Hz. Süleyman ve Kanadı Kırık Kuş

 M.Ö 900'lerde zengin mi zengin, muhteşem sarayı, çok büyük bir ordusu, dillere destan zekâsıyla bir hükümdar yaşarmış. 13 yaşında tahtta geçtiği günden bu yana görülmemiş bir yetenekle ülkesini yönetmiş, kuşlarla konuşmuş, hükmü insanlara, cinlere hatta rüzgârlara geçmiş ve bu çocuk, babası gibi gün gelmiş hem hükümdar hem de peygamberlik makamına erişmiş. Sırrı hala çözülemeyen, bu üstün yetenekli, hükümdar peygamberi bildiniz mi? İyi okumalar…

 

HZ, Süleyman İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden. Davud aleyhisselamın oğludur. Yakub aleyhisselamın neslindendir. Kudüs yakınlarındaki Gazze şehrinde doğdu. Hem peygamber hem sultandı.

 

Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman dervişi hemen çağırtır ve ona sorar: Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?

 

Derviş kendini şöyle savunur:"Sultanım, kuşu avlamak istedim.Önce kaçmadı, yaklaştım yine kaçmadı.Teslim olacağını düşünüp atladım.Yakalayacağım esnada kanadı kırıldı"

Hz.Süleyman: "Bak, bu adam haklı, niye kaçmadın? O sinsice yaklaşmamış, hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kırıldı diye şikâyet ediyorsun"

Kuş kendini savunur : "Onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsa hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez..

Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister. “Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder.

Ancak bu emre kuş itiraz eder: “Efendim, sakın böyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır.

“Neden” diye sorar Hz. Süleyman.

 Kuş sebebini şöyle açıklar: “Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar.

 

 

Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkarın. Çıkarın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın !!

 

 

Alıntıdır…