pendik escort bayan
ak
Talha GURBETÇİ
Köşe Yazarı
Talha GURBETÇİ
 

AHH AMASYA AHHH

    AH      AMASYA     AHHH    Çocukluğumuzun ilk yıllarının geçtiği şehir. Benim hayatımda; öneminin bir hayli fazla olduğuna inandığım; hatıralarla doludur. İlk defa Kuranın harflerini ve okumasını orada öğrendim. Sene takriben, 1960 Yeşil Irmak kenarında; adının Mehmet olduğunu hatırladığım, bana Kuran öğreten hocam.  Yaşıyorsa; Allah uzun ve hayırlı ömürler versin. Eğer, vefat etmiş ise; Allah mekanını CENNET  etsin...    İlk manevi gıdamızı alıyoruz. Elif üstün,e.., Elif esre,i, elif ötre, ü... Hala kulaklarımda çınlayan bu seslere; Yeşil Irmağın uğultulu sesi eşlik ediyor. Bu hecelemelerin arkasından; KURAN okumaya başlıyoruz.  Her telaffuz edilen Kuran harfinde; Amasya, bana bir şeyler anlatıyordu. Bunu hissediyordum. Dedim ya; sene 1960 ...  Annem ve Babam, tarif edilemez duygularla yüzüme bakıyor. Bana kendilerine göre; hediyeler alıyorlardı. Sevinçleri her hallerinden belliydi. Hiç unutamadığım bir olaydı; Annemin, her Kuran okuma dersinden sonra; Beni sırtına alarak taşıdığını... Bak Oğlum, diyordu; Kolunu gösteriyordu. Bu kol, Köyde Kuran okumaya çalıştığımız çocukluk yıllarımızda; Köye Jandarma geliyor diye; kaçmaya çalıştığımız, Kuran kursundan kaçarken kırıldı. O nedenle; Her zaman başka türlü bir acı vererek; ağrıyor, derdi. Ölene dek; o, kolun acısını hep hissetti. O nedenle; ben Kuran okumaktan geldiğim zaman; Evin havası, bir başka oluyordu.    İlkokula burada başladım. Latin harfleri ile; burada tanıştım. KURAN okumayı bildiğim için; çok fazla zorlanmamıştım. Bildiğim ve hatırladığım; ilk aylarda okula kayıtsız olarak gitmemdir. Yaşım küçük olduğu için; okula sonradan kayıt yaptılar. Yıldırım Beyazıt  İlkokulu...  Ayşe Hanım, ilk öğretmenimdi.  Yaşıyorsa Allah razı olsun... Vefat etmiş ise;    Allah rahmet eylesin....    Hemen şehir stadının yanında; İstasyon mahallesi içerisinde idi. İsmi çok dikkat çekici gelmişti. Osmanlı hanedanının; görkemli sultanı ile orada tanışmış olduk. O zaman; hepsi, hepsi; AMASYA şehrinde; hafızam beni yanıltmıyorsa; üç adet ilkokul vardı. Nereden biliyorsunuz? derseniz. Bir bayram resmi geçidinde; saymıştım.    Çocukluğumun ilk yıllarında YILDIRIM BEYAZID külliyesi ile; hem hal olma mutluluğunu yaşamıştım. Camiinin hemen yanında bir kütüphanesi mevcuttu. Ciğerlerimize, ilk kitap kokusu o, zaman sindi. O tat, o mana; hep içerimizde var olarak, hafızalarımızda   yer etmiştir. Defalarca ziyaret ettiğim, bu eser; beni hep alır, bir yerlere götürür.    Tarihi eserleri yaşamak gerekir. İlerleyen senelerde; Külliyeyi ziyaret ettiğim zaman; Bu camiye girdiğimde, dışarıda gördüğüm; bugünün Amasya' sını (o da çok güzel ama) tamamen bir kenara bırakarak; bulunduğum mekanı 15-16. Asırda canlandırmaya çalıştım. insanların yaşam tarzını, zamanın sosyal hayatını düşündüm. Şimdi tekrar düşünüyorum da; günümüzün farklı alanlardaki, gelişmişliğine rağmen; ben gerçekten o yıllarda yaşamak isterdim...    Şehrin geçmişine damga vurmuş; onlarca, konaklar... tarihi evler... hanlar... çeşmeler... Bir de; Ferhat'ın deldiği söylenen; dağlar... İşte, bu manzara karşısında;  O eski  hazzı, yaşama isteğim, kabarır.    Bu kadim şehir; aynı zamanda, şehzadeler şehri olarak, bilinmektedir. Gönül isterdi ki; Bu şehir, Kaya Kral mezarları ile değil, İkinci Beyazıd Külliyesi ile anılsın. Amasya ilinde mevcut olan,  muhteşem bir  külliyedir, Amasya valisi şehzade Ahmed gözetiminde, 1482-1486 yılları arasında, babası 2. Beyazıd adına yaptırılmıştır. Cami, medrese, imaret, şadırvan ve çeşmeden meydana gelmektedir. Caminin mimarı Şemseddin Ahmet'dir,  iki büyük kubbe ile örtülü olan caminin mihrap, minber ve taç kapısı beyaz mermerden özenli bir biçimde yapılmıştır. eser, Osmanlı mimarisinin tipik örneklerinden biridir.    Böyle bir muhteşem eserle, çocukluk yıllarında tanışmış olmak; herhalde, herkesi derinden etkiler. İçerisinde; bulunan külliyeden, yararlanma şansınız da var ise;  bu etkilenme daha da artacaktır. Öncelikle bendeki, Osmanlı sevgisinin; temelinin atıldığı yer olarak, hep aklımda kalmıştır. Eeee, eğer bir de, Sivaslı iseniz; ilerleyen yıllarınızda, Gelişen çocukluğunuza, akıl ve irfanınıza; Selçuklu şehri kültürü etki etmeye başlamış ise; Tarih şuurunuza ve hissiyatınıza, anlatılamayacak katkılar sağlanmış olmaktadır.    Şehzadeler şehrinden; Selçukluların Dünya' ya önemli eserler bıraktığı Sivas, şehrinde yaşamaya devam etmeniz; temeli oluşmuş olan; Tarih kültürünüzün coşması, artması anlamına gelir.    Çocukluğumuzun, ilk yıllarının geçtiği, Kadim şehir AMASYA' yı bir hatırlayalım, dedik. Manevi etkinliğini, her zaman üzerimizde taşıdığımız, bu şehre; bir teşekkür, ifadesi olarak; kaleme alayım, istedim.    Yıllar ve de yıllar; geçip, gidiyor. Önemli olan; o geçen yılların hayatınızda; bıraktığı, temel izlerdir. Amasya şehri, benim hayatımda; izleri kolay, kolay silinmeyecek hatıralarla doludur. Her insanın; Beş, altı, yedi yaş içerisinde; yaşadığı tüm olaylar, ömrünün sonuna kadar, tazeliğini korurmuş. Bu işin ilmi tarafı ile; ilgilenenler, öyle diyor.    Selam sana kadim Şehir   AMASYA.., Selam sana Kadim şehir   SİVAS... Benim hayatımın, tarih kültürünün oluşmasına katkılarınızdan dolayı; sonsuz teşekkürler. Tarih kültürü; öyle kitaplarda okumakla, elde edilmez. Bizzat yaşamak gerekir...  O mekanları teneffüs etmek gerekir... Hayallerinizi, rüyalarınızı süslemesi gerekir... 
Ekleme Tarihi: 30 Eylül 2015 - Çarşamba

AHH AMASYA AHHH

    AH      AMASYA     AHHH
    Çocukluğumuzun ilk yıllarının geçtiği şehir. Benim hayatımda; öneminin bir hayli fazla olduğuna inandığım; hatıralarla doludur. İlk defa Kuranın harflerini ve okumasını orada öğrendim. Sene takriben, 1960 Yeşil Irmak kenarında; adının Mehmet olduğunu hatırladığım, bana Kuran öğreten hocam.  Yaşıyorsa; Allah uzun ve hayırlı ömürler versin. Eğer, vefat etmiş ise; Allah mekanını CENNET  etsin...
    İlk manevi gıdamızı alıyoruz. Elif üstün,e.., Elif esre,i, elif ötre, ü... Hala kulaklarımda çınlayan bu seslere; Yeşil Irmağın uğultulu sesi eşlik ediyor. Bu hecelemelerin arkasından; KURAN okumaya başlıyoruz.  Her telaffuz edilen Kuran harfinde; Amasya, bana bir şeyler anlatıyordu. Bunu hissediyordum. Dedim ya; sene 1960 ...  Annem ve Babam, tarif edilemez duygularla yüzüme bakıyor. Bana kendilerine göre; hediyeler alıyorlardı. Sevinçleri her hallerinden belliydi. Hiç unutamadığım bir olaydı; Annemin, her Kuran okuma dersinden sonra; Beni sırtına alarak taşıdığını... Bak Oğlum, diyordu; Kolunu gösteriyordu. Bu kol, Köyde Kuran okumaya çalıştığımız çocukluk yıllarımızda; Köye Jandarma geliyor diye; kaçmaya çalıştığımız, Kuran kursundan kaçarken kırıldı. O nedenle; Her zaman başka türlü bir acı vererek; ağrıyor, derdi. Ölene dek; o, kolun acısını hep hissetti. O nedenle; ben Kuran okumaktan geldiğim zaman; Evin havası, bir başka oluyordu.
    İlkokula burada başladım. Latin harfleri ile; burada tanıştım. KURAN okumayı bildiğim için; çok fazla zorlanmamıştım. Bildiğim ve hatırladığım; ilk aylarda okula kayıtsız olarak gitmemdir. Yaşım küçük olduğu için; okula sonradan kayıt yaptılar. Yıldırım Beyazıt  İlkokulu...  Ayşe Hanım, ilk öğretmenimdi.  Yaşıyorsa Allah razı olsun... Vefat etmiş ise;    Allah rahmet eylesin....
    Hemen şehir stadının yanında; İstasyon mahallesi içerisinde idi. İsmi çok dikkat çekici gelmişti. Osmanlı hanedanının; görkemli sultanı ile orada tanışmış olduk. O zaman; hepsi, hepsi; AMASYA şehrinde; hafızam beni yanıltmıyorsa; üç adet ilkokul vardı. Nereden biliyorsunuz? derseniz. Bir bayram resmi geçidinde; saymıştım.
    Çocukluğumun ilk yıllarında YILDIRIM BEYAZID külliyesi ile; hem hal olma mutluluğunu yaşamıştım. Camiinin hemen yanında bir kütüphanesi mevcuttu. Ciğerlerimize, ilk kitap kokusu o, zaman sindi. O tat, o mana; hep içerimizde var olarak, hafızalarımızda   yer etmiştir. Defalarca ziyaret ettiğim, bu eser; beni hep alır, bir yerlere götürür.
    Tarihi eserleri yaşamak gerekir. İlerleyen senelerde; Külliyeyi ziyaret ettiğim zaman; Bu camiye girdiğimde, dışarıda gördüğüm; bugünün Amasya' sını (o da çok güzel ama) tamamen bir kenara bırakarak; bulunduğum mekanı 15-16. Asırda canlandırmaya çalıştım. insanların yaşam tarzını, zamanın sosyal hayatını düşündüm. Şimdi tekrar düşünüyorum da; günümüzün farklı alanlardaki, gelişmişliğine rağmen; ben gerçekten o yıllarda yaşamak isterdim...    Şehrin geçmişine damga vurmuş; onlarca, konaklar... tarihi evler... hanlar... çeşmeler... Bir de; Ferhat'ın deldiği söylenen; dağlar... İşte, bu manzara karşısında;  O eski  hazzı, yaşama isteğim, kabarır.
    Bu kadim şehir; aynı zamanda, şehzadeler şehri olarak, bilinmektedir. Gönül isterdi ki; Bu şehir, Kaya Kral mezarları ile değil, İkinci Beyazıd Külliyesi ile anılsın. Amasya ilinde mevcut olan,  muhteşem bir  külliyedir, Amasya valisi şehzade Ahmed gözetiminde, 1482-1486 yılları arasında, babası 2. Beyazıd adına yaptırılmıştır. Cami, medrese, imaret, şadırvan ve çeşmeden meydana gelmektedir. Caminin mimarı Şemseddin Ahmet'dir,  iki büyük kubbe ile örtülü olan caminin mihrap, minber ve taç kapısı beyaz mermerden özenli bir biçimde yapılmıştır. eser, Osmanlı mimarisinin tipik örneklerinden biridir.
    Böyle bir muhteşem eserle, çocukluk yıllarında tanışmış olmak; herhalde, herkesi derinden etkiler. İçerisinde; bulunan külliyeden, yararlanma şansınız da var ise;  bu etkilenme daha da artacaktır. Öncelikle bendeki, Osmanlı sevgisinin; temelinin atıldığı yer olarak, hep aklımda kalmıştır. Eeee, eğer bir de, Sivaslı iseniz; ilerleyen yıllarınızda, Gelişen çocukluğunuza, akıl ve irfanınıza; Selçuklu şehri kültürü etki etmeye başlamış ise; Tarih şuurunuza ve hissiyatınıza, anlatılamayacak katkılar sağlanmış olmaktadır.
    Şehzadeler şehrinden; Selçukluların Dünya' ya önemli eserler bıraktığı Sivas, şehrinde yaşamaya devam etmeniz; temeli oluşmuş olan; Tarih kültürünüzün coşması, artması anlamına gelir.
    Çocukluğumuzun, ilk yıllarının geçtiği, Kadim şehir AMASYA' yı bir hatırlayalım, dedik. Manevi etkinliğini, her zaman üzerimizde taşıdığımız, bu şehre; bir teşekkür, ifadesi olarak; kaleme alayım, istedim.
    Yıllar ve de yıllar; geçip, gidiyor. Önemli olan; o geçen yılların hayatınızda; bıraktığı, temel izlerdir. Amasya şehri, benim hayatımda; izleri kolay, kolay silinmeyecek hatıralarla doludur. Her insanın; Beş, altı, yedi yaş içerisinde; yaşadığı tüm olaylar, ömrünün sonuna kadar, tazeliğini korurmuş. Bu işin ilmi tarafı ile; ilgilenenler, öyle diyor.
    Selam sana kadim Şehir   AMASYA.., Selam sana Kadim şehir   SİVAS... Benim hayatımın, tarih kültürünün oluşmasına katkılarınızdan dolayı; sonsuz teşekkürler. Tarih kültürü; öyle kitaplarda okumakla, elde edilmez. Bizzat yaşamak gerekir...  O mekanları teneffüs etmek gerekir... Hayallerinizi, rüyalarınızı süslemesi gerekir...

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.