pendik escort bayan
ak

"Omuz Sıkışması Kadınlarda Daha Sık Görülüyor"

Spor 02.07.2019 - 13:48, Güncelleme: 02.07.2019 - 13:48
 

"Omuz Sıkışması Kadınlarda Daha Sık Görülüyor"

Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. Onat Üzümcügil:- "Genç, aktif, çalışan popülasyonda omuz ağrısının en sık nedeni olarak gördüğümüz sıkışma sendromu, kadınları daha fazla etkilemekte ve günlük hayat aktivitelerini olumsu

İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. Onat Üzümcügil, genç, aktif, çalışan popülasyonda omuz ağrısının en sık nedeni olarak görülen sıkışma sendromunun, kadınları daha fazla etkilediğini ve günlük hayat aktivitelerini olumsuz yönde baskıladığını belirtti. Medicana'dan yapılan açıklamada, omuzda sıkışma hastalığının omuz ağrısının en sık nedenlerinden biri olduğu vurgulandı. Açıklamada, "Bu hastalıkta, kola hareket veren kas kirişleri 'omuz kemeri' dediğimiz kemik ve bağlardan oluşan kompleks anatomik yapının altında sıkışmaya maruz kalarak, teşhis ve tedavi edilmediği takdirde kişilerin günlük hayat aktivitelerini ciddi şekilde olumsuz etkileyen ağrı ve hareket kısıtlılığı ile karakterize ilerleyici bir düşkünlük ortaya çıkmaktadır." denildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. Üzümcügil, omuz ekleminin, vücuttaki en fazla hareket açıklığına sahip olan ve stabilitesinin büyük kısmının yumuşak doku dengesi ile sağlandığı kompleks bir anatomik yapı olarak karşılarına çıktığını belirterek, şunları kaydetti:"Bu yapı içerisinde, omuz kemeri ile kolumuzun baş kısmı arasında yaklaşık 1-1,5 santimetrelik bir mesafe bulunmakta (subakromial aralık) ve sıkışma sendromunda bu aralıktaki yağlı yumuşak doku ve kas kirişlerinde tariflenmiş bazı nedenlerden dolayı baskıya maruz kalarak meydana gelen ödem ağrılı hastalık tablosunu oluşturmaktadır. Bu nedenler arasında kas kirişlerinin yapısındaki dejenerasyon, kemik yapılardaki şekil bozuklukları, omuz-köprücük kemiği eklem iltihabı, bağ yapılarının sertleşmesi, omuzdaki stabilite bozuklukları, aşırı yüklenme, kürek kemiği-gövde hareket ritminin bozulması ve omurga hastalıkları sayılabilir. Omuzda sıkışma sendromu, baş üstü aktivitenin fazla olduğu sporcularda (tenis, basketbol, voleybol, yüzme gibi) görülebildiği gibi evde omuz seviyesi üzeri aşırı yüklenmeye maruz kalan orta yaş ev hanımlarında da oldukça sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Genç, aktif, çalışan popülasyonda omuz ağrısının en sık nedeni olarak gördüğümüz sıkışma sendromu, kadınları daha fazla etkilemekte ve günlük hayat aktivitelerini olumsuz yönde baskılamaktadır."- "Hastalığın doğru teşhisi önemli" Prof. Dr. Onat Üzümcügil, öncelikle hastalığın doğru teşhisinin önem arz ettiğini vurgulayarak, omuz ağrısına neden olabilecek boyundan veya göğüs kafesinden yansıyan ağrı ekarte edildikten sonra yapılan klinik muayene ve doğrulama testlerinin ardından gerçekleştirilen radyolojik incelemelerle (röntgen, ultrason, manyetik rezonans görüntüleme) teşhisin konulduğunu ve tedavi planının düzenlendiğini bildirdi. Üzümcügil, "Ameliyat dışı konservatif tedavi hemen hemen her zaman seçilmesi gereken ilk tedavi metodudur. İlaç ile ağrı kontrolü, subakromiyal anestezik madde ve steroid enjeksiyonları, trombositten zengin plazma tedavisi, fizik tedavi ve rehabilitasyon protokolleri ile omuz ve kürek kemiği çevresi adale güçlendirme egzersizleri, cerrahi tedaviden önce uyguladığımız yöntemlerdir. Konservatif tedavi metodlarından iyi sonuç alamadığımız vakalarda ise cerrahi tedavi yöntemlerini uygulamaktayız." ifadelerini kullandı.
Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. Onat Üzümcügil:- "Genç, aktif, çalışan popülasyonda omuz ağrısının en sık nedeni olarak gördüğümüz sıkışma sendromu, kadınları daha fazla etkilemekte ve günlük hayat aktivitelerini olumsu

İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. Onat Üzümcügil, genç, aktif, çalışan popülasyonda omuz ağrısının en sık nedeni olarak görülen sıkışma sendromunun, kadınları daha fazla etkilediğini ve günlük hayat aktivitelerini olumsuz yönde baskıladığını belirtti.

Medicana'dan yapılan açıklamada, omuzda sıkışma hastalığının omuz ağrısının en sık nedenlerinden biri olduğu vurgulandı.

Açıklamada, "Bu hastalıkta, kola hareket veren kas kirişleri 'omuz kemeri' dediğimiz kemik ve bağlardan oluşan kompleks anatomik yapının altında sıkışmaya maruz kalarak, teşhis ve tedavi edilmediği takdirde kişilerin günlük hayat aktivitelerini ciddi şekilde olumsuz etkileyen ağrı ve hareket kısıtlılığı ile karakterize ilerleyici bir düşkünlük ortaya çıkmaktadır." denildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. Üzümcügil, omuz ekleminin, vücuttaki en fazla hareket açıklığına sahip olan ve stabilitesinin büyük kısmının yumuşak doku dengesi ile sağlandığı kompleks bir anatomik yapı olarak karşılarına çıktığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu yapı içerisinde, omuz kemeri ile kolumuzun baş kısmı arasında yaklaşık 1-1,5 santimetrelik bir mesafe bulunmakta (subakromial aralık) ve sıkışma sendromunda bu aralıktaki yağlı yumuşak doku ve kas kirişlerinde tariflenmiş bazı nedenlerden dolayı baskıya maruz kalarak meydana gelen ödem ağrılı hastalık tablosunu oluşturmaktadır. Bu nedenler arasında kas kirişlerinin yapısındaki dejenerasyon, kemik yapılardaki şekil bozuklukları, omuz-köprücük kemiği eklem iltihabı, bağ yapılarının sertleşmesi, omuzdaki stabilite bozuklukları, aşırı yüklenme, kürek kemiği-gövde hareket ritminin bozulması ve omurga hastalıkları sayılabilir. Omuzda sıkışma sendromu, baş üstü aktivitenin fazla olduğu sporcularda (tenis, basketbol, voleybol, yüzme gibi) görülebildiği gibi evde omuz seviyesi üzeri aşırı yüklenmeye maruz kalan orta yaş ev hanımlarında da oldukça sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Genç, aktif, çalışan popülasyonda omuz ağrısının en sık nedeni olarak gördüğümüz sıkışma sendromu, kadınları daha fazla etkilemekte ve günlük hayat aktivitelerini olumsuz yönde baskılamaktadır."


- "Hastalığın doğru teşhisi önemli"


Prof. Dr. Onat Üzümcügil, öncelikle hastalığın doğru teşhisinin önem arz ettiğini vurgulayarak, omuz ağrısına neden olabilecek boyundan veya göğüs kafesinden yansıyan ağrı ekarte edildikten sonra yapılan klinik muayene ve doğrulama testlerinin ardından gerçekleştirilen radyolojik incelemelerle (röntgen, ultrason, manyetik rezonans görüntüleme) teşhisin konulduğunu ve tedavi planının düzenlendiğini bildirdi.

Üzümcügil, "Ameliyat dışı konservatif tedavi hemen hemen her zaman seçilmesi gereken ilk tedavi metodudur. İlaç ile ağrı kontrolü, subakromiyal anestezik madde ve steroid enjeksiyonları, trombositten zengin plazma tedavisi, fizik tedavi ve rehabilitasyon protokolleri ile omuz ve kürek kemiği çevresi adale güçlendirme egzersizleri, cerrahi tedaviden önce uyguladığımız yöntemlerdir. Konservatif tedavi metodlarından iyi sonuç alamadığımız vakalarda ise cerrahi tedavi yöntemlerini uygulamaktayız." ifadelerini kullandı.


Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.