pendik escort bayan
ak
Orhan ARSLAN
Köşe Yazarı
Orhan ARSLAN
 

BATIDAN DOST OLMAZ

BATIDAN   DOST   OLMAZ              Meşhur tarihçi rahmetli  HALİL  İNALCIK'' Batı İSTANBUL'UN fethini, hiç unutmadı.'' demişti.             Cemil Meriç, bir ömür boyu hayat tarzı olarak benimsediği okumak, araştırmak ve yazmak şeklindeki fikir işçiliği sonucu elde ettiği ilmi ile, Doğu ve Batı medeniyetlerini mukayese etmiştir. Bu mukayeselerinde Batı medeniyetinin olumsuzluklarına dikkat çeken Meriç, Batılılaşma adına yapılan işlerin yanlışlığına dikkat çekerek; "Işık Doğudan Gelir" sözüyle formüle ettiği tezlerini, makalelerinde açıklamıştır.                Bilge Kral Aliya ise;  Batı hakkında şöyle diyor; ''Bunu hiç unutma evlat! Batı, hiç bir zaman uygar olmamıştır. Bugünkü, refahı; devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı göz yaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur!...'' Atilla İlhan; sözde okur, yazar geçinen taifenin; Batını gerçek yüzünü tanımadan Ülkemize, Batılılaşma adına;  kimilerinin, ihanetler getirdiğinden bahseder. Kısacası;  Bir, çok düşünür tarafından, Batı emperyalizminin; yaptığı kötülükleri, yanlışları  anlatan, ifade eden, eserler yazılmıştır. Bazı fikir adamı ve düşünce insanları; Bu konuda  hep bizi uyarmıştır. Tek dişi kalmış canavar, tanımlaması; akıllarımızdan çıkmaz...             EVET,  İşte  HOLLANDA' nın son günlerde ortaya koyduğu tavır; özüne uygun bir tavırdır. ALMANYA, aynı şekilde; Müslüman bir ülkeye karşı, nasıl tavır alınacağını açıkça; ortaya koymuştur             Unutmayınız, Bosna'da sırp vahşeti; Hollandalı askerlerin kontrolünde olan bir  bölge de; katliama dönüşmüştür. Yani, sırpların katliamına göz yummuşlardır.              Dünya tarihinin bilinen zamanları, şu gerçeği ortaya koymaktadır. Batı diye tanımladığımız, Avrupa toprakları; hep kan ve gözyaşı ile anılan topraklardır. Kendi aralarındaki amansız savaşları bir kenara bırakacak olursak; keşfettiği, yeni sömürgelerde; aradığı, taze ve bakir topraklarda; hep ölüm ekmiştir. Gözyaşı ve kandan başka miras bırakmamıştır. Her geçtiği yeri rahatlıkla bulabilirsiniz. İzlerini ortada bırakmışlardır.  Özel bir gayret harcamanıza gerek yoktur. Döktüğü kanı, yaptığı vahşeti takip ederek...  izlerini bulabilirsiniz.                Sömürmek istedikleri  yerlerdeki insanların kazancı, yer  altı ve yer üstü zenginlikleri; hep iştahını kabartmıştır. Asırlardan beri, tek amaçları vardır. Bedavadan kazanmak. Emek sarf etmeden, dünya nimetlerini tüketmek. Yahut, az bir emekle; çalışan  tüm insanların, kazançlarını ellerinden almak ve onları dolaylı, ya da direkt köleleştirmektir. İki cümle ile; Batının asıl amacı, izah edilmiş sayılır. Bu nedenle; kapitalizm siteminin yayılması, yaşanabilir olması için; çaba sarf etmektedir.                Avrupa tarihinin değişik zamanları, hep bu örneklerle doludur. İnsanları esir almak, onların emeklerini çalmak, onları köleleştirerek; her türlü çalışmalarından yararlanmak, birinci hedefleridir. Bu amaçla; asırlarca kendi topraklarının, dışındaki yerlere seferler düzenlemişlerdir. Bu amaç için; yapmayacakları zulüm, yapmayacakları işkence yoktur. Dünyanın her tarafında; bunu örneklerini yaşatmışlardır. Gerekirse; haksız şekilde elde ettikleri, güç ve parayı kullanarak; savaş dahil her türlü seçeneği, hayata geçirmekten çekinmemişlerdir.               Bütün bunları yaparken; kendilerinin dışındaki, DÜNYA' YA, kendilerini masum, çalışkan, ilerlemeyi hakkıyla elde etmiş, sadece emeğinin karşılığını almış; bir devletler topluluğu olarak, tanıtmaya devam etmektedirler.              Asla gerçekler, böyle değildir. Batı, her zaman acımasız, insanı köleleştirmekten  zevk duyan, emek sarf etmeden; Dünyanın her türlü nimetinden yararlanmayı, kendisine hedef olarak koymuş, bir yapıdır. Bunu elde etmek için; yapmayacağı canavarlık yoktur. Hala da; bunu yapmaya devam etmektedir.             Bugün, tüm Afrika Kıtası, onların sömürgeleridir. Adamları şah damarlarından yakalamışlardır. O nedenle; kimi zaman, Avrupa devletlerinin çıkar savaşına; gariban Afrika ülkeleri kurban edilmektedir. Dünyanın gözü önünde; birbirlerini yok etmelerini; keyifle seyretmektedirler. Oradan kaçan, Batıya sığınmak isteyen, tüm insanları; Avrupa'da çok ucuz fiyatlara çalıştırmaktadırlar. Üstelik onlara, hiç bir sosyal yardım yapmadan, emekli pirimi yatırmadan, sigorta işleri olmadan... Düşünsenize; bir işveren için; karın tokluğuna çalışan, hiç bir hak iddia etmeyen; dolaylı kölelerden daha kıymetli, iş gücü var mıdır? İşte, Kapitalizm, onun için, geçerliliğini korumalıdır. Avrupa ve Batı dünyası buna dayanarak; tüm insanlığı sömürmeye ve köleleştirmeye devam etmelidir.            Bütün bunları yaparken; kendilerini Dünya devletlerine nasıl tanıtmaktadırlar. Buna bakalım. Gayet medeni, her türlü Dünya nimetinin donatıldığı alanlarda hayatını yaşayan; çalışkan! hep üreten, her alanda zirve yapmış bir topluluk!!! Aslı,hiç bir zaman öyle değildir. Enflasyon oranları düşüktür. Çünkü, sömürdükleri ülkelerden gelen kaymak karlarla; o,  açığı kapatmaktadırlar. Gelirleri yüksek gibi gözükmektedir. Doğrudur, ancak; o gelirleri çalışarak değil, çalarak elde etmektedirler. Bugün BATIDA hangi ülkede olursa olsun; diğer ülkelerden gelen, hem beden gücü ile, hem akıl ve ilim gücü ile; bağlı bulunduğu, Devlete;  kölelik yapan, milyonlar vardır. Uluslar arası örgütlenmelerle; gelişmekte olan ve geri  kalmış ülkelerin; kendilerine kafa tutmalarının da önüne geçmiş, gibi gözükmektedirler. Bunu askeri ve siyasi alanda sağlamışlardır. Bu alandaki tüm yapılar, kontrolleri altındadır. Ekonomik alanda; gözükmeyen mali savaş biçimi ile;  Dünyada parayı yönlendirmektedirler. Kısacası; para değerlerinin kontrolü, altın piyasasının kontrolü, bilim ve tekniğin kontrolü; kendi denetimleri altında, olsun isterler. Bunun için; gerekirse; çok acımasız davranarak; Devletleri iflas ettirebilirler. Çünkü, Dünyanın güvenilir bankaları, kendi    denetimlerinin altındadır.        O nedenle; BM  toplantılarında, gündeme oturtulan  DÜNYA  BEŞTEN  BÜYÜKTÜR, sloganı önemli bir gelişmedir. Kendi vatanlarını gerçekten seven ve düşünen, Devlet yöneticilerine ciddi bir uyarı olma özelliğini taşımaktadır. Köleleşmeyin, sizin sırtınızdan para kazanan insanları görün, emperyalizmin asıl hedefini anlayın, mesajlarını taşımaktadır.         Umarım, ilmi alanda; onların yardımlarıma muhtaç gibi gözüken, üniversitelerimiz de; bu kıskaçtan bir an önce kurtulurlar. Kendi bağımsız, özgün çalışma ortamlarına kavuşurlar. Siyaset alanında, onların tesiri altında kalan taraflar da; gerçekleri görürler.          Bugün 12  mart, bir muhturanın yıl dönümü... Batılı devletlerin, vesayeti desteklemeleri alışkanlıkları da; umarım son bulur. Vatansever neslimiz, bu gerçekleri de, görür. Batı kaynaklı, Ülkemizi karıştırmaya yönelik, tüm çalışmların önünde; set gibi durur.            Dışarıdan bakan, insanlar; Batı medeniyetine hayran olsun diye; tüm reklam metotlarını kullanırlar. O insanların BATI hayranı olarak yetişmesi bile; onlar için, bir kazanımdır. O nedenle; kendilerinin dışındaki ülkelerin; yetişmekte olan nesillerini, kendilerine hayran bırakmanın yollarını ararlar. Çizgi filmlerinden, sinema sektörüne; hayat tarzlarından, müzik sektörüne kadar; karşı tarafa üstünlük sağlamak adına; tüm çalışmaları yaparlar.  Kendilerin hayran bıraktırma isteği, öncelikli hedefleridir. Çünkü, bilmektedirler ki; Bir Milleti, sömürmenin birinci yolu; o Milleti bağlı  olduğu tüm değerlerden uzaklaştırmak, gerekir. Tarihi, inancı, bağlı olduğu tüm değerlerini; ellerindeki tüm silahları kullanarak, yıkmak; birinci görevleridir. Artık, devletleri yıkmak, milletleri esir almak için; cephe savaşlarına gerek yoktur. Savaşın her türlüsünü yapma imkanları ve güçleri vardır.             Hatta, kimi zaman fethetmek istedikleri ülkelerin içerisinden de; işbirlikçileri bulmak çok kolaydır. Önceki asırlarda olduğu gibi, kimi zaman para ile, yahut korkutarak; o tür insanları satın almaya gerek yoktur. Ortaya koyduğunuz fikirleri, kendiliğinden kabul eden kimi insanlar; zaten sizin o, ülkedeki gönüllü ajanlarınız, sayılır. Hatta, bu tür insanlar; farkında olarak veya olmayarak, bu işi zevk duyarak, yaparlar. O, uğurda ölebilirler, bile... Şimdi gücü ve parayı elinde bulunduran bu ülkelerin; böyle de, bir avantajları vardır. Gönüllü, kapitalizm veya güç taraftarı olan insanlar...           Sokaklarımıza, gençlerimizin yaşam biçimlerine; Batı kültürünün hakim olmasına izin vermemeliyiz. İşgal, işte o zaman başlar. Sonrası, gelir...           Son yüzyılda; tüm Batı Ülkeleri ortak hareket etmektedirler. Kurulan, hayata geçirilen tüm uluslar arası kuruluşlar; aslında bu amacı taşımaktadırlar. Hedef gördükleri, engel gördükleri, Ülkeleri saf dışı bırakmak, Şu anda; Ülkemiz, başta olmak üzere; İslam dünyası, hedefe konmuştur. Bu coğrafyadaki savaşın, asıl amacının bu olduğunu unutmamak gerekir. Rusya bile; sıcak savaşa girmekten çekinmediğine göre; henüz, savaş sonrası; pastadan dilim alma, meselesi çözümlenmemiş gibi, gözükmektedir...          Aynı zamanda, son bu olaylar; Türkiye, Rusya yakınlaşmasını, engelleme çabalarıdır. Sınırımızda olan işgal ve saldırı olaylarına; kılıf bulma  çabalarıdır.           Türkiye'nin sınır ötesinde başlattığı, başarılı adımların, önünü kesme gayretleridir...           Ey   MÜSLÜMAN  TÜRK oğlu, davran ve düşmanını iyi tanı...           Uyan, ey neslim. Araştır.., oku ve de Batı dünyasının gerçek yüzünü öğren. Bu senin için; Anne sütü kadar önemlidir. Yarın, gelecekte Ülkendeki tüm insanların, özellikle kendi çocuklarının, torunlarının; bir esir ve köle mantığı ile yaşamasını istemiyorsan; bunları öğrenmek zorundasın... Hadi  kolay gelsin...  
Ekleme Tarihi: 12 Mart 2017 - Pazar

BATIDAN DOST OLMAZ

BATIDAN   DOST   OLMAZ
              Meşhur tarihçi rahmetli  HALİL  İNALCIK'' Batı İSTANBUL'UN fethini, hiç unutmadı.'' demişti.
             Cemil Meriç, bir ömür boyu hayat tarzı olarak benimsediği okumak, araştırmak ve yazmak şeklindeki fikir işçiliği sonucu elde ettiği ilmi ile, Doğu ve Batı medeniyetlerini mukayese etmiştir. Bu mukayeselerinde Batı medeniyetinin olumsuzluklarına dikkat çeken Meriç, Batılılaşma adına yapılan işlerin yanlışlığına dikkat çekerek; "Işık Doğudan Gelir" sözüyle formüle ettiği tezlerini, makalelerinde açıklamıştır. 
               Bilge Kral Aliya ise;  Batı hakkında şöyle diyor; ''Bunu hiç unutma evlat! Batı, hiç bir zaman uygar olmamıştır. Bugünkü, refahı; devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı göz yaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur!...'' Atilla İlhan; sözde okur, yazar geçinen taifenin; Batını gerçek yüzünü tanımadan Ülkemize, Batılılaşma adına;  kimilerinin, ihanetler getirdiğinden bahseder. Kısacası;  Bir, çok düşünür tarafından, Batı emperyalizminin; yaptığı kötülükleri, yanlışları  anlatan, ifade eden, eserler yazılmıştır. Bazı fikir adamı ve düşünce insanları; Bu konuda  hep bizi uyarmıştır. Tek dişi kalmış canavar, tanımlaması; akıllarımızdan çıkmaz...
             EVET,  İşte  HOLLANDA' nın son günlerde ortaya koyduğu tavır; özüne uygun bir tavırdır. ALMANYA, aynı şekilde; Müslüman bir ülkeye karşı, nasıl tavır alınacağını açıkça; ortaya koymuştur
             Unutmayınız, Bosna'da sırp vahşeti; Hollandalı askerlerin kontrolünde olan bir  bölge de; katliama dönüşmüştür. Yani, sırpların katliamına göz yummuşlardır.
              Dünya tarihinin bilinen zamanları, şu gerçeği ortaya koymaktadır. Batı diye tanımladığımız, Avrupa toprakları; hep kan ve gözyaşı ile anılan topraklardır. Kendi aralarındaki amansız savaşları bir kenara bırakacak olursak; keşfettiği, yeni sömürgelerde; aradığı, taze ve bakir topraklarda; hep ölüm ekmiştir. Gözyaşı ve kandan başka miras bırakmamıştır. Her geçtiği yeri rahatlıkla bulabilirsiniz. İzlerini ortada bırakmışlardır.  Özel bir gayret harcamanıza gerek yoktur. Döktüğü kanı, yaptığı vahşeti takip ederek...  izlerini bulabilirsiniz.   
             Sömürmek istedikleri  yerlerdeki insanların kazancı, yer  altı ve yer üstü zenginlikleri; hep iştahını kabartmıştır. Asırlardan beri, tek amaçları vardır. Bedavadan kazanmak. Emek sarf etmeden, dünya nimetlerini tüketmek. Yahut, az bir emekle; çalışan  tüm insanların, kazançlarını ellerinden almak ve onları dolaylı, ya da direkt köleleştirmektir. İki cümle ile; Batının asıl amacı, izah edilmiş sayılır. Bu nedenle; kapitalizm siteminin yayılması, yaşanabilir olması için; çaba sarf etmektedir.
                Avrupa tarihinin değişik zamanları, hep bu örneklerle doludur. İnsanları esir almak, onların emeklerini çalmak, onları köleleştirerek; her türlü çalışmalarından yararlanmak, birinci hedefleridir. Bu amaçla; asırlarca kendi topraklarının, dışındaki yerlere seferler düzenlemişlerdir. Bu amaç için; yapmayacakları zulüm, yapmayacakları işkence yoktur. Dünyanın her tarafında; bunu örneklerini yaşatmışlardır. Gerekirse; haksız şekilde elde ettikleri, güç ve parayı kullanarak; savaş dahil her türlü seçeneği, hayata geçirmekten çekinmemişlerdir.
               Bütün bunları yaparken; kendilerinin dışındaki, DÜNYA' YA, kendilerini masum, çalışkan, ilerlemeyi hakkıyla elde etmiş, sadece emeğinin karşılığını almış; bir devletler topluluğu olarak, tanıtmaya devam etmektedirler.
              Asla gerçekler, böyle değildir. Batı, her zaman acımasız, insanı köleleştirmekten  zevk duyan, emek sarf etmeden; Dünyanın her türlü nimetinden yararlanmayı, kendisine hedef olarak koymuş, bir yapıdır. Bunu elde etmek için; yapmayacağı canavarlık yoktur. Hala da; bunu yapmaya devam etmektedir.
             Bugün, tüm Afrika Kıtası, onların sömürgeleridir. Adamları şah damarlarından yakalamışlardır. O nedenle; kimi zaman, Avrupa devletlerinin çıkar savaşına; gariban Afrika ülkeleri kurban edilmektedir. Dünyanın gözü önünde; birbirlerini yok etmelerini; keyifle seyretmektedirler. Oradan kaçan, Batıya sığınmak isteyen, tüm insanları; Avrupa'da çok ucuz fiyatlara çalıştırmaktadırlar. Üstelik onlara, hiç bir sosyal yardım yapmadan, emekli pirimi yatırmadan, sigorta işleri olmadan... Düşünsenize; bir işveren için; karın tokluğuna çalışan, hiç bir hak iddia etmeyen; dolaylı kölelerden daha kıymetli, iş gücü var mıdır? İşte, Kapitalizm, onun için, geçerliliğini korumalıdır. Avrupa ve Batı dünyası buna dayanarak; tüm insanlığı sömürmeye ve köleleştirmeye devam etmelidir.
            Bütün bunları yaparken; kendilerini Dünya devletlerine nasıl tanıtmaktadırlar. Buna bakalım. Gayet medeni, her türlü Dünya nimetinin donatıldığı alanlarda hayatını yaşayan; çalışkan! hep üreten, her alanda zirve yapmış bir topluluk!!! Aslı,hiç bir zaman öyle değildir. Enflasyon oranları düşüktür. Çünkü, sömürdükleri ülkelerden gelen kaymak karlarla; o,  açığı kapatmaktadırlar. Gelirleri yüksek gibi gözükmektedir. Doğrudur, ancak; o gelirleri çalışarak değil, çalarak elde etmektedirler. Bugün BATIDA hangi ülkede olursa olsun; diğer ülkelerden gelen, hem beden gücü ile, hem akıl ve ilim gücü ile; bağlı bulunduğu, Devlete;  kölelik yapan, milyonlar vardır. Uluslar arası örgütlenmelerle; gelişmekte olan ve geri  kalmış ülkelerin; kendilerine kafa tutmalarının da önüne geçmiş, gibi gözükmektedirler. Bunu askeri ve siyasi alanda sağlamışlardır. Bu alandaki tüm yapılar, kontrolleri altındadır. Ekonomik alanda; gözükmeyen mali savaş biçimi ile;  Dünyada parayı yönlendirmektedirler. Kısacası; para değerlerinin kontrolü, altın piyasasının kontrolü, bilim ve tekniğin kontrolü; kendi denetimleri altında, olsun isterler. Bunun için; gerekirse; çok acımasız davranarak; Devletleri iflas ettirebilirler. Çünkü, Dünyanın güvenilir bankaları, kendi    denetimlerinin altındadır.
        O nedenle; BM  toplantılarında, gündeme oturtulan  DÜNYA  BEŞTEN  BÜYÜKTÜR, sloganı önemli bir gelişmedir. Kendi vatanlarını gerçekten seven ve düşünen, Devlet yöneticilerine ciddi bir uyarı olma özelliğini taşımaktadır. Köleleşmeyin, sizin sırtınızdan para kazanan insanları görün, emperyalizmin asıl hedefini anlayın, mesajlarını taşımaktadır.
         Umarım, ilmi alanda; onların yardımlarıma muhtaç gibi gözüken, üniversitelerimiz de; bu kıskaçtan bir an önce kurtulurlar. Kendi bağımsız, özgün çalışma ortamlarına kavuşurlar. Siyaset alanında, onların tesiri altında kalan taraflar da; gerçekleri görürler.
          Bugün 12  mart, bir muhturanın yıl dönümü... Batılı devletlerin, vesayeti desteklemeleri alışkanlıkları da; umarım son bulur. Vatansever neslimiz, bu gerçekleri de, görür. Batı kaynaklı, Ülkemizi karıştırmaya yönelik, tüm çalışmların önünde; set gibi durur. 
           Dışarıdan bakan, insanlar; Batı medeniyetine hayran olsun diye; tüm reklam metotlarını kullanırlar. O insanların BATI hayranı olarak yetişmesi bile; onlar için, bir kazanımdır. O nedenle; kendilerinin dışındaki ülkelerin; yetişmekte olan nesillerini, kendilerine hayran bırakmanın yollarını ararlar. Çizgi filmlerinden, sinema sektörüne; hayat tarzlarından, müzik sektörüne kadar; karşı tarafa üstünlük sağlamak adına; tüm çalışmaları yaparlar.  Kendilerin hayran bıraktırma isteği, öncelikli hedefleridir. Çünkü, bilmektedirler ki; Bir Milleti, sömürmenin birinci yolu; o Milleti bağlı  olduğu tüm değerlerden uzaklaştırmak, gerekir. Tarihi, inancı, bağlı olduğu tüm değerlerini; ellerindeki tüm silahları kullanarak, yıkmak; birinci görevleridir. Artık, devletleri yıkmak, milletleri esir almak için; cephe savaşlarına gerek yoktur. Savaşın her türlüsünü yapma imkanları ve güçleri vardır. 
            Hatta, kimi zaman fethetmek istedikleri ülkelerin içerisinden de; işbirlikçileri bulmak çok kolaydır. Önceki asırlarda olduğu gibi, kimi zaman para ile, yahut korkutarak; o tür insanları satın almaya gerek yoktur. Ortaya koyduğunuz fikirleri, kendiliğinden kabul eden kimi insanlar; zaten sizin o, ülkedeki gönüllü ajanlarınız, sayılır. Hatta, bu tür insanlar; farkında olarak veya olmayarak, bu işi zevk duyarak, yaparlar. O, uğurda ölebilirler, bile... Şimdi gücü ve parayı elinde bulunduran bu ülkelerin; böyle de, bir avantajları vardır. Gönüllü, kapitalizm veya güç taraftarı olan insanlar...
           Sokaklarımıza, gençlerimizin yaşam biçimlerine; Batı kültürünün hakim olmasına izin vermemeliyiz. İşgal, işte o zaman başlar. Sonrası, gelir...
           Son yüzyılda; tüm Batı Ülkeleri ortak hareket etmektedirler. Kurulan, hayata geçirilen tüm uluslar arası kuruluşlar; aslında bu amacı taşımaktadırlar. Hedef gördükleri, engel gördükleri, Ülkeleri saf dışı bırakmak, Şu anda; Ülkemiz, başta olmak üzere; İslam dünyası, hedefe konmuştur. Bu coğrafyadaki savaşın, asıl amacının bu olduğunu unutmamak gerekir. Rusya bile; sıcak savaşa girmekten çekinmediğine göre; henüz, savaş sonrası; pastadan dilim alma, meselesi çözümlenmemiş gibi, gözükmektedir...
          Aynı zamanda, son bu olaylar; Türkiye, Rusya yakınlaşmasını, engelleme çabalarıdır. Sınırımızda olan işgal ve saldırı olaylarına; kılıf bulma  çabalarıdır.
           Türkiye'nin sınır ötesinde başlattığı, başarılı adımların, önünü kesme gayretleridir...
           Ey   MÜSLÜMAN  TÜRK oğlu, davran ve düşmanını iyi tanı...
           Uyan, ey neslim. Araştır.., oku ve de Batı dünyasının gerçek yüzünü öğren. Bu senin için; Anne sütü kadar önemlidir. Yarın, gelecekte Ülkendeki tüm insanların, özellikle kendi çocuklarının, torunlarının; bir esir ve köle mantığı ile yaşamasını istemiyorsan; bunları öğrenmek zorundasın... Hadi  kolay gelsin...
 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.