pendik escort bayan
ak
Talha GURBETÇİ
Köşe Yazarı
Talha GURBETÇİ
 

SÜPER LİGDE BİR HAFTA BÖYLE GEÇTİ

SÜPER    LİGDE    BİR   HAFTA    BÖYLE   GEÇTİÖncelikle  Sivas Sporu tebrik ediyorum. Bu puanın ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yoktur. Ancak, acilen orta sahaya bir defansif, bir ofansif oyuncu alınmasından yana olan fikrimi tekrar ediyorum.Kaleci, olumlu gibi gözüküyor. Rıdvan çok heyecanlı, atak... Ancak, bu ataklık kontrolsüz çıkışlara neden olmaktadır. Rakip takımın topçularıyla  didişmekten, uzak durmalıdır. Sol bek, olumlu sinyaller verdi. Gol öncesi asist, alkışlanacak bir hareketti.Defanstaki, Orta ikili, uyum içerisinde olursa; Takımın sigortası olabilir. Rus savunmacı, sıfır hataya yakın, bir oyun sergiledi. Orta saha gayretli, ancak yetersiz. Oyun kurucu, yönlendirici, takımı gerektiğinde; idare edecek, bir oyuncuya ihtiyaç var.Kone, kendisi iyi beslendiği zaman; neler yapabileceğini, gösterdi. Emre, hareketli oynamayı seviyor. Bence; forvet arkası, oynadığı zamanlar; daha faydalı işler yapabilir. Çünkü, hareketli, adam eksilten, gerektiğinde boşluklara girip, rakip defansı bunaltmasını biliyor. Emre, böyle kullanılmaya karar verilirse; mutlaka bir sol kanat oyuncusuna ihtiyaç vardır.Takımın, geriye çekilmesini, zaman, zaman anlayabilirim. Ancak, O zaman; Lendro gibi, süratli ve rakip defansın açığını yakaladıktan sonra; bitirici vuruşlar yapacak oyuncuya ihtiyaç vardır. Bu oyuncu,  bu işi, geçen seneki Malatya maçında da, bu seneki maçta da; iyi becerdi. İşte orta sahayla birlikte, alan savunmasına döndüğünüz zaman; kanat adamlarınız, hızlı, becerikli ve bitirici olması gerekir.Hakeme bir parantez açmak lazım. Emre'ye yapılan faule , düdük bile çalmadınız. Adamın ayağının kırılması mı, gerekir? Gerçi normal, sahada çok uzak konumda idiniz. O zaman kendinizi sorgulayın, O, pozisyona o kadar uzak olmak doğru mudur? Yazık, topçulara yazık... Sonrasında; vicdanınız, sızlardı.Seyirciyi tebrik ediyorum. Takıma sahip çıkmak, gerekir. Bunun başka izahı yoktur.Takım yeni, zamanla, çalışarak, öz güveni artarak, birbirini tanıyarak, daha iyi yerlere gelebilir. Bunun için yapılacak takviyelerle, eldeki kadro yeterlidir. Malzeme iyi olunca; sonuç almak, kaçınılmaz olur...Fenerbahçe, çok acılı günler yaşıyor. Aykut hoca, Geçen seneki çalıştırıcı arkadaş, bu takım iyi bir takım değil, diyordu. Hoca,  bu  sene  takımın başına  geldiği zaman; eski Hocanın O, fikrine katılmadığını, söylemişti. Amma, eski hocayı doğrular mahiyette işler yapmaya başladı. Adam, geçen sene, şubat ayında, MEHMET EKİCİ, diye yırtındı. Olmadı. Bu sene seyirci, sahada tel, tel dökülen topçuları, yuhlamaya başladı. Arkasından Aykut Hocadan açıklama geldi. ''Anlayamadığım bir şey var,  bazı işler ters gidiyor.'' Demek ki, takım yetersiz imiş. Eski Hoca doğru söylüyormuş. Adam haklı çıktı... FB seyircisi yine, arkasını dönebilir.Aykut Hocanın olası bir Avrupa yolculuğuna veda etmesi; kendisinin tartışılır hale gelmesine sebep olacaktır. Alınan topçular, henüz isteneni verememiştir. Oyun derseniz, vasat... Kısacası, Aykut Hocanın işi, zor...Beşiktaş, eski bildiğiniz gibi, değil. İşler o kadar iyi gitmiyor. İstatistikler ortada. Geçen sene maç başına kaybedilen topla mücadele sayısı, bu sene ilk iki maçta; iki misline çıkmıştır. Mücadele azmi olabilir. Başarı oranı, düşük. Bazı topçularda; düşüş var. Şenol Hocayı bu sene zor işler bekliyor. Anlaşılan o ki; bu sene kendisine ciddi rakipler, vardır.Anlamsız Cenk ısrarı hocayı yıpratacaktır. Adamın attığı golden çok, kaçırdıkları, göz ardı ediliyor. Eğer, boş kaleye akıllı bir vuruşla, golü gerçekleştirmiş olsaydı, maç kopacaktı. Ancak, Cenk'in kendi özelliğine yönelik yaptığı vuruşla; topu dışarı atmayı, becerdi...Şenol Hocanın başka bir yanlışı ise; gelen milyon dolarlık, golcüleri, ilk haftalarda kenarda oturtmasıdır. Bunu akıl ile izah edilir bir yanı, yoktur. İlk sene Gomez, ikinci sene Ebu Bekir, aynı muameleyi gördü. Dolayısıyla, adamlar haftalar sonra; ilk on bire girdiği zaman; eleştirilerin muhatabı oldular. İlk maçlarda, akıl almaz goller kaçırdılar. Daha sonraları, O, hatalarını telafi ederek; kendilerini kabul ettirseler de; ilk haftalardaki başarısızlıklar, genel başarılarına gölge düşürdü. Gittikçe hırçınlaştılar. Gomez, alman disiplinine sahip bir topçu olduğu için; sakin kaldı. Ancak, Ebu Bekir, bir sezon boyu O, hırçınlığı sergiledi. Belki de; Avrupa maçlarında, gereksiz yere gördüğü kırmızı kartın, arka planında, ilk haftalardaki ezilmişlik, yatmaktadır. O hareket de; BJK' ya pahalıya mal oldu. Aslında birileri, Şenol Hocanın bu egosunun nedenini sorgulamalıdır...Şenol Hocaya sormak lazım. Eğer Cenk yeterli birisi ise; milyon dolarlar vererek; neden golcü aldın. Eğer golcü aldı isen; neden oynatmıyorsun? Burada Şenol Hocanın egoso, ortaya çıkıyor. Patron benim... Halbuki GS ın yeni transferi Gomis, ilk hazırlık maçlarında, anlamsız goller kaçırdı. Şimdi ise; Tüm futbol kamuoyu, ondan bahsediyor. Adamın öz güveni yerine geldi. Bence; Şenol Hoca bu anlamsız tavrı ile; golcü olarak transfer edilen bu topçuların, azmini kırıyor. Güya, onlara anlamsız bir mesaj veriyor. İyi de; milyon dolarlar boşa gidiyor. Aynı hataları stoper transferinde de; yaptı. Milyon dolarlar verilerek alınan stoper kulübede yan gelip yatıyor. Takımı Tosiç sırtlıyor. BJK yönetiminden bir adam çıkıp ta demiyor. Arkadaş bu transferi bize, boşa niye yaptırdın?GS, Aldığı adamlarla ve oynadığı futbol ile; İlk iki haftaya damga vurdu. Şu an tebrik etmek gerekir.  Büyük paralar harcanarak, kaliteli topçular aldılar. Umarım başarıları devam eder. Ancak, serdarın attığı golde; GS defansının nerede olduğunu sorgulamak lazım...Başak Şehir, zorlu bir Avrupa sınavında, başarılar...Trabzon Spor eski günlerini arıyor. Takımı iki haftadır sırtlayan, Burak sakatlanarak, sahadan çıktı. Ersun Hocadan daha iyi futbol ve daha görsel hareketler bekliyoruz. Rakip takımı oynatmamaya yönelik çaba ve gayretler, futbolu çirkinleştiriyor. Hakemlerin faul yapanlara karşı, gerekli cezayı vermemesi, konusundaki, duyarsızlığını anlayamıyorum. Hakemlere önerim, geçen hafta da, söyledim. Avrupa maçlarını seyretsinler. Bu Hafta M. City maçında verilen kırmızı kartı, hangi hakemimiz, verebilirdi? Bırakın kırmızı kartı, sarı kart bile vermezlerdi. Örnekleri, çoktur.Hakemlerimiz, sınıfta  kalıyor. Bu anlayışla sık, sık oyun durdurarak, futbol kalitesi yükselmez. Cebinizdeki kartlar; gerektiğinde kullanın, diye size veriliyor... Süs için, değil...Diğer takımlar, yayıncı kuruluştan aldıkları paylarla; güzel ekipler oluşturmuşlar. Kıran, kırana bir sezon bizi bekliyor. Kimi sahalarda, çok güzel futbol maçlarına, şahit oluyoruz.  Çok kaliteli ayakları, bu sezon seyredeceğiz... Yönetimlerini kutluyorum... Konya Spor bu sene de; çok başarılı olacağa benziyor. Göze hoş gelen futbol oynuyorlar. Geçen haftadan bunun mesajlarını vermişlerdi...        Darısı, büyükler dediğimiz, takımların başına...Öncelikle, yönetimlerdeki zihniyetlerin, değişmesi lazım...Ayrıca, Fransa'da bugün başlayan büyükler dünya şampiyonasın'da grekoromen stilde ülkemizi 85 kg'da temsil eden Metehan Başar, finalde karşılaştığı Alman rakibini; 2-1 mağlup ederek, Dünya şampiyonu oldu. Turnuvada ülkemize ilk madalyayı kazanma başarısını gösterdi...  Dünya şampiyonu sporcumuzu tebrik eder, başarılarının devamını dileriz...Yeni madalyalar, yeni başarılar bekliyoruz...  
Ekleme Tarihi: 22 Ağustos 2017 - Salı

SÜPER LİGDE BİR HAFTA BÖYLE GEÇTİ

SÜPER    LİGDE    BİR   HAFTA    BÖYLE   GEÇTİ
Öncelikle  Sivas Sporu tebrik ediyorum. Bu puanın ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yoktur. Ancak, acilen orta sahaya bir defansif, bir ofansif oyuncu alınmasından yana olan fikrimi tekrar ediyorum.
Kaleci, olumlu gibi gözüküyor. Rıdvan çok heyecanlı, atak... Ancak, bu ataklık kontrolsüz çıkışlara neden olmaktadır. Rakip takımın topçularıyla  didişmekten, uzak durmalıdır. Sol bek, olumlu sinyaller verdi. Gol öncesi asist, alkışlanacak bir hareketti.
Defanstaki, Orta ikili, uyum içerisinde olursa; Takımın sigortası olabilir. Rus savunmacı, sıfır hataya yakın, bir oyun sergiledi. Orta saha gayretli, ancak yetersiz. Oyun kurucu, yönlendirici, takımı gerektiğinde; idare edecek, bir oyuncuya ihtiyaç var.
Kone, kendisi iyi beslendiği zaman; neler yapabileceğini, gösterdi. Emre, hareketli oynamayı seviyor. Bence; forvet arkası, oynadığı zamanlar; daha faydalı işler yapabilir. Çünkü, hareketli, adam eksilten, gerektiğinde boşluklara girip, rakip defansı bunaltmasını biliyor. Emre, böyle kullanılmaya karar verilirse; mutlaka bir sol kanat oyuncusuna ihtiyaç vardır.
Takımın, geriye çekilmesini, zaman, zaman anlayabilirim. Ancak, O zaman; Lendro gibi, süratli ve rakip defansın açığını yakaladıktan sonra; bitirici vuruşlar yapacak oyuncuya ihtiyaç vardır. Bu oyuncu,  bu işi, geçen seneki Malatya maçında da, bu seneki maçta da; iyi becerdi. İşte orta sahayla birlikte, alan savunmasına döndüğünüz zaman; kanat adamlarınız, hızlı, becerikli ve bitirici olması gerekir.
Hakeme bir parantez açmak lazım. Emre'ye yapılan faule , düdük bile çalmadınız. Adamın ayağının kırılması mı, gerekir? Gerçi normal, sahada çok uzak konumda idiniz. O zaman kendinizi sorgulayın, O, pozisyona o kadar uzak olmak doğru mudur? Yazık, topçulara yazık... Sonrasında; vicdanınız, sızlardı.
Seyirciyi tebrik ediyorum. Takıma sahip çıkmak, gerekir. Bunun başka izahı yoktur.
Takım yeni, zamanla, çalışarak, öz güveni artarak, birbirini tanıyarak, daha iyi yerlere gelebilir. Bunun için yapılacak takviyelerle, eldeki kadro yeterlidir. Malzeme iyi olunca; sonuç almak, kaçınılmaz olur...
Fenerbahçe, çok acılı günler yaşıyor. Aykut hoca, Geçen seneki çalıştırıcı arkadaş, bu takım iyi bir takım değil, diyordu. Hoca,  bu  sene  takımın başına  geldiği zaman; eski Hocanın O, fikrine katılmadığını, söylemişti. Amma, eski hocayı doğrular mahiyette işler yapmaya başladı. Adam, geçen sene, şubat ayında, MEHMET EKİCİ, diye yırtındı. Olmadı. Bu sene seyirci, sahada tel, tel dökülen topçuları, yuhlamaya başladı. Arkasından Aykut Hocadan açıklama geldi. ''Anlayamadığım bir şey var,  bazı işler ters gidiyor.'' Demek ki, takım yetersiz imiş. Eski Hoca doğru söylüyormuş. Adam haklı çıktı... FB seyircisi yine, arkasını dönebilir.
Aykut Hocanın olası bir Avrupa yolculuğuna veda etmesi; kendisinin tartışılır hale gelmesine sebep olacaktır. Alınan topçular, henüz isteneni verememiştir. Oyun derseniz, vasat... Kısacası, Aykut Hocanın işi, zor...
Beşiktaş, eski bildiğiniz gibi, değil. İşler o kadar iyi gitmiyor. İstatistikler ortada. Geçen sene maç başına kaybedilen topla mücadele sayısı, bu sene ilk iki maçta; iki misline çıkmıştır. Mücadele azmi olabilir. Başarı oranı, düşük. Bazı topçularda; düşüş var. Şenol Hocayı bu sene zor işler bekliyor. Anlaşılan o ki; bu sene kendisine ciddi rakipler, vardır.
Anlamsız Cenk ısrarı hocayı yıpratacaktır. Adamın attığı golden çok, kaçırdıkları, göz ardı ediliyor. Eğer, boş kaleye akıllı bir vuruşla, golü gerçekleştirmiş olsaydı, maç kopacaktı. Ancak, Cenk'in kendi özelliğine yönelik yaptığı vuruşla; topu dışarı atmayı, becerdi...
Şenol Hocanın başka bir yanlışı ise; gelen milyon dolarlık, golcüleri, ilk haftalarda kenarda oturtmasıdır. Bunu akıl ile izah edilir bir yanı, yoktur. İlk sene Gomez, ikinci sene Ebu Bekir, aynı muameleyi gördü. Dolayısıyla, adamlar haftalar sonra; ilk on bire girdiği zaman; eleştirilerin muhatabı oldular. İlk maçlarda, akıl almaz goller kaçırdılar. Daha sonraları, O, hatalarını telafi ederek; kendilerini kabul ettirseler de; ilk haftalardaki başarısızlıklar, genel başarılarına gölge düşürdü. Gittikçe hırçınlaştılar. Gomez, alman disiplinine sahip bir topçu olduğu için; sakin kaldı. Ancak, Ebu Bekir, bir sezon boyu O, hırçınlığı sergiledi. Belki de; Avrupa maçlarında, gereksiz yere gördüğü kırmızı kartın, arka planında, ilk haftalardaki ezilmişlik, yatmaktadır. O hareket de; BJK' ya pahalıya mal oldu. Aslında birileri, Şenol Hocanın bu egosunun nedenini sorgulamalıdır...
Şenol Hocaya sormak lazım. Eğer Cenk yeterli birisi ise; milyon dolarlar vererek; neden golcü aldın. Eğer golcü aldı isen; neden oynatmıyorsun? Burada Şenol Hocanın egoso, ortaya çıkıyor. Patron benim... Halbuki GS ın yeni transferi Gomis, ilk hazırlık maçlarında, anlamsız goller kaçırdı. Şimdi ise; Tüm futbol kamuoyu, ondan bahsediyor. Adamın öz güveni yerine geldi. Bence; Şenol Hoca bu anlamsız tavrı ile; golcü olarak transfer edilen bu topçuların, azmini kırıyor. Güya, onlara anlamsız bir mesaj veriyor. İyi de; milyon dolarlar boşa gidiyor. Aynı hataları stoper transferinde de; yaptı. Milyon dolarlar verilerek alınan stoper kulübede yan gelip yatıyor. Takımı Tosiç sırtlıyor. BJK yönetiminden bir adam çıkıp ta demiyor. Arkadaş bu transferi bize, boşa niye yaptırdın?
GS, Aldığı adamlarla ve oynadığı futbol ile; İlk iki haftaya damga vurdu. Şu an tebrik etmek gerekir.  Büyük paralar harcanarak, kaliteli topçular aldılar. Umarım başarıları devam eder. Ancak, serdarın attığı golde; GS defansının nerede olduğunu sorgulamak lazım...
Başak Şehir, zorlu bir Avrupa sınavında, başarılar...
Trabzon Spor eski günlerini arıyor. Takımı iki haftadır sırtlayan, Burak sakatlanarak, sahadan çıktı. Ersun Hocadan daha iyi futbol ve daha görsel hareketler bekliyoruz. Rakip takımı oynatmamaya yönelik çaba ve gayretler, futbolu çirkinleştiriyor. Hakemlerin faul yapanlara karşı, gerekli cezayı vermemesi, konusundaki, duyarsızlığını anlayamıyorum. Hakemlere önerim, geçen hafta da, söyledim. Avrupa maçlarını seyretsinler. Bu Hafta M. City maçında verilen kırmızı kartı, hangi hakemimiz, verebilirdi? Bırakın kırmızı kartı, sarı kart bile vermezlerdi. Örnekleri, çoktur.
Hakemlerimiz, sınıfta  kalıyor. Bu anlayışla sık, sık oyun durdurarak, futbol kalitesi yükselmez. Cebinizdeki kartlar; gerektiğinde kullanın, diye size veriliyor... Süs için, değil...
Diğer takımlar, yayıncı kuruluştan aldıkları paylarla; güzel ekipler oluşturmuşlar. Kıran, kırana bir sezon bizi bekliyor. Kimi sahalarda, çok güzel futbol maçlarına, şahit oluyoruz.  Çok kaliteli ayakları, bu sezon seyredeceğiz... Yönetimlerini kutluyorum...
 
Konya Spor bu sene de; çok başarılı olacağa benziyor. Göze hoş gelen futbol oynuyorlar. Geçen haftadan bunun mesajlarını vermişlerdi...
        Darısı, büyükler dediğimiz, takımların başına...
Öncelikle, yönetimlerdeki zihniyetlerin, değişmesi lazım...
Ayrıca, Fransa'da bugün başlayan büyükler dünya şampiyonasın'da grekoromen stilde ülkemizi 85 kg'da temsil eden Metehan Başar, finalde karşılaştığı Alman rakibini; 2-1 mağlup ederek, Dünya şampiyonu oldu. Turnuvada ülkemize ilk madalyayı kazanma başarısını gösterdi...  Dünya şampiyonu sporcumuzu tebrik eder, başarılarının devamını dileriz...
Yeni madalyalar, yeni başarılar bekliyoruz...
 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.