Peygamber Efendimiz Nasıl Yaşardı?

Resulullah (SAV)'ın şahsını, yaşam tarzını çok iyi bilmemiz gerekiyor.

Fahr-i kâinat gibi yaşamadıkça... Birkaç defadır benden bunu duyuyorsunuzdur. Bir defa daha değil kerrat defa daha söylesem yine yeterli bulmam. Çünkü aranılan unsurları oluşturmadan musibetlerden kurtuluşun yolu yoktur. Onun için beyan ettiğim husus şudur: İslâmî yapılanmada 3 unsur vardır: 1- Kur'ân-ı Kerîm, 2- Peygamberimiz Efendimizin şahsı, 3- Efendimiz aleyhisselâmın hadisleri (sünneti). Resulullah (SAV)'ın şahsını, yaşam tarzını çok iyi bilmemiz gerekiyor. Aile efradımızı konuyla ilgili olarak bilgilendirmemiz gerekiyor. O'nun yaşam tarzına (sünnetine) şöyle bir bakalım. Fahr-i Kainat Efendimiz (SAV): * İnsanların en cömerdi idi. * Sıkıntılara göğüs germe bakımından göğsü en geniş olanı idi. * İnsanların, sözü en doğru olanı idi. * Üzerine aldığı işi en iyi şekilde yerine getireni idi. * Akrabalarına en çok ikramda bulananı idi. * Kendisinden bir şey istendiğinde istenilen şey varsa verirdi. Yoksa, eğer bulabilecekse vereceğine dair söz verirdi. İmkânı olmadığı takdirde susardı. * İnsanların en cesuru idi. * Az söyler, az konuşurdu. * İnsanların en mütevazısı idi. * Hastaları ziyaret ederdi. * Kölelerin bile davetine icabet ederdi. * Evde zevcelerinin işlerine katılır ve onlara yardım ederdi. * Çocuklara selâm verirdi. * Kendisini çağıran (seslenen kişiye) ''buyurun'' diye cevap verirdi. * Bir meclise girdiği zaman orada hangi konu konuşuluyorsa bu yönden onların sohbetine katılırdı. * Gülmez daima gülümserdi. * Yürürken sallanmaz ve adımlarını fazla açmazdı. * Tedbirlerini muntazaman alırdı. * Hâlis bir çöl arabı O'nu ilk gördüğünde: '' - Vallahi gördüğüm şu simâ yalancı olamaz'' derdi. Görünüşü itibariyle de doğruluğuna şahadet ederdi. * Yaşayışı gayet sade idi. * Kendi işlerini kendi görmeye çalışır, kimseye yük olmak istemezlerdi. * Daima şefkat ve merhametli olurdu. Şefkat ve merhametten yoksun olanlar, tevazudan da mahrumdurlar. * Bir meclise girdiğinde başköşeye geçmez, orada boş olan yer neresi ise oraya otururdu. * Kendisi için ayağa kalkıp ta'zim edilmesini istemezdi. * Övülmekten hoşlanmazlardı. * İnsanlar arasında ayırım yapmazdı. * İnsanların en adaletlisiydi. * Günün ilk saatlerinde uyanır bir daha uykuya yatmazlardı. * Öğlen vaktinde kısa bir kaylule (öğle uykusu) yaparlardı. * Az yer, az konuşur, az uyurlardı. * Eve girdiklerinde selâm verirlerdi. * Dişlerinin, tırnaklarının ve vücutlarının temizliğine çok önem verirlerdi. * Sağlığı yerinde olduğu müddetçe kimseden emir verip yardım istemezdi. Hz. Aişe anamız diyor ki: - Kalkar suyunu kendisi içerdi. İçtikten sonra da bana dönüp: ''- Ya Aişe su ister misin? İstiyorsan sana da su vereyim'' diye sorarlardı. İstersem getirip su verirlerdi. * Söz verdiğinde kesinlikle sözünü yerine getirirlerdi. * Kimseyi asla aldatmazdı. ''Aldatan bizden değildir'' diye buyurmuşlardı. * Daima tebessüm ederlerdi. ''Gülümsemenin de bir çeşit sadaka olduğu''nu emir buyururlardı. Ey Müslümanlar! Peygamberimiz Efendimizin sözünü tutalım, sünnetini yaşayalım ve yaşatalım. Çünkü mutluluğumuz buna bağlıdır.

 

Mevlüt Özcan -Milli Gazete