pendik escort bayan
ozmenpc.comtr
ak
Orhan ARSLAN
Köşe Yazarı
Orhan ARSLAN
 

TERÖR OLAYLARI HALEP GERÇEĞİ

TERÖR OLAYLARI HALEP GERÇEĞİ Son günlerde Ülkemizin değişik yerlerindeki, SURİYE' deki olayları büyük bir dikkatle, ibretle izliyoruz. HALEP ateş altında. Ülkem terör saldırılarının hedefi... Bir ÜLKEM vuruluyor, bir Halep... O, topraklarda en büyük hedef; Türkmen asıllı soydaşlarımızdır. En fazla direnen de; onlardır. Allah yardımcıları olsun... Askerimiz; malum bölgeleri havadan bombalamaya başladı. Topçularımız; karadan bombalıyor. Umarım, kesin sonuçlar alırız. Hem daiş, hem pyd unsurları, yerle bir olur. Suriyeli masum çocuğun, ambulansa binerken bakışı ile; Gaziantepte, dört çocuğunu kaybeden annenin feryadı, birbirine karıştı. Ortak payda; acı, dehşet, çığlık, vahşet, insanlıktan nasibini almamış, canavarların; insana yaptığı zulüm... İnsanlık adına utanç verici manzaralar... Yaşlı Dünyanın gördüğü en büyük zulümler olarak; tarhteki yerini aldı. Böyle olumsuz olayların ortak paydalarımızın olduğu bir ülkede olması bizi birazda olsa üzüyor. Onlar, bizim bir parçamız. Suriye halkının kendi geleceğini kendisinin belirlemesi de güzel bir şey. Senelerden beri orada sıkıntılı bir durumun olduğu ortadadır.O sıkıntılar, bugünkü süreçlerin oluşmasına sebep oldu. Savaş tüm acımasızlığı ile devam ediyor. Akan sadece, Müslüman kanıdır. Nasıl üzülmeyelim. Ülkemizde, Suriyeye inat, vahşet manzaraları yerini aldı. Yaklaşık bir senedir, Tüm terör örgütleri sırasıyla devreye girerek; Ülkede kanlı eylemlerine devam ediyorlar. Bu eylemlerde; yaşlı, kadın, çocuk, sivil, güvenlik güçleri ayırımı yapmaksızın; acımasızca saldırıyorlar. Anlaşılan o ki; daha da, saldırmaya devam edecekler. Milletimizin sabrını ölçüyorlar. Bıtkınlık, yorgunluk, çaresizlik, kavramlarını; toplumda hakim kılmaya çalışıyorlar. Halep, Gaziantep, Van, İSTANBUL, Ankara, Elazığ... kısacası tüm VATAN toprağı.. Kan ve gözyaşı... Şunu unutmamak lazım zulüm ile, zorbalıkla bir sonuç alamazsınız. Terör olayını kendisine ilke edinmiş guruplar, devletler; nesillerine zulümü miras olarak bırakırlarsa, arkadan gelen yeni nesiller o mirası kabul etmeyebilirler. O, zaman kargaşa, kaos kendiliğinden oluşacaktır. Ne zamana kadar siz insanlara zulmedebilirsiniz? Ya da o insanlar ne zamana kadar sizin zulmünüze razı olurlar? Yaptığınız her şeyi; alıp baş tacı ederek, sizden gelenlere eyvallah diyebilirler mi? Zulmün de bir sonu vardır. Tarih bunun örnekleri ile doludur. Eğer zulüm başarılı olsaydı; örneklerini okuduğumuz zalimlerin nesilleri hala yaşıyor, olurlardı. Hepsinin de sonu çok kötü olmuştur.Yakın tarihimizde bile örnekleri çoktur. Tarih onların sonlarının nasıl olduğunu anlatmaktadır. Bu olaylardan çıkarılacak çok dersler olmalıdır..Çağdaş tüm zalimlerin bir an önce akıllarını başlarına almaları gerekir. Seversiniz, sevmezsiniz her insanın görüşüne başvurulan bir seçim sistemi olmalıdır. Seçmenler yeteri kadar meclislerde temsil edilmelidir. Atama yolu ile yapılan meclislerin; sağlıklı olmadığını da böylece görmüş oluyoruz. Dünyadaki hakim güçler; kendilerine hizmet edecek yöneticiler aramaktadırlar. Eski ABD büyükelçisinin; Ülkemiz ve CUMHURBAŞKANIMIZ, hakkındaki açıklamaları ortadadır. Demokratik ortamlarda yapılan seçimlerin, tartışmaların, karşılıklı siyasi partilerin mücadelelerinin demokratik ortam içerisinde olması gerekir. Bunun dışında bir yapılanmayı düşünmek, O, tür yapılanmalardan medet ummak, ben kendi kendime yetemiyorum; gelin bana dışarıdan destek verin demek, demokratik ortama güvenmediğimizin bir resmidir. Yahut, halk iradesi neden beni tercih etmiyor diye; halkı cezalandırmaktır. Böyle bir sonuç herkesi yaralar. Ülkeleri diktatörlüğün kucağına iter. Bundan kimsenin karı olmaz ancak, suyu bulandırmak isteyenlerin kazancı olur. O, toplumu karanlığa itmektir. Bakın malum adam, son açıklamalarında; haçlılardan medet ummaktadır. Onun kalemşörleri, bir kaç yıl önce; aynı şeyi ifade ederek; Nato'yu, Ülkeye davet etmediler mi? Bu Ülkede seçimle başa gelmiş bir iktidar vardır. Yine Halkın büyük çoğunluğunun desteğini almış; Bir CUMHURBAŞKANI vardır. Tüm Dünya devletlerinin, kuruluşlarının görmesi gereken gerçek budur. Siz, Bu Ülke insanını ve insanın iradesini yok sayamazsınız. Halkın iradesine ipotek koyamazsınız. Bu işi kabullenemediğiniz zaman; elinizdeki tüm terör örgütü mensupları ile saldırıya geçerek; insanları yıldıramazsınız. Dört koldan terör yağdırmak, size bir fayda sağlamaz. Halkın nefretini artırmaktasınız. En önemlisi kinini, artırmaktasınız. Sabırların tükendiği anda; neler olabileceğini, düşünmek bile; istemiyorum. Bu necip MİLLETİN en önemli özelliği bağımsız yaşamaktır. Esareti kabul etmemesidir. Bu özelliği test etmeye kalkmayın, yanılabilirsiniz... VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR...
Ekleme Tarihi: 23 Ağustos 2016 - Salı

TERÖR OLAYLARI HALEP GERÇEĞİ

TERÖR OLAYLARI HALEP GERÇEĞİ
Son günlerde Ülkemizin değişik yerlerindeki, SURİYE' deki olayları büyük bir dikkatle, ibretle izliyoruz. HALEP ateş altında. Ülkem terör saldırılarının hedefi...
Bir ÜLKEM vuruluyor, bir Halep... O, topraklarda en büyük hedef; Türkmen asıllı soydaşlarımızdır. En fazla direnen de; onlardır. Allah yardımcıları olsun...
Askerimiz; malum bölgeleri havadan bombalamaya başladı. Topçularımız; karadan bombalıyor. Umarım, kesin sonuçlar alırız. Hem daiş, hem pyd unsurları, yerle bir olur.
Suriyeli masum çocuğun, ambulansa binerken bakışı ile; Gaziantepte, dört çocuğunu kaybeden annenin feryadı, birbirine karıştı. Ortak payda; acı, dehşet, çığlık, vahşet, insanlıktan nasibini almamış, canavarların; insana yaptığı zulüm...
İnsanlık adına utanç verici manzaralar...
Yaşlı Dünyanın gördüğü en büyük zulümler olarak; tarhteki yerini aldı. Böyle olumsuz olayların ortak paydalarımızın olduğu bir ülkede olması bizi birazda olsa üzüyor. Onlar, bizim bir parçamız. Suriye halkının kendi geleceğini kendisinin belirlemesi de güzel bir şey. Senelerden beri orada sıkıntılı bir durumun olduğu ortadadır.O sıkıntılar, bugünkü süreçlerin oluşmasına sebep oldu. Savaş tüm acımasızlığı ile devam ediyor. Akan sadece, Müslüman kanıdır. Nasıl üzülmeyelim.
Ülkemizde, Suriyeye inat, vahşet manzaraları yerini aldı. Yaklaşık bir senedir, Tüm terör örgütleri sırasıyla devreye girerek; Ülkede kanlı eylemlerine devam ediyorlar. Bu eylemlerde; yaşlı, kadın, çocuk, sivil, güvenlik güçleri ayırımı yapmaksızın; acımasızca saldırıyorlar. Anlaşılan o ki; daha da, saldırmaya devam edecekler. Milletimizin sabrını ölçüyorlar. Bıtkınlık, yorgunluk, çaresizlik, kavramlarını; toplumda hakim kılmaya çalışıyorlar.
Halep, Gaziantep, Van, İSTANBUL, Ankara, Elazığ... kısacası tüm VATAN toprağı.. Kan ve gözyaşı...
Şunu unutmamak lazım zulüm ile, zorbalıkla bir sonuç alamazsınız. Terör olayını kendisine ilke edinmiş guruplar, devletler; nesillerine zulümü miras olarak bırakırlarsa, arkadan gelen yeni nesiller o mirası kabul etmeyebilirler. O, zaman kargaşa, kaos kendiliğinden oluşacaktır. Ne zamana kadar siz insanlara zulmedebilirsiniz? Ya da o insanlar ne zamana kadar sizin zulmünüze razı olurlar? Yaptığınız her şeyi; alıp baş tacı ederek, sizden gelenlere eyvallah diyebilirler mi? Zulmün de bir sonu vardır. Tarih bunun örnekleri ile doludur. Eğer zulüm başarılı olsaydı; örneklerini okuduğumuz zalimlerin nesilleri hala yaşıyor, olurlardı. Hepsinin de sonu çok kötü olmuştur.Yakın tarihimizde bile örnekleri çoktur. Tarih onların sonlarının nasıl olduğunu anlatmaktadır.
Bu olaylardan çıkarılacak çok dersler olmalıdır..Çağdaş tüm zalimlerin bir an önce akıllarını başlarına almaları gerekir. Seversiniz, sevmezsiniz her insanın görüşüne başvurulan bir seçim sistemi olmalıdır. Seçmenler yeteri kadar meclislerde temsil edilmelidir. Atama yolu ile yapılan meclislerin; sağlıklı olmadığını da böylece görmüş oluyoruz. Dünyadaki hakim güçler; kendilerine hizmet edecek yöneticiler aramaktadırlar. Eski ABD büyükelçisinin; Ülkemiz ve CUMHURBAŞKANIMIZ, hakkındaki açıklamaları ortadadır.
Demokratik ortamlarda yapılan seçimlerin, tartışmaların, karşılıklı siyasi partilerin mücadelelerinin demokratik ortam içerisinde olması gerekir. Bunun dışında bir yapılanmayı düşünmek, O, tür yapılanmalardan medet ummak, ben kendi kendime yetemiyorum; gelin bana dışarıdan destek verin demek, demokratik ortama güvenmediğimizin bir resmidir. Yahut, halk iradesi neden beni tercih etmiyor diye; halkı cezalandırmaktır. Böyle bir sonuç herkesi yaralar. Ülkeleri diktatörlüğün kucağına iter. Bundan kimsenin karı olmaz ancak, suyu bulandırmak isteyenlerin kazancı olur. O, toplumu karanlığa itmektir.
Bakın malum adam, son açıklamalarında; haçlılardan medet ummaktadır. Onun kalemşörleri, bir kaç yıl önce; aynı şeyi ifade ederek; Nato'yu, Ülkeye davet etmediler mi?
Bu Ülkede seçimle başa gelmiş bir iktidar vardır. Yine Halkın büyük çoğunluğunun desteğini almış; Bir CUMHURBAŞKANI vardır. Tüm Dünya devletlerinin, kuruluşlarının görmesi gereken gerçek budur. Siz, Bu Ülke insanını ve insanın iradesini yok sayamazsınız. Halkın iradesine ipotek koyamazsınız. Bu işi kabullenemediğiniz zaman; elinizdeki tüm terör örgütü mensupları ile saldırıya geçerek; insanları yıldıramazsınız. Dört koldan terör yağdırmak, size bir fayda sağlamaz. Halkın nefretini artırmaktasınız. En önemlisi kinini, artırmaktasınız. Sabırların tükendiği anda; neler olabileceğini, düşünmek bile; istemiyorum.
Bu necip MİLLETİN en önemli özelliği bağımsız yaşamaktır. Esareti kabul etmemesidir. Bu özelliği test etmeye kalkmayın, yanılabilirsiniz... VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.