pendik escort bayan
ak
Talha GURBETÇİ
Köşe Yazarı
Talha GURBETÇİ
 

DEMOKRASİ ORTAMINDA DARBELER TARTIŞMASI

DEMOKRASİ ORTAMINDA DARBELER TARTIŞMASI Bu Ülkede yaşayan bir insan olarak; bu tartışmalarda ortaya çıkan gerçekler, bizleri çok üzmektedir. Ülkemizde toplumu aydınlatmakla görevli olan sözde; Yazar, Çizer ve toplum mühendisi geçinen, zümrenin; yapılacak olan darbeler öncesi ve sonrası takındıkları tavırlar, gerçekten çok üzücüdür. Ben insanların darbe taraftarı veya karşıtı olması özelliklerinden bahsetmiyorum. Son 15 Temmuz girişimi de; sözde toplum önderi gibi görünen insanların bazıları tarafından; ayakta alkışlanmıştır. Başarılı olsa idi; yalakalık için; sıraya gireceklerdi. Şimdi ise; bazıları farklı yorumlar, yapıyorlar. Daha önceki yapılan darbe girişimlerinin yargılanması sırasında ise; oldukça dikkat çeken olaylara sahne olmuştur. Yukarıda söz ettiğim insanların farklı gelişen olaylara karşı, farklı tavırlar almasına şahit olduk. Savundukları ve taraftarı oldukları bir görüşü veya darbe eylemini zamanın gelişmeleriyle; darbelerin sorgulanabilir bir hale gelmesi durumu ortaya çıkınca; darbeleri savunan birileri olmalarına karşılık; nasıl da fikir değiştirerek, darbe yapanları ve onlara destek verenleri aşağıladıklarını, eleştirdiklerini hatta ve hatta birbirlerini suçladıklarını görmek beni bir kat daha üzmüştür. Bu iki yüzlü tavır; sözde toplum önderi olan şahıslara yakışmamaktadır. Tıpkı; Ordu göreve, pankartının altında boy gösterenlerin; Bugün demokrasi savunucusu geçinmesi gibi. Hatta eski yaptıklarını aklamak istercesine; darbe girişiminde bulunanları lanetleme seanslarının; en önünde yer almışlardır. Neden kızıyorum biliyor musunuz? Bir insan herhangi bir konuda fikir sahibi olabilir o, fikri savunabilir. Karşı taraflara o, fikrin daha iyi olduğunu ispat etmeye çalışabilir. Bu uğurda tartışmalara ve münazaralara katılabilir. Fikrini beğenmeyenlere karşı , insani ölçüler içerisinde; karşı fikirler üretebilir ve onları kendi fikrini beğenmeye veya doğrulamaya çaba sarf edebilir. Bunların hepsi normaldir. Ancak bir zamanlar ölümüne savunduğu, bizzat O, fikrin gereğinin yapılması için harcadığı enerjiyi; kendisinin bile bilmediği kadar çaba sarf ettiği olayların zamanla ters gittiğini görerek; ben o zamanlar bu davranışlarımda yanlışlık yaptım, kamuoyundan özür dilerim, o günlerde savunduğum fikirler doğru değilmiş , demesini bekleriz. Böyle bir erdemi bile; gösterememişlerdir. Tam tersine, ben o kadar yapmadım amma; falanlar daha fazlasını yaptı, gibi tavırlar sergilemek ise; beni tamamen üzmüştür. Aslında, bu insanlar senelerce Bu Ülkenin insanlarına yönlendiricilik yaptılar, onlara bilgiler sundular. Tüm toplulukların kendileri gibi düşünmesini istediler. Ülkemin insanları ise; onların kültürel önderliğine güvenerek onları okudular ve hatta çoğu zaman onların yazdıklarına inandılar. Onların yazdıkları fikirler ve görüşler doğrultusunda düşünmeye başladılar. Siyasi tercihlerini bile onların yönlendirmesi ile belirlediler. Bu kadar Halkın güvendiği insan konumunda iken; bugün darbeler tartışması ortaya çıkıp, darbecilerin yargılandığını görünce, kendilerine bir zarar gelmesin diye; kendilerinin az suçlu olduğunu ifade etmeye başladılar. Yahut darbe döneminde kimi insanların kendilerini zorladıklarını, O yönde yazılar yazmalarını istediklerini belirttiler. Onunla da yetinmeyip; benim yaptığım ne ki; falanın yaptığı daha kötüdür mantığı ile birbirilerini suçladılar. Son darbe girişiminden sonra da; aynı manzaraları seyrediyoruz. Ben yapmadım, O, yaptı... Ben öyle demedim... Yahut, eskiden svunduğum; O fikirlerden uzaklaştım... Yeni, yanlış bir yol olduğunu öğrendim... Yanılmışım, yanlış yolda imişim.... Bazı, mal varlıklarını kaybedenler ise; yapmayın, etmeyin, derdine düştüler... Kimileri; beni ahmak, yerine koyun dediler... Bazıları, haberim yok, moduna girdiler. Daha fazla şeyler yazmıyorum. Özellikle yazar, çizer, düşünür, toplum mühendisi olan insanların; iki yüzlülüklerini, Ancak o gün öyle iken; bugün böyle olan insanları kınıyorum. Bunlar mı; İnsanımızı yönlendirecek? Bunlar mı insanımıza sağlıklı değerlendirmeler yaparak; olayları analiz edecek? diye, düşünüyorum. Vay halimize... Keşke insanımıza daha doğru şeyleri anlatsalardı. Toplumun günlük siyasetine ve gelişmelerine yön verecek olan insanların, bu durumda olması; Ülkemizde var olan kültürel cahilliğin, ne boyutlarda olduğunun bir belgesidir. Toplumun kültürel aynasının bir kısmı sayılacak yazar ve çizer, toplum mühendisi insanların bugün düştükleri durumu; hayretle ve ibretle izliyorum. Ülkemin saf ve temiz insanlarının böyle bir cehaletin ve yandaşlığın hizmetkarlığını yapan, köşe yazarlarını; affetmeyeceğini ve Tarihin derinliklerinde; onları yanlış insanlar olarak; hatırlayacağını biliyorum. Akılları emanete vermek ne kadar acıdır. Allahın verdiği düşünme yeteneğini, yok saymak ne kadar acıdır. Beyin kölesi olmak, fikrin esiri olmak, anlamadığı, bilmediği şeyleri savunmak, ne kadar acıdır... Tadını bilmediği tatları anlatmak, rengini bilmediği çiçekleri anlatmak, ne kadar acı bir durumdur. Allahım, Bu Millete böyle acıları, hüzünleri, vahşetleri, bir kez daha yaşatmasın. Son terör olaylarının zirveye taşınmak istenmesi bile; ardında onlarca soru işareti bıraktıran bir durumdur. Hala BU AZİZ VATAN toprağı ile; uğraşanlar var. Bu Ülke üzerinde arzu ve emelleri olanlar var. Allah yardımcımız olsun...
Ekleme Tarihi: 27 Ağustos 2016 - Cumartesi

DEMOKRASİ ORTAMINDA DARBELER TARTIŞMASI

DEMOKRASİ ORTAMINDA DARBELER TARTIŞMASI
Bu Ülkede yaşayan bir insan olarak; bu tartışmalarda ortaya çıkan gerçekler, bizleri çok üzmektedir. Ülkemizde toplumu aydınlatmakla görevli olan sözde; Yazar, Çizer ve toplum mühendisi geçinen, zümrenin; yapılacak olan darbeler öncesi ve sonrası takındıkları tavırlar, gerçekten çok üzücüdür. Ben insanların darbe taraftarı veya karşıtı olması özelliklerinden bahsetmiyorum. Son 15 Temmuz girişimi de; sözde toplum önderi gibi görünen insanların bazıları tarafından; ayakta alkışlanmıştır. Başarılı olsa idi; yalakalık için; sıraya gireceklerdi. Şimdi ise; bazıları farklı yorumlar, yapıyorlar.
Daha önceki yapılan darbe girişimlerinin yargılanması sırasında ise; oldukça dikkat çeken olaylara sahne olmuştur. Yukarıda söz ettiğim insanların farklı gelişen olaylara karşı, farklı tavırlar almasına şahit olduk. Savundukları ve taraftarı oldukları bir görüşü veya darbe eylemini zamanın gelişmeleriyle; darbelerin sorgulanabilir bir hale gelmesi durumu ortaya çıkınca; darbeleri savunan birileri olmalarına karşılık; nasıl da fikir değiştirerek, darbe yapanları ve onlara destek verenleri aşağıladıklarını, eleştirdiklerini hatta ve hatta birbirlerini suçladıklarını görmek beni bir kat daha üzmüştür. Bu iki yüzlü tavır; sözde toplum önderi olan şahıslara yakışmamaktadır. Tıpkı; Ordu göreve, pankartının altında boy gösterenlerin; Bugün demokrasi savunucusu geçinmesi gibi. Hatta eski yaptıklarını aklamak istercesine; darbe girişiminde bulunanları lanetleme seanslarının; en önünde yer almışlardır.
Neden kızıyorum biliyor musunuz? Bir insan herhangi bir konuda fikir sahibi olabilir o, fikri savunabilir. Karşı taraflara o, fikrin daha iyi olduğunu ispat etmeye çalışabilir. Bu uğurda tartışmalara ve münazaralara katılabilir. Fikrini beğenmeyenlere karşı , insani ölçüler içerisinde; karşı fikirler üretebilir ve onları kendi fikrini beğenmeye veya doğrulamaya çaba sarf edebilir. Bunların hepsi normaldir. Ancak bir zamanlar ölümüne savunduğu, bizzat O, fikrin gereğinin yapılması için harcadığı enerjiyi; kendisinin bile bilmediği kadar çaba sarf ettiği olayların zamanla ters gittiğini görerek; ben o zamanlar bu davranışlarımda yanlışlık yaptım, kamuoyundan özür dilerim, o günlerde savunduğum fikirler doğru değilmiş , demesini bekleriz. Böyle bir erdemi bile; gösterememişlerdir. Tam tersine, ben o kadar yapmadım amma; falanlar daha fazlasını yaptı, gibi tavırlar sergilemek ise; beni tamamen üzmüştür.
Aslında, bu insanlar senelerce Bu Ülkenin insanlarına yönlendiricilik yaptılar, onlara bilgiler sundular. Tüm toplulukların kendileri gibi düşünmesini istediler. Ülkemin insanları ise; onların kültürel önderliğine güvenerek onları okudular ve hatta çoğu zaman onların yazdıklarına inandılar. Onların yazdıkları fikirler ve görüşler doğrultusunda düşünmeye başladılar. Siyasi tercihlerini bile onların yönlendirmesi ile belirlediler. Bu kadar Halkın güvendiği insan konumunda iken; bugün darbeler tartışması ortaya çıkıp, darbecilerin yargılandığını görünce, kendilerine bir zarar gelmesin diye; kendilerinin az suçlu olduğunu ifade etmeye başladılar. Yahut darbe döneminde kimi insanların kendilerini zorladıklarını, O yönde yazılar yazmalarını istediklerini belirttiler. Onunla da yetinmeyip; benim yaptığım ne ki; falanın yaptığı daha kötüdür mantığı ile birbirilerini suçladılar.
Son darbe girişiminden sonra da; aynı manzaraları seyrediyoruz. Ben yapmadım, O, yaptı... Ben öyle demedim... Yahut, eskiden svunduğum; O fikirlerden uzaklaştım... Yeni, yanlış bir yol olduğunu öğrendim... Yanılmışım, yanlış yolda imişim.... Bazı, mal varlıklarını kaybedenler ise; yapmayın, etmeyin, derdine düştüler... Kimileri; beni ahmak, yerine koyun dediler... Bazıları, haberim yok, moduna girdiler.
Daha fazla şeyler yazmıyorum. Özellikle yazar, çizer, düşünür, toplum mühendisi olan insanların; iki yüzlülüklerini, Ancak o gün öyle iken; bugün böyle olan insanları kınıyorum. Bunlar mı; İnsanımızı yönlendirecek? Bunlar mı insanımıza sağlıklı değerlendirmeler yaparak; olayları analiz edecek? diye, düşünüyorum. Vay halimize...
Keşke insanımıza daha doğru şeyleri anlatsalardı. Toplumun günlük siyasetine ve gelişmelerine yön verecek olan insanların, bu durumda olması; Ülkemizde var olan kültürel cahilliğin, ne boyutlarda olduğunun bir belgesidir. Toplumun kültürel aynasının bir kısmı sayılacak yazar ve çizer, toplum mühendisi insanların bugün düştükleri durumu; hayretle ve ibretle izliyorum. Ülkemin saf ve temiz insanlarının böyle bir cehaletin ve yandaşlığın hizmetkarlığını yapan, köşe yazarlarını; affetmeyeceğini ve Tarihin derinliklerinde; onları yanlış insanlar olarak; hatırlayacağını biliyorum.
Akılları emanete vermek ne kadar acıdır. Allahın verdiği düşünme yeteneğini, yok saymak ne kadar acıdır. Beyin kölesi olmak, fikrin esiri olmak, anlamadığı, bilmediği şeyleri savunmak, ne kadar acıdır... Tadını bilmediği tatları anlatmak, rengini bilmediği çiçekleri anlatmak, ne kadar acı bir durumdur.
Allahım, Bu Millete böyle acıları, hüzünleri, vahşetleri, bir kez daha yaşatmasın. Son terör olaylarının zirveye taşınmak istenmesi bile; ardında onlarca soru işareti bıraktıran bir durumdur. Hala BU AZİZ VATAN toprağı ile; uğraşanlar var. Bu Ülke üzerinde arzu ve emelleri olanlar var. Allah yardımcımız olsun...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.