlu İsmail kazandı.[2] Kıymetli Kardeşlerim! Bugün bayram günüdür. Bayramlar, hayat yolculuğumuzda Rabbimizin bize lütfettiği kardeşlik ve neşe mevsimleridir. Bayramlaşmalar toplumda kardeşlik ruhunun pekişmesi için en güzel vesilelerdir. Bayramlaşmanın ilkini, bizden hayır dua bekleyen, kabristanların mahzun selvileri altındaki geçmişlerimizle yapmalıyız. Kur’anlarla, dualarla onların ruhlarını şâd etmeliyiz. Ardından neşe ve sevinci unutmuş mahzun gönüller ve muzdarip yürekler, çaresiz ve yalnız kimselerle bayramlaşmalı, bayram sevincimizi onlarla paylaşmalıyız. Çocuklarımızı sevindirirken, kendilerini sevindirecek bir anne-babadan mahrum, öksüz ve yetimleri hatırlamalıyız. “Hangi birine yetişeyim” gibi mazeretlere sığınmadan şefkat elimizin ulaşabildiği herkese bayram sevincini yaşatmalıyız. Böylece Efendimiz (s.a.s)’in, “Müslüman kardeşini sevindirmen mağfiret vesilesidir.”[3] müjdesine kavuşmanın gayretinde olmalıyız. Kardeşlerim!                                      Bayramlar, sıla-i rahim yapmaktır. İslâm kardeşliğini vatan ve toplum sathında yaşatmaktır. “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin...”[4]  ilahi emri gereği dargınları barıştırmaktır. Yoksulları, kimsesizleri, hasta ve muzdaripleri sevindirmektir. Bayramlar hediyeleşmektir. Özellikle çocukların yüzünü hediyelerle güldürmek ve onların şuur altlarına bayramın ruhunu yerleştirmektir. Bayramlar, gönül kazanma seferberliğidir.  En değerli hazine olan insan gönlüne girmenin önemini Yunusumuz şöyle dile getirmiştir: Çalış, kazan; ye yedir. Bir gönül ele getir, Yüz Kâbe’den yeğrektir. Bir gönül ziyâreti. Aziz Kardeşlerim! Bütün Müslümanların sevinci demek olan bu bayramda çeşitli sebeplerle zulme uğrayan, yurtlarını terke mecbur bırakılan Suriyeli kardeşlerimiz için neler yapıyoruz? Ülkemize sığınan bu muhacirlere ne kadar ensâr olabiliyoruz? Dünyanın farklı yerlerinde pek çok kardeşimiz baskı, zulüm, şiddet ve ölüm esaretindeyken “Acaba bizim bayram yapmaya hakkımız var mı?” diye düşünmeden edemiyoruz. Merhum Akif ne güzel uyarıyor bizleri: Hiç sıkılmaz mısınız Hazret-i Peygamberden? Ki uzaklardaki bir mü'mini incitse diken, Kalb-i pâkinde duyarmış o musibetten acı, Sizden elbette olur rûh-ı Nebî dâvâcı. Bugün ülkemizde ve gönül coğrafyamızın pek çok bölgesinde; Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya ve bilhassa Afrikaʼda öyle mahrum, yoksul ve muzdarip insanlar var ki... Milletçe onlara sunduğumuz kurban etleri ve dualarımız Arş-ı Âlâʼya yükselecek en güzel bayram hediyelerimiz olacaktır. Kardeşlerim! Unutmayalım ki gerçek bayram, bayram ettirdiği mahzun gönüllerden Hak katına yükselecek makbul bir dua ile bayram tebriğini Allah’tan alan diğerkâm, fedakâr, cömert ve gayret ehli müminlerindir. Canını, malını ve bütün varlığını Hakkʼa adayarak ahirette ebedî kurtuluş müjdesine erenlerindir. Allah hepinizi, hepimizi o bahtiyarlardan eylesin. Bayramınız mübarek olsun. [1]Hâcc, 22/37. [2]Sâffât, 37/106.                                 [3]Münzirî, el-Terğîb ve’t-Terhîb, III, 346; Suyûti, el-Câmiu’s-Sağır, Hadis no:2500. [4]Hucürat, 49/10. Hazırlayan: Prof. Dr. H. Kâmil YILMAZ
Türkiye Geneli Kurban Bayramı Hutbesi

Değerli Kardeşlerim!

Bugün 10 Zilhicce, Bayram günü. Hacılarımız Müzdelife’den Mina’ya indi, şeytan taşladı ve ziyaret tavafı yapmakla meşguller. Her birini hacı olmanın huzur ve mutluluğu sardı. Biz de kurbanlarımızı Rabbimize sunacak olmanın heyecanı içerisinde yüzlerimiz Kâbe’ye dönük; gönüllerimiz ve zihinlerimiz onların dualarında...

Bugün kurban günü. Kurban, teslimiyet testidir. Kurban, Hakk’ın emrine boyun eğmektir. Yüce kudret karşısında aczini itiraf etmektir. Özünden verebilmektir. Tutkularından soyutlanabilmektir. Şükrün, nimeti başkalarıyla paylaşmak olduğunu idraktir. Faniliğe ve mâsivaya yönelişten pişmanlıktır.  

Kurban, iman sınavıdır. Kurban, takvadır. Zira Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:Kurbanlarınızın etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız ulaşır.”[1] Hz.Mevlana “Sakın keçinin gölgesini kurban etmeye kalkışma” diyerek bu gerçeği ne de güzel ifade etmiştir.

Ve nihayet kurban bize Halîlu’r-Rahman olan İbrahim (a.s.)’ın hatırasıdır. O yüce peygamber, ciğerparesi evladını kurban etmekle sınandı. Sonunda hem kendisi hem de oğlu İsmail kazandı.[2]

Kıymetli Kardeşlerim!

Bugün bayram günüdür. Bayramlar, hayat yolculuğumuzda Rabbimizin bize lütfettiği kardeşlik ve neşe mevsimleridir. Bayramlaşmalar toplumda kardeşlik ruhunun pekişmesi için en güzel vesilelerdir. Bayramlaşmanın ilkini, bizden hayır dua bekleyen, kabristanların mahzun selvileri altındaki geçmişlerimizle yapmalıyız. Kur’anlarla, dualarla onların ruhlarını şâd etmeliyiz.

Ardından neşe ve sevinci unutmuş mahzun gönüller ve muzdarip yürekler, çaresiz ve yalnız kimselerle bayramlaşmalı, bayram sevincimizi onlarla paylaşmalıyız. Çocuklarımızı sevindirirken, kendilerini sevindirecek bir anne-babadan mahrum, öksüz ve yetimleri hatırlamalıyız. “Hangi birine yetişeyim” gibi mazeretlere sığınmadan şefkat elimizin ulaşabildiği herkese bayram sevincini yaşatmalıyız. Böylece Efendimiz (s.a.s)’in, “Müslüman kardeşini sevindirmen mağfiret vesilesidir.”[3] müjdesine kavuşmanın gayretinde olmalıyız.

Kardeşlerim!                                     

Bayramlar, sıla-i rahim yapmaktır. İslâm kardeşliğini vatan ve toplum sathında yaşatmaktır. “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin...”[4]  ilahi emri gereği dargınları barıştırmaktır. Yoksulları, kimsesizleri, hasta ve muzdaripleri sevindirmektir. Bayramlar hediyeleşmektir. Özellikle çocukların yüzünü hediyelerle güldürmek ve onların şuur altlarına bayramın ruhunu yerleştirmektir. Bayramlar, gönül kazanma seferberliğidir.  En değerli hazine olan insan gönlüne girmenin önemini Yunusumuz şöyle dile getirmiştir:

Çalış, kazan; ye yedir. Bir gönül ele getir,

Yüz Kâbe’den yeğrektir. Bir gönül ziyâreti.

Aziz Kardeşlerim!

Bütün Müslümanların sevinci demek olan bu bayramda çeşitli sebeplerle zulme uğrayan, yurtlarını terke mecbur bırakılan Suriyeli kardeşlerimiz için neler yapıyoruz? Ülkemize sığınan bu muhacirlere ne kadar ensâr olabiliyoruz? Dünyanın farklı yerlerinde pek çok kardeşimiz baskı, zulüm, şiddet ve ölüm esaretindeyken “Acaba bizim bayram yapmaya hakkımız var mı?” diye düşünmeden edemiyoruz. Merhum Akif ne güzel uyarıyor bizleri:

Hiç sıkılmaz mısınız Hazret-i Peygamberden?

Ki uzaklardaki bir mü'mini incitse diken,

Kalb-i pâkinde duyarmış o musibetten acı,

Sizden elbette olur rûh-ı Nebî dâvâcı.

Bugün ülkemizde ve gönül coğrafyamızın pek çok bölgesinde; Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya ve bilhassa Afrikaʼda öyle mahrum, yoksul ve muzdarip insanlar var ki... Milletçe onlara sunduğumuz kurban etleri ve dualarımız Arş-ı Âlâʼya yükselecek en güzel bayram hediyelerimiz olacaktır.

Kardeşlerim!

Unutmayalım ki gerçek bayram, bayram ettirdiği mahzun gönüllerden Hak katına yükselecek makbul bir dua ile bayram tebriğini Allah’tan alan diğerkâm, fedakâr, cömert ve gayret ehli müminlerindir. Canını, malını ve bütün varlığını Hakkʼa adayarak ahirette ebedî kurtuluş müjdesine erenlerindir.

Allah hepinizi, hepimizi o bahtiyarlardan eylesin. Bayramınız mübarek olsun.



[1]Hâcc, 22/37.

[2]Sâffât, 37/106.                                

[3]Münzirî, el-Terğîb ve’t-Terhîb, III, 346; Suyûti, el-Câmiu’s-Sağır, Hadis no:2500.

[4]Hucürat, 49/10.


Hazırlayan: Prof. Dr. H. Kâmil YILMAZ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.