pendik escort bayan
ak
Talha GURBETÇİ
Köşe Yazarı
Talha GURBETÇİ
 

KAPİTALİZMİN SOSYAL HAYATA ETKİLERİ

KAPİTALİZMİN SOSYAL HAYATA ETKİLERİSistem olarak kapitalizmi ekonominizde uygulamaya başladığınız zaman onun getireceği sıkıntılara da hazır olmak gerekir. Öncelikle Millet olarak geleneğinizde, Tarihinizde ve İNANÇ SİSTEMİNİZDE var olan gerçeklerle, kapitalizmin destekçisi olan faiz gerçeğinin ne kadar uyuştuğudur. Böyle bir sistemi hayatınızda uyguladığınız zaman onun tüm yaşama biçimini, kültürünü de almış olmaktasınız.Son zamanlarda en çok şikayet ettiğimiz israf nasıl oluşmaktadır. Reklam sektörü alabildiğine israfı körüklemektedir. Hele herhangi bir reklamda rol alan insanlara ödenen paraların miktarı dudak uçuklatmaktadır. İnsanlar alabildiğine tüketim yapması için adeta zorlanmaktadırlar. O adamlara ödenen paranın bile kendi ceplerinden çıktığını fark etmeyen insanların olması ise ne acıdır. Çağımızın hastalığı tüketim çılgınlığıdır. Gelir düzeyi yetersiz olan insanlar banka reklamları ile kendilerine sunulan faizli kredilerle ikinci defa yıkılmaktadır. Öyle bir sistemdir ki; çocuklarınıza bile neyin alınacağı seyrettirdikleri çizgi filmlerle empoze edilmektedir. Çizgi filmi seyreden bir çocuk kendisine ezberlettirilen çizgi kahramanı almak için dışarıya kendini atmaktadır. Bunun gibi yüzlerce örnekle bu desteklenebilir.Bir de bu olumsuzlukların bireylere nasıl yansıdığına bakmak lazım. Çocuğunun istediği şeyleri alamayan bir baba, sürekli reklam baskısı ile çocuklara şunu al, bunu al diye yönlendirmeye çalışan tüketim teşviki. Her gün bu saldırılarla karşı karşıya kalan Aileler, eşler, çocuklar… İşte travma buna denir. Arkasından gelen çaresizlik.Akabinde tartışmalar, kavgalar, geçimsizlikler… kısacası şiddet, şiddet, şiddet.Başka bir açıdan baktığımız zaman parayı elde etmek adına yapılan tüm sahtekarlıklar, dolandırmalar, çalmalar, soymalar, soygunlar, hırsızlıklar… Hangi birini sayayım. Elbette bunların hepsi suçtur. Ortada yüzlerce kadar gerçek suça iten sebepler vardır. İşte insan psikolojisinin Vahşi kapitalizmin elinde düştüğü çaresizlikler. Hep ne adına daha fazla para, daha fazla güç, daha fazla tüketim, daha fazla önde olma konumu… kısacası hep daha fazla, daha fazla… ne için para elde etmek, yarar elde etmek için… Uğrunda kaybedilen bütün değerler… Bir de buna inanç eksikliğini eklediğiniz zaman; seyreyleyin gümbürtüyü…Unutmamak gerekir her uyguladığımız sistem kendi doğru ve yanlışlarını beraberinde getirecektir.Para aynı zamanda güç demektir. Tüm kural dışı yapılanmalar; bu gücü elde etmek için; önce paraya sahip olma çabası içerisindedirler. O nedenle; para  elde etmeye yönelik olan tüm çabalar; onlar için; meşrudur. Bu yöntemler, öldürmeye, yok etmeye, gasp etmeye, çalmaya, el koymaya kadar devam eden; eylemleri içermektedir. Gücü elde etmeye yönelik olan tüm gayretler; onlar için, normal davranışlardır.İşte böyle durumlar; insan genetiğimizi, etkiledi. Kapitalizm, bizi savurdu. Rüzgarın önündeki yaprak gibi, savurdu. Bizi benliğimizden uzaklaştırdı. Tüm insani değerlerimizi bitirdi. Bizi, kendi çarkları arasında, acımasız bir varlığa dönüştürdü. Biz buna engel olamadık. Çünkü, tüm insani  ve islami değerlerimizden uzaklaştırıldık... O, değerlerimize yabancılaştık. Tüm sosyal hayatımızın içerisinde; O, değerlerimizle yaşamaya çalışan insanımız; yalnızlaştırıldı. Savunmasız bir kaleye dönüştürüldü. Evet savrulduk.., hem de; iyi savrulduk...Yaşanan onca olay göstermektedir ki; Biz toplum olarak senelerdir uygulanan ekonomik politikalardan çok yıprandık. O politikaların yan ürünleri bizi perişan etti. Gelir düzeyindeki dengesizlikler bunu körükledi. Ailemiz ve sokağımız Vahşi kapitalizmin ve kardeşi menfaatçiliğin baskılarına dayanamadı. Onların yan ürünlerine hazırlıklı değildi. Biz kendi geleneğimizden gelen yardımseverlik, paylaşmacılık, fakiri kollama, hırsızlık yapmama, devlet malı çalmama, yetim hakkı yememe gibi asil duyguları yavaş, yavaş sırasıyla uygulamalarımızdan, hayatımızdan kaldırır olduk. Onun yerini acımasız olma, yardımı unutma, Bananecilik, çalma, devlet malını yeme, yetim malı da neymiş gibi kavramlar almaya başladı. Kısacası biz istemesek de uyguladığımız sistem tüm yan ürünleri ile geldi başucumuza yerleşti. Son Kale ve savunma sistemimiz inançlarımıza olan bağlılığımız kaldı.Zaman inançlarımıza ve değer yargılarımıza olan bağlılığımızın ne kadar olduğunu test edecektir. Ya inançlarımıza bağlılığımızla bu sistemin çarpıklıklarını alt edeceğiz, Ya da; Kapitalist ve menfaatçi sistem tüm yan ürünleri ile; birlikte bizi kuşatacak... Teslim olacağız..Böyle bir durumu düşünmek bile; istemiyorum... Kadim medeniyetlerin temsilcisi olan, bizlere; yakışmıyor...
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2019 - Salı

KAPİTALİZMİN SOSYAL HAYATA ETKİLERİ

KAPİTALİZMİN SOSYAL HAYATA ETKİLERİ
Sistem olarak kapitalizmi ekonominizde uygulamaya başladığınız zaman onun getireceği sıkıntılara da hazır olmak gerekir. Öncelikle Millet olarak geleneğinizde, Tarihinizde ve İNANÇ SİSTEMİNİZDE var olan gerçeklerle, kapitalizmin destekçisi olan faiz gerçeğinin ne kadar uyuştuğudur. Böyle bir sistemi hayatınızda uyguladığınız zaman onun tüm yaşama biçimini, kültürünü de almış olmaktasınız.
Son zamanlarda en çok şikayet ettiğimiz israf nasıl oluşmaktadır. Reklam sektörü alabildiğine israfı körüklemektedir. Hele herhangi bir reklamda rol alan insanlara ödenen paraların miktarı dudak uçuklatmaktadır. İnsanlar alabildiğine tüketim yapması için adeta zorlanmaktadırlar. O adamlara ödenen paranın bile kendi ceplerinden çıktığını fark etmeyen insanların olması ise ne acıdır. Çağımızın hastalığı tüketim çılgınlığıdır. Gelir düzeyi yetersiz olan insanlar banka reklamları ile kendilerine sunulan faizli kredilerle ikinci defa yıkılmaktadır. Öyle bir sistemdir ki; çocuklarınıza bile neyin alınacağı seyrettirdikleri çizgi filmlerle empoze edilmektedir. Çizgi filmi seyreden bir çocuk kendisine ezberlettirilen çizgi kahramanı almak için dışarıya kendini atmaktadır. Bunun gibi yüzlerce örnekle bu desteklenebilir.
Bir de bu olumsuzlukların bireylere nasıl yansıdığına bakmak lazım. Çocuğunun istediği şeyleri alamayan bir baba, sürekli reklam baskısı ile çocuklara şunu al, bunu al diye yönlendirmeye çalışan tüketim teşviki. Her gün bu saldırılarla karşı karşıya kalan Aileler, eşler, çocuklar… İşte travma buna denir. Arkasından gelen çaresizlik.Akabinde tartışmalar, kavgalar, geçimsizlikler… kısacası şiddet, şiddet, şiddet.
Başka bir açıdan baktığımız zaman parayı elde etmek adına yapılan tüm sahtekarlıklar, dolandırmalar, çalmalar, soymalar, soygunlar, hırsızlıklar… Hangi birini sayayım. Elbette bunların hepsi suçtur. Ortada yüzlerce kadar gerçek suça iten sebepler vardır. İşte insan psikolojisinin Vahşi kapitalizmin elinde düştüğü çaresizlikler. Hep ne adına daha fazla para, daha fazla güç, daha fazla tüketim, daha fazla önde olma konumu… kısacası hep daha fazla, daha fazla… ne için para elde etmek, yarar elde etmek için… Uğrunda kaybedilen bütün değerler… Bir de buna inanç eksikliğini eklediğiniz zaman; seyreyleyin gümbürtüyü…
Unutmamak gerekir her uyguladığımız sistem kendi doğru ve yanlışlarını beraberinde getirecektir.

Para aynı zamanda güç demektir. Tüm kural dışı yapılanmalar; bu gücü elde etmek için; önce paraya sahip olma çabası içerisindedirler. O nedenle; para  elde etmeye yönelik olan tüm çabalar; onlar için; meşrudur. Bu yöntemler, öldürmeye, yok etmeye, gasp etmeye, çalmaya, el koymaya kadar devam eden; eylemleri içermektedir. Gücü elde etmeye yönelik olan tüm gayretler; onlar için, normal davranışlardır.

İşte böyle durumlar; insan genetiğimizi, etkiledi. Kapitalizm, bizi savurdu. Rüzgarın önündeki yaprak gibi, savurdu. Bizi benliğimizden uzaklaştırdı. Tüm insani değerlerimizi bitirdi. Bizi, kendi çarkları arasında, acımasız bir varlığa dönüştürdü. Biz buna engel olamadık. Çünkü, tüm insani  ve islami değerlerimizden uzaklaştırıldık... O, değerlerimize yabancılaştık. Tüm sosyal hayatımızın içerisinde; O, değerlerimizle yaşamaya çalışan insanımız; yalnızlaştırıldı. Savunmasız bir kaleye dönüştürüldü. Evet savrulduk.., hem de; iyi savrulduk...
Yaşanan onca olay göstermektedir ki; Biz toplum olarak senelerdir uygulanan ekonomik politikalardan çok yıprandık. O politikaların yan ürünleri bizi perişan etti. Gelir düzeyindeki dengesizlikler bunu körükledi. Ailemiz ve sokağımız Vahşi kapitalizmin ve kardeşi menfaatçiliğin baskılarına dayanamadı. Onların yan ürünlerine hazırlıklı değildi. Biz kendi geleneğimizden gelen yardımseverlik, paylaşmacılık, fakiri kollama, hırsızlık yapmama, devlet malı çalmama, yetim hakkı yememe gibi asil duyguları yavaş, yavaş sırasıyla uygulamalarımızdan, hayatımızdan kaldırır olduk. Onun yerini acımasız olma, yardımı unutma, Bananecilik, çalma, devlet malını yeme, yetim malı da neymiş gibi kavramlar almaya başladı. Kısacası biz istemesek de uyguladığımız sistem tüm yan ürünleri ile geldi başucumuza yerleşti. Son Kale ve savunma sistemimiz inançlarımıza olan bağlılığımız kaldı.
Zaman inançlarımıza ve değer yargılarımıza olan bağlılığımızın ne kadar olduğunu test edecektir. Ya inançlarımıza bağlılığımızla bu sistemin çarpıklıklarını alt edeceğiz, Ya da; Kapitalist ve menfaatçi sistem tüm yan ürünleri ile; birlikte bizi kuşatacak... Teslim olacağız..

Böyle bir durumu düşünmek bile; istemiyorum... Kadim medeniyetlerin temsilcisi olan, bizlere; yakışmıyor...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.