pendik escort bayan
ak
Talha GURBETÇİ
Köşe Yazarı
Talha GURBETÇİ
 

YARDIMLAŞMAK İNSANİ BİR DAVRANIŞTIR

YARDIMLAŞMAK İNSANİ BİR DAVRANIŞTIR Kardeşliğin en fazla hissedilmesi gereken günleri yaşıyoruz. Gelecek, Kış şartlarının en ağır şekilde devam edeceği günler; sıcak bir ortamın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. İşte tam bu zamanlarda; her alanda paylaşmak gerekir. Sözlerle bir çok şeyin ifade edildiği zamanlar değil; yaşanarak insanlığın test edildiği zamanların içerisindeyiz. Burada söz değil icraat gereklidir. Bir yoksulun kapısını aralayıp sıcak bir ortamın oluşmasını sağlamanın, Önüne bir tas sıcak çorba koymanın, zamanıdır. Oluşabilecek, Ağır kış şartlarında onların var olan sıkıntılarını gidermek; insanlık adına yapılacak en büyük hizmetlerdendir. Böyle zamanlarda; Devletin elinin uzanamadığı yerleri ve boşlukları bularak; oraları doldurmanın tam zamanıdır. Sıcak bir nefes, tatlı bir gülümseme, en kötü günlerinde yanınızdayız, mesajı; insanlık adına sevindirici olaylardır. Sayıları milyonları aşan; Mültecilerin durumları, açıkça ortadadır. Devlet, tüm imkanları ile, yanında olmaya çalışırken; kuşkusuz bizlere de; görevler düşmektedir. Yardımlaşma, Sosyal hayatın temelini oluşturmalıdır. Hem Dinimiz, hem geleneklerimiz bu anlamda; Aziz Milletimizi hassas davranmaya sevk etmiştir. Devlet eli ile, yapılan yardımlara destek verilmektedir. Ancak, kimi insanlar; kendi hallerini dışarıya arz etmek istemezler. Var olan şartlarda hayatlarını devam ettirmeyi sürdürürler. O sessiz ve duygulu insanları, bulmak gerekir. Komşuluk, halden anlama, dostluk, yakınlık gibi kavramlar burada devreye girmelidir. Sıkıntılı olan insanları rencide etmeden, gerekirse yardımın kaynağının kendileri bile olduğunu fark ettirmeden; muhtaç insanların yanında olmak, onlara destek vermek zamanıdır. Bu davranışlar; İşte, insanlık adına yapılacak en büyük hizmettir. Bu tür ilişkilerdir insanları birbirine bağlayan, kaynaştıran, yakınlaştıran hadiseler. Aradaki soğuklukları ortadan kaldıran, ilişkiler... Bugün toplumumuzda alabildiğine bir duyarsızlık ve neme lazımcılık almış başını gidiyor. Herkes, her şeyden şikayetçidir. Yanımızda olan onlarca hadiseye duyarsız kalırsak; yaşanan onca olumsuz hadiseye seyirci olarak bakarsak; sosyal olayların hiç birinin içerisinde bulunmaz isek; otobüste bir gencin bize yer vermemesinden şikayetçi olmaya, ne kadar hakkımız vardır. Kişisel olarak bu tür davranışlarımızı sorgulamamız gerekmez mi? Etrafımızdaki dostluğu geliştirecek, yardımlaşmayı hayata geçirecek, komşuluğu kuvvetlendirecek, birbirimizi anlamaya sebep olacak, o kadar çok şey vardır ki; biz bunların hiç birisinde olmaz isek; sosyal hayatın arızalarından şikayetçi olmaya ne kadar hakkımız vardır. Borç para istemenin bile suç sayıldığı anları yaşıyoruz. Onun karşısında sahtekarlığın zirve yaptığı anlar. Gülümsemenin sadaka olduğunun, şuurunu yitirdiğimiz günler... Toplum içerisinde, bireyin sorumsuz davranışlarının altında; eğitim sisteminin yetersizliği ve sosyal alanda örnek alınmak istenen insanların; sorumsuz ve duyarsız davranışları, yatmaktadır. Rol model olarak; yanlış insanlar, öne çıkarılmaktadır. Bu alanda, şüphesiz Medyanın ağır sorumluluğu vardır. Yaşanacak olan, ağır kış şartları; bazı insanlık açısından, değerli olan davranışların; tekrar yaşanabilmesi için vesile olabilir. Bizim kaybettiğimiz; bir çok hasletin, güzel davranışın, tekrar hayat bulmasına sebep olabilir. Özlediğimiz veya eskilerde yaşadığımız sıcak ve samimi ortamların hazzını duymamıza ve O, ortamların oluşmasına katkı sağlamamız gerekir. Çok şey istemiyoruz, biraz daha dikkat, biraz daha kendimizi eleştirme, biraz daha sosyal hayatın içerisine girmek gerekir. Biraz daha ben, ben değil; biz, biz kavramını algılamak gerekir. Hadi, en yakınınızdaki böyle zor şartları yaşayan insanımızın kapısını çalın. Orada sizi sımsıcak, samimi, içten bir çift göz bekliyor. Elinizde götüreceğiniz bir çikolata bile; küçücük beyinlere mermer üzerine yazılan, yazılar gibi; hayata geçmeyi bekliyor. Biraz daha sıcaklık, biraz daha sevgi, biraz daha samimiyet, biraz daha sorumluluk, biraz daha kardeşlik... Hepsi bu kadar...
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2016 - Perşembe

YARDIMLAŞMAK İNSANİ BİR DAVRANIŞTIR

YARDIMLAŞMAK İNSANİ BİR DAVRANIŞTIR
Kardeşliğin en fazla hissedilmesi gereken günleri yaşıyoruz. Gelecek, Kış şartlarının en ağır şekilde devam edeceği günler; sıcak bir ortamın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. İşte tam bu zamanlarda; her alanda paylaşmak gerekir. Sözlerle bir çok şeyin ifade edildiği zamanlar değil; yaşanarak insanlığın test edildiği zamanların içerisindeyiz. Burada söz değil icraat gereklidir. Bir yoksulun kapısını aralayıp sıcak bir ortamın oluşmasını sağlamanın, Önüne bir tas sıcak çorba koymanın, zamanıdır. Oluşabilecek, Ağır kış şartlarında onların var olan sıkıntılarını gidermek; insanlık adına yapılacak en büyük hizmetlerdendir. Böyle zamanlarda; Devletin elinin uzanamadığı yerleri ve boşlukları bularak; oraları doldurmanın tam zamanıdır. Sıcak bir nefes, tatlı bir gülümseme, en kötü günlerinde yanınızdayız, mesajı; insanlık adına sevindirici olaylardır.
Sayıları milyonları aşan; Mültecilerin durumları, açıkça ortadadır. Devlet, tüm imkanları ile, yanında olmaya çalışırken; kuşkusuz bizlere de; görevler düşmektedir.
Yardımlaşma, Sosyal hayatın temelini oluşturmalıdır. Hem Dinimiz, hem geleneklerimiz bu anlamda; Aziz Milletimizi hassas davranmaya sevk etmiştir. Devlet eli ile, yapılan yardımlara destek verilmektedir. Ancak, kimi insanlar; kendi hallerini dışarıya arz etmek istemezler. Var olan şartlarda hayatlarını devam ettirmeyi sürdürürler. O sessiz ve duygulu insanları, bulmak gerekir. Komşuluk, halden anlama, dostluk, yakınlık gibi kavramlar burada devreye girmelidir. Sıkıntılı olan insanları rencide etmeden, gerekirse yardımın kaynağının kendileri bile olduğunu fark ettirmeden; muhtaç insanların yanında olmak, onlara destek vermek zamanıdır. Bu davranışlar; İşte, insanlık adına yapılacak en büyük hizmettir. Bu tür ilişkilerdir insanları birbirine bağlayan, kaynaştıran, yakınlaştıran hadiseler. Aradaki soğuklukları ortadan kaldıran, ilişkiler...
Bugün toplumumuzda alabildiğine bir duyarsızlık ve neme lazımcılık almış başını gidiyor. Herkes, her şeyden şikayetçidir. Yanımızda olan onlarca hadiseye duyarsız kalırsak; yaşanan onca olumsuz hadiseye seyirci olarak bakarsak; sosyal olayların hiç birinin içerisinde bulunmaz isek; otobüste bir gencin bize yer vermemesinden şikayetçi olmaya, ne kadar hakkımız vardır. Kişisel olarak bu tür davranışlarımızı sorgulamamız gerekmez mi? Etrafımızdaki dostluğu geliştirecek, yardımlaşmayı hayata geçirecek, komşuluğu kuvvetlendirecek, birbirimizi anlamaya sebep olacak, o kadar çok şey vardır ki; biz bunların hiç birisinde olmaz isek; sosyal hayatın arızalarından şikayetçi olmaya ne kadar hakkımız vardır. Borç para istemenin bile suç sayıldığı anları yaşıyoruz. Onun karşısında sahtekarlığın zirve yaptığı anlar. Gülümsemenin sadaka olduğunun, şuurunu yitirdiğimiz günler...
Toplum içerisinde, bireyin sorumsuz davranışlarının altında; eğitim sisteminin yetersizliği ve sosyal alanda örnek alınmak istenen insanların; sorumsuz ve duyarsız davranışları, yatmaktadır. Rol model olarak; yanlış insanlar, öne çıkarılmaktadır. Bu alanda, şüphesiz Medyanın ağır sorumluluğu vardır.
Yaşanacak olan, ağır kış şartları; bazı insanlık açısından, değerli olan davranışların; tekrar yaşanabilmesi için vesile olabilir. Bizim kaybettiğimiz; bir çok hasletin, güzel davranışın, tekrar hayat bulmasına sebep olabilir. Özlediğimiz veya eskilerde yaşadığımız sıcak ve samimi ortamların hazzını duymamıza ve O, ortamların oluşmasına katkı sağlamamız gerekir. Çok şey istemiyoruz, biraz daha dikkat, biraz daha kendimizi eleştirme, biraz daha sosyal hayatın içerisine girmek gerekir. Biraz daha ben, ben değil; biz, biz kavramını algılamak gerekir.
Hadi, en yakınınızdaki böyle zor şartları yaşayan insanımızın kapısını çalın. Orada sizi sımsıcak, samimi, içten bir çift göz bekliyor. Elinizde götüreceğiniz bir çikolata bile; küçücük beyinlere mermer üzerine yazılan, yazılar gibi; hayata geçmeyi bekliyor. Biraz daha sıcaklık, biraz daha sevgi, biraz daha samimiyet, biraz daha sorumluluk, biraz daha kardeşlik... Hepsi bu kadar...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.