28 ŞUBAT SÜRECİNDE İHL OKULLARI TURNUSOL KAĞIDI GÖREVİNİ YAPIYORDU
Şimdilerde, Sözde, baş örtüsü savunuculuğunun önderliğini yapan bazı arkadaşların; çocuklarını okullarımızdan (İHL) aldıktan sonra; başka okullara nakil yaptırdıklarını, özel okullara kaçırma girişimlerini, çocuklarını bu sayede; İHL lerden soğuttuklarını unutmadık. Hatta iyi k;i bu okullara kapandı, diyecek kadar alçaklık yapanları da, biliyoruz. Orada okuyan öğrencileri aşağılayanları, öğretmenleri, küçümseyenleri... Utanmadan bunu yüzümüze söyleyen kimi insanları da; untmadık. Mahşerde bu olanları Yüce Rabbim herkese gösterecek... YÜZLEŞECEĞİZ...
Allah bütün bu olanları biliyor. O, yıllarda, okulumuzdan mezun olan çocuklarımız, Ancak İlahiyat Fakültelerini kazanıyorlardı, Bu fakültelerin tüm kontenjanı ise; Tüm Fakültelerde toplam; 600 civarına düşürülmüştü. Yani kontenjanlar acaip azaltılmıştı. O günlerde, ÇOCUKLARIMIZIN, çok büyük puanlarla, ilahiyat fakültelerini kazandıklarını gören; bazı, O, tür insanların çocuklarımızla karşılaşınca; alay edercesine İLAHİYAT fakültesini mi? kazandın? diye dudak büktüklerine şahit olduk. Seneler sonra; okulumuzdan kaçırarak götürdükleri çocuklarının, o küçümsedikleri okullara bile, giremediklerini, unutmadık, unutmayacağız... Şimdi ise; çocuklarını biraz da; puanlar düştükten sonra; Kontenjanlar beş binli rakamlarla ifade edildikten sonra, O, küçümsedikleri okullara; KOŞARAK gönderdiklerine şahit oluyoruz... O, SIKINTILI YILLARDA; iLAHİYAT FAKÜLTESİNİ BİLE; KAZANMANIN NE KADAR ZOR OLDUĞUNU, YAŞAYANLAR BİLİR.
Öğrencilerimiz doğal olarak, iki yıllık okullara yönlendirilmişti... Ya da; açık öğretimlere... Başarının yollarını orada aradılar...
Hatta, o yıllarda bazı gazeteler; İHL, lere sahip çıkıyoruz, diye; Yaptıkları yayın politikası ile; bir nevi okuldan kaçışı, teşvik ettiler... İlk sayfalarına büyük başlıklarla İHL' LER BİTTİ, ERİDİ, gibi dikkat çeken başlıklarla, konuya sahip çıkacaklarını sanıyorlardı. Ancak, O, yayın politikaları sayesinde; okuldan öğrenci velileri; çocuklarını kaçırmanın telaşına düştüler... Bize de, Hoca görmüyor musun? Bizim gazeteler; Okulların eridiğini yazıyor diye; tenbihte, açıklamada bulundular... O büyük, büyük laflar yapan, köşe yazarları da; çocuklarını İHL, lerden almaktan çekinmediler... Ya da; O, okullarda hiç öğrencileri yoktu.
Haydi, hep birlikte koşarak, kurtuluş olarak, FETÖ okullarına öğrencileri yönlendirdiler... Böylece, İHL lerin kapanması; Fetö, okullarının önünü açmış oldu. İHL lerde çocuklarını ücretsiz okutan veliler; Fetö, okullarına korkunç paralar ödediler. Öyle ya; adam İHL' den gelen bir öğrenciyi; okulunun bünyesine alıyordu. Veli için; bunun karşılığında bir bedel ödemesi istendi, Veli, de; gayet memnun bir şekilde ödedi. Öyle ya, onlarda istikbal vardı! Doğal olarak, İHL' lerde ya idealist insanların çocukları kaldı, Ya da; garip, gurabanın, fakir, fukaranın çocukları...
Şimdilerde utanmadan, sıkılmadan; Fetö, düşmanlığını yapmaya çalışıyorlar. BÖYLECE Fetö okullarının reklamı yapılmış oldu. Aileler, İHL' lerden çocuklarını alınca; daha muhafazakar gördükleri, bu okullara çocuklarını gönderdiler. Fetö okulları, aldı başını gitti. Maksat hasıl olmuştu...
Peki, İHL lerin kapanmaması için, kimler mücadele etti. Allah biliyor. Ocak sönmesin diye; köylerden toplanan öğrenciler... Bu davaya gerçekten sahip çıkan yürekli insanlar...
İşin en acı tarafı; senelerce İHL, okulları için senelerce mücadele ettiğini, okulların yapılması içi uğraştığını, söyleyen kimi insanlar; hatta kendileri, İHL okullarında görevli oldukları halde; çocuklarını; İHL lerden aldılar. Herkes unutabilir. Rabbim hepsini biliyor... Öyle ya, çocuklarının geleceği için; İHL' lerden kaçırması gerekiyordu. O, kaçan çocukların ne durumlara düştüğünü Allah biliyor... Çocuklarımızın geleceğini; ALLAH bilir, dyemediler. Kurtuluşu; okullardan kaçmakta buldular...
ŞİMDİ İSE; SAHTE kahramanlar gibi; İsimlerinin önündeki sıfatları kullanarak, o faaliyetten, bu faaliyete koşturduklarına şahit oluyoruz... Ellerine tutuşturulan Mikrofonları almak için, koşarak gidiyorlar. Konuşurken Boğazlarındaki damarlar nerede ise; dışarı fırlayacak. O KADAR MİKROFON AŞIKLARIDIR...
İçimizden sormadan edemiyoruz, O, HEVESİN, KOŞTURMACAN, 28 ŞUBAT SÜRECİ GİBİ, ÇETİN BİR ZAMANDA NEREDE İDİ? ORDU GÖREVE MİTİNGLERİNDE Mİ? YOKSA BENİM GELECEĞİME BİR ŞEY OLMASIN DİYE; EVİNİN EN SAKLI KÖŞESİNDE Mİ? Makamım gidecek diye; İnsanların nasıl anlaşılmayan durumlara düştüğüne şahit olduk. Kişilik karmaşası bu olsa gerektir. Sadece merak ediyorum; o, programlara katıldıkları zaman; eski yaptıkları şeyler, akıllarına geliyor mu? Ya da; aynaya baktıkları zaman; O sıkıntılı anlarda yaşadıkları hal ve hareketler; gözlerinin önüne gelip, hiç kendilerini sorguluyorlar mı? Benimkisi de; merak, işte!!!
EY YÜCE RABBİM sen nelere kadirsin... Ben o tür adamların yaptıkları programları duydukça; sadece TİKSİNİYORUM, irkiliyorum... O, Yıllarda, Yeni Şafak gazetesi temsilcisi olduğum için; Gazete aboneliğini iptal edenlerden, değişik sivil toplum örgütlerindeki üyeliklerini iptal edenlere kadar; neler gördü bu gözler neler... Nelere şahit olduk, nelere...
Olsun, şimdi Kahramanlar...!!! Geçit törenleri var, En önde olanlar, tabi ki; İşte, O, adamlar... BAKIN NASIL DA; UYGUN ADIM YÜRÜYORLAR...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.