pendik escort bayan
ak
Orhan ARSLAN
Köşe Yazarı
Orhan ARSLAN
 

KİNDARLIK

 KİNDARLIK                        İnsanlar yaşadıkça daha çok tecrübelerden istifade etmesi gerekir. Amma, öyle olmuyor. Bazı insanları ve O, insanların davranışlarını zaman bile değiştiremiyor. Kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi yaşamayan, hayat tarzını kendisi gibi belirlemeyen insanları düşman ilan edebiliyor. Hem de; hiç gözünün yaşına bakmadan. Niye benim gibi düşünmüyorsun? Al sana ceza…  Hor görme,  aşağılama, dışlama, yok sayma, kabullanmeme…                        İşte, bu mantıkla hareket eden tüm insanlar karşı tarafa yaşama hakkı tanımamakta direniyorlar. Şu kısacık hayatlarında bu tahammülsüzlük nedendir? Bunun cevabını almak için; insanların hareketlerine, davranışlarına ve fikri zorbalıklarına, bakmak yeterlidir. İnsanın içinde var olan bir canavarlık duygusu; zamanla bir insanda tercih hakkı olarak kullanılıyor ve ortaya bir cinayet, vahşet çıkıyor. İşte insanın ruhunu teslim alan kötü düşünceler, zamanla eylem olarak ortaya çıkmaktadır. Fikri alanda da; bu böyle olmaktadır...                        Karşı tarafa saygısızlık işte tam burada ortaya çıkıyor. Ateizme evet, dindarlığa hayır… Tüm giyinme özgürlüklerine evet, İslam’ın emri gibi giyinmeye hayır… Tüm emperyalist düşüncelere evet, Milli düşüncelere hayır… Liberalliğe, Laikliğe, Kapitalizme, Kominizm’e evet,  Müslümanca düşünmeye  hayır…                        Pes Doğrusu. İnsanların bu kavramlardan istifade ederek; bir hayat kurabileceklerini düşünmezler.                        Yeri gelince; en büyük Demokrasi havarisi kesilenler, kendi düşüncelerinin, kutsallığına inandığı fikirlerinin karşısında fikirler, oluştuğunu görünce; hep birlikte ve avazlarının çıktığı kadar bağırarak HAYIIIIR…                        İşte , Ülkemde Aydın geçinen insanların fikri durumu budur. Bunlar değil mi zamanla gelişen tüm olaylar karşısında durmadan, düşünmeden, hep bir ağızdan birileri tarafından yönlendiriliyormuş gibi; hep birlikte hareket ederler. Amma sorsanız en büyük demokrat onlardır. Bu demokratlık; serbestçe birilerinin fikirlerini beyan etmelerini hazmedemez. Bu demokratlık kendi yaşama biçiminden başka; yaşama biçimi seçen insanlara yaşama hakkı tanımaz. Bu demokratlık ki; en doğruyu ben bilirim, en güzeli ben seçerim, siz ne kadar çoğunlukta olursanız olun; bizim için fark etmez, biz her zaman güçlüyüz ve sizin dediklerinizi kabul etmiyoruz, düşüncesindedir. Bizim dediklerimiz olacaktır yoksa; gücümüzün yettiği kadar karşı çıkarız, mantığındaki bir demokratlık anlayışıdır. Karşısındakilerin de bu anlayış karşısında; eğilmelerini beklerler.                             İşte, benim Ülkemin kimi yazar, çizer takımının anlayışı budur.                        Muhalefet etmeyi beceremediler mi? işte o zaman kin duyarlar. Amma, kendi kendilerine sormazlar? Hani biz demokrat insanlardık, her fikre saygı duyacaktık, ne oldu bize? neden bu kini, nefreti duyuyoruz? Diye, sormazlar. Acaba doğru mu, yapıyoruz? diye de, kendilerine bir öz eleştiride bulunmazlar.                        Tüm kavramlar onlar için geçerlidir.                        Özgürlük, insan hakları, eğitim hakkı, yaşama hakkı, adalet, hak, eşitlik…                        Bu kavramları sadece kendilerine ait olarak, gördükleri için; Eğer, diğer insanlar, bu kavramları yeteri kadar elde edemiyorlar ise; O, insanları; görmezler, duymazlar, yok sayarlar, ötekileştirirler, konuşmazlar…                        Eylemlerde, Devlet güçlerine karşı gelirken, kaybettikleri insanları, bayraklaştırırlar.                        Buna karşılık, Vatanını savunmak için, şehit olan, Şehitlere bile, saygı duymazlar…                        Terörist cenazelerine katılmaktan, çekinmezler. Birlikte slogan atarlar…                        Omuz, omuza, yan, yana yürürler… Birlikte marş söylerler…                         Üstelik, bu kavramlar ihlal edildiği zaman; güç kendilerinde ise; O, zaman bu kavramların, sadece kendileri için, geçerli olduğunu açıkça savunurlar…                        O gücü kendilerinde görüp, O, hakları sadece kendilerinin saydıkları için; Seçilmiş vekili Meclisten atarlar, Okuma hakkını, kimi insanların elinden alırlar. Hatta yaşama hakkı olan, sağlıktan yararlanmak için; kendi yaşam tarzlarına uymuyor diye; Hasta hane kapılarından, dışarı atarlar. Tek tip insan yetiştirmeyi, hedeflerler. Her alanda, kendi fikirlerine uymayan, kendi hayat tarzlarını, yaşama biç,imlerini kabul etmeyen insanları; yok sayarlar… Ezerler… Oğlunun yemin törenine bile; anneleri almazlar…                        Kendileri iktidarda iken; yaptıkları bu yanlışları; sonuna kadar savunurlar. İnsan hakları ile ilgili, tüm yaklaşımları; yok sayarlar...                        Kendi haklarının ihlal edildiğini düşündükleri zaman; eylem yaparlar, yürüyüş yaparlar, bildiri yayınlarlar, Kamu güçlerine saldırırlar, Kaos ve kargaşa ortamı oluşturmaya, çalışırlar. Devlet düzenini hiçe sayan girişimlerde bulunurlar. Organize bir biçimde; toplumun her katmanındaki, kendi gibi düşünen insanları; bir eylem birliğine davet ederler.                        ALLAH, böyle düşünenlerin şerlerinden, Ülkemi korusun...                         
Ekleme Tarihi: 30 Haziran 2017 - Cuma

KİNDARLIK

 KİNDARLIK

                        İnsanlar yaşadıkça daha çok tecrübelerden istifade etmesi gerekir. Amma, öyle olmuyor. Bazı insanları ve O, insanların davranışlarını zaman bile değiştiremiyor. Kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi yaşamayan, hayat tarzını kendisi gibi belirlemeyen insanları düşman ilan edebiliyor. Hem de; hiç gözünün yaşına bakmadan. Niye benim gibi düşünmüyorsun? Al sana ceza…  Hor görme,  aşağılama, dışlama, yok sayma, kabullanmeme… 

                       İşte, bu mantıkla hareket eden tüm insanlar karşı tarafa yaşama hakkı tanımamakta direniyorlar. Şu kısacık hayatlarında bu tahammülsüzlük nedendir? Bunun cevabını almak için; insanların hareketlerine, davranışlarına ve fikri zorbalıklarına, bakmak yeterlidir. İnsanın içinde var olan bir canavarlık duygusu; zamanla bir insanda tercih hakkı olarak kullanılıyor ve ortaya bir cinayet, vahşet çıkıyor. İşte insanın ruhunu teslim alan kötü düşünceler, zamanla eylem olarak ortaya çıkmaktadır. Fikri alanda da; bu böyle olmaktadır...

                        Karşı tarafa saygısızlık işte tam burada ortaya çıkıyor. Ateizme evet, dindarlığa hayır… Tüm giyinme özgürlüklerine evet, İslam’ın emri gibi giyinmeye hayır… Tüm emperyalist düşüncelere evet, Milli düşüncelere hayır… Liberalliğe, Laikliğe, Kapitalizme, Kominizm’e evet,  Müslümanca düşünmeye  hayır…

                        Pes Doğrusu. İnsanların bu kavramlardan istifade ederek; bir hayat kurabileceklerini düşünmezler.

                        Yeri gelince; en büyük Demokrasi havarisi kesilenler, kendi düşüncelerinin, kutsallığına inandığı fikirlerinin karşısında fikirler, oluştuğunu görünce; hep birlikte ve avazlarının çıktığı kadar bağırarak HAYIIIIR…

                        İşte , Ülkemde Aydın geçinen insanların fikri durumu budur. Bunlar değil mi zamanla gelişen tüm olaylar karşısında durmadan, düşünmeden, hep bir ağızdan birileri tarafından yönlendiriliyormuş gibi; hep birlikte hareket ederler. Amma sorsanız en büyük demokrat onlardır. Bu demokratlık; serbestçe birilerinin fikirlerini beyan etmelerini hazmedemez. Bu demokratlık kendi yaşama biçiminden başka; yaşama biçimi seçen insanlara yaşama hakkı tanımaz. Bu demokratlık ki; en doğruyu ben bilirim, en güzeli ben seçerim, siz ne kadar çoğunlukta olursanız olun; bizim için fark etmez, biz her zaman güçlüyüz ve sizin dediklerinizi kabul etmiyoruz, düşüncesindedir. Bizim dediklerimiz olacaktır yoksa; gücümüzün yettiği kadar karşı çıkarız, mantığındaki bir demokratlık anlayışıdır. Karşısındakilerin de bu anlayış karşısında; eğilmelerini beklerler.                             İşte, benim Ülkemin kimi yazar, çizer takımının anlayışı budur.

                        Muhalefet etmeyi beceremediler mi? işte o zaman kin duyarlar. Amma, kendi kendilerine sormazlar? Hani biz demokrat insanlardık, her fikre saygı duyacaktık, ne oldu bize? neden bu kini, nefreti duyuyoruz? Diye, sormazlar. Acaba doğru mu, yapıyoruz? diye de, kendilerine bir öz eleştiride bulunmazlar.

                        Tüm kavramlar onlar için geçerlidir.

                        Özgürlük, insan hakları, eğitim hakkı, yaşama hakkı, adalet, hak, eşitlik…

                        Bu kavramları sadece kendilerine ait olarak, gördükleri için; Eğer, diğer insanlar, bu kavramları yeteri kadar elde edemiyorlar ise; O, insanları; görmezler, duymazlar, yok sayarlar, ötekileştirirler, konuşmazlar…

                        Eylemlerde, Devlet güçlerine karşı gelirken, kaybettikleri insanları, bayraklaştırırlar.

                        Buna karşılık, Vatanını savunmak için, şehit olan, Şehitlere bile, saygı duymazlar…

                        Terörist cenazelerine katılmaktan, çekinmezler. Birlikte slogan atarlar…

                        Omuz, omuza, yan, yana yürürler… Birlikte marş söylerler…

 

                        Üstelik, bu kavramlar ihlal edildiği zaman; güç kendilerinde ise; O, zaman bu kavramların, sadece kendileri için, geçerli olduğunu açıkça savunurlar…

                        O gücü kendilerinde görüp, O, hakları sadece kendilerinin saydıkları için; Seçilmiş vekili Meclisten atarlar, Okuma hakkını, kimi insanların elinden alırlar. Hatta yaşama hakkı olan, sağlıktan yararlanmak için; kendi yaşam tarzlarına uymuyor diye; Hasta hane kapılarından, dışarı atarlar. Tek tip insan yetiştirmeyi, hedeflerler. Her alanda, kendi fikirlerine uymayan, kendi hayat tarzlarını, yaşama biç,imlerini kabul etmeyen insanları; yok sayarlar… Ezerler… Oğlunun yemin törenine bile; anneleri almazlar…

                        Kendileri iktidarda iken; yaptıkları bu yanlışları; sonuna kadar savunurlar. İnsan hakları ile ilgili, tüm yaklaşımları; yok sayarlar...

                        Kendi haklarının ihlal edildiğini düşündükleri zaman; eylem yaparlar, yürüyüş yaparlar, bildiri yayınlarlar, Kamu güçlerine saldırırlar, Kaos ve kargaşa ortamı oluşturmaya, çalışırlar. Devlet düzenini hiçe sayan girişimlerde bulunurlar. Organize bir biçimde; toplumun her katmanındaki, kendi gibi düşünen insanları; bir eylem birliğine davet ederler.

                        ALLAH, böyle düşünenlerin şerlerinden, Ülkemi korusun...

                       

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.