pendik escort bayan
ak

Türkiye Kanser Kaydında Yüzde 100'e Ulaştı

Yaşam 30.03.2018 - 11:28, Güncelleme: 30.03.2018 - 11:28
 

Türkiye Kanser Kaydında Yüzde 100'e Ulaştı

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürü Dr. İlter:- "Kanser kontrolünde en önemli yapı taşı, tam ve güvenilir veridir. 2014 yılında 81 ilimizde aktif kanser kayıt merkezi hizmetleri başlamış ve kanser kayıtçılığında yüzde 100 kapsama oranına ulaşılmışt

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürü Dr. Hüseyin İlter, kanser kontrolünde en önemli yapı taşının, tam ve güvenilir veri olduğunu belirterek, "2014 yılında 81 ilimizde de aktif kanser kayıt merkezi hizmetleri başlamış ve kanser kayıtçılığında yüzde 100 kapsama oranına ulaşılmıştır." dedi.İlter, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin hem dünyada hem de Türkiye'de sebebi bilinen ölümler sıralamasında, kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olarak gösterildiğine dikkati çekti.Önemli bir toplum sağlığı problemli olan kanserin, özellikle ortaya çıkışının önlenebildiği, taramalarla yok edilebildiğini ifade eden İlter, erken teşhis edildiğinde tedavinin yaşam kalitesine önemli katkısının olduğunu, türleri göz önüne alındığında ise korunmaya yönelik faaliyetlerin öneminin arttığını vurguladı.İlter, dünyada her yıl 14 milyon kişinin yakalandığı ve 8,2 milyon kişinin ölümüne neden olan kanserin, yaş, cinsiyet, dil, din, ırk ayırımı yapmaksızın tüm insanları etkilediğini vurgulayarak, seyrin bu şekilde devam etmesi halinde 2030'da 22 milyon yeni vaka görülmesinin beklendiğinin altını çizdi.İlk iki sırada, erkeklerde akciğer ve prostat, kadınlarda ise meme ve tiroid kanserlerinin yer aldığını anlatan İlter, hem erkek hem de kadınlarda bağırsak (kolorektal) kanserinin üçüncü en sık görülen kanser türü olarak gösterildiğini söyledi. İlter, çocukluk çağı kanserlerinde ise löseminin en sık görülen kanser türü olarak tespit edildiğini dile getirdi.- "Türkiye'de kanser sıklığı AB ülkelerinden düşük"Türkiye'de 5 yılın verileri değerlendirildiğinde, kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış olmadığını bildiren İlter, "Türkiye'de görülmekte olan kanser sıklığı, Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre daha düşük." dedi. İlter, dünyada ve Türkiye'de kanserlerin önemli bir kısmını önlenebilir türlerin oluşturduğuna dikkati çekerek, özellikle Türkiye verileri değerlendirildiğinde, tütün ve obezite ile mücadele programının kanser kontrolünün en önemli yapı taşlarından biri olduğunu ifade etti.Kanserin, tedavi üzerine yapılan yatırımlar ile değil ancak önleme ve erken teşhis üzerine yöneltilen eylem planları ile kontrol altına alınabildiğini aktaran İlter, bunlarla beraber alkol ile mücadele, fiziksel aktivetinin artırılması, tuzun kısıtlı kullanılması, enfeksiyon ajanları ile mücadelenin de diğer önemli unsurlar olduğunu vurguladı.İlter, sağlık stratejinin belirlenmesi ile tarama ve korumaya yönelik projeler geliştirilmesinde ülkeye ait verilerin önem taşıdığını belirterek, "Kanser kontrolünde en önemli yapı taşı, tam ve güvenilir veridir. 2014 yılında 81 ilimizde aktif kanser kayıt merkezi hizmetleri başlamış ve kanser kayıtçılığında yüzde 100 kapsama oranına ulaşılmıştır." bilgisini paylaştı.Erken tanının önemine dikkati çeken Genel Müdür İlter, şöyle devam etti:"Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi, erken tanı şansını artırmaktadır. Bu nedenle kanserde erken tanı programları toplumun, sağlık çalışanlarının ve politika oluşturucularının bilgisini artırmayı hedeflemeli, erken tanı olanakları hakkındaki farkındalığı artırmalıdır. Ülkemizde meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup halihazırda 33'ü mobil olmak üzere 199 adet KETEM mevcuttur. Yeni KETEM'ler olabildiğince hastane dışında ulaşımı daha kolay Sağlıklı Yaşam Merkezi şeklinde planlanmakta olup tarama oranlarımız yeni açılan KETEM'lerle birlikte giderek artmaktadır."Türkiye'de kanser taramalarının uluslararası standartlarda yapıldığının altını çizen İlter şunları söyledi:"Rahim ağzı kanseri, uluslararası kanser tarama rehberlerinde de yer alan HPV-DNA testi ile taranmaktadır. Smear ile tarama sonucu pozitif saptanan 100 bin olgudan sadece 4'ünde kanser tespit edilirken, şu an HPV testi pozitif olan 100 bin olguda 400 kanser öncülü lezyon ve 45 kanser yakalanmaktadır. Ayrıca tespit edilen kanser olgularının yüzde 90'dan fazlası birinci evre olup yılda yüzlerce kadının hayatı kurtulmaktadır."- "HPV-DNA testlerinin sonuçları 10 gün içinde kişilere bildiriliyor"İlter, bilimsel avantajının yanı sıra HPV-DNA testlerinin merkezi laboratuvarlarda analiz edilerek, sonuçların en geç 10 iş günü içerisinde kişilere bildirildiğini belirtti. Tarama mamografilerinin de Avrupa Birliği standartlarında kurulan ulusal raporlama merkezinde değerlendirildiğini anlatan İlter, "Her iki tarama testinin de sonuçlarına internetten ulaşılabiliyor. Mamografi raporlama merkezinin kurulması sonrasında 1. basamaktan 2. ve 3. basamağa sevk oranları yüzde 70'den yüzde 7'ye düşmüştür." dedi.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürü Dr. İlter:- "Kanser kontrolünde en önemli yapı taşı, tam ve güvenilir veridir. 2014 yılında 81 ilimizde aktif kanser kayıt merkezi hizmetleri başlamış ve kanser kayıtçılığında yüzde 100 kapsama oranına ulaşılmışt

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürü Dr. Hüseyin İlter, kanser kontrolünde en önemli yapı taşının, tam ve güvenilir veri olduğunu belirterek, "2014 yılında 81 ilimizde de aktif kanser kayıt merkezi hizmetleri başlamış ve kanser kayıtçılığında yüzde 100 kapsama oranına ulaşılmıştır." dedi.

İlter, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin hem dünyada hem de Türkiye'de sebebi bilinen ölümler sıralamasında, kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olarak gösterildiğine dikkati çekti.

Önemli bir toplum sağlığı problemli olan kanserin, özellikle ortaya çıkışının önlenebildiği, taramalarla yok edilebildiğini ifade eden İlter, erken teşhis edildiğinde tedavinin yaşam kalitesine önemli katkısının olduğunu, türleri göz önüne alındığında ise korunmaya yönelik faaliyetlerin öneminin arttığını vurguladı.

İlter, dünyada her yıl 14 milyon kişinin yakalandığı ve 8,2 milyon kişinin ölümüne neden olan kanserin, yaş, cinsiyet, dil, din, ırk ayırımı yapmaksızın tüm insanları etkilediğini vurgulayarak, seyrin bu şekilde devam etmesi halinde 2030'da 22 milyon yeni vaka görülmesinin beklendiğinin altını çizdi.

İlk iki sırada, erkeklerde akciğer ve prostat, kadınlarda ise meme ve tiroid kanserlerinin yer aldığını anlatan İlter, hem erkek hem de kadınlarda bağırsak (kolorektal) kanserinin üçüncü en sık görülen kanser türü olarak gösterildiğini söyledi. İlter, çocukluk çağı kanserlerinde ise löseminin en sık görülen kanser türü olarak tespit edildiğini dile getirdi.

- "Türkiye'de kanser sıklığı AB ülkelerinden düşük"

Türkiye'de 5 yılın verileri değerlendirildiğinde, kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış olmadığını bildiren İlter, "Türkiye'de görülmekte olan kanser sıklığı, Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre daha düşük." dedi.

İlter, dünyada ve Türkiye'de kanserlerin önemli bir kısmını önlenebilir türlerin oluşturduğuna dikkati çekerek, özellikle Türkiye verileri değerlendirildiğinde, tütün ve obezite ile mücadele programının kanser kontrolünün en önemli yapı taşlarından biri olduğunu ifade etti.

Kanserin, tedavi üzerine yapılan yatırımlar ile değil ancak önleme ve erken teşhis üzerine yöneltilen eylem planları ile kontrol altına alınabildiğini aktaran İlter, bunlarla beraber alkol ile mücadele, fiziksel aktivetinin artırılması, tuzun kısıtlı kullanılması, enfeksiyon ajanları ile mücadelenin de diğer önemli unsurlar olduğunu vurguladı.

İlter, sağlık stratejinin belirlenmesi ile tarama ve korumaya yönelik projeler geliştirilmesinde ülkeye ait verilerin önem taşıdığını belirterek, "Kanser kontrolünde en önemli yapı taşı, tam ve güvenilir veridir. 2014 yılında 81 ilimizde aktif kanser kayıt merkezi hizmetleri başlamış ve kanser kayıtçılığında yüzde 100 kapsama oranına ulaşılmıştır." bilgisini paylaştı.

Erken tanının önemine dikkati çeken Genel Müdür İlter, şöyle devam etti:

"Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi, erken tanı şansını artırmaktadır. Bu nedenle kanserde erken tanı programları toplumun, sağlık çalışanlarının ve politika oluşturucularının bilgisini artırmayı hedeflemeli, erken tanı olanakları hakkındaki farkındalığı artırmalıdır.

Ülkemizde meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup halihazırda 33'ü mobil olmak üzere 199 adet KETEM mevcuttur. Yeni KETEM'ler olabildiğince hastane dışında ulaşımı daha kolay Sağlıklı Yaşam Merkezi şeklinde planlanmakta olup tarama oranlarımız yeni açılan KETEM'lerle birlikte giderek artmaktadır."

Türkiye'de kanser taramalarının uluslararası standartlarda yapıldığının altını çizen İlter şunları söyledi:

"Rahim ağzı kanseri, uluslararası kanser tarama rehberlerinde de yer alan HPV-DNA testi ile taranmaktadır. Smear ile tarama sonucu pozitif saptanan 100 bin olgudan sadece 4'ünde kanser tespit edilirken, şu an HPV testi pozitif olan 100 bin olguda 400 kanser öncülü lezyon ve 45 kanser yakalanmaktadır. Ayrıca tespit edilen kanser olgularının yüzde 90'dan fazlası birinci evre olup yılda yüzlerce kadının hayatı kurtulmaktadır."

- "HPV-DNA testlerinin sonuçları 10 gün içinde kişilere bildiriliyor"

İlter, bilimsel avantajının yanı sıra HPV-DNA testlerinin merkezi laboratuvarlarda analiz edilerek, sonuçların en geç 10 iş günü içerisinde kişilere bildirildiğini belirtti.

Tarama mamografilerinin de Avrupa Birliği standartlarında kurulan ulusal raporlama merkezinde değerlendirildiğini anlatan İlter, "Her iki tarama testinin de sonuçlarına internetten ulaşılabiliyor. Mamografi raporlama merkezinin kurulması sonrasında 1. basamaktan 2. ve 3. basamağa sevk oranları yüzde 70'den yüzde 7'ye düşmüştür." dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.