Şeytanın Şerri
Eûzü besmele çekerken “şeytâni’r-racîm” deriz. “Racîm” rahmetten kovulmuş demektir. Hz. Âdem (aleyhisselâm) yaratıldığı zaman Allah Teâlâ, “Âdem’e secde edin” buyurmuştu. Melekler secde ettiler, fakat şeytan etmedi.
Şeytan meleklerin muallimiydi. Devamlı ibadet ediyordu ancak kalbinde haset, kibir vardı. Yüksek ilim sahibi olmasına rağmen kalbinde kibir vardı. Bu kalp hastalıkları onu isyana götürdü. Hz. Âdem’e secde emrini yerine getirmeği için Allah Teâlâ onu huzurdan kovdu. O günden beri Hz. Âdem’e ve âdemoğullarına düşmanlık etmektedir. Bu sebeple Rabbimiz müminleri uyarmış, “O sizin apaçık düşmanınızdır” (Yâsîn 36/60) buyurmuştur.
Su uyur düşman uyumaz. Hz. Âdem ve Hz. Havva (onlara selâm olsun) cennet sefası içinde yaşarken şeytanın vesvesesi yüzünden cennetten oldular. Sefa yurdu cennetten çıkarılıp cefası çok olan dünyaya indirildiler. O günden beri insan dünyada yaşıyor. Şeytan burada da düşmanlığına devam ediyor. Bu yüzden çok dikkatli olmak, onun şerrinden Allah Teâlâ’ya sığınmak ve salih ameller yapmak gerekir.
“Hiç kimsenin elinde bir şey yoktur. Allah Teâlâ dilerse olur, insanın güç yetirip yetirmemesi önemli değildir. Bize düşen, çalışıp neticeyi beklemektir. Ölmeden önce ölmek lazımdır.”
Osman b. Merzûk el-Kureşî (k.s)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.