pendik escort bayan
ak

“ Noel baba” çılgınlığı

23.12.2014 - 13:09, Güncelleme: 23.12.2014 - 13:09
 

“ Noel baba” çılgınlığı

Bu sene önceki yıllara oranla Aralık ayı girer girmez, televizyonlarda, AVM'lerde, çarşı-pazarda Batı ülkelerine nazire yaparcasına inanılmaz bir "Noel Baba" çılgınlığı yaşanmaya başlandı.

  Bu sene önceki yıllara oranla Aralık ayı girer girmez, televizyonlarda, AVM'lerde, çarşı-pazarda Batı ülkelerine nazire yaparcasına inanılmaz bir "Noel Baba" çılgınlığı yaşanmaya başlandı!     Hıristiyan dünyasının Noel yortusu 24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan gece başlar ve ertesi gün devam eder. Hıristiyan âlemi’nin en önemli üç yortusundan, yani paskalya, Noel ve pentakosta’dan, ikinci sırada olandır. En önemli olanı paskalyadır. Noel Hz İsa’nın doğum gecesi olarak kabul edilir ancak gerçek bir tarih değildir. 24/25 Aralık Katolik ve Protestanlar tarafından Noel olarak kutlanırken Ortodoksların Noel’i ise bu tarihten 13 gün sonradır. Bunun sebebi ise, “Jülien takvim”i ile “Gregoryen takvim”i arasındaki artık gün farkıdır.   1582 yılı’na kadar Hıristiyanlar 24 Aralık gecesini, yani İsa’nın doğum günü olarak kabul ettikleri tarih olan Noel’i yılbaşı olarak kabul ediyorlardı, fakat o yıl papa xııı. Gregorius, kendi adıyla anılan takvimi yürürlüğe koyarken yılbaşının da bundan böyle, 31 Aralık 335’de ölen ve aynı zamanda papa I. Silvester’in “isim günü” olan 31 Aralık’a alınmasını emretmiştir.   Bu nedenle Noel bazı batı ülkelerinde “Silvester günü” olarak ta anılır.   Noel ile ilgili gelenekler zaman içinde teker teker ortaya çıkmıştır. Meselâ “Noel ağacı” 16. yy.da “Noel Baba” ise 20.yy. başlarında ritüelleştirilmiştir. Bununla beraber “yılbaşında Noel baba'nın ön plana çıkmasının Hıristiyanların dinî hassasiyetlerinden dolayı olduğunu da sanmayın. Olay küresel kapitalizminin "Noel Baba" isminden rant devşirmesi işgüzarlığıdır. Günümüzde “ Noel Baba” dini bir figür olmaktan ziyade, yılbaşını bir tüketim karnavalına dönüştürmeyi hedefleyen ve maalesef bunu da önemli ölçüde başaran kapitalist düzenin maskotudur.”   “Noel Baba” figürünün yılbaşında bu denli öne çıkartılması; kapitalizmin ileri karakolu olan büyük şirketlerin tüketiciyi kendi ağına düşürmek amacıyla dinî olan da dahil, her türlü değeri istismar etmekten kaynaklanmaktadır. Mesele para kazanmaksa kapitalizm için her yol ve her şey mubahtır. "İyilik timsali Aziz Santa Claus'u " temsil eden, "Noel Baba" kostümlü adamların AVM’ler önünde şaklabanlık yapması ile kotarılan Noel alış-verişi, tüketim çılgınlığının ve dini duyguları istismarın en insafsız ve izansız örneğidir.      Noel ve yılbaşı olayı gerek bayram, gerek "Noel ağacı", gerekse "Noel Baba" fügürü açısından tüm yönleriyle pagan, roma kaynaklı dinî bir olaydır. Batı’da Noel ve yılbaşı farklı ritüellerle ve ayrı ayrı kutlanır iken, ülkemizde ise; Noel, yılbaşı ile özdeşleştirilmekte "Noel Baba" ve "Noel ağacı" mit’leri yılbaşı için söz konusu olmaktadır. Yılbaşında her yer "Noel Baba" gösterileriyle ve acımasızca kesilen gencecik çam ağaçlarıyla donatılmaktadır.   Bizim açımızdan yılbaşı kutlamaları; Müslüman bir toplumda Hıristiyanî bir içerikten uzak sadece yılın bitip yeni başlayan yeni yılın en geniş anlamda insanlık için hayırlı ve güzel devam etmesi arzuna yönelik kutlamalar olduğu ve bunun kime ne zararı var savunması, tasvip edilebilir olmadığı gibi mesele bu kadar da masum değildir. Çünkü zamanla bu tür gelenek, ayin ve kutlamalar insanlarda algı değişimine sebep olmaktadır. Mesela; çocuklarımıza hediyeleşmenin erdemini nerede ise "Noel Baba"nın torbası örnekliğinden öğretecek pozisyonuna geldik. Yılbaşı gecesi çocuklarımız bacadan hediye getiren “Nole Baba” bekler oldular. Yine bu gece sular seller gibi içki tüketiminin mubah görülmesi, kumarın bu gecede zirve yapması nedeniyle insan sormadan edemiyor: Burası gâvur memleketi mi? Bu ne pespayelik, bu ne vurdumduymazlık böyle? İşin en vahim tarafını Yusuf Kaplan; “Bu ülkenin, özellikle de genç kuşaklarının zihin dünyası, hayal dünyası "sevimli" bir "Noel Baba" figürü icat edilerek İslâm'dan arındırılıyor, uzaklaştırılıyor.” kaygusuyla ifade ediyor. Korkarım bu durum böyle giderse bir kaç yıl içinde bu memlekette Hıristiyanlık'ta patlama yaşanırsa kimse şaşırmasın!   Yılbaşı kutlamalarının psikolojik alt yapısı; Modernleşme ile birlikte başlayan batıda ne varsa bizde de olsun anlayışından kaynaklanan aşağılık kompleksidir. Batı’nın her şeyi iyi ve güzeldir aymazlığıdır.      İslam medeniyetinde ve Türk kültürün kodlarında asla yeri olmayan pagan ve Hıristiyanî bir gelenek olan, o gece içki içmenin adeta meşrulaştırıldığı ve sular seller gibi tüketildiği, kumar ve eğlencenin dibinin bulunduğu bir “Yılbaşı” kutlamasını tasvip etmek Müslümanlık açısından mümkün değildir. Yeri gelmişken, son yıllarda muhafazakâr kesim tarafından Mekke’nin fethini “yılbaşı gecesi”ne denk getirerek alternatif kutlamalar yapmasının da aşağılık kompleksinden kaynaklanan komik ve patolojik bir durum olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu hastalıklı anlayıştan da bir an evvel vaz geçilmelidir.                                                                                                               *Bu yazı daha önce Haberjet. net sitesinde aynı isimle yayınlanmış makalenin tekrar gözden geçirilmiş ve düzeltilmiş formudur.  
Bu sene önceki yıllara oranla Aralık ayı girer girmez, televizyonlarda, AVM'lerde, çarşı-pazarda Batı ülkelerine nazire yaparcasına inanılmaz bir "Noel Baba" çılgınlığı yaşanmaya başlandı.

 

Bu sene önceki yıllara oranla Aralık ayı girer girmez, televizyonlarda, AVM'lerde, çarşı-pazarda Batı ülkelerine nazire yaparcasına inanılmaz bir "Noel Baba" çılgınlığı yaşanmaya başlandı!  

 

Hıristiyan dünyasının Noel yortusu 24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan gece başlar ve ertesi gün devam eder. Hıristiyan âlemi’nin en önemli üç yortusundan, yani paskalya, Noel ve pentakosta’dan, ikinci sırada olandır. En önemli olanı paskalyadır. Noel Hz İsa’nın doğum gecesi olarak kabul edilir ancak gerçek bir tarih değildir. 24/25 Aralık Katolik ve Protestanlar tarafından Noel olarak kutlanırken Ortodoksların Noel’i ise bu tarihten 13 gün sonradır. Bunun sebebi ise, “Jülien takvim”i ile “Gregoryen takvim”i arasındaki artık gün farkıdır.   1582 yılı’na kadar Hıristiyanlar 24 Aralık gecesini, yani İsa’nın doğum günü olarak kabul ettikleri tarih olan Noel’i yılbaşı olarak kabul ediyorlardı, fakat o yıl papa xııı. Gregorius, kendi adıyla anılan takvimi yürürlüğe koyarken yılbaşının da bundan böyle, 31 Aralık 335’de ölen ve aynı zamanda papa I. Silvester’in “isim günü” olan 31 Aralık’a alınmasını emretmiştir.

 

Bu nedenle Noel bazı batı ülkelerinde “Silvester günü” olarak ta anılır.   Noel ile ilgili gelenekler zaman içinde teker teker ortaya çıkmıştır. Meselâ “Noel ağacı” 16. yy.da “Noel Baba” ise 20.yy. başlarında ritüelleştirilmiştir. Bununla beraber “yılbaşında Noel baba'nın ön plana çıkmasının Hıristiyanların dinî hassasiyetlerinden dolayı olduğunu da sanmayın. Olay küresel kapitalizminin "Noel Baba" isminden rant devşirmesi işgüzarlığıdır. Günümüzde “ Noel Baba” dini bir figür olmaktan ziyade, yılbaşını bir tüketim karnavalına dönüştürmeyi hedefleyen ve maalesef bunu da önemli ölçüde başaran kapitalist düzenin maskotudur.”   “Noel Baba” figürünün yılbaşında bu denli öne çıkartılması; kapitalizmin ileri karakolu olan büyük şirketlerin tüketiciyi kendi ağına düşürmek amacıyla dinî olan da dahil, her türlü değeri istismar etmekten kaynaklanmaktadır. Mesele para kazanmaksa kapitalizm için her yol ve her şey mubahtır. "İyilik timsali Aziz Santa Claus'u " temsil eden, "Noel Baba" kostümlü adamların AVM’ler önünde şaklabanlık yapması ile kotarılan Noel alış-verişi, tüketim çılgınlığının ve dini duyguları istismarın en insafsız ve izansız örneğidir. 

 

  Noel ve yılbaşı olayı gerek bayram, gerek "Noel ağacı", gerekse "Noel Baba" fügürü açısından tüm yönleriyle pagan, roma kaynaklı dinî bir olaydır. Batı’da Noel ve yılbaşı farklı ritüellerle ve ayrı ayrı kutlanır iken, ülkemizde ise; Noel, yılbaşı ile özdeşleştirilmekte "Noel Baba" ve "Noel ağacı" mit’leri yılbaşı için söz konusu olmaktadır. Yılbaşında her yer "Noel Baba" gösterileriyle ve acımasızca kesilen gencecik çam ağaçlarıyla donatılmaktadır.   Bizim açımızdan yılbaşı kutlamaları; Müslüman bir toplumda Hıristiyanî bir içerikten uzak sadece yılın bitip yeni başlayan yeni yılın en geniş anlamda insanlık için hayırlı ve güzel devam etmesi arzuna yönelik kutlamalar olduğu ve bunun kime ne zararı var savunması, tasvip edilebilir olmadığı gibi mesele bu kadar da masum değildir. Çünkü zamanla bu tür gelenek, ayin ve kutlamalar insanlarda algı değişimine sebep olmaktadır. Mesela; çocuklarımıza hediyeleşmenin erdemini nerede ise "Noel Baba"nın torbası örnekliğinden öğretecek pozisyonuna geldik. Yılbaşı gecesi çocuklarımız bacadan hediye getiren “Nole Baba” bekler oldular. Yine bu gece sular seller gibi içki tüketiminin mubah görülmesi, kumarın bu gecede zirve yapması nedeniyle insan sormadan edemiyor: Burası gâvur memleketi mi? Bu ne pespayelik, bu ne vurdumduymazlık böyle? İşin en vahim tarafını Yusuf Kaplan; “Bu ülkenin, özellikle de genç kuşaklarının zihin dünyası, hayal dünyası "sevimli" bir "Noel Baba" figürü icat edilerek İslâm'dan arındırılıyor, uzaklaştırılıyor.” kaygusuyla ifade ediyor. Korkarım bu durum böyle giderse bir kaç yıl içinde bu memlekette Hıristiyanlık'ta patlama yaşanırsa kimse şaşırmasın!   Yılbaşı kutlamalarının psikolojik alt yapısı; Modernleşme ile birlikte başlayan batıda ne varsa bizde de olsun anlayışından kaynaklanan aşağılık kompleksidir. Batı’nın her şeyi iyi ve güzeldir aymazlığıdır. 

 

  İslam medeniyetinde ve Türk kültürün kodlarında asla yeri olmayan pagan ve Hıristiyanî bir gelenek olan, o gece içki içmenin adeta meşrulaştırıldığı ve sular seller gibi tüketildiği, kumar ve eğlencenin dibinin bulunduğu bir “Yılbaşı” kutlamasını tasvip etmek Müslümanlık açısından mümkün değildir. Yeri gelmişken, son yıllarda muhafazakâr kesim tarafından Mekke’nin fethini “yılbaşı gecesi”ne denk getirerek alternatif kutlamalar yapmasının da aşağılık kompleksinden kaynaklanan komik ve patolojik bir durum olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu hastalıklı anlayıştan da bir an evvel vaz geçilmelidir.                                                                                                            

 

*Bu yazı daha önce Haberjet. net sitesinde aynı isimle yayınlanmış makalenin tekrar gözden geçirilmiş ve düzeltilmiş formudur.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.