pendik escort bayan
ak
Orhan ARSLAN
Köşe Yazarı
Orhan ARSLAN
 

KAYIP İNSANLAR ÜLKE GERÇEĞİDİR

KAYIP    İNSANLAR   ÜLKE    GERÇEĞİDİR                                               Bayram yaklaşıyor, bazı aileler için; çok, anlamı yoktur.                                               Kaybolmuş insanlar, Bu Ülkenin bir gerçeği olarak, ortada durmaktadır.                                               Ülkemizde gün geçmiyor ki; kayıp insan ilanı ile karşılaşmayalım. Sanki, senelerden beri,  Bu Ülkenin kaderi gibi. Nice canlar perişan oluyor. Nice Aileler kahroluyor. Kaybolan insanların akıbetleri ise; her biri yürekler acısı hikayelerle doludur. Başlarına neler geldiği bile bilinmemektedir. Organ mafyası denir, dilenciliğe ve hırsızlığa yönlendirilme denir, çeşitli alanlarda köle gibi kullanılma denir, bazen kendi isteği ile kaçma denir… Kısacası hepsi çok acıklı, hayat hikayeleridir.Son zamanlarda, kaybolan insanlara, bir de; çocuk cinayetleri eklendi. Dayan, dayanabilirsen…Kaçırılan çocuklar, tecavüz, cinayet… Halkın buna karşı isyanı… Her cinayetten sonra; yükselerek devam eden; İdam isteği…  Gözler Mecliste, beklentiler yüksek…Ve, sessizlik…                                               Devletin aldığı tedbirler sanki bu alanda başarılı sonuçlar alma da; kafi gelmiyor gibidir. Neden derseniz her gün kayıp ilanları ile karşılaşıyoruz. Örneğin sokaklarda kucağında çocukları ile çeşitli şekillerde yardım talep eden kadınların bazılarının çocuklarının çalıntı olduğu, söylenir. Devletin şüphelendiği bu durumlarda çocuğun o kadından olup, olmadığını DNA TESTİ İLE; TESPİT ETMESİ MÜMKÜNDÜR. İstihbarat birimlerinin o, alanlardaki çalışmaları ile; bu olumsuzlukların azalacağı, fikrini taşıyorum.                                 Unutmayalım, bu tür kontrolsüz guruplar; her türlü kötü yola müsait olmaktadırlar, her türlü suç içerisine itilebilmektedirler. Hatta zorlama ile; bu suç örgütlerinin esiri durumuna gelmektedirler. Dolayısıyla suç oranının artmasına katkı sağlamaktadırlar. Sokaklardaki hırsızlık, kapkaç, hadiselerinin çoğunluğu kontrolsüz guruplar tarafından yapılmaktadır. Sokak çocuklarının durumu ortadadır. Her türlü suça müsait; Uyuşturucu, Bali çekerek kendini uyuşturan ne yaptığının farkında olmayan dengesiz topluluklardır. Bu durumlar hem o çocuklar açısından, gerçekten acı bir durumdur. Hem de; eğer bir kayıp vakası ise; Aileleri açısından da çok acı bir durumdur.                                Sentetik uyuşturucu maduru, bir genci; sokak ortasında, çaresiz şekilde kıvranırken görmek, sıradan bir olay oldu.                                             Yöneticilerimizden beklentimiz bu alanda da; ciddi, sonuç alınabilir planların yapılarak hayata geçirilmesidir. Zorla bu çocukları kaçırıp, alıkoyan ve çeşitli suçları işlemesine yönelik olarak, yetiştiren insanlara; en ağır cezalar verilmelidir. Cezaların ağırlığı, caydırıcılık getirecek kadar etkili olmalıdır. Bu alanlardaki denetim daha da güçlü yapılmalıdır. Sokağa terk edilmiş çocukların Aileleri ile; irtibat kurularak bunların hayata kazandırılması sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki; sokaktaki bu çocuklar, Bu Ülkenin birer ferdidir. Bizimle birlikte aynı havayı solumakta, bizimle birlikte aynı toprağı paylaşmaktadırlar. Emniyet güçlerinin etkin çalışmaları ile, tamamen ortadan kalkmasa bile; azalacağına inanıyorum. Gerekirse bu alanda yetki ve sorumluluklarını artıracak düzenlemeler yapılmalıdır. Devlet olarak bu yarayı, en aza indirmek görevimizdir. Bu alanda psikolojik destek verecek eleman sayıları artırılabilir. Aile hekimliği müessesi, gibi; psikolojik destek veren birimler oluşturulabilir. Aileler kendi içerisinde Devlet desteği ile, bu işi becerebilirler. Nasıl ki;  özürlü vatandaşa, Devlet katkısı yapılıyor ise; böyle sorunları olan ailelere de Devlet katkısı yapılabilir.                                               Halkımızın da bu alanda sorumlulukları vardır. Etraflarında ne olup bittiğine dikkat etmeleri gerekmektedir. Çocuklarını kontrol etmek, onları sorumsuzca başı, boş bırakmamak lazımdır. Sorumluluğu öğretmek ve hayatlarında hissettirmek gerekir. Çevrede olabilen olumsuzluklardan duyarlı bir vatandaş olarak ilgilileri haberdar etmek lazımdır. Kamu spotu reklamında belirtildiği gibi; yaptığımız yardımların kontrolsüz bir şekilde onları yönlendiren insanlara gittiğini ve her yardımın onları daha güçlü kıldığını, unutmamak gerekir. Kısacası çevreye duyarlı olmamız şarttır. Devlet de bu alanda en caydırıcı tedbirleri alarak önünü kesmeye çalışmalıdır.                                               Dünya üzerinde kayıp insanlar konusunda  hatırı sayılır bir yerde olduğumuzu unutmayalım. İnsanımızı sevelim. Çocuklarımızı ve gençlerimizi  koruyalım. Onların sapkınlıklarına, temelden yanlış hareketlerine prim vermeyelim. Ağacın, yaş iken eğileceğini unutmadan, çocukluktan itibaren güzel hasletlerle onları yetiştirelim. İyi hareketlerini  ödüllendirelim. Yanlış hareketlerinin yanlışlığını anlayacağı, dil ile; açıklayalım. Küstürmeyelim, kaçırmayalım, horlamayalım, soğutmayalım, en büyük destekçilerinin ve en huzurlu ortamın; Aile ortamı olduğunu yaşayarak hissettirelim.                                               Dileğimiz toplumumuzun kanayan yaralarından birisi olan, kayıp insanlar olayının en aza inmesidir. Böyle bir olumsuzluğu yaşayan, Ailelerin; sayısının azalmasıdır. Devlet ve Millet olarak çok duyarlı bir konumda olmamız gereken bir konudur. Allah bu tür acıları yaşayan Ailelerin yardımcısı olsun. Yüce Rabbım bu tür olayların yaşanmadığı , bir Ülke; olmayı bizlere nasip etsin…  
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2017 - Salı

KAYIP İNSANLAR ÜLKE GERÇEĞİDİR

KAYIP    İNSANLAR   ÜLKE    GERÇEĞİDİR

                                               Bayram yaklaşıyor, bazı aileler için; çok, anlamı yoktur.

                                               Kaybolmuş insanlar, Bu Ülkenin bir gerçeği olarak, ortada durmaktadır.

                                               Ülkemizde gün geçmiyor ki; kayıp insan ilanı ile karşılaşmayalım. Sanki, senelerden beri,  Bu Ülkenin kaderi gibi. Nice canlar perişan oluyor. Nice Aileler kahroluyor. Kaybolan insanların akıbetleri ise; her biri yürekler acısı hikayelerle doludur. Başlarına neler geldiği bile bilinmemektedir. Organ mafyası denir, dilenciliğe ve hırsızlığa yönlendirilme denir, çeşitli alanlarda köle gibi kullanılma denir, bazen kendi isteği ile kaçma denir…

 Kısacası hepsi çok acıklı, hayat hikayeleridir.

Son zamanlarda, kaybolan insanlara, bir de; çocuk cinayetleri eklendi. Dayan, dayanabilirsen…

Kaçırılan çocuklar, tecavüz, cinayet… Halkın buna karşı isyanı… Her cinayetten sonra; yükselerek devam eden; İdam isteği…  Gözler Mecliste, beklentiler yüksek…

Ve, sessizlik…

                                               Devletin aldığı tedbirler sanki bu alanda başarılı sonuçlar alma da; kafi gelmiyor gibidir. Neden derseniz her gün kayıp ilanları ile karşılaşıyoruz. Örneğin sokaklarda kucağında çocukları ile çeşitli şekillerde yardım talep eden kadınların bazılarının çocuklarının çalıntı olduğu, söylenir. Devletin şüphelendiği bu durumlarda çocuğun o kadından olup, olmadığını DNA TESTİ İLE; TESPİT ETMESİ MÜMKÜNDÜR. İstihbarat birimlerinin o, alanlardaki çalışmaları ile; bu olumsuzlukların azalacağı, fikrini taşıyorum.

                                 Unutmayalım, bu tür kontrolsüz guruplar; her türlü kötü yola müsait olmaktadırlar, her türlü suç içerisine itilebilmektedirler. Hatta zorlama ile; bu suç örgütlerinin esiri durumuna gelmektedirler. Dolayısıyla suç oranının artmasına katkı sağlamaktadırlar. Sokaklardaki hırsızlık, kapkaç, hadiselerinin çoğunluğu kontrolsüz guruplar tarafından yapılmaktadır. Sokak çocuklarının durumu ortadadır. Her türlü suça müsait; Uyuşturucu, Bali çekerek kendini uyuşturan ne yaptığının farkında olmayan dengesiz topluluklardır. Bu durumlar hem o çocuklar açısından, gerçekten acı bir durumdur. Hem de; eğer bir kayıp vakası ise; Aileleri açısından da çok acı bir durumdur.

                                Sentetik uyuşturucu maduru, bir genci; sokak ortasında, çaresiz şekilde kıvranırken görmek, sıradan bir olay oldu.

                                             Yöneticilerimizden beklentimiz bu alanda da; ciddi, sonuç alınabilir planların yapılarak hayata geçirilmesidir. Zorla bu çocukları kaçırıp, alıkoyan ve çeşitli suçları işlemesine yönelik olarak, yetiştiren insanlara; en ağır cezalar verilmelidir. Cezaların ağırlığı, caydırıcılık getirecek kadar etkili olmalıdır. Bu alanlardaki denetim daha da güçlü yapılmalıdır. Sokağa terk edilmiş çocukların Aileleri ile; irtibat kurularak bunların hayata kazandırılması sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki; sokaktaki bu çocuklar, Bu Ülkenin birer ferdidir. Bizimle birlikte aynı havayı solumakta, bizimle birlikte aynı toprağı paylaşmaktadırlar. Emniyet güçlerinin etkin çalışmaları ile, tamamen ortadan kalkmasa bile; azalacağına inanıyorum. Gerekirse bu alanda yetki ve sorumluluklarını artıracak düzenlemeler yapılmalıdır. Devlet olarak bu yarayı, en aza indirmek görevimizdir. Bu alanda psikolojik destek verecek eleman sayıları artırılabilir. Aile hekimliği müessesi, gibi; psikolojik destek veren birimler oluşturulabilir. Aileler kendi içerisinde Devlet desteği ile, bu işi becerebilirler. Nasıl ki;  özürlü vatandaşa, Devlet katkısı yapılıyor ise; böyle sorunları olan ailelere de Devlet katkısı yapılabilir.

                                               Halkımızın da bu alanda sorumlulukları vardır. Etraflarında ne olup bittiğine dikkat etmeleri gerekmektedir. Çocuklarını kontrol etmek, onları sorumsuzca başı, boş bırakmamak lazımdır. Sorumluluğu öğretmek ve hayatlarında hissettirmek gerekir. Çevrede olabilen olumsuzluklardan duyarlı bir vatandaş olarak ilgilileri haberdar etmek lazımdır. Kamu spotu reklamında belirtildiği gibi; yaptığımız yardımların kontrolsüz bir şekilde onları yönlendiren insanlara gittiğini ve her yardımın onları daha güçlü kıldığını, unutmamak gerekir. Kısacası çevreye duyarlı olmamız şarttır. Devlet de bu alanda en caydırıcı tedbirleri alarak önünü kesmeye çalışmalıdır.

                                               Dünya üzerinde kayıp insanlar konusunda  hatırı sayılır bir yerde olduğumuzu unutmayalım. İnsanımızı sevelim. Çocuklarımızı ve gençlerimizi  koruyalım. Onların sapkınlıklarına, temelden yanlış hareketlerine prim vermeyelim. Ağacın, yaş iken eğileceğini unutmadan, çocukluktan itibaren güzel hasletlerle onları yetiştirelim. İyi hareketlerini  ödüllendirelim. Yanlış hareketlerinin yanlışlığını anlayacağı, dil ile; açıklayalım. Küstürmeyelim, kaçırmayalım, horlamayalım, soğutmayalım, en büyük destekçilerinin ve en huzurlu ortamın; Aile ortamı olduğunu yaşayarak hissettirelim.

                                               Dileğimiz toplumumuzun kanayan yaralarından birisi olan, kayıp insanlar olayının en aza inmesidir. Böyle bir olumsuzluğu yaşayan, Ailelerin; sayısının azalmasıdır. Devlet ve Millet olarak çok duyarlı bir konumda olmamız gereken bir konudur. Allah bu tür acıları yaşayan Ailelerin yardımcısı olsun. Yüce Rabbım bu tür olayların yaşanmadığı , bir Ülke; olmayı bizlere nasip etsin…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.